Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1303 E. 2020/1137 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1303
KARAR NO : 2020/1137
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/07/2020
NUMARASI: 2019/575 Esas 2020/325 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/11/2020
Davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA :Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile hazır beton satımı için anlaştığını, davalıya malların teslimatının yapıldığını, ancak davalı tarafça bedellerinin ödenmediğini, müvekkili şirketin yaptığı teslimatın, davalı adına kesilmiş faturalar ve sevk irsaliyeleri ile sabit olup, ticari defterler üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını, davalının İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin …E. sayılı dosyasına yaptığı haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına, icra takip alacağına temerrüt tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili ; davacı tarafla uzun süreden itibaren beton alışı ile ilgili eden bir ticari ilişki bulunduğunu, ödemelerin muhtelif tarihlerde çek veya nakit olarak ödendiğini, müvekkili şirket yetkilisinin sağlık sorunları ile ilgili tedavi gördüğü bir dönemde davacı şirket tarafından haksız bir şekilde vade farkı ve fiyat farkı şeklinde fatura keşide edildiği, kayıtların düzeltileceği sözü verildiği halde uzun bir süre bekledikten sonra haksız icra takibi başlatıldığını, taraflar arasında beton fiyatının 133-TL+KDV olacağı konusunda anlaşma bulunduğunu, ancak faturalar incelendiğinde görüleceği üzere betonun metreküpünün bazen 145-TL bazen 160-TL olarak hesaplandığının görüleceğini, bu nedenlerle haksız davanın reddine, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, bildirim yükümlülüğüne konu 5.000- TL üstü faturaların , davalı yanca BA bildirimlerinin yapıldığı Vergi Dairesi’nden gelen yazı cevapları ile anlaşıldığı, faturaya konu malların teslimi davacı tarafça ispatlanmış olup, davalı tarafça fatura konusu bedelin ödendiği ispat edilemediğinden ve davalının süresinden sonra sunduğu cevap dilekçesinde birim fiyata dair itirazı, davalının ibraz ettiği 2017 yılındaki faturadaki birim fiyatın dava konusu faturaların birim fiyatı yönünden kesin delil niteliğinde olmadığı, davalının itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğu anlaşıldığından; bu bedel yönünden davanın kabulüne; işlemiş faiz yönünden faturanın düzenlenmiş olması davalının temerrüde düşürülmesi yönünden tek başına yeterli olmayıp, davalı tarafın takipden evvel temerrüde düşmediği gerekçesiyle davalı borçlu tarafından yapılan itirazın 18.239,28-TL için İİK 67 maddesi gereğince iptaline, fazla talebin reddine,%20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili; davacı tarafın cari hesap hareketlerindeki alacakların tamamının sözleşmeye aykırı fiyat farkı yansıtmasından kaynaklandığını, müvekkili şirket yetkilisinin sağlık sorunları ile ilgili tedavi gördüğü bir dönemde davacı şirket tarafından haksız bir şekilde vade farkı ve fiyat farkı şeklinde fatura keşide edildiği, kayıtların düzeltileceği sözü verildiği halde uzun bir süre bekledikten sonra haksız icra takibi başlatıldığını, taraflar arasında beton fiyatının 133-TL+KDV olacağı konusunda anlaşma bulunduğunu, ancak faturalar incelendiğinde görüleceği üzere betonun metreküpünün bazen 145-TL bazen 160-TL olarak hesaplandığının görüleceğini, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; cari hesap bakiyesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasında ;mal ve fatura teslimi bakımından bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.Davalı ,anlaşılan birim fiyatın 133-TL olduğu halde ,davacı tarafından daha fazla birim fiyattan faturalar düzenlendiği bu sebeble fazla tahsilat yapıldığını ileri sürmektedir.Taraflar arasında birim fiyatı belirleyen yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Davalı vekilince sunulan 2017 yılında düzenlenen faturalar 133-TL birim fiyattan düzenlendiği halde devam eden faturaların , betonun nevine göre değişiklik gösterilerek bir kısmının 145-TL bir kısmının da 160-TL birim fiyattan düzenlendiği anlaşılmakta ise de,birim fiyatın sabit kalacağına ilişkin yazılı bir sözleşme ibraz edilmediğinden davalının bu aşamadaki birim fiyatların fazla hesaplandığına dair savunmasına itibar edilemez.Faturaların davalı tarafından teslim alındığı ,faturalara itiraz edilmediği anlaşılmakla davalının 133+kdv bedelle anlaşıldığı ,davacının fazla fiyatla fatura düzenlediğine ilişkin iddialarını kanıtlayamadığı görülmektedir.Dosya kapsamından; davacı tarafından düzenlenen satış faturaları nedeniyle davacının 18.239,28- TL alacaklı olduğu ve bu bedelin ödenmediği anlaşılmakla bu miktar üzerinden itirazın kısmen iptaline karar verilmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.Davalı vekili davacı tarafça usule aykırı şekilde vade farkı faturası düzenlendiğini ileri sürmekte ise de ;cari hesapta takibe konu edilen bakiye alacağı oluşturan faturaların tamamı (bilirkişi raporu 9.sayfa) satış faturasıdır.Davalı vekilince süresinde olmayan cevap dilekçesi ekinde sunulan 8.12.2017 tarihli vade farkı faturası uyuşmazlık konusu döneme ilişkin olmayıp, önceki tarihlere aittir.Uyuşmazlığın bedeli ödenmeyen son beş adet satış faturasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.Davalı vekilinin hükme yönelik ileri sürdüğü istinaf sebebleri yerinde olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 1.245,92-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 311,48-TL’nin mahsubu ile bakiye 934,44- TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davalı tarafından yapılan istinaf yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 22-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/11/2020