Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/128 E. 2022/1210 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/128
KARAR NO: 2022/1210
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/10/2019
NUMARASI: 2017/803 Esas – 2019/890 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/09/2022
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; temlik eden … Bank A.Ş. ile dava dışı … A.Ş. arasında genel kredi sözleşmesi akdedildiğini, davalının anılan sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, kefalet limitinin 100.000-Euro olduğunu, müşteri tarafından kullanılan kredinin süresinde ödenmemesi neticesinde temlik eden banka tarafından Beyoğlu … Noterliği’nin 02/12/2008 tarih … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesinin keşide edilerek toplamda 100.000-Euro borcun ödenmesinin talep edildiğini, takip konusu alacağın Beyoğlu … Noterliği’nin 10/11/2010 tarih ve … yevmiye sayılı temliknamesi ile müvekkili şirkete devir ve temlik edildiğini, süresinde ödenmeyen borç nedeni ile davalı aleyhine İstanbul … İcra Dairesi’nin 2016/15865… esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takibe haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini belirterek davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkilinin temlik eden bankaya sözleşme, teminat mektubu ya da kefalete dayalı olarak hiçbir borcunun bulunmadığını, dava dilekçesi ekinde sunulan genel kredi sözleşmesindeki imza ve el yazısının müvekkiline ait olmadığını, sözleşmenin her sayfasında imza bulunmadığını, sözleşmede yazılı adresin müvekkiline ait olmadığı gibi, bu adrese göre çıkartılan ihtarname tebliğinin de usulüne uygun olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, uyuşmazlığın çözümü için takibe dayanak genel kredi sözleşmesindeki yazı ve imzaların davalıya ait olup olmadığının, davalıya ait olması halinde sözleşmede yazılı adresin davalının adresi olup olmadığının, bu adrese çıkartılan ihtarname tebliğinin usulüne uygun olup olmadığının tespitinin gerektiği, takibe dayanak genel kredi sözleşmesi aslını dosyaya ibraz etmesi için davacı tarafa ihtar şerhi içerir kesin süreler verilmesine rağmen genel kredi sözleşmesi aslının dosyaya ibraz edilmediğinden teknik inceleme yaptırılamadığı, genel kredi sözleşmesinde yer alan yazı ve imzanın davalıya ait olduğu hususunda ispat yükü davacı tarafta olup, davacının genel kredi sözleşmesinde yer alan yazı ve imzanın davalıya ait olduğunu ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine, temlik alan davacının takibi başlatmakta kötü niyetli olduğunun ispat edilememesi nedeniyle davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; sözleşme aslının dosyaya sunulmamış olmasının taraflarınca ileri sürülen iddiaların ispat edilemediği anlamına gelmediğini, taraflar arasında yazılı bir kredi sözleşmesi bulunmasa dahi banka tarafından kredinin kullandırılması ve borçlunun hesabın aktarılması halinde artık ticari kredi sözleşmesinin varlığını kabul etmek gerekeceği, bu yöndeki Yargıtay kararları ile davanın ispatı için sözleşme aslının dosyaya ibraz edilmesine gerek olmadığı hususunun ortaya konulduğunu, dosyanın bilirkişiye tevdi halinde kredi ekstrelerine bakılarak bankadan borçlunun hesabına kredi aktarımı yapılacağının tespit edilebileceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; temlik eden banka ile dava dışı asıl borçlu … A.Ş. arasında imzalanan, davalının kefili olduğu 19/04/2007 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında düzenlenen ve nakde çevrildiği belirtilen 17/04/2007 tarihli 100.000-Euro’luk teminat mektubu bedelinin davalıdan kefil sıfatıyla tahsili talep edilmekte olup, dava konusu genel kredi sözleşmesinde bulunan müşterek borçlu müteselsil kefil imzası davalı tarafından inkar edilmiştir. Uyuşmazlık, genel kredi sözleşmesinde kefil sıfatıyla atılan imzanın davalının eli ürünü olup olmadığı, davalının kefalete dayalı sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Sözleşmedeki imzanın davalıya ait olduğunu ispat yükü temlik alan davacı üzerindedir. İspat yükü üzerinde bulunan davacı, öncelikle genel kredi sözleşmesinde kefil sıfatıyla atılan imzanın davalıya ait olduğunu ve taraflar arasında geçerli bir kefalet ilişkisi bulunduğunu kanıtlamak zorundadır. Yargılama sırasında bankaya yazılan müzekkere cevabında sözleşmenin aslı ve evrakların temlik alan şirkete verildiği belirtilmiş, temlik alan davacı tarafından sözleşmenin aslının bulunamadığı bildirilmiştir. Davacı tarafından sözleşme aslı sunulmadığından sözleşmedeki imzanın davalının eli ürünü olup olmadığı tespit edilememiştir. Diğer taraftan davalının şahsi hesabına kredi aktarımı yapıldığına ilişkin bir delil de sunulmamıştır. Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre davalının genel kredi sözleşmesi kapsamında kefil sıfatıyla sorumluluğu ispat edilemediğinden mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın reddine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30-TLharcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından sarf edilen istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, davalı tarafından sarf edilen 8,50-TL posta masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz yasa yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.15/09/2022