Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1299 E. 2023/272 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1299
KARAR NO: 2023/272
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İST. ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/06/2020
NUMARASI: 2019/137 Esas – 2020/311 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirketin davalı borçlu şirketten açık hesaptan kaynaklanan 4.513,48-USD alacağının bulunduğunu, borçlu şirketin müvekkili şirketten satın aldığı yazılım lisansı ürünleri karşılığında müvekkili tarafından 29.201,78-USD tutarında fatura kesildiğini, borcun ödenmemesi nedeniyle davalı borçlu hakkında İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, davalı borçlu tarafından takibe haksız yere itiraz edildiğini, davalı tarafından takipten sonra yapılan ödemeler sonucunda bakiye 4.513,48-USD alacak kaldığını belirterek, davalının takibe itirazının iptali ile davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı davaya cevap vermemiş, davalı vekili yargılama sırasında davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davalı vekilinin 24/02/2018 tarihli dilekçesi ile USD kurunun 3.85 olarak sabitlenmesi konusunda tarafların anlaştığını, kurun 3.85-TL üzerinden hesaplanması halinde müvekkilinin borcu kalmadığını savunduğu, uyuşmazlığın kurun 3.85-TL’de sabitlenip sabitlenmediği noktasında toplandığı, taraflar arasındaki mail yazışmalarında kurun 3.85-TL olarak sabitlendiğine dair davacının kabulünün bulunmadığı,alacağın 112.429,40-TL olarak bildirildiği, davalının 95.050-TL ödediği kalanı ödemediği, TBK’nın 99/2 maddesi hükmü karşısında, taraflar arasındaki mail yazışmalarına göre davalının fatura kurundan ödeme yapmadığı, davacının USD üzerinden takip başlatmakta haklı olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile davalının takibe yönelik itirazının iptaline, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; müvekkilinin davacı ile 60 gün vadeli açık hesapla çalıştığını,kurun 3,85 olarak kararlaştırıldığını, 95.050-TL ödemenin 3,85 kur üzerinden yapılan hesaplama ile 24.688,30-USD olarak davacının ticari defterlerinde yer aldığını,mail yazışmalarında tarafların kur konusunda anlaştıklarının sabit olduğunu, takibin 4.513,48-USD üzerinden devamı kararının hatalı olduğunu, müvekkilinin borcu inkar etmediğini, sadece takibin taraflarca yapılandırılan şekilde yapılmamasına itiraz ettiğini, icra dosyasında 3,85 kur üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, müvekkilinin ödemeden kaçınmadığını, borcun varlığını kabul ettiğini, bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilmesinin mümkün olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Taraflar arasında alacak miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmamakta olup, davacının takip tarihi itibariyle 29.201,78-USD alacaklı olduğu tarafların kabulündedir. Uyuşmazlık, takipden sonra yapılan ödemelerin hangi kurdan çevrildiği noktasındadır. Somut olayda; davacı tarafça düzenlenen faturalarda satış bedeli olarak USD ve karşılığı TL tutarı ve USD kurunun gösterildiği, ödemenin de 30 gün vadeli ve USD olarak yapılacağının belirtildiği, davacının toplam alacak tutarının 29.201,78-USD olduğu, bu tutar üzerinden başlatılan takipten sonra davalı tarafça muhtelif tarihlerde olmak üzere toplam 95.050-TL ödeme yapıldığı,ödenen miktarlar 3,85- kurdan USD ye çevrilerek ödemelerin toplam 24.688,30-USD olarak davacının ticari defterlerine kaydedildiği, taraflar arasındaki e-posta yazışmalarında da kurun sabitlendiği açık olup, nitekim davacı tarafından davalıya gönderilen 13.04.2018 tarihli e-postada borcun toplam karşılığının 112.429,40-TL olarak bildirildiği anlaşılmakta olup, bu tutarın 29.201,78-USD’ye bölünmesi sonucunda da kurun 3,85 olduğu belirlenmektedir.Bu nedenle taraflarca kurun 3,85 olarak sabitlendiği açıktır. Davacı tarafça davalının ödemeleri 3,85 kur üzerinden çevrilerek ticari defterlere kaydedilmiş olup, davacının 4.513,48-USD bakiye alacağı kalmıştır. Dayanak icra takibi yabancı para üzerinden başlatılmış olup, harca esas olmak üzere takip tarihindeki kur olan 3,9216 üzerinden borcun Türk Lirası karşılığının gösterilmesi de doğru olmuştur. Sonuç olarak davalı tarafça uygulanması talep edilen 3,85 kurun davacı tarafından da kabul edilerek, davalının takipten sonraki ödemelerinin bu kur üzerinden hesaplanarak davalının borcundan düşüldüğü, taraflarca kararlaştırılan kur üzerinden yapılan bu hesaplama doğrultusunda davacının 4.513,48-USD alacağının kaldığı anlaşıldığı halde,İlk derece mahkemesince kurun 3.85-TL olarak sabitlendiğine dair davacının kabulünün bulunmadığı yönündeki tespiti ve buna bağlı olarak kararın gerekçesi hatalı olsa da, sonucu itibariyle itirazın iptaline ,likit alacağa haksız itiraz nedeniyle davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi de yerinde bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle,istinaf nedenleri yerinde olmayan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 1.698,81-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 436,27-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.262,54‬‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davalı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, davacının yaptığı 11-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 23/02/2023