Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1260 E. 2022/1662 K. 24.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1260
KARAR NO: 2022/1662
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/02/2020
NUMARASI: 2019/1022 Esas 2020/147 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/11/2022
Davanın kısmen kabulüne-reddine ilişkin verilen kararın davacılar ve davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar vekili; 27/11/2019 tarihli genel kurul toplantısında YK üyesi olarak …’un seçildiğini ve aylık 45.000-TL huzur hakkı ödenmesine karar verildiğini,daha evvel yapılan 18/06/2018 , yine 07/09/2017 tarihli genel kurulunda da haklı itirazlarına rağmen yönetim kurulu üyelerine fahiş huzur hakkı ödenmesine karar verildiğini, 2016 ve 2017 yılı olağan genel kurul kararlarına karşı açılan benzer davalarda bu yöndeki fahiş huzur haklarının iptaline karar verildiğini, davaya konu 2018 yılı hesap döneminde müvekkili şirketin önceki yıllara oranla karında fahiş bir artış olmadığını, dönem net karı esas alındığında aylık karın yaklaşık 35.000-TL olduğunu, huzur hakkı ödemeleri ile ortakların kar payı hakkının ihlal edildiğini, kararlaştırılan kar payının önceki yıllarda ödenen fahiş huzur haklarına bağlı örtülü kar payı dağıtımları nedeniyle gerçekte olması gerekenden düşük miktarda ve hakkaniyete aykırı olduğunu,YK üyelerinin ibralarında karar nisabının sağlanamaması sebebiyle yoklukla malul olduğunu, 27.11.2019 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan 5 no’lu YK üyelerinin ibrasına ilişkin kararın yoklukla malul olduğunun tespitine, aksi halda iptaline; kalan kararların tamamının (1,2,3,4,6-7,8,9,10 nolu iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacı …’nun şirketin diğer hissedarları ve yönetim kurulunu teşkil eden … ve …’ın kardeşi olduğunu, diğer davacının enişteleri olduğunu, alınan 5.nolu kararda YK üyelerinin her birinin kendi ibralarında sahibi oldukları paylardan doğan oy haklarını kullanmadığını, toplantının 10.maddesinde yönetim kurulu üyesi oy birliği ile seçildiğini bu hususa ilişkin davacı taraf vekilinin ne olumsuz oy kullandığını, ne de şerh düştüğünü, yönetim kurulunun tek kişi olarak belirlendiğini ve yönetim kurulu üyesi …’un aynı zamanda şirkette aktif olarak fiili çalışması olduğundan maaş/huzur hakkı/ücret ödenmesinin kararlaştırıldığını, toplantının 7.maddesinde kar payı dağılımına karar verildiğini, davacıların şirket faaliyetlerinin hiçbir alanına dahil olmadığını, şirketin kullandığı kredilerde hiçbir sorumluluk altına girmediğini, şirkete dahi gelmediğini,tüm Genel Kurul Kararlarına karşı dava açarak şirketi zor durumda bıraktığını; tüm mesaisini şirkete harcayan davalı ile eşit gelir elde etmesinin ne hukuk ne de hakkaniyet ile bağdaşmadığını, toplantıda alınan karar nisaplarının yasaya uygun olduğunu, iptalinin söz konusu olamayacağını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacılar tarafından dava konusu yapılan 27/11/2019 tarihli genel kurul toplantısında alınan ve dava konusu yapılan 6-7-8-9-10-11 nolu kararlar yönünden davacı tarafın muhalefet şerhi bulunmadığından istemin bu kararlar yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle reddine; 3 nolu kararda muhalefet şerhi bulunmakla birlikte alınan herhangi bir karar bulunmadığından bu nedenle istemin reddine; 4 nolu kararda muhalefet şerhi bulunmakla birlikte davacı vekilinin hazır bulunduğu 26/02/2020 tarihli oturumdaki açık beyanı karşısında 4 nolu kararın tek başına herhangi bir hüküm ifade etmediği, diğer alınan kararlarla bağlantısı olması nedeniyle iptalini talep ettiği, bağlantılı diğer kararların iptaline karar verilmediği dikkate alındığında iş bu kararın iptalinin de istenemeyeceği, bu nedenlerle 4 nolu karar yönünden de istemin reddine; 5 nolu kararın şirket yönetim kurulu üyelerinin ibrasına ilişkin olduğu, şirket yönetim kurulu üyeleri olan … ile …’un birbirlerinin ibralarında TTK 436/2 maddesine aykırı olarak oy kullandıkları, oydan yoksun kişilerin oyları dışındaki toplam oyun 5210 + 2 = 5212 olduğu, karar nisabının bu oy oranına göre 2607 olduğu, karara muhalefet eden oy toplamının 5210 olduğu dikkate alındığında söz konusu karar için gerekli olan nisabın bulunmadığı, kanunun ön gördüğü koşullarda ve oy oranında alınmayan kararın yoklukla malul olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne 27/11/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında alınan 5 nolu kararın yoklukla malul olduğunun tespitine, dava konusu yapmış olduğu 3-4-6-7-8-9-10 ve 11 nolu kararlar yönünden iptal isteminin tümden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacılar