Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1301 E. 2023/344 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1301
KARAR NO: 2023/344
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/02/2020
NUMARASI: 2018/16 Esas – 2020/144 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/03/2023
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkiline ait 612 koli ipliğin Mersin’den İstanbul’a taşınması amacıyla davalı … Lojistik firmasıyla anlaşmaya varıldığını, malların taşınacağı araç bilgilerinin bu davalı tarafından müvekkiline e-posta ile bildirildiğini, ancak davalı …’nın sevk ve idaresindeki aracın geçirmiş olduğu trafik kazası sonucunda müvekkiline ait malların neredeyse tamamının kullanılamaz hale geldiğini, müvekkilince yaptırılan delil tespiti sonucunda müvekkilinin mallarının zayi olduğunun tespit edildiğini, taşıma aracının mali sorumluluk sigortacısı olan davalı sigorta şirketinin, poliçe gereği zarardan sorumlu olduğunu, taşıyıcı olan davalı … Lojistik firmasının da sürücüsünün kusurlu hareketi sonucu oluşan hasardan taşıyıcı olarak sorumlu olduğunu belirterek, 139.966,25-TLmaddi zararın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … Lojistik vekili; müvekkilinin taşıyıcı olmadığını, davacı ile taşımaya ilişkin bir sözleşme bulunmadığını, davacının dayanak olarak gösterdiği e-posta yazışmasının sözleşme hükmünde olmadığını, davacının doğrudan taşıyıcı şoför ile görüşerek anlaştığını, müvekkilinin davacıdan bir ücret de almadığını, bu nedenle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, davacının dayandığı delil tespiti raporundaki tazminat hesabının dayanağının bulunmadığını, bu nedenle raporun geçersiz olduğunu, taşıyıcı …’ın müvekkilinin çalışanı olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalılar davaya cevap vermemiş, davalı … Sigorta vekili yargılama sırasında davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; dosyada trafik kazası tespit tutanağı ve kaza yerine ait kroki ya da kaza yeri terk tutanağının bulunmadığı, … plaka sayılı aracın davalı … Sigorta tarafından sigortalanmış olduğu, ancak poliçenin nakliyat zararını kapsamamasından dolayı oluşan hasardan davalı … Sigorta’nın poliçe kapsamında sorumluluğunun bulunmadığı, dava konusu hasara uğrayan ipliklerin taşınması konusunda dosyaya irsaliyeli fatura ve sözleşme sunulmadığından, meydana gelen maddi zarardan davalıların sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İstinaf yoluna başvuran davacı vekili; taraflar arasında TTK’nın 850 ve devamı maddeleri gereğince taşıma sözleşmesi akdedildiğini, davanın da taşıma sözleşmesinden kaynaklandığını, bu kapsamda davalı … Lojistik ile müvekkiline ait ipliklerin taşınması konusunda sözleşme yapıldığını, bu davalı tarafından müvekkiline hitaben nakliye ve yol izin bedeli faturaları düzenlendiğini, ancak davalı edimini yerine getirmediğinden fatura bedellerinin ödenmediğini, müvekkili ile davalının e-posta yazışmalarıyla anlaştıklarını, taşıma sözleşmesinin yazılı şekle bağlı olmadığını, bu nedenle davalı … Lojistik’in taşıma işini üstlenmiş olduğunu, bu davalının taşıyıcı ve işleten olarak da zarardan sorumlu olduğunu, davalı …’ın da TBK’nın 49. maddesi yanında TTK’nın 875. maddesi gereği taşıyıcı olarak sorumlu olduğunu, davalı sigorta şirketinin de poliçe kapsamında limiti oranında sorumluluğunun bulunduğunu, mahkemece delilleri toplanmadan ve tanıklarının beyanı alınmadan eksik inceleme sonucunda karar verildiğini belirterek, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacıya ait emtianın taşınması sırasında meydana gelen tek taraflı trafik kazası sonucunda zayi olması nedeniyle oluşan zararın, taşıyıcı ve zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalılardan müteselsilen tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda; davacıya ait emtianın Mersin’den İstanbul’a taşınması sırasında, nakliye aracı sürücüsünün tek taraflı trafik kazası sonucunda emtianın zayi olduğu iddia edilerek taşıma hükümlerine dayanılmış olduğundan, uyuşmazlığın çözümünde 6102 sayılı TTK’nın taşıma hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. 