Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1334 E. 2023/216 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1334
KARAR NO: 2023/216
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2020
NUMARASI: 2018/991 Esas – 2020/295 Karar
DAVA: Haksız Rekabetin Tespiti ve Men’i
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirketin telif hakları ödenmiş eserlerden müzik kütüphanesi hazırlayarak Türkiye’nin ilk kurumsal radyo yayın anlayışını başlattığını, davalının TPE nezdinde “…” markasını kendi adına tescil ettirdiğini ve wwv…com.tr internet sitesinde yer verilen açıklamalarla haksız rekabete neden olduğunu, https://www…com/… adresli sitede verdiği röportajda aynı işi yapan rakiplerinin yanlış ve kalitesiz müzik yayını yaparak müşterilerini ve çalışanlarını rahatsız ettiğini, müşterilerin haklarının hiçe sayıldığını, ucuz ve kalitesiz hizmet verildiğini ve müşterilerine gürültü dinlettiklerini, kendilerinin ise kaliteli yayın yaptıklarını dile getirdiğini, www…com.tr internet sitesinde ise “Türkiye’de doğrudan lisanslama yapan ilk ve tek firma olduğumuzu biliyor muydunuz? …, …, … ve … şirketlerimiz tarafından Dünyada bir çok sanatçıya doğrudan müzik lisanslaması yaparak …, …, …, … gibi 100′ den fazla digital mağazada yer alıyoruz. Sektörde doğrudan lisanslama yapan ilk ve tek firmayız…” ifadelerinin yer aldığını, haricen yapılan araştırmalarda … isimli markanın sahibi olan şirketin unvanının dahi tam olarak tespit edilemediğini, davalının 6-7 plak şirketi sahibiymiş gibi bir intiba oluşturmaya çalıştığını, telif haklarına sadece kendisinin sahip olduğunu beyan ettiğini, lisans anlaşması yapılmış olan müzik eserlerinin bestekar, söz yazarı, aranjör, yorumcu, yapımcıları başka meslek birliklerine üye olsalar dahi müzik eserleri için doğrudan lisans temin etmeye sadece kendilerinin yetkili kılındığının belirtildiğini, davalının hiçbir şekilde sanatçılarla anlaşıp meslek birliklerine alternatif olamayacağını belirterek davalının haksız rekabet teşkil oluşturan fiillerinin tespitine ve men’ine, kararın günlük tirajı 100.000’in üzerinde olan iki gazetede ilan edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacının dosyaya sunduğu evraklarda müvekkilinin davacı firmanın adını ve unvanını hiçbir aşamada telaffuz etmediğini, davacının haklarına halel getirecek bir eylemin söz konusu olmadığını, davacı gibi müvekkili firmanın da telif hakları meslek gruplarında bulunmayan özellikle yurtdışı yabancı eserlerinden telif hakları kendisinde bulunan sanatçılar veya birlikte çalıştıkları müzik dağıtım şirketleri ile anlaşarak yayın haklarının alınması neticesinde kapalı devre müzik yayını yaptığını, yaklaşık olarak bu şekilde faaliyette bulunan 15’e yakın firma bulunduğunu, müvekkiline bugüne kadar herhangi bir dava açılmadığını, rakip firmaların internet siteleri üzerinden kendileri ile ilgili tanıtım reklamı yaptıklarını, müvekkilinin 20 yıldır müzik sektöründe olduğunu, hiçbir aşamada rakip firmaları kötülemediğini, müvekkiline ait 6 adet marka bulunduğunu, …, …, … vb. davalıya ait bu markaların halen faaliyetine devam ettiğini, davacının temel amacının Türkiye Perakendeciler Federasyonu ve buna bağlı 400 adet süpermarket vb. firmanın yer aldığı müşteri alanına müvekkilinin girmesini engellemek olduğunu, dava açarak tensip tutanağının müşterilere gönderildiğini, davalı aleyhine suç duyurusunda bulunduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davalının “Türkiye’de doğrudan lisanslama yapan ilk ve tek firma olduğumuzu biliyor muydunuz?” “çünkü çok kalitesiz ve ucuz hizmetler veriliyor”, “biz çok kaliteli yayın yapıyoruz ve demo yayınlar gerçekleştiriyoruz”, “kendi firmaları üzerinden ilerlerse de çok pahalı olmayacağı”, “sektörde doğrudan lisanslama yapan ilk ve tek firmayız”. “dünyada bir çok sanatçı ile doğrudan lisanslama yapan Türkiye’de ki tek firmayız” beyanlarında bulunmak suretiyle aynı sektördeki diğer firmaların kalitesiz, kendilerinin kaliteli yayın yaptıklarını, kendi firmaları ile hareket