Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1254 E. 2023/1160 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1254
KARAR NO: 2023/1160
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/10/2017
NUMARASI: 2015/2018 Esas – 2017/1112 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Saklama Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın, davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalının Almanya’dan ithal ettiği dört kap sentetik liften dokunmuş mensucat cinsi eşyanın 28/05/2010 tarihli özet beyana kayıtla Türkiye’ye giriş yaptığını ve aynı tarihte müvekkilinin antreposuna bırakıldığını, 28/05/2010-17/02/2015 tarihleri arasındaki antrepo ücreti için 17/02/2015 tarihli ve 9.760-TL bedelli e-faturanın düzenlenerek davalıya gönderildiğini, tüm ihtarlara rağmen davalının fatura bedelini ödememiş olması sebebiyle davalı aleyhine Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile 9.760-TL bedelli icra takibinin başlatıldığını, davalının haksız ve kötüniyetli bir şekilde takibe itiraz ettiğini ileri sürerek, davaya konu icra takibinde davalının vaki itirazının iptaline, takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere hesap edilecek icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilemesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkili adına ithal edilmek üzere gönderilen 4 kap 71 kg emtiaya ilişkin özet beyanın müvekkiline iletilmesinin akabinde, antrepo beyannamesinin hazırlanarak gönderilen malın sipariş ile uygun olmadığının davacıya bildirildiğini ve malın tasfiyeye bırakıldığını, bu bildirimden itibaren emtia hakkında müvekkiline hiç bir sorumluluğun yüklenemeyeceğini; bu durumda Gümrük Mevzuatı kapsamında yapılması gereken davacının müvekkiline tebligat göndererek 30 gün beklenilmesi işleminin yapılmadığını; davacının 2010 yılında deposuna giriş yapan emtia ile ilgili olarak yaklaşık 5 yıl sonra fatura keserek icra takibi başlattığını, bu süre içinde müvekkiline hiçbir bildirimde bulunmadığını, müvekkilinin malın tasfiye edildiğini düşündüğünü, fatura gönderilince emtianın tasfiye edilmediğinden haberdar olduğunu, müvekkilinin e-faturaya itirazda bulunarak faturayı iade ettiğini, 24/03/2015 tarihinde gümrük müdürlüğüne başvurarak 28/05/2010 tarihli 68562 sayılı beyannamenin iptali ve davacının antreposunda bulunan malların tasfiyesinin istenildiğini; kabul anlamına gelmemek üzere bir an için davacının antrepo ücretine hak kazandığı düşünülse dahi mevzuat gereği antrepo beyannamesinin verildiği tarihten itibaren 6 aylık bir süre için bedel ödeme yükümlülüğünün olduğunun kabulünün gerektiğini; taraflar arasındaki uzun süreden beri devam eden ticari ilişki dikkate alındığında taraflar arasındaki mutabakat gereğince 30-TL maktu bedel belirlendiğini, davaya konu icra takibinde istenilen miktarın fahiş olduğunu, davacının kötüniyetli bir şekilde icra takibine giriştiğini belirterek, davanın reddine, davaya konu icra takibinin iptaline, ret miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Taraflar arasında imzalanan 12/06/2006 tarihli gümrük depolama hizmet sözleşmesinin süresiz olduğu, ücret kararlaştırılmamış olsa bile davacının ücret talep edebileceği; yapılacak hesaplamada antrepo işleticisinin kendi tarifesine göre emtianın brüt ağırlığının esas alınması gerektiği, brüt ağırlığına göre antrepoda çok yer kaplayan hacimli mallarda ise şartların oluşması halinde 1 m3=333 kg kriteri ile “volüm ağırlığı” üzerinden ücret tahakkuk ettirilebileceğinin kararlaştırıldığı ve önceden duyurulmuş olması halinde antrepocunun minimum tonaj olarak 100 kg veya 1 ton üzerinden de ücret talep edebileceği ancak bu nev’iden kayıtların sadece malın antrepoda kısa süreli kalmasında yani standart işlemlerde uygulanabileceği, rutin dışı çok uzun süre kalan malın birikmiş ardiye ücretinde ise asgari kilo yerine gerçek kilo üzerinden hesaplama yapılması gerektiği, antrepo işleticilerinin kendi ücret tarifelerine göre ücret istemeleri söz konusu olabilecek ise de piyasaya kıyasen fahiş ücretin kabul edilemeyeceği, bu hususun dürüstlük kuralları çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği, bu değerlendirme yapılırken objektif kriter olan sektörde aynı işi yapan diğer antrepoların ücret tarifelerinin ortalamalarının gözetilmesi gerektiği; bilirkişi tarafından dosyaya