6102 sayılı TTK’nın 875 ve 879. maddeleri uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan; kendi adamlarının, taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur. Diğer yandan sınırlı sorumluluk halleri TTK’nın 882. maddesinde düzenlenmiş olup, bu madde hükmüne göre gönderinin tamamının ziya veya hasarı halinde taşıyıcının sorumluluğu, gönderinin brüt ağırlığının kilogram başına 8,33 özel çekme hakkı ile sınırlıdır. TTK’nın 886. maddesi hükmüne göre ise, zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı, kanunda öngörülen sorumluluktan kurtulma hallerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz. Sunulan e-posta yazışmalarından; davacının taşınacak emtia ve yükleme yerini davalı … Lojistik’e bildirdiği, … Lojistik tarafından davacıya araç plaka, şoför ve iletişim bilgilerinin gönderildiği, ayrıca davalı … Lojistik tarafından davacıya hitaben navlun faturası düzenlenmiş olduğu, emtianın davalı … Lojistik’in bildirdiği diğer davalıya ait araçla taşınması sırasında meydana gelen tek taraflı trafik kazasında hasara uğradığı anlaşılmaktadır. Taşıma sözleşmesinin geçerliliği için kanunda bir şekil şartı öngörülmemiştir. Şekle tabi olmayan taşıma sözleşmelerinin yazılı şekilde yapılması geçerlilik koşulu olmayıp, ancak ispat aracıdır. İcap ve kabulle dahi taşıma sözleşmesi kurulabilir. Bu nedenle taraflar arasında geçerli bir taşıma sözleşmesinin bulunduğu, somut olayda davalı … Lojistik’in e-posta yazışmaları ve navlun faturası uyarınca akdi taşıyıcı, diğer davalı …’ın ise fiili taşıyıcı olduğunun kabulü gerekmektedir. Davalı … Sigorta, fiili taşıyıcı …’a ait çekicinin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup, genel şartların A.6.e bendi gereğince, zarar görenlerin beraberinde bulunan bagaj ve benzeri eşya dışında, sigortalı araçta veya bu araç vasıtasıyla çekilen römorkta/yarı römorkta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlardan dolayı sigortalıya karşı ileri sürülecek talepler sigorta teminatı dışındadır. Bu nedenle mahkemece davalı … Sigorta aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi yerindedir. Akdi ve fiili taşıyıcı olan diğer davalılar bakımından ise, eksik inceleme sonucunda, taşıma konusunda fatura ve sözleşme bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi hatalıdır. Yukarıda açıklandığı üzere davacı ile bu davalılar arasında taşıma sözleşmesinin varlığı sabittir. Bu nedenle trafik kazasına ve hasara uğrayan emtiaya ilişkin tüm delillerin celbi sağlanarak, aralarında taşıma ve sektör bilirkişisinin bulunduğu bir bilirkişi kurulu aracılığıyla yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle, davalıların taşıma nedeniyle oluşan hasardan kaynaklanan sorumluluklarının belirlenmesi, davalıların sınırlı sorumluluk ilkesinden yararlanma koşullarını taşıyıp taşımadıklarının tespiti, taşıma konusu emtianın denetime elverişli şekilde hasar ve varsa sovtaj bedelinin tespiti ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yeterli araştırma yapılmadan hatalı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanıp değerlendirilmediği anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dava yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/02/2020 Tarih 2018/16 Esas 2020/144 Karar sayılı kararın HMK’nın 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE” Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/03/2023