edilirse pahalı olmayacağı, Türkiye’de dünyadaki birçok sanatçı ile doğrudan lisanslama yapan tek firma olduklarına yönelik açıklamalarının diğer firmaları gereksiz yere incitici beyanlarla kötülemek fiilini oluşturduğu, davalının kendisine rekabette öne geçirmek şeklindeki fillerde bulunduğu ve bu eylemlerin doğruluğuna yönelik dosyaya delil ibraz etmediği, TTK 55/1-a maddesini açıkça ihlal ettiği gerekçesiyle bu fiillerinin haksız rekabet oluşturduğunun tespitine ve men’ine, kararın ilanına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; mahkemenin kararında hiç bir gerekçeye yer verilmediğini, bilirkişi raporun itirazların değerlendirilmediğini, somut olayda müvekkiline ait beyan ve açıklamaların hakimin kendi bilgi ve tecrübesi ile çözmesinin gerektiğini, müvekkilinin TTK m.55/1-a,1 ve 55/1-a,2 maddelerine aykırı eylemi bulunmadığını, davanın asıl konusunun dijital müzik sektöründe yapılan yayınlar olması ve bilirkişinin teknik bilgisayar ve müzik konusunda uzman olmaması nedeniyle kendileri tarafından sunulan delillerin değerlendirilmesinde yetersiz kaldığını, “Türkiyede doğrudan lisanslama yapan ilk ve tek firma olduğumuzu biliyormuydunuz biz çok kaliteli yayın yapıyoruz ve demo yayınlar gerçekleştiriyoruz, dünyada bir çok sanatçıyla doğrudan lisanslama yapan tek firmayız” ifadelerinin tamamının gerçek olduğunu, bilirkişinin uzman olmaması nedeniyle bu hususları değerlendiremediğini, raporda beyanların gerçek olup olmadığı ile ilgili bir tespit yapılmadığını, ayrıca mahkemenin 16/12/2019 tarihli ara karar uyarınca davacı tarafından sunulan yazılı beyanlarda geçen açıklamalar dışındaki açıklamaların bilirkişi tarafından değerlendirilmeye alınabilmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacı vekilinin dilekçesinde belirttiği hususların bilirkişi raporunda yer almadığını, bu dilekçede “Türkiyede doğrudan lisanslama yapan ilk ve tek firma olduğumuzu biliyormuydunuz, sektörde bir çok sanatçıyla doğrudan lisanslama yapan tek firmayız” ifadelerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin ileri sürülmediğini, bilirkişi raporunda davacının beyanlarını aşar şekilde tespitte bulunulduğunu, diğer taraftan müvekkilinin beyanlarının gerçek olmadığı hususunun bu iddiaları ileri süren davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, müvekkilinin sahibi olduğu 6 marka ile uluslararası platformda lisanslama işini yaptığını, beyanlarının gerçek olduğunu, müvekkilinin açıklamalarında herhangi bir işletmenin hedef alınmaması nedeniyle kötülemenin gerçekleşmediğini, yine açıklamalarda sektörün tamamının hedef alınmadığını, sektörde 15 civarında firma yer aldığını, bu nedenle matufiyet unsurunun gerçekleşmediğini, diğer taraftan hedef kitlenin tüketiciler olmadığını, açıklamaların muhatabının basiretli hareket etmekle yükümlü olan tacirler olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, haksız rekabetin tespiti ve men’i istemine ilişkindir. Davacı, davalının “www…com” isimli internet sitesindeki açıklamaları ile kendisine ait internet sitesinde kullandığı ifadelerin haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürmekte olup, mahkemenin 16/12/2019 tarihli ara kararı gereği talebini 27/12/2019 tarihli dilekçe ile somutlaştırmıştır. Bu kapsamda davalının www…com uzantılı bir internet sitesinde verdiği röportajda dile getirdiği “…Firmalar üçüncü sınıf ses kütüphaneleri kiralayan firmaları seçerek müşterilerine haksızlık ediyorlar. Çünkü çok kalitesiz ve ucuz hizmetler veriliyor. Biz çok kaliteli yayınlar yapıyoruz ve demo yayınlar gerçekleştiriyoruz. Firmalar, müşterilerine kalitesiz ve kötü müzik dinleterek haksızlık yapmamaları gerekir…” şeklindeki açıklamalar ile yine davalının kendisine ait olan “www…com.tr” isimli internet sitesinde sayfanın açılış ekranında yer alan “…… Nedir? …, firmanızın ihtiyaç duyduğu telifsiz kapalı devre müzik yayınları akışını sağlamak ve konseptinize uygun müzik, anons yayınlarını hedef kitlenize ulaştırmak için tasarlanmıştır.” ifadeleri ile devamındaki “Türkiye’de doğrudan lisanslama yapan ilk ve tek firma olduğumuzu biliyor muydunuz? …, …, … ve … şirketlerimiz tarafından Dünyada bir çok sanatçıya doğrudan müzik lisanslaması yaparak. …, …, …, … gibi 100′ den fazla digital mağazada yer alıyoruz. Sektörde doğrudan lisanslama yapan ilk ve tek firmayız…” ifadelerinin haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürmüştür. TTK’nın 55/(1)-a-1 maddesinde “Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek”; TTK’nın 55/1-a,2 maddesinde, “kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmak veya aynı yollarla üçüncü kişiyi rekabette öne geçirmek” haksız rekabet hali olarak kabul edilmiştir. Öncelikle, kötüleme fiilinin haksız rekabet oluşturabilmesi için açıklamaların belli bir işletme veya somut bir kitle veya grubu hedef alması gerekmekte olup kime yöneldiği belli olmayan kötüleme içeren ancak ticaret hayatını etkileme ve alıcıları yönlendirme kabiliyeti olmayan davranışlar haksız rekabet olarak değerlendirilmemektedir (Füsun Nomer Ertan, Haksız Rekabet Hukuku, İstanbul 2016, s.136 ). Bir sektörün tamamına yönelik açıklamaların kötüleme olarak nitelendirilebilmesi için Yargıtay kararlarında belirtildiği üzere matufiyet unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin üzerinde durulması gerekmektedir. Diğer bir ifade ile açıklamada bahsi geçen sektörde yer alan firmaların sınırlı sayıda olup olmadığı, açıklamaların dolaylı da olsa davacı firmayı hedef alıp almadığı, açıklamaların, muhatabı olan üçüncü kişiler nezdinde davacı hakkında olumsuz intiba oluşması sonucunu doğuracak nitelikte olup olmadığı araştırılmalıdır (Yarg. 11.HD. T.14.11.2014, E.2013/15253, K.2014/17694). Somut olayda davalı tarafından www….com uzantılı internet sitesinde yaptığı açıklamalarda kapalı devre müzik uygulaması ile ilgili sektörde kalitesiz ve ucuz hizmet veren, müşterileri rahatsız eden uygulamalar yapan firmalardan bahsedilmektedir. Davalı bu açıklamalarında bahsi geçen firmaların unvanlarından bahsetmemektedir. Davacı şirket, tarafların faaliyet gösterdiği kapalı devre kurum müziği hizmetinin sektörde 3 firma tarafından gerçekleştirildiği, davalı ise bu sektörde yer alan firma sayısının 15 olduğunu ileri sürmektedir. Bu durumda tarafların faaliyet gösterdiği ve davalının açıklamalarda bulunduğu sektörün belirli sayıda firma ile sınırlı olduğu her iki tarafında kabulündedir. Bu nedenle davacının rakiplerini hedef alan açıklamaları nedeniyle davalının da etkileneceği açıktır. Davalı, sektörde yer alan sınırlı sayıda firmaların olumsuz faaliyetleri ile ilgili herhangi bir veri sunmamış olup göreceli bir konuda yaptığı açıklamalar dolaylı da olsa davacı firmayı hedef almaktadır. Bu açıklamalar muhatabı olan üçüncü kişiler nezdinde davacı hakkında olumsuz intiba oluşması sonucunu doğuracak niteliktedir. Davalının bu açıklamalarının haksız rekabet teşkil ettiğinin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Yine davalı internet açılış sayfasındaki açıklamalarda Türkiye’de doğrudan lisanslama yapan ilk ve tek firma olduklarını, kendisine ait olduğunu belirttiği …, …, … ve … isimli plak şirketleri tarafından dünyada bir çok sanatçıya doğrudan müzik lisanslaması yaptıklarını, 100′ den fazla digital mağazada yer aldıklarını beyan etmiş ise de davacı yargılama sırasında açıklamalarda bahsi geçen faaliyetlerine, açıklamaların doğruluğuna ilişkin herhangi bir delil ibraz etmemiştir. Açıklamalarda yer alan markalar üzerinde hak sahipliğini gösteren herhangi bir delil sunmamıştır. Davalının internet sayfasında yer alan bahsi geçen açıklamalarda hedef kitlede yanlış bir kanı oluşmasına neden olabilecek nitelikte ifadeler yer aldığından bu açıklamaların TTK m.55/1-a,2 maddesi kapsamında haksız rekabet teşkil ettiğinin kabulü doğru olup mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararda bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 125,5‬0‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan 35,50-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 09/02/2023