Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1268 E. 2020/1086 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1268
KARAR NO: 2020/1086
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/06/2020
NUMARASI: 2020/290 Esas 2020/264 Karar
DAVA: İpoteğin Fekki
İSTİNAF KARAR TARİHİ:27/10/2020
Yetkisizliğe ilişkin hükmün davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin murisi …’nın 08/01/2019 tarihinde vefat ettiğini, müvekkillerinin murisin sağlığında 2016 yılı içinde davalı şirketten ticari kredi kullandığını ve öldüğü tarihe kadar kredi geri ödemesi kapsamında taksitleri düzenli ödediğini bildiklerini,muris adına kayıtlı Büyükçekmece ilçesi … köyünde bulunan taşınmazın üzerine 550.000- TL bedelli ana para ipoteği tesis edildiğini, hayat sigortası bedeli peşin olarak tahsil edildiği halde hayat sigortası yapılmadığını, hayat sigortası yapılmamasında murise herhangi bir sorumluluk yüklenemeyeceğini,davalı tarafından 2019 yılında keşide edilen ihtarname doğrultusunda ; müvekkillerinin murisi ile banka arasında imzalanan cari hesap ve kredi sözleşmelerinden ve ferilerinden dolayı borçlu olmadığının tespitine, dava sırasında cebri icra baskısıyla ödeme yapılmak zorunda kalınması halinde davalıdan istirdadına,dava değeri olarak şimdilik ihtarnamede belirtilen 304.842,27 TL’nin dikkate alınmasına,muris taşınmazları üzerine konan ipoteklerin asıl borcun sona ermiş olması nedeniyle ve ayrıca 4 parsel sayılı taşınmazın üzerinde aile konutunun yer alması ve bu taşınmaz bakımından ipoteğin kurulması anında MK 194.maddesindeki eşin rızasına ilişkin yasal zorunluluğun yerine getirilmemiş olması nedeniyle fekkine, davacılardan … bakımından yukarıdaki nedenlerle diğer davacılarla birlikte borçtan sorumlu olmadığının tespiti talebine ilave olarak, asıl borç sona ermekle kefilin sorumluluğun sonra ermesi nedeniyle ve kefalet sırasında eşinin rızası alınmadığından kefaletin geçersizliğinin ve borçtan sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, menfi tesbit davası ile birlikte açılan ipoteğin fekki istemi bakımından taşınmaz tapu kayıtları incelendiğinde İstanbul Büyükçekmece ilçesinde bulunduklarının tespit edildiği, ipoteğin fekki taşınmazın aynına ilişkin olup tapu siciline kayıtlı bulunduğu yer mahkemesinde açılması gerektiği, bu yetki kuralının kesin yetki olduğu, (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2019/5351 Esas 2019/7159 Karar ve Yargıtay 19. Hukuk Dairesine ait 2018/2081 Esas 2019/2778 Karar nolu ilamlarında da belirtildiği üzere). Dava ticari krediye istinaden alınan ipoteklerin fekkine ilişkin olduğundan Büyükçekmece ilçesinin ticari davalar yönünden Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesine bağlı olduğu gerekçesiyle HMK 114 ve HMK 115.maddeleri gereğince açılan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili; ilk açılan davanın tek başına ipoteğin fekki davası olmayıp, genel kredi sözleşmesinden doğan borcun sona erdiği iddiası, kısacası menfi tespit davasına bağlı olarak ileri sürülen ipoteğin fekki talebi olduğunu, doğrudan birbiriyle bağlantılı ve aslında biri diğerinin sonucu durumundaki bu iki talepten asıl ana talep hakkında iki mahkemeden farklı kararlar çıkması sonucunu doğurabilecek ayırma ve yetkisizlik kararının yerinde olmadığını, yetkisizlik kararının TBK 131.maddesine de aykırı olduğunu, bu nedenlerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Tefrik edilen dava;micra takibinden evvel açılan menfi tesbit istemine ilişkin olup,ilk derece mahkemesince ipoteğin fekki istemine ilişkin davayı tefrik ederek yetkiszlik kararı vermiştir.Taşınmaz rehni TMK nun sınırlı ayni haklar başlıklı ikinci kısmın 2.bölümünde düzenlenmiştir. İpotek taşınmaz rehninin bir türüdür,ve bir borcun ödenmesinin taşınmazla teminat altına alınması hukuki ilişkisine dayanır.İpotek taşınmaza taalluk eden ayni haklardandır.( Yargıtay HGK nın 27.11.2002 tarih 2012/823 esas -2002/1020 karar sayılı ilamı ) İpoteğin fekki isteminin ,menfi tesbit davasıyla birlikte açılmış olması ,mahkemece re’sen incelenmesi gereken kesin yetkinin incelenmesine engel teşkil etmemektedir.Yargıtay 19.HD nin yerleşik uygulaması da bu yönde bulunmaktadır. İcra takibinden evvel açılan menfi tesbit davasından tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesinden sonra ipoteğin fekki talebi sınırlı ayni hakka ilişkin bir talep olduğundan taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin yetkisi kesin yetki olduğundan bu talep nedeniyle yetkisizlik kararı verilmesinde isabetsizlik görülmemiş,istinaf sebebleri yerinde olmayan davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/10/2020