Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1344 E. 2020/1195 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1344
KARAR NO: 2020/1195
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/10/2020 (Ara Karar)
NUMARASI: 2020/509 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/11/2020
İhtiyati tedbir talebinin reddine yönelik ara kararın davacı/ihtiyati tedbir isteyen vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP: Davacılar vekili; … A.Ş’nin milyonlarca liralık gayrimenkullerinin, fabrika binasının ve üretim araçlarının halen … A.Ş. üzerinde olması ve … AŞ hisselerinin tamamının ise davalı …’ya ait olması sebebiyle davalının … ve … AŞ deki hisselerin 3. şahıslara devrine engel olacak şekilde tedbir konulmasını,şirket borca batık olduğundan davalı yönetim kurulu üyelerinin yükümlülüklerini yerine getirmemeleri sebebiyle T.T.K.’nın 376. maddesi uyarınca iflas bildiriminde bulunulması amacıyla şirkete kayyum atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, H.M.K.’nın 389. maddesi gereğince, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceğinin düzenlendiği, davacılar tarafından İstanbul 11. ATM’nin 2020/268 Esas sayılı dosyasında … A.Ş’nin pay senetlerinin basılarak dağıtılması için kayyum atanması talepli dava açıldığı, … A.Ş’deki hisselerin bu davanın konusu olduğu, eldeki davanın konusu olmadığı, yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı yine …’nın … A.Ş’deki hisselerinin de iş bu dava konusu olmadığı, davanın konusunun şirket yöneticileri hakkında açılan sorumluluk/tazminat davası olduğu gerekçesiyle davalı …’nın … A.Ş ve … A.Ş’deki hisseleri üzerine tedbir konulması taleplerinin reddine, ihtiyati tedbir isteyen tarafça sunulan delillerin yaklaşık ispat seviyesinde bulunmadığı gerekçesiyle şirkete kayyum atanması talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili; davalı …’nın … A.Ş ve … A.Ş. nezdindeki hisselerinin davanın konusu olduğunu,davalının … A.Ş.’nin tüm menkul ve gayrimenkullerini,tek ortağı ve YK başkanı olduğu … A.Ş.’ye aktardığı, bu haliyle … A.Ş’nin borca batık hale geldiği hisselerin 3. kişilere devri sonucunda, … A.Ş’nin uğramış olduğu zararın tazmininin imkansız hale geleceğini, … A.Ş’nin YK üyelerinin usule aykırı eylemlerinin davalı tarafından ikrarı gerçekleşen olgular ile açıkça görülebilir hale geldiğini, YK üyelerinin hukuka aykırı işlemlerinin önüne geçilmesi ve … A.Ş’nin zarara uğratılmasının engellenebilmesi ve TTK’nın 376. maddesi uyarınca yasal yükümlülüklerin yerine getirilebilmesi amacıyla şirkete kayyum atanmasının elzem bir hal aldığını belirterek,ara kararın kaldırılmasına ve tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Elde ki dava; dava dışı … AŞ ye davalılar tarafından verilen zararın tazmini ile şirkete ödenmesine ilişkindir.Davacı iddiaları sabit görüldüğü takdirde hükmolunacak tazminatın dava dışı şirkete ödenmesine karar verilecektir.Davalının her iki şirkette ki hisseleri hakkında hüküm verilmesi söz konusu olmadığından davacılar vekilinin hisselerin dava konusunu teşkil ettiğine yönelik istinaf nedeni değildir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. “şeklindedir. Aynı yasanın 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Anonim Şirketler TTK’nun 365. Maddesi uyarınca Yönetim Kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunurlar. Şirkette organ boşluğu bulunduğu iddiası yoktur. Anonim şirketlerde yönetim kurulunun yönetim yetkisinin mahkemelerce kaldırılacağına veya sınırlandırılacağına ilişkin yasal düzenleme yoktur. Yönetim Kurulunun görevden alınması, seçilmesi TTK’nun 408(2)-b gereği şirketin genel kuruluna tanınmış bir yetkidir.Davacı vekilinin davalı şirkete kayyım atanması isteminin yasal dayanağı bulunmamaktadır. Somut olayda, davalıya ait şirket hisselerinin iş bu davanın konusunu teşkil etmediği açıktır. HMK.nun 389 maddesinin açık hükmü gereği ihtiyati tedbire ancak davalının uyuşmazlık konusu olan mal varlığı değerleri bakımından karar verilebileceği, para alacağı talepli davalarda koşulları varsa İİK hükümlerine göre ihtiyati haciz kararı verilebileceği,somut uyuşmazlıktaki gibi konusu para alacağı olan davalarda ihtiyati tedbir kararı verilmesi imkanı bulunmadığı yargı kararları ile sabittir .Mahkemece HMK 389 maddesi gereği,öncelikli koşul olan,“… ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceği” koşulu yönünden davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmayıp,bu hususa ilişkin ara kararına yönelik ileri sürülen istinaf nedenleri yerinde bulunmamaktadır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.19/11/2020