Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1343 E. 2020/1198 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1343
KARAR NO: 2020/1198
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/01/2020
NUMARASI: 2019/280 Esas-2020/92 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/11/2020
Davanın kabulüne yönelik hükmün davalı tasfiye memuru vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; dava dışı- T… Limited Şirketi’nin çalışanlarından …’nun 14.04.2012 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu maluliyeti nedeniyle kendisine ilk peşin sermaye değerli gelir bağlandığını, geçici iş göremezlik ödeneği ödendiğini, tedavi gideri sarf olunduğunu ve cenaze masrafı yapıldığını, yapılan bu ödemelerden doğan kurum zararının tahsili için Bakırköy 17. İş Mahkemesi’nin 2018/142 Esas sayılı dosyası ile açılan rücu davasında dosyaya İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden gelen şirkete ait sicil dosyasından şirketin tasfiye sürecine girdiğini ve tasfiye tamamlanarak sicil kaydının terkin olduğu bilgisine ulaşıldığını, müvekkili kurumun alacağının tasfiye ve terkinden önce doğduğunu, müvekkili kurumun tasfiyeden önce doğmuş bir alacağı bulunduğundan bu aşamada yapılan terkinin usulsüz olduğunu, müvekkili kurumun davalıdan alacağı bulunması sebebiyle Bakırköy 17. İş Mahkemesi’nin 2018/142 Esas sayılı dosyası ile davalı şirkete karşı ihya davası açmak üzere süre verilmesi nedeniyle bu davayı açtıklarını, Tasfiye Halinde … Ltd. Şti’nin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılara usulüne uygun olarak tebligat yapılmış, ancak cevap dilekçesi sunmamışlardır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işleminin hataya dayanması karşısında gerçek anlamda bir tasfiye işleminden söz edilemeyeceği, hataya veya kasta dayalı, şeklen gerçekleşmiş bir tasfiyenin kaldırılmasının gerek o işlemi gerçekleştirenlerce, gerekse bundan zarar görenlerce istenebilmesinin Borçlar Hukuku’nun temel kurallarından biri olduğu, tüzel kişiliğin yeniden ihyasına gidilerek yargılamanın limited şirket tüzel kişiliğine karşı devamının sağlanması gerektiği,Bakırköy 17. İş Mahkemesi’nin 2018/142 Esas sayılı dosyası, ticaret sicil kaydı ve tüm dosya kapsamına binaen;şirketin yeniden tescilinin gerektiği gerekçesiyle; davanın kabulü ile sicilden terkin edilen İstanbul Ticaret Sicilinin … sicil nolu Tasfiye Halinde … Ltd. Şti’nin TTK nın 547.maddesi gereğince Bakırköy 17. İş Mahkemesi’nin 2018/142 esas sayılı dosyasına özgü olarak ihyasına tasfiye memuru olarak …’in atanmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı tasfiye memuru vekili ; şirketin Ticaret Sicili’nde terkinin yapıldığı yıl mevcut bir borcunun bulunmadığından şirket terkin işlemlerinin usul ve yasaya uygun şekilde yapıldığı ve sonuçlandırıldığı, mevcut döneminde kurum alacağının mevcut olması halinde şirket terkin işleminin yapılamayacağının açık olduğunu, terkin işleminin usulüne aykırı yapıldığı gerekçesiyle verilen hükümde vekalet ücretinin mevcut işlemde yetkisi bulunmayan ve dava açmaya sebebiyet vermeyen davalıya yükletilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; sicilden terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir. TTK’nun 547. maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların ,şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı düzenlenmiştir. Şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir. Dosya arasına celbedilen ticaret sicil kaydının incelenmesinde şirketin 29.12.2016 tarihinde tasfiyesine karar verildiği,4.1.2017 tarihinde tescil,tasfiyesinin sona erdiği 10/12/2018 tarihinde tescil edildiğinden sicil kaydının terkin edildiği, buna göre TTK nun ek geçici 7.maddesine göre yapılan bir terkin olmadığı ,davalının da tasfiye memuru olarak görev yaptığı ,terkinin ticaret sicilince re’sen yapılmadığı anlaşılmaktadır. Tasfiye Halinde … Limited Şirketi’nin Bakırköy 17. İş Mahkemesi’nin 2018/142 Esas sayılı dosyasında davalı olarak bulunduğu ve dosyanın sonlandırılabilmesi için ihya talebinde hukuki yararı bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı tasfiye memuru tasfiye tarihinde şirketin hiç borcu olmadığını ileri sürmekte ise de 2012 yılında meydana gelen iş kazası nedeniyle yapılan kurum tarafından sigortalıya yapılan ödemelerin rücusu istenilmekle tasfiye sırasında borç bulunmadığı savunması da yerinde görülmemiş, borç hukuken doğduğundan tasfiye sonunu kapatan davalı tasfiye memurunun yargı giderinden sorumlu tutulmasında isabetsizlik görülmemiştir. Tüm dosya kapsamından; TTK’nın 547. maddesi gereğince tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu,bu nedenlerle şirketin ihyasına ve tasfiye memuru atanmasına, H.M.K.’nın 326. maddesi gereği aleyhine yargı giderine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf nedenleri yerinde olmadığından başvurusunun esastan reddine HGKnun 2017/11-2924 esas 2018/1935 karar sayılı ve 13.12.2018 tarihli ilamı gereği kesin olarak karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna, başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Hükümden sonra davacı yan tarafından yapılan 49-TL yargı giderinin davalı tasfiye memurundan alınarak davacıya ödenmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 19/11/2020