Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1218 E. 2023/66 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1218
KARAR NO: 2023/66
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/06/2020
NUMARASI: 2019/443 Esas – 2020/326 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/01/2023
Davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirket tarafından Nakliyat Emtea Taşıma Sigorta Poliçesi ile sigortalı … Elektrik San. ve Tic. Aşne ait üç adet dizel motorun 26.08.2018 tarihinde davalı şirket tarafından … plakalı araç ile taşınırken, nakliye hizmetinin gerektiği gibi verilmemesi sebebi ile hasar gördüğünü, tespit tutanağında motorların nakliye sırasında birbirlerine dayanmaları sonucunda pervanelerinde ve motor ayaklarında hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini,davalı taşıyıcının ürünün sabitlenmesinde gereken özeni göstermediğini, araç sürücüsünün ani fren yapmasından kaynaklı olarak paletlerin kaymak sureti ile birbirine çarptığını, emtiaların hasar görmesi nedeniyle müvekkili şirket tarafından sigortalıya 28.12.2018 tarihinde tazminat ödendiğini belirterek, 4.877-Euro tazminatın ödeme tarihinden itibaren avans faizi işletilerek davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkili şirketin hasarın meydana gelmesinde kusuru bulunmadığını,ürünlerin gönderici tarafından yüklendiğini, taşıyıcı olan müvekkilinin sürücüsü tarafından yükümlülüğü bulunmamasına rağmen spanset ile bağlama yapılarak ürünlerin kaymasının engellenmesinin amaçlandığını, ancak buna rağmen yüklemenin gereği gibi yapılmaması nedeniyle ürünlerin kayması sebebi ile hasarın meydana geldiğini, gerek kusur durumu gerek gerçek hasar durumunun tespiti için bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, taşınan malların hasar görmesinde davalı ile yüklemeyi yapan dava dışı tedarikçi firmanın % 50 kusuru bulunduğu, dava dışı sigortalıya poliçe kapsamında ödeme yaparak bu firmanın haklarına halef olan davacı sigortacı şirketinin yaptığı ödemeyi ödeme tarihinden itibaren faiziyle talep edebileceği, ancak teknik bilirkişi incelemesinde de saptandığı üzere hasarın meydana gelmesinde üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmeyen davalı taşıyıcı ile dava dışı göndericinin yarı oranda kusurlu bulundukları, davacı sigortacı şirketinin yaptığı ödemeyi ancak davalının kusuru oranına tekabül eden kısmını davalıdan talep edebileceği gerekçesiyle yapılan ödemenin % 50 kusura tekabül eden 2.438,26-euro tazminatın sigortalıya ödeme tarihi olan 28/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca belirlenen faiz oranı uygulanarak davalıdan rücuan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; tanık dinletme taleplerinin mahkemece karşılanmadığını, mahkemece tanıkların dinlenilmesinden vazgeçilerek karar verilmesi ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini,kararda sadece bilirkişi raporuna atıfta bulunulduğunu, kararın gerekçe içermediğini, bilirkişi heyeti tarafından, CMR’nin 17. maddesi gereğince taşıyıcı tarafından üstlenilmedikçe yükleme ve istiflemeden sorumlu tutulamayacağının belirtilmesine rağmen meydana gelen hasardan müvekkilinin yarı oranda sorumlu tutulmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkili taşıyıcının eşyanın istifinden ve yüklemesinden sorumlu olmadığını, davalı sigorta şirketinin hasar bedelini göndericiden talep etmesi gerektiğini, müvekkilinin spanzet kullanmasının zorunlu olmadığı halde spanzet kullanarak üzerine düşen yükümlülüğü fazlasıyla yerine getirdiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla işin asıl sorumlusu yanında ikincil sorumlu olan müvekkiline yarı oranda kusur yüklenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu oranın yerleşik Yargıtay içtihatlarına da aykırı olduğunu, dosyada spanzetlerin kayma yönünde atılmadığına dair bir veri bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacı sigorta şirketi tarafından sigorta poliçesi kapsamında sigortalı dava dışı firmaya yapılan ödemenin davalı taşıyıcıdan rücuen tazmini istemine ilişkindir.Davacı sigorta şirketi tarafından sigortalanan sigortalıya ait emtianın davalı şirket tarafından taşınması esnasında hasar gördüğü, hasarın poliçe kapsamında bulunduğu ve 4.876,51-euro hasar bedelinin davacı tarafından sigortalıya ödendiği hususunda uyuşmazlık yoktur.Uyuşmazlık, taşınan malların hasar görmesinde davalının kusur ve sorumluluğu bulunup bulunmadığı ve bu doğrultuda, davacı yanca sigortalıya yapılan ödemenin davalıdan rücuen istenip istenmeyeceği noktasındadır. Her ne kadar davalı tarafça tanık dinletme talebinde bulunulmuş ise de tanık listesi sunulmadığı gibi tanıkların mahkemede de hazır edilmediği dikkate alındığında davalının savunma hakkının kısıtlandığına dair istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. CMR 17/2. maddesinde eğer kayıp veya hasarın hasara uğrayan malların ambalajlanmaması yada hatalı ambalajlanmasından, yükün gönderici veya alıcı tarafından yüklenmesi ve alınmasından, özellikleri gereği özel