Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1259 E. 2022/1694 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1259
KARAR NO: 2022/1694
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2020
NUMARASI: 2019/153 Esas 2020/314 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/12/2022
Davanın reddine ilişkin kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacılar vekili; davalı şirkete ait olan Sapanca ilçesi, … Mah. … Ada …Parseldeki taşınmazın müvekkillerine satışı için tarafların anlaştığını, satış bedeline karşılık 15/08/2016 tanzim tarihli ve 15/10/2016 vadeli 100.000-TL, 15/11/2016 vadeli 100.000-TL, 15/12/2016 vadeli 100.000-TL’ lik toplam 300.000-TL bedelli 3 adet bono verildiğini, bu senet bedellerinin … araç 250.000-TL ve 50.000-TL nakit olarak ödeneceğinin kararlaştırıldığını, Beşiktaş … Noterliği’nin … yevmiye nolu araç satış sözleşmesi ile … aracın 185.000-TL bedel ile …’a satıldığını, gerçekte ise araç satış bedelinin 250.000-TL olduğunu, araç satışına ilişkin irsaliyeli fatura kesildiğini, noterden satış yapıldıktan sonra bakiye olan 50.000-TL’nin şirket yetkilisi …’a ödendiğini, taşınmazın 20.09.2016 tarihinde satış işleminin yapıldığını, davalı şirket tarafından da tapuda satış yapıldıktan sonra irsaliyeli fatura kesildiğini, tapu devrinin tüm borçlar ödendikten sonra yapıldığını, senetlerin bu kapsamda karşılıksız kaldığını, davalı şirkete kayyım atanma tarihine kadar yaklaşık 2 yıl sürede herhangi bir talepte bulunulmadığını belirterek takibe konu 3 adet senetten dolayı borçlu olmadıklarının tespitine, takibin iptaline, %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacıların, müvekkilinin TMSF’ye devredilmesinden önceki süreçte cereyan eden olaylardan bahsetttiğini,iddialarını ispatlayacak bir sözleşmenin dosyaya sunulmadığını, davacıların iddialarını kabul etmediklerini, davacı tarafın basiretli bir tacir gibi davranmadığını beyan ederek; davanın reddine ve alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacıların, dava konusu senetlerin bedelsiz kaldığına ilişkin iddialarının senetle ispatı gerektiği,davacıların iddiasının noterde yapılan resmi araç satış senedinde yer alan ödeme kaydını ve memur tarafından yapılan taşınmaz satışında yer verilen bedelin nakden ve tamamen aldım ibaresini hükümsüz kılmaya yönelik olduğu, davalının tanık dinletilmesine de muvafakat etmediği, davaya konu 15/08/2016 tanzim tarihli, 15/10/2016, 15/11/2016, 15/12/2016 vade tarihli 100.000-TL tutarlı, keşidecisi davacı şirket, gerçek kişi davacının kefil sıfatıyla yer aldığı, lehtarı davalı olan senetlerin, nakden kayıtlı olduğu, davacılar mezkur senetleri, taşınmazın devrine ilişkin verdiklerini beyan ettikleri, senetler üzerinde nakden kaydı nedeniyle senedin ihdas nedeninin davacılar tarafından talil edildiği, senetlerin taşınmaz satışına ilişkin olarak verildiği ve sonrasında araç devri ve 50.000-TL elden nakit ödeme iddiasının davacılar tarafından yazılı delille ispatlanamadığı, davacılar vekiline, dava dilekçesinde dayanılan yemin delili hatırlatıldığı, ibraz edilen yemin metni davalı şirket yetkilisine tebliğ edildiği ve huzurda yeminin eda edildiği, akabinde ispatlanamayan davanın ve kötüniyet tazminatı şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacılar vekili; mahkemenin senetler üzerinde nakden yazdığı yönündeki değerlendirmesinin hatalı olduğunu, bu senetlerin nakden değil teminat olarak alındığını,satış bedeline teminat olarak senet verilmiş ise de, davalı şirkete olan borcun … araç 250.000-TL + 50.000-TL’ de nakit olarak ödendiğini, noter satış sözleşmesi ve bilirkişi raporunun da bu hususu desteklediğini,aracın Noter sözleşmesinde 185.000-TL olarak belirtildiğini ,ancak tarafların 250.000-TLde anlaştığını,aracındevir tarihi olan 05.09.2016 tarihi itibariyle bilirkişi marifeti ile değerinin tespit edilmesi gerektiğini,mahkeme tarafından bu talepleri değerlendirilmeden karar verildiğini, davada yazılı delil başlangıcı bulunduğunu ancak mahkemece dosyaya sundukları tanıkların dinlenmeden hüküm kurulduğunu, mezkur dava açısından tanıkların dinlenmesi,yazılı delil başlangıcı gibi tüm unsurların birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, senetlerin dayanağı ile ilgili şirket kayıtlarında hiçbir kayıt söz konusu olmadığını, davalı şirketin alaacğı gerçek bir alacağa dayanıyorsa bu senetlerin hangi alacak için alındığı hususunda kayıt olması gerektiği, davalı şirket yetkilileri … ve …’ın FETÖ terör örgütü nedeniyle yurt dışına kaçtığını ve şirketlerine el konularak kayyum ataması yapıldığını,yemin delilinin muhatapları … ve … olduğunu, mahkeme tarafından yemin usulüne uygun ve muhatabı olan kişi tarafından yapılmadığını, ileri sürerek kararın kaldırılarak davanın kabulünü talep etmiştir.
