Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/120 E. 2020/110 K. 30.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/120
KARAR NO : 2020/110
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2019 (Ara Karar)
NUMARASI : 2019/347 Esas
TALEP: İhtiyati Hacze İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/01/2020
İhtiyati hacze itirazın reddine ilişkin ara kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
İTİRAZ : İhtiyati hacze itiraz eden karşı yan vekili; ihtiyati haciz isteyen ve … ile Hatay Büyükşehir Belediyesi arasında geminin kiralanması ve Hatay Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı olarak “…” ismi ile Samandağ ve İskenderun’dan Mersin, Gazimağusa ve Beyrut’a kadar uzanan bir güzergahta deniz otobüsü seferleri başlatmak üzere anlaşma sağlandığını, …’ın alım–satım sözleşmesine “alıcıların garantörü” olarak imza attığını, fakat, Hatay Büyükşehir Belediyesi’ nin, bu projeyi hayata geçiremeyince, davacının esasen Büyükşehir Belediyesi ile gerçekleştirmeyi planladığı bu yatırımdan kaçınmanın çarelerini arama yollarına giriştiğini ve alım-satım akdinden kurtulmanın bir ihtimali olarak bu davayı ikame ettiğini, dolayısıyla davacının varsa uğradığı bu zararların asıl muhatabının, destek ve isteği üzerine yatırıma sebebiyet vermiş olan Antakya Büyükşehir Belediyesi olduğunu, müvekkili ile davacı arasında 29 Mayıs 2018 tarihli Gemi Alım – Satım Sözleşmesinin 2. Maddesi uyarınca sözleşmenin imzasını müteakip 1 banka günü içerisinde 550.000-euro peşinatın müvekkilinin banka hesabına ödenmesi gerektiğini, davacı tarafından sunulan dekontlardan da görüleceği üzere müvekkiline ödemenin 31 Mayıs 2019 tarihinde ve 499.350-euro olarak yapıldığını, 30 Nisan 2018 tarihinde 50.000-euro ödeme yapıldığını ve bunun peşinat olarak kabul edildiği ihtimalde bile toplam yapılan ödemenin 549.350-euro olduğunu, müvekkilinin eksik meblağ yatırılmadan geminin sözleşme uyarınca teslimi için gereken işlemleri gerçekleştirmeye başladığını ve geminin öncelikle Yunanistan’dan Antalya’ya oradan da İskenderun Limanı’na getirildiğini, geminin Antalya’da iken yola ve denize elverişli olarak geminin yük altında ana makinelerinin seyir tecrübesine çıkacağının müvekkil tarafından taahhüt edildiğini, … ile Hatay Büyükşehir Belediyesi yetkilisinin gemiye binerek bu Motor – Hız Testinde hazır bulunduklarını, 11 Haziran 2018 tarihinde … ile müvekkilinin … gemisinin kabul tutanağını imzaladıklarını ve geminin kesin kabulü yapıldığını, 26.05.2018 tarihli “…” düzenlenmesinden önce Türk Loydu’ nun, gemi Yunanistan – Kos Adası’ nda ve Türkiye – Bodrum Limanı’nda iken gemiye çıkarak sörvey yaptığını ve davacıya bilgi verdiğini, bunun üzerine 26.05.2018 tarihli rapor düzenlendiğini ve geminin kesin kabulü yapıldığını, sözleşmenin 3.maddesi uyarınca müvekkili tarafından geminin İskenderun Limanı’na getirilmesi ve hazırlık ihbarının yapılması ile davacı tarafından en geç 30 gün içerisinde satış bedelinin yatırılması gerektiğini, müvekkili tarafından gönderilen 09 Temmuz 2018 tarihli e-posta uyarınca geminin 14 Haziran 2018 tarihinde İskenderun Limanı’na getirildiğini ve sözleşme uyarınca en geç 30 gün içerisinde yani 13 Temmuz 2018 tarihine karar satış bedelinin ödenmesi gerektiğini …’a ihtar edildiğini, davacının en geç 13 Temmuz 2018 tarihinde yatırması gereken satış bedelini yatırmadığını 02 Ağustos 2018 tarihli e-postada da açıkça geminin devir – teslimi ve satış