risklerden doğması halinde taşıyıcının zarardan sorumlu olmayacağı düzenlenmiştir. Ancak, yükün ambalajının kifayetsiz ya da ambalajsız olmasından veya araca hatalı istiflenip, sabitlenmesine bağlı tertipleme hatalarından dolayı vuku bulan hasarlardan taşıyıcı sorumlu tutulamayacağı öngörülmüş olmakla birlikte ambalaj, yükleme, boşaltma ve istifleme gönderici ve alıcıya ait olsa bile taşıyıcının basiretli bir tacir gibi davranarak nezaret görevi ve sorumluluğunun bulunduğu yerleşik yargı uygulamasıdır. Taşınacak emtianın ambalajsız veya ambalajının kifayetsiz olması ya da araca ve güzergaha uygun olmayan şekilde sabitlenmesi halinde taşıyıcı göndereni uyarmadan ve CMR’ nin 8 ve 9. Maddelerine uygun olarak taşıma senedine çekince koymadan yükü teslim alır ve yükte bu sebepten hasar meydana gelirse, öncelikle zarara sebep olan hatayı taşıyıcının nezaret borcu esnasında kendi bilgisiyle fark edip edemeyeceğinin tespiti gerekecektir. Fark edebileceği durumlarda, hasar kifayetsiz ambalaj veya istif hatasından ya da yükün usulüne uygun bir şekilde sabitlenmemesinden kaynaklansa da zararın taşıyan ve gönderen arasında paylaştırılması ve taşıyıcıya müterafik kusur atfı gerekmektedir. Yükleme ve istif hatasının açıkça göründüğü hallerde kusurun ağırlıklı bölümü gönderenin üzerinde bırakılır. Somut olayda emtiadaki hasarın özel palet veya sehpa üzerinde nakliyesi yapılan jeneratör motorlarının üzerinde bulunduğu sehpa ve paletlerin herhangi bir sebeple kayması, devrilmesi veya taşınan emtianın zarar görmemesi için dorse tabanına gereği gibi sabitlenmemesi veya paletler arasında gereği gibi sabitleyici takozlar konulmamasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Yükleme ve istiflemenin davalı taşıyanın sorumluluğunda olduğuna ilişkin bir sözleşme hükmü bulunmadığından, yükleme ve istiflemeden kaynaklı hasar kural olarak göndericinin sorumluluğundadır. Ancak kural olarak taşıma ilişkisinde ambalajlama, yükleme ve sabitleme yükümlülüğü gönderene ait olsa bile davalı taşıyanın tali de olsa yüklemeye nezaret yükümlülüğü bulunmaktadır. Taşımanın gerçekleşeceği mesafe de dikkate alındığında nakliye sürecinde emtianın hasar görebileceğini taşıyıcının “basit bir değerlendirmeyle” öngörmesi mümkün olup, bu konuda gerekli özenin gösterilmemiş olması nedeniyle taşıyıcının somut olayda “yüke olan özen yükümlülüğünü ihlalden” dolayı müterafik kusurunun bulunduğunun kabulü gerekir (Yargıtay 11. HD’nin 07.03.2016 tarih, 2015/7457 E.,2016/2437 K.-19.11.2013 tarih, 2013/6260 E., 2013/20837 K.-08/01/2018 tarih, 2016/4836 E. 2018/28 K. Sayılı emsal kararları). Ancak göndericinin sabitleme ve istifleme hatasını basit bir inceleme ile tespit edebilecek nitelikte olduğu anlaşıldığından davalı taşıyıcının kusurunun daha hafif derecede olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda yetersiz ambalaj ve istiflemenin yol koşulları ile birleşmesi neticesinde meydana gelen hasardan davalı taşıyıcının kusur oranının %25 olarak kabulü ile buna isabet eden alacağa hükmedilmesi gerekirken davalının eşit kusurlu olduğu kabul edilerek fazla bedele hükmedilmesi doğru olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına, yapılan hata nedeniyle yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından 1.219,25-Euro tazminatın 28/12/2018 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalıdan rücuan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/06/2020 Tarih 2019/443 Esas – 2020/326 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kısmen kabulü ile; 1.219,25-Euro tazminatın sigortalıya ödeme tarihi olan 28/12/2018 tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi uyarınca kamu bankalarının 1 yıl vadeli euro hesaplarına uyguladığı en yüksek faiz oranı işletilerek davalıdan rücuan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla istemin reddine,” İlk Derece Yargılamasına ilişkin olarak; “Peşin harcın karar harcına mahsubuna başka harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafça yatırılan 594,93‬-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 1.800-TL bilirkişi ücreti ve 71,80-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.871,80-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 468-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,kalanın davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı lehine takdir olunan 3.400-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı lehine takdir olunan 9.200-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Davalı tarafça yatırılan 330,4‬0-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine, Davacı tarafından yapılan 22-TL istinaf yargı giderinindavanın kabulü oranında hesaplanan 6-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,kalanın üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafça yapılan 43-TL istinaf yargı giderinin davanın reddi oranında hesaplanan 30-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,kalanın üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/01/2023