Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1305 E. 2023/347 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1305
KARAR NO: 2023/347
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/02/2020
NUMARASI: 2017/1071Esas – 2020/126 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/03/2023
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davalı şirket aleyhine davacıya olan borcundan dolayı İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini, davalının 27/07/2017 tarihli ihtarname ile de müvekkilinin 30/06/2017 tarihli 18.054-TL bedelli ve 30/06/2017 tarihli 18.254-TL bedelli faturaları iade ettiğini, davalının davacı şirketten kiralık servis aracı vasıtasıyla taşıma hizmeti aldığını, ancak borcunun icra takibine konu olan kısmını ödemediğini, davalının icra takibine herhangi bir ödeme belgesi de sunamadığını belirterek, davalının icra takibine yönelik itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, davacının müvekkilinden olan hak edişlerinin kısmen nakden, kısmen de davalı şirketin bağlı bulunduğu grubun ana firması … şirketinin anlaşmalı olduğu akaryakıt şirketlerindeki taşıt tanıma sistemi hesabından davacının aracına akaryakıt ikmali sureti ile ödendiğini, aksine yapılan nakdi avans ödemeleri ve akaryakıt ikmalleri neticesinde müvekkilinin davacıdan alacaklı durumda olduğunu, davacının icra takibine dayanak faturaları haksız ve mesnetsiz olup, faturalara ilişkin hizmet alınmadığından, itiraz edilerek faturaların yasal süresinde davacıya iade edildiğini, bu nedenle davacının takip konusu faturalara konu hizmeti verdiğini ve alacaklı olduğunu ispat etmesi gerektiğini belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; davacı tanıklarının beyanları çelişkili olup, hizmetin ne zaman başladığı, dava konusu iki faturanın neye ilişkin olduğu ve hizmetin verilip verilmediği hususlarının tanık delili ile ispatlanamadığı, fatura tek başına alacağı ispata elverişli olmayıp, fatura konusu hizmetin karşı tarafa teslim edildiğine yönelik başkaca yazılı belgelerle desteklenmesinin gerektiği, uyuşmazlık konusu iki faturanın davacı tarafın defterlerinde kayıtlı olmadığı, faturalar defterinde kayıtlı olsa bile davacının takibe koyduğu faturaya konu hizmetin davalı tarafa teslim edildiğine yönelik ispata elverişli delil sunması gerekmekte olup, davacı taraf yazılı hiçbir delil sunamadığı, davacı taraf yemin deliline dayanmış, davalı şirket yetkilisinin usulüne uygun olarak yemini eda etmesiyle davacının davasını ispat edemediği, davalının defter ve kayıtlarına göre davacıdan alacaklı olduğu, davacının davalıdan alacaklı olduğunu kanıtlayamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; bilirkişi raporunda takibe konu 30.6.2017 tarihli iki faturanın ticari defterlerde kayıtlı olmadığının tespit edildiğini, ancak müvekkili şirketin mali müşavirinin Gelir İdaresi Başkanlığına sehven eksik bildirimde bulunduğunu, bu nedenle müvekkilince Gelir İdaresi Başkanlığına düzeltme işlemi’ yapılması için bildirimde bulunulduğunu, dolayısıyla davaya konu faturalara ilişkin düzeltme işleminin 03.1.2019 tarihinde yapıldığını, bu bildirimden sonra müvekkilinin ilgili faturalar sebebiyle alacaklı olduğunu ispatladıklarını, kaldı ki davalı şirketin ticari defterlerindeki müvekkili şirkete yapılan 14.200-TL’lik ödemenin neden yapıldığını davalı tarafın açıklayamadığını, icra takibinin dayanağı 3 faturanın toplamı 41.066-TL iken davalı borçlu şirketin yaptığı ödemeler toplamı olan 14.200-TL düşüldükten sonra kalan meblağ için icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin müvekkiline olan borcunun, müvekkilinin muhasebecisi tarafından yapılmış hata sonucu 4.758-TL olarak görülmekte iken, bu hatanın düzeltildiğini, borç gerçekten de 4.758-TL olsaydı davalı şirket tarafından müvekkiline 14.200-TL ödeme yapılmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkili tanıklarının beyanları arasında çelişki bulunmadığını, tanık beyanının düzeltilmesinin yanlış anlaşılmadan kaynaklandığını, ayrıca