sunulmuş ve mahkemece de benimsenmiş raporda A tipi genel antrepoların uyguladıkları fiyat ortalamalarının belirtildiği, buna göre davaya konu emtia için 28/05/2010-17/02/2015 tarihleri arasındaki 1726 günlük rutin dışı gümrükte depolama süresi için talep edilebilecek ücret ve masrafların faturanın tanzim edildiği tarihte geçerli olan TCMB efektif satış kuru baz alınarak 813,79-TL olarak hesaplandığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile icra takibinin 813,79- TL asıl alacak üzerinden devamına, bu miktara yıllık %10,50 oranından başlamak ve talebi aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, kabul edilen asıl alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; mahkemece müvekkilinin alacağının mevcut olduğunun ve haklılığının tespit edildiğini ancak kabul edilen alacak miktarının taraflar arasındaki sözleşmeye ve mevzuata aykırı olarak tespit edildiğini, dosyaya sundukları 2004 tarihli sözleşmeden de görüleceği üzere 1.000- kg altında kalan ürünlerin 1.000- kg olarak hesaplanacağının kararlaştırıldığını, sözleşmedeki bu şartın ayrıca antrepoculuk sektörü uygulamasında genel kabul gördüğünü, buna göre müvekkilince yapılan hesaplama gereğince davaya konu icra takibinde talep edilen miktarın doğru olduğunu, bu hususta taraflarınca ek bilirkişi raporu alınması istenilmiş ise de bu taleplerinin kabul edilmeyerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığını, 2006 yılındaki sözleşmede ücret hesaplanmasına ilişkin detayın mevcut olmadığını, o sözleşmenin davalının gümrük müdürlüğüne sunmak üzere talep etmesi sebebiyle öyle bir içerikte düzenlendiğini, 2006 yılındaki sözleşmeyle 2004 yılındaki sözleşmenin değiştirilmediğini veya aksine bir şart yazılmadığını belirterek,kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, saklama sözleşmesi uyarınca antrepo ücreti için düzenlenen fatura alacağının davalıdan tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davaya konu ardiye ücretine konu emtianın 27/05/2010 tarihli gümrük beyannamesinin incelenmesinde alıcının davalı … A.Ş. ve beyan sahibi/temsilcisinin dava dışı bir gümrük müşavirliği şirketi olduğu, beyannameye konu malların sentetik liflerden dokunmuş 71 kg ağırlığındaki dört kaptan oluşan mensucat olduğu; davalının 23/03/2015 tarihli gümrük müdürlüğüne sunduğu dilekçesiyle, davaya konu taşıma işlemindeki emtianın siparişinin iptal edilerek istenmediğini, bu nedenle de davacının antreposunda bulunan eşyaların tasfiye hükümlerine tabi tutulmasını ve beyannamenin de iptal edilmesini talep ettiği; bu talep üzerine de gümrük müdürlüğü tarafından beyannamenin iptal edilmiş statüde olduğunun bildirildiği görülmüştür. Davalı vekilinin cevap dilekçesinin ekinde sunduğu taraflar arasındaki 12/06/2006 tarihli “Gümrüklü Depolama Hizmet Sözleşmesi” başlıklı altı maddeden oluşan sözleşmenin, 2. maddesi “Sözleşme süresizdir.” ve 3. maddesi de “Ücret ve ödemeler … Lojistik Gümrüklü Antrepo fiyat tarifesine göre ve kesim tarihinde peşin olarak yapılacaktır.” hükümlerini haizdir. Yine davacı vekilinin yargılama aşamasında dava dosyasına sunduğu 10/02/2004 tarihli “… Tekstil Antrepo Hizmet Sözleşmesi” başlıklı on maddeden oluşan sözleşmenin 1. maddesinin “Kimyevi maddeler için ardiye ve hammaliye ücreti %100 zamlı uygulanır.”, 2. maddesinin “Hacimli ürünlerde 1m3 = 333 kg olarak hesaplanır.”, 4. maddesinin “Minimum ardiye ücreti ordino başına 20 Eurodur.”, 6. maddesinin “1.000 kg altında kalan ürünler 1.000 kg olarak hesaplanır.” ve 8. maddesinin “Fiyatlandırma, fatura kesim tarihindeki TCMB döviz alış kuru üzerinden hesaplanır.” hükümlerini içermektedir. Davalı vekili, işbu 2004 tarihli sözleşme ön inceleme aşamasından sonra sunulduğundan iddianın genişletilmesi kapsamında kabul etmediklerini, sözleşmenin zamanaşımına uğradığını ve 2006 tarihli sözleşmeye rağmen o sözleşmenin geçerli olduğunu ileri sürmenin dürüstlük kuralına aykırı olduğunu belirtmiş olup; sözleşmenin taraflar arasında kdeilmediğine ilişkin bir itirazda bulunmamıştır. HMK’nın “Sonradan delil gösterilmesi” başlıklı 145. maddesinin birinci maddesi uyarınca, tarafların Kanunda belirtilen süreden sonra delil gösteremeyecekleri ancak bir delilin sonradan ileri sürülmesi yargılamayı geciktirme amacı taşımıyorsa mahkemece o delilin sonradan gösterilmesine izin verilebileceği kabul edilmiştir. Söz konusu kural gereğince, anılan sözleşmenin sunulmasının yargılamayı uzatıcı mahiyette olmadığı, taraflar arasındaki antrepo sözleşme ilişkisinin uzun süreden beri devam ettiği gözetildiğinde sözleşmenin zamanaşımına uğramasının söz konusu olmayacağı ve 2006 tarihli sözleşme ile 2004 yılındaki sözleşmedeki somut uyuşmazlığa ilişkin hususun ilga edildiğine dair açık bir şart bulunmadığından davalı vekilinin dürüstlük kuralına aykırılığa yönelik yargılamadaki itirazları da yerinde görülmemiştir. 