Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1214 E. 2020/1133 K. 10.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1214
KARAR NO : 2020/1133
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/05/2019
NUMARASI: 2018/764 Esas 2019/546 Karar
DAVA: Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/11/2020
Konusu kalmayan dava nedeniyle bir karar verilmesine yer olmadığına ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA :Davacı vekili ; müvekkilinin davalıdan, ilgili makama verilmek üzere 29.02.2016 açılış tarihli 31.03.2019 vadeli 976108 nolu 2.060.842- TL bedelli teminat mektubu aldığını ve bankanın mektup için %1.748 oranında komisyon uyguladığını, davalının 11.05.2018 tarihinde müvekkil firmaya mail göndererek teminat mektubu komisyon oranının %1.748’den %2’ye çıkarılacağını bildirdiğini, teminat mektubu komisyon oranı artışına dair hiç bir gerekçe sunmadığını, komisyon oranını tek taraflı revize ettiğini, komisyon oran artışının yasal dayanağı olmadığını beyan ederek, taraflar arasındaki komisyon oranları hususunda doğan anlaşmazlığın mahkeme eli ile giderilmesini ,%1.748 oranında komisyon uygulanması gerektiğinin tesbitini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili; davaya konu edilen teminat mektubunun davacı tarafından 13.07.2018 tarihinde müvekkil bankaya iade edildiğini, bu nedenle davanın konusuz kaldığını, davacının müvekkil bankaya herhangi bir teminat mektubu komisyon ödemesi yapmadığını, banka ile komisyon oranlarının değişmeyeceğine ilişkin ayrıca bir anlaşma yapılmadığı sürece komisyon oranlarının ilgili dönem için geçerli olduğunu beyan ederek, davanın konusuz kaldığına dair karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece,tespite konu teminat mektubunun dava açıldıktan sonra, 13/07/2018 tarihinde davacı tarafından bankaya iade edildiğini, davanın konusunu teşkil eden teminat mektubunun iade olması ve tespite esas olacak nitelikte bir uyuşmazlık bulunmadığından konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dava açılışına davalının sebebiyet vermediği ve davacının yalnızca tespit istemede bir nevi hukuki yararının da bulunamayacağı dikkate alınarak davalı taraf lehine vekalet ücreti ile yargılama giderlerine hükmedilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili; müvekkili şirketin,komisyon tutarına ilişkin değişikliğe, itirazlarını hukuki olarak dile getirdiğini, BDDK’dan da uyuşmazlığın yargı merciine intikal etmesi gerektiğine dair cevap aldığında huzurdaki davayı açtığını,ihtiyati tedbir talebinin reddi üzerine müvekkilinin ileride doğacak zararları en aza indirme ve kendi ticari hayatı için sorun oluşturması sebebiyle 13/07/2018 tarihinde teminat mektubunu iade ettiğini, dava ve iadeden sonra komisyon oranının davadaki talep gibi %1,748 oran üzerinden kabul edildiğini, davanın açıldığı tarihte haklı olduğunu, bu nedenlerle kararın kaldırılarak yargı gideri ve vekalet ücretinin davalı banka üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava, bankanın uyguladığı teminat mektubu komisyon oranının mahkemece belirlenmesine yönelik tespit davasına ilişkindir. 6100 sayılı HMKnun 106. maddesinde tespit davasıyla ilgili olarak “Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Tespit davasında, sadece tespit hükmü verilebilir. Tespit davasında verilen karar ile hukuki ilişkinin varlığı veya yokluğu kesin olarak tespit edilir. Bir tespit davasının kabule şayan olabilmesi için, bu davanın konusunu oluşturan hukuki ilişkinin var olup olmadığının mahkemece hemen tespit edilmesinde davacının menfaatinin (hukuki yararının) bulunması gerekir. Hukuki yarar bir dava şartıdır. Eda davalarında ve inşaî davalarda hukuki yararın bulunduğu varsayılır. Tespit davalarında ise her olayın özelliğine göre davacının tespit davası açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı değerlendirilmeli, özellikle eda davası açılması mümkün olan hallerde olumlu tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmelidir. Somut olayda, davalı banka tarafından komisyon oranının %2 ye çıkartıldığına ilişkin bildirim üzerine eldeki dava açılmıştır.Dolayısıyla davacının komisyon oranının tesbitine ilişkin iddiası banka tarafından yapılacak bir ödeme isteminde bir menfi tesbit davası veya alacaklı tarafından açılacak bir eda davasında savunma olarak ileri sürülebilecek niteliktedir. Görülmekte olan veya açılacak bir davada iddia ve savunma olarak ileri sürülebilecek konular için ayrı (müstakil) bir tespit davası açmakta hukuki yarar yoktur.Davacı vekili tarafından istinaf başvurusu vekalet ücreti ve yargı gideri bakımından yapıldığından hüküm diğer yönleri ile kesinleştiğinden istinaf incelemesi istinaf edilen kısım ile sınırlı olarak yapılmıştır.HMK 331-(1) madde de”davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek olmayan hallerde, hakim davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama giderini takdir ve hükmeder “şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre davanın açılış tarihi itibariyle tespit davası olarak açıldığı davacının zarara yönelik talebinin olmadığı ve davadan sonra teminat mektubunu iade ettiği anlaşılmakla dava açmakta hukuki yararı bulunmayan davacı yararına yargı gideri ve vekalet ücreti hükmedilmemesinde isabetsizlik görülmemiş davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,
HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi10/11/2020