takibe konu 31.7.2017 tarihli 4,758-TL tutarında fatura bilirkişi raporuyla da ispatlanmasına rağmen mahkemece davanın tümüyle reddinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, taşıma hizmet bedeline ilişkin faturalara dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Taraflar arasında akdedilen 31.1.2017 tarihli ve bir yıl süreli kiralık servis aracı sözleşmesine istinaden davacı tarafından davalıya taşıma hizmeti verildiği, ancak davacı tarafça sözleşmenin süresinden önce sonlandırıldığı dosya kapsamı ve taraf beyanlarıyla sabittir. Davacı tarafından takipte 30.6.2017 tarihli 18.054-TL ve 18.254-TL tutarlı faturalar ile 31.7.2017 tarihli 4.758,36-TL tutarlı faturalara dayanılmış, davalı tarafça ise hizmet bedellerinin kısmen nakit olarak ve kısmen de grup şirketlerinden … firmasının anlaşmalı olduğu akaryakıt şirketlerindeki taşıt tanıma sistemi hesabından davacının aracına akaryakıt ikmali sureti ile ödendiği ileri sürülmüştür. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının dayandığı 30.6.2017 tarihli her iki faturanın hem davacının hem de davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı,31.7.2017 tarihli faturanın ise her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının toplam 14.200-TL havale yoluyla yapılan ödemesinin ise davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacının ticari defterlerine göre davacının davalıdan 4.758-TL alacaklı, davalının ticari defterlerine göre ise davalının davacıdan 9.441,64-TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.Takibe dayanak 30.6.2017 tarihli iki adet fatura, davalının yanında davacının da ticari defterlerinde kayıtlı değildir. Ancak başka delillerle ispatlanması halinde salt fatura düzenlenmemiş veya ticari defterlere kaydedilmemiş olması, alacağın kabulüne engel değildir. Nitekim davalının ödemeleri, davacının davalıda kayıtlı 4.758,36-TL tutarlı faturası tutarından fazla olup, ayrıca davalı tarafça taşıt tanıma sistemi ile davacıya akaryakıt olarak bir kısım ödeme yapıldığı kabul edilmektedir. Bu durumda davacı tarafça davalının kabulünde olan 31.7.2017 tarihli 4.758,36-TL tutarlı fatura üzerinde bir miktarda taşıma hizmeti verildiği açıktır. Ancak davacı tarafça davalıya ne kadar süreyle ve ne miktarda hizmet verildiği açık olmayıp, mahkemece de bu hususta bir inceleme ve değerlendirme yapılmamış, taraflardan bu hususta bir açıklama istenilmemiştir. Taraflar arasındaki sözleşmede ücret 105-TL net olarak belirtilmiş olup, bunun ne anlama geldiği, hizmet bedelinin nasıl belirlendiğinin üzerinde durulmamıştır. İlave olarak davalı tarafça ileri sürülen ödeme iddiası doğrultusunda, taşıt tanıma sistemi ile akaryakıt olarak davacıya ne kadar ödeme yapıldığı da tespit edilmemiştir. Bu eksikliklere rağmen dava konusu alacak miktarı tanıkla ispat sınırı üzerinde olmasına ve davalının açık muvafakatı bulunmamasına rağmen tanık deliline dayanılması, davacı tarafça davalıya taşıma hizmeti verildiği anlaşılmasına rağmen açıklanan deliller toplanmadan yemin deliline başvurularak hizmetin verildiğinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir. Bu nedenle uyuşmazlık konusu 30.6.2017 tarihli faturalardan bir ay sonra düzenlenen faturanın davalının kabulünde olduğu da gözetilerek, davacı tarafça davalıya hangi tarihe kadar taşıma hizmeti verildiği ve sözleşme gereği hizmet bedelinin nasıl hesaplandığı tespit edilerek, davalının taşıt tanıma sistemi üzerinden akaryakıt olarak yaptığı ödemeler de incelenerek, takip konusu faturalara dayalı olarak davacının davalıdan bakiye alacağının bulunup bulunmadığının belirlenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.Açıklanan nedenlerle; uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış ve değerlendirilmemiş olması nedeniyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılarak, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/02/2020 Tarih 2017/1071 Esas 2020/126 Karar sayılı kararın HMK’nun 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/03/2023