Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1312 E. 2020/1197 K. 19.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1312
KARAR NO : 2020/1197
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2020
NUMARASI : 2018/618 Esas-2020/381 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/11/2020
Davanın kabulüne yönelik hükmün davacı vekili, davalı ….Ltd. Şti vekili ve davalı … tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, dava dışı … ait … adlı gıda ürününün üreticisi dava dışı … Manisa’daki tesisinden yine dava dışı …. İstanbul’daki adresine taşınması işinin, taşıma işinin davalılar tarafından üstlenilerek yerine getirildiğini, emtianın toplamda 2.000 koli ve 27.000 adet olmak üzere davalı …’ün idaresindeki … plakalı tıra yüklendiğini, 14/09/2017 tarihinde nakliye aracının İstanbul’daki alıcı firmanın deposuna vardığını, deponun kapalı olması üzerine davalı …’in nakliye aracını deponun yakınlarındaki cadde üzerinde park ederek araç içerisinde yattığını, davalı …’in istirahat ettiği sırada alıcı firma çalışanının yanına gelerek hırsızlık hadisesinin meydana geldiğini haber verdiğini, davalı sürücü … tarafından yapılan kontrollerde dorse kasasının açık olduğunun ve dorse içerisindeki emtianın bir kısmının çalındığının tespit edildiğini, hırsızlık nedeni ile … hasarını sigortalı … fatura ettiğini, bu hasar için davacı tarafından sigortalıya 34.443,17-TL ödendiğini,sigortacının TTK.’nın 1472. maddesi uyarınca sigortalının haklarına halef olduğunu, davalı …’ nın araç maliki olması nedeni ile davalı …’ün ise hırsızlık hadisesinin onun hakimiyetinde bulunduğu sırada meydana gelmesi sebebiyle müteselsilen sorumlu olduklarını, davacı tarafından davalılar aleyhinde İstanbul Anadolu …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalıların takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek 34.443,17-TL yönünden itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı …; zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerektiğini, yetkili mahkemenin Manisa mahkemeleri olduğunu, dava konusu olay ile hiçbir ilgisi olmadığını,davacının ödediği bedeli davalıdan isteyemeyeceğini, davanın ve icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı …; dava konusu olay hakkında savcılık tarafından yürütülen soruşturmanın devam ettiğini, soruşturma dosyasının sonuçlanmasının beklenmesi gerektiğini, meydana gelen zararın mevcudiyeti var ise sorumluların tespit edildikten sonra icra işleminin başlatılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; hırsızlık olayının 14/09/2017 günü,poliçenin geçerli olduğu dönem içerisinde vuku bulduğu davalı …’ün nakliyeyi gerçekleştiren … plakalı aracın sürücüsü olduğu ve dava dışı … Ltd. Şti. ile aralarında taşıma sözleşmesinin mevcut olduğu, davalının aracı ve yükü emniyetsiz bir ortamda bıraktığı ve hırsızlığın bu olayın sonucu meydana geldiği, davalı şirketin dava konusu taşımada fiili nakliyeci olarak yer alması ve aynı zamanda emtianın yüklendiği … plakalı aracın maliki-işleteni olması, TTK’nın 876. maddesinde zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcının sorumluluktan kurtulabileceği hükmünü içermesi ancak somut olayda sürücünün TTK 876.maddesince göstermesi gereken “en yüksek özen” yükümlülüğü gereği, yoğun trafik akışı olan bir güzergâhta ve gece yarısı saat 01:30’ da varış sonrası aracını güvenli bir otoparka park etmesi gerekirken cadde üzerine bırakması neticesinde taşıyıcının sorumluluktan kurtulma hallerini tespit eden TTK 876 ve devamı maddelerindeki hallerin hiç birinin mevcut olmaması karşısında davalı şirketin de meydana gelen zarardan sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü davalıların itirazlarının iptali ile takibin 34.443,17-TL asıl alacak üzerinden aynen devamına, yasal koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1- Davacı vekili; dava konusu borç likit alacak olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, takip konusu alacağın, taşıma sırasında meydana gelen zarardan kaynaklandığını,zararın belli olması nedeniyle alacağın likit olduğu ve davalılar aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini,belirterek kararın icra inkar tazminatı yönünden kaldırılmasına ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.2-Davalı …; daha önce verdiği savunmaları aynen yineledğini, olayda herhangi bir kusurunun bulunmadığını, malı deponun önüne kadar getirdiğini, bekçinin yarın depoyu boşaltırız abi demesi üzerine beklediğini, herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, kamera kayıtlarında ise olayı gerçekleştiren kişilerin görüldüğünü kamera kaydının incelenerek karar verilmesini talep etmiştir. 