vekili; dava konusu genel kurul kararında YK üyesine örtülü kar payı niteliğinde fahiş huzur hakkı ödenmesine ve buna bağlı olarak kar payının düşürülmesine,kar payı dağıtımı hesabı doğrultusunda paylaştırılmasına, oy nisabı ve oydan yoksunluk şartlarına uyulmadan YK üyelerinin ibrasına karar verildiğini genel kurul kararının tümüyle iptali gerektiğini,yönetim kurulu üyesine 45.000-TL huzur hakkı ödenmesinin fahiş olduğunu, 2016-2017 yılı olağan genel kurul kararlarına karşı açtıkları benzer davalarda bu yöndeki fahiş huzur haklarının iptaline karar verildiğini,dönem net karı esas alındığında aylık karın yaklaşık 35.000-TL olduğunu, huzur hakkı ödemeleri ile ortakların kar payı hakkının ihlal edilmesinin dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu,kararda yer aldığının aksine davacılar vekilinin karşı oy kullandığını ve muhalefet şerhi koyduğunu, kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı vekili katılma yoluyla verdiği istinaf dilekçesinde; 27/11/2019 tarihli genel kurul toplantısının 5.maddesinde görüleceği üzere YK üyelerinin her birinin kendi ibralarında sahibi oldukları paylardan doğan oy hakkını kullanmadığını, 5.maddesinde alınan karar ve oylamanın gerek hukuka gerekse TTK’ya aykırı olmadığını, bu nedenle yoklukla malul olduğuna ilişkin tespit kararının kabulünün mümkün olmadığını,takdir edilen ücretin yalnızca huzur hakkı olmadığını, maaş/ücret başlığı altında ödeme belirlendiğini, kısmen kabul kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davanın konusu davalı şirketin 27/11/2019 tarihinde yapılan 2018 yılına ait olağan genel kurul toplantısında alınan 1,2,3,4,5,6,7,8,9,10,11. maddelerin iptali, bu maddelerden 5. maddenin öncelikle yoklukla malul olduğunun tespiti aksi kanaatte olunması halinde iptaline karar verilmesi talebidir. 6102 sayılı TTK’nın 445. ve 446. maddelerinde; toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahiplerinin, yönetim kurulu ile kararların yerine getirilmesi kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa, yönetim kurulu üyelerinden her birinin kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine iptal davası açabileceği belirtilmiştir. TTK’nın 436/2 maddesi gereğince yönetim kurulu üyeleri, kendilerinin ve birbirlerinin ibrasına ilişkin kararlarda oy hakkını haiz değillerdir. Şirkette,…’un 12.392 adet, …’ ın 12.396 adet, …’ nun 5.200 adet …’ 10 adet, … 2 adet hisseye sahiptir. Yönetim kurulu üyelerinin her biri kendi ibralarında sahip oldukları paylardan doğan oy haklarını kullanmayarak 12.396 adet paya sahip … ve velayeten 2 paya sahip … oylarıyla , YK başkanı …’u ve YK üyesi …’ ı ; 12.392 adet paya sahip … ve velayeten 2 paya sahip …’un oylarıyla ,YK üyesi …’ ve yönetim kurulu üyesi …’ ın ibra edildiği anlaşılmaktadır. 5.210 adet pay sahipleri davacılar vekilinin olumsuz oy kullanmıştır. Somut olayda davalı şirketin yönetim kurulu üyeleri, kendi ibralarında oy kullanmamış iseler de bir diğer yönetim kurulu üyesinin ibrasında oy kullanmışlardır. Şirket YK üyeleri dışındakilerin toplam oyunun 5210+2=5212 oy olduğu, red oyları toplamının 5210 olduğu, gerekli oy nisabının sağlanamadığı bu nedenle ibraya ilişkin alınan 5.maddenin yoklukla malul olduğu anlaşılmıştır. TTK’nın 436/2 maddesi emredici nitelikte bulunduğundan, iptal isteyen ortağın ayrıca karara muhalefet etmesi gerekmemektedir.5 nolu kararın yoklukla malul olduğunun tesbitine karar verilmesinde isabetsizlik olmayıp,davalı vekilinin ibra kararının yeterli nisapla alındığına yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Davaya konu genel kurul toplantısına davacıların temsilcisi katılmış olup, alınan 3,4 nolu kararlara muhalefet şerhi verilmiş,ise de diğer kararlara usulen muhalefet şerhi yazdırılmamıştır. Muhalefet şerhi konulmayan 6,7,8,9,10,11 nolu kararlar yönünden dava şartı yokluğundan davanın reddine, 4 nolu kararda muhalefet şerhi bulunmakta ise de davacı vekilinin 26/02/2020 tarihli duruşmada 4 nolu maddenin tek başına iptali yönünde bir taleplerinin olmadığını beyan ettiği, bu taleple bağlı kalınarak ibra kararı dışında alınan diğer kararların iptali talebinin reddine karar verilmesine ilişkin hükümde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle davacılar ve davalı vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcının davacılar tarafından peşin yatırılan 108,80-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 28,10-TL harcın davacılara iadesine, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacılar ve davalı tarafından yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 24/11/2022