6098 sayılı TBK’nın “Ardiyecinin hakları” başlıklı 574. maddesinin birinci fıkrasına göre davacı, kararlaştırılmış veya alışılmış olan ardiye ücretini ve saklamadan doğmayan bakım, taşıma ve gümrük gibi bütün giderlerini isteyebilecektir. Bu anlamda özellikle tacir olan taraflar arasındaki 2004 ve 2006 tarihli sözleşmelerdeki antrepo ücretinin davacı şirketin fiyat tarifesine göre ve 1.000 kg ağırlığın altında kalan ürünlerin de 1.000 kg olarak hesap edileceği.sektörde teamülün bu yolda olduğunun Dairemizce istinaf incelemesi yapılan emsal dosyalar nedeniyle bilindiği dikkate alındığında, ücrete konu emtianın 1.000 kg üzerinden hesap edilmesi gerekmektedir. Somut olaydaki bu hesaplamada, bilirkişi raporunda makul olduğu tespit edilen, davacı şirketin talebine esas teşkil ederek mahkemece hükme esas alınan davacı şirketin antrepo ücret listesindeki değerlerin kullanılması icap etmektedir. Buna göre, hem bilirkişi raporu hem de istinaf başvurusunda bulunan taraf dikkate alındığında, 1-15 günde 1 ton için 0,90-Euro’dan 13,50-Euro, 16-30 günde 1 ton için 1,40-Euro’dan 21-Euro ve bakiye 1.696 günde 1 ton için 2- Euro’dan 3.392-Euro olmak üzere toplam 1.726 gün için 3.426,50-Euro ardiye ücreti; 6-Euro hamaliye ücreti, 2-Euro maniplasyon ücreti, 1-Euro etiketleme ücreti, 30-Euro gümrük kayıt ücreti ve 4-Euro teminat olmak üzere toplam 3.467,50-Euro hesaplandığı, 1 Euro=2,8090-TL (bilirkişi raporunda da itiraza uğramamış olan değer) üzerinden davacının 9.740,20 TL antrepo ücret alacağının doğduğu görülmektedir. Ancak TBK’nın 114/2 hükmünün delaletiyle uygulama alanı bulan tazminatın indirilmesini düzenleyen TBK’nın 52. maddesinde zarar görenin, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkimin, tazminatı indirebileceği veya tamamen kaldırabileceği hüküm altına alınmıştır. Bu kuraldan hareketle, emtianın 1.726 gün boyunca antreposunda kaldığı ve gümrük mevzuatı hükümleri de gözetildiğinde, davacının antrepo ücretinin artmasında etkili olduğu kabul edilerek hesap edilen 9.740,20-TL ücretin takdiren %50 oranında indirilerek davaya konu icra takibinin 4.870,10- TL asıl alacak üzerinden devam etmesinin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle; davanın 4.870,10-TL alacak yönünden kısmen kabulüne hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değil ise de, yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak yeniden hüküm verilmek suretiyle itirazın kısmen iptaline, asıl alacak miktarı üzerinden icra inkar tazminatına ve fazla istemin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/2018 Esas – 2017/1112 Karar sayılı 18/10/2017 tarihli kararının, HMK m.353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kısmen kabulüne; davalının İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline, 4.870,10-TL asıl alacağın takip tarihinden itibaren %10,50 ve değişen oranlarda avans faizi işletilerek takibin devamına, fazla istemin reddine, %20 oranda hesaplanan 974,02-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine” İlk derece mahkemesine ilişkin olarak ;”Alınması gereken 332,67-TL nispi karar ve ilam harcından mahkeme veznesine yatırılan 117,88-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 214,79-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 145,58‬-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından sarf edilen 1.100-TL bilirkişi ücreti, 121,50‬-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.221,50-TL yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı lehine taktir olunan 4.870,10-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı vekili için Mahkemece takdiri indirim yapılması sebebiyle dava kısmen red edildiğinden vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından sarf edilen 23,50-TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/07/2023