3-Davalı …..Ltd. Şti. vekili; davaya cevaplarının ve bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, müvekkili şirketin olaydan sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığını, zararla müvekkil arasında illiyet bağı kurulmadığını, iddia edilen sorumluluğun kusursuz sorumluluk olmadığını,zararın oluşumunda ihmalen de olsa hiçbir sorumluluğu olmayan müvekkili şirketin hukuki sorumluluğunun yasal dayanağının olmadığını, bilirkişinin aksi yönde ve yasal duruma uymayan yorum ve tespitlerine itirazlarda bulunulduğunu, gerek bilirkişi raporuna yapılan itirazlarının gerekse bilirkişi incelemesinin yöntemi ve raporun kaleme alınış şeklinin hukuka aykırı olduğunu belirterek,hükmün müvekkili şirket lehine kaldırılmasını ve davanın reddi yönünde karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davaya konu taşıma yurt içi ticari kara yolu taşıması olduğuna göre olaya 6102 TTK 856 vd maddeleri uygulanacaktır.TTK’nın 875/1. maddesine göre: taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur.TTK nun 876. Maddesi ile; zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse taşıyıcı sorumluluktan kurtulur.TTK nun 879-(1)maddesi” taşıyıcının kendi adamlarının ,taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin ,görevlerini yerine getirmeleri sırasında ki fiil ve ihmallerinden ,kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur.”şeklinde düzenlenmiştir.Dava dışı şirkete ait Nutella ürününün, üretici tesisinden, yine dava dışı alıcı şirketin İstanbul’da bulunan adresine taşınması işini, davacının sigortalısı …. firmasının üstlendiği, … firmasının da alt taşıyıcı olarak davalı … şirketi ile anlaştığı sağladığı ve taşıma işini anılan davalı şirket ve şoför olarak da diğer davalı …’ün yaptığı anlaşılmaktadır.Aracın geceleyin güvenlik önlemleri alınmadan cadde üzerine park edildiği sırada hırsızlık olayının vuku bulduğu,çalınma olayını önleyebilecek tedbirleri almadan istirahate çekilen şoförün kusurlu olduğu sabittir.Sürücü davalının ,alıcına henüz teslim edilmemiş emtiaya zarar gelebileceğini öngörmesi gerektiği,meydana gelen hırsızlık eyleminde kusuru bulunmadığının ispat edilemediği, 5,6 ton ağırlıkta emtia çalınmasına rağmen şöforün haberi olmadığı ,araçta alarm ve sair bulunmadığı hususları değerlendirildiğinde davalı taşıyıcı zarardan sorumludur. Somut olayda ;taşıyıcının en yüksek özeni göstermesi söz konusu olmadığı gibi, bunu gösterse dahi vukuuna engel olamayacağı bir hadise bulunmamaktadır. Bu anlamda taşıyıcının sorumluluktan kurtulma hallerini düzenleyen TTK’nın 876. Maddesi ile TTK’nın 878. maddesindeki haller bulunmamaktadır. Bilirkişi raporunda kaybolan emtianın 5.600 -kg olduğu sorumluluk üst sınırının 228.911-TL olarak hesaplandığı,esasen davalıların sınırlı sorumluluk hükümlerinden de yararlanamayacağı ,çalınan emtianın değerinin 44.443,17-TL olduğu,Poliçenin özel şartlar 5.maddesi uyarınca minimum 10.000-TL muafiyet düşümü neticesinde davacının rücuen tazmin talep edebileceği miktar 34.443,17-TL olarak belirlenmiştir.Taşıyıcının sorumluluğu, ispat külfeti ters çevrilmiş bir kusur sorumluluğudur. Taşıyıcı, eşyanın kendisine teslim edildiği tarihten gönderilene teslim edildiği tarihe kadar geçen sürede uğradığı ziya ve hasardan sorumlu olup, bu mesuliyetten ancak kendisinin kusuru olmadığını ispatladığı taktirde kurtulabilir. Her ne kadar taşıyıcının kusurunun bulunmadığı durumlarda hırsızlık eyleminin varlığı taşıyıcıyı sorumluluktan kurtarır ise de, somut olayda, davalıların en yüksek özeni gösterdiği halde hırsızlığın ve zararın vuku bulduğu ispatlanamadığından taşıyıcının sorumluluktan kurtulmasının mümkün olmayacağı ,davalı sürücünün haksız fiil hükümlerine göre sorumlu bulunduğunun kabulü gerekmektedir.İİK’nun 67/2. maddesi hükmünce, icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, Alacağın gerçek miktarı belli veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmektedir.Davalıların sorumluluğu taşıyıcının sorumluluğu hükümlerine göre belirlendiğinden alacağın likit olduğu kabul edilemez.Davacı vekilinin icra inkar tazminatı bakımından ileri sürdüğü istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Tesbit olunan zarar tutarından davalıların sorumluluğuna hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığından ;davacı ve davalı vekilinin ,davalı …’ün istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekili ile, davalı …. Ltd. Şti vekilinin ve davalı …’ün istinaf başvurularının HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Davacı tarafından yatırılan peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,Davalılardan alınması gereken 2.352,81- TL istinaf karar harcından davalılar tarafından yatırılan (588,40‬x2=1.176,80-TL)peşin harcın mahsubuna ,bakiye kalan 1.176,01_TL harcın davalılardan müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuranlar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 19/11/2020