GEREKÇE:Davanın konusu satış bedeline karşılık verildiği ileri sürülen senetlerin ,satış bedeli araç devri+nakit olarak ödendiği iddiasıyla açılan menfi tespit davasıdır. Alacaklı … İnş. A.Ş. tarafından borçlular … Ltd. Şti. ve … aleyhine 3 adet bonoya istinaden kambiyo senedine dayalı icra takibi başlatıldığı, takibe konu bonoların tanzim tarihinin 15.08.2016 vade tarihlerinin 15.10.2016 – 15.11.2016 ve 15.12.2016 tarihleri olduğu, her bir senedin bedelinin 100.000-TL olduğu, davacıların keşideci – ve aval olduğu görülmüştür.Davacılar tarafından takibe konu bonoların taşınmaz satış bedeline ilişkin olarak teminat amaçlı verildiği, taşınmazın satış bedelinin müvekkil şirkete ait … araç ve 50.000-TL nakit olarak ödenmek suretiyle ödendiği ileri sürülmüştür. … İnş. A.Ş. Tarafından düzenlenen 20.09.2016 tarihli … irsaliyeli fatura ile taşınmazın satış bedelinin 299.999,66-TL belirtildiği, tapuda satış işleminin 20.09.2016 tarihinde yapılarak taşınmazın … Ltd. Şti. adına tescil edildiği, Beşiktaş … Noterliği tarafından tanzim edilen 05.09.2016 tarih … yevmiye nolu araç satış sözleşmesinde … plakalı aracın … Ltd. Şti. tarafından …’a 185.000-TL bedelle satıldığı, … Yapı tarafından aynı tarihte 05.09.2016 tarihinde 185.000-TL bedelli irsaliyeli fatura düzenlendiği sabittir. Bilirkişi raporunda, davacının ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliğine sahip olmadığı, davalının ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu, davacı defterlerinde, 3 adet senedin defter kayıtlarına işlenmediği, arsa kaydının ve araç faturasının defterde kayıtlı olduğu, …’a 50.000-TL ödeme yapıldığına ilişkin herhangi bir kaydın bulunmadığı, davalının defterlerinden davacı şirketten alınan senetlerin deftere kaydedildiği, arsanın yevmiye kaydının defterde görüldüğü, davacı şirketin …’a sattığı aracın kaydı ve nakit olarak verildiği iddia edilen 50.000-TL’nin kayıtlarda görülmediği belirtilmiştir. TBK’nın 207. maddesi, “Satış sözleşmesi, …Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler.” hükmünü haizdir. Menfi tespit davasında kural olarak; hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü kıymetli evrakta hak iddia eden davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Ancak, borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş; ancak, bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. Zira davacı borçlu senedin bir hukuki ilişkiye dayanmadığını değil, başka bir hukuki ilişkiye dayandığını ileri sürmekte, temelde bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmektedir. Kambiyo senedinin teminat senedi olarak verildiğini iddia eden taraf, bu hususu alacağın miktarına göre yazılı belge ile ispatlamalıdır. HGK’nun 14.03.2001 tarih 2001/12-233 ve 20.06.2001 tarih, 2001/12-496 sayılı kararlarında da benimsendiği üzere, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı belge ile kanıtlanmalıdır. İİK’nun 169/a maddesi uyarınca, belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesi gereklidir. Davacılar tarafından bonoların taşınmaza ilişkin satış bedeline istinaden teminat olarak verildiği iddiasının yazılı olarak ispat edilmesi gerektiği, bonolar üzerinden herhangi bir teminat ibaresinin yer almadığı,20.09.2016 tarihli tapu satış senedinde taşınmazın 254.237-TL bedelle, … İnş. A.Ş. tarafından … Yapı Ltd. Şti. ye satıldığı, satış bedelinin nakden ve tamamen alındığının beyan edildiği, takibe konu bonolar üzerinde nakden ibaresi bulunduğu, davacıların bahsettiği Mercedes aracın …’a satışının gerçekleştirildiğiancak, araç satışının borç ikrarı sayılan senetler içeriği borç nedeniyle yapıldığı ve 50.000-TL elden ödemeye ilişkin yazılı bir belge sunulmamış,davalı şirket temsilcisi de usulen yemini eda etmiş bulunmakla davacılar senetlerin bedelini ödediklerini ispatlayamamışlardır.Davacıların yazılı delil başlangıcı sayılabilecek bir belge sunmadıkları anlaşılmakla davacılar vekilinin eksik inceleme yapıldığına yönelik istinaf nedeni yerinde bulunmamıştır. Davacılar vekili, yeminin muhatabının … ve … olduğunu ileri sürmüş iseler de HMK’nın 228/2 maddesinde; yemini, temsile yetkili kişi veya organ yahut kanuni mümessilin eda edeceği düzenlendiği, bu hükme göre yemin; yemin teklifine konu vakıanın gerçekleştiği tarihteki değil, yemin tarihindeki yetkili olan temsilci tarafından eda edilebileceğinden davacılar vekilinin bu hususa yönelik istinaf nedeni yerinde bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle ;takibe konu senetler karşılığının devir edilen araç ve bakiye 50.000-TL elde ödeme iddiası kanıtlanamadığından davanın reddine dair verilen kararda isabetsizlik görülmemiş , davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davacılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 01/12/2022