bedelinin ödenmesi hususunda hiçbir dönüş alınamadığı,sözleşmenin cezai şart hükmünün devreye gireceğinin ihtar edildiğini, 15 Ekim 2018 tarihinde gönderilen e-posta ile sözleşmenin müvekkili tarafından haklı nedenle tek taraflı olarak feshedildiğini, davacı tarafından gemi üzerinde delil tespiti yaptırılmak üzere İskenderun Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvurulduğu ve incelemenin geminin “kaçırılması” sebebiyle yapılamadığı gibi bir iddia bulunduğunu, geminin kaçırılması gibi bir durum yaşanmadığını, davacının delil tespiti yaptırılması istemiyle ikinci sefer gemiye gidildiğini fakat geminin Yumurtalık/Akdeniz Tersanesi’ne kaçırıldığını iddia ettiğini, müvekkilinin mülkiyetinde bulunan geminin yıllık olarak yapılması gereken zehirli boya sökümü nedeniyle tersanede karaya çekildiğini, zehirli boya sökümünün kanunen yaptırılması gereken bir işlem olduğunu, dava dilekçesinin ekinden anlaşıldığı üzere TTK Md. 1352/1-y maddesi kapsamında ihtiyati haciz başvurusu yapıldığını, madde uyarınca “Geminin satışına ilişkin bir sözleşmeden kaynaklanan her türlü uyuşmazlık” ihtiyati haciz hakkı verdiğini, ihtiyati haciz başvurusunun davacının açıkça kendi kusurundan fayda sağlamak amacıyla yaptığı bir işlem olduğunu ve hukuken hiçbir izahı olmadığını, verilen ihtiyati haciz kararının tekrar değerlendirilmesi ve en nihayetinde kaldırılması gerektiğini, davacının ihtiyati haciz talep etme hakkı olmadığını ve gerçekte var olan olayların gizlenmesi suretiyle yaptığı başvuru neticesinde müvekkilinin büyük zararlara uğrattığını beyanla ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : Mahkemece; cevap dilekçesi ile yapılan ihtiyate hacze itirazın, 23.09.2019 tarihinde fiilen icra edilen hacizde davalı tarafın hazır bulunmaması ve ihtiyati haciz tutanağının da tebliğe çıkarıldığına ilişkin icra dosyasında belge bulunmadığından süresinde kabul edilmesi gerekeceği, her ne kadar davalı muteriz tarafça müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceği ve geminin davacı tarafça kesin kabulünün yapıldığı ifade olunmuş ise de; 29.05.2018 tarihli gemi alım satım sözleşmesinin taraflarının davacı ve davalı olduğu, aynı şekilde Türk Loydu tarafından düzenlenen 17.12.2018 tarihli rapor göz önüne alınarak bu aşamada mahkemece verilen ihtiyati hacze konu alacağın varlığı ve miktarı konusunda yeterli kanaat getirildiği gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili dilekçesinde; müvekkilinin Yunan bandıralı … IMO Numaralı … isimli geminin maliki olduğunu, 29/05/2018 tarihinde davacı ile gemiye ilişkin olarak Gemi Alım-Satım sözleşmesi imzalandığını ve ihbar olunan …’ın bu sözleşmeye alıcının garantörü olarak imza attığını, geminin kesin kabulüne dayanak olan 26/05/2018 tarihli Türk Loydu raporunda Gemi’nin seyrüsefere hazır olmadığı ve motorlarının çalışmadığına dair bir ibare bulunmadığı gibi cevap dilekçesi ekindeki videolardan da görüleceği üzere Gemi’nin seyrüsefere elverişli olduğu ve motorlarının çalıştığının açık olduğunu, müvekkilinin sözleşme kapsamında yükümlülüklerinin tamamını yerine getirdiğini, davacının sözleşme yükümlülüğünün yerine getirmeyerek sözleşmenin hükümsüz kalmasına/feshedilmesine kendi kusuru ile neden olduğunu, sözleşmenin haklı nedenle müvekkili tarafından 15/10/2018 tarihinde feshedildiğini, müvekkili tarafından 09/07/2018 tarihli e-posta ile Gemi’nin 14/06/2018 tarihinde Antakya-İskenderun Limanı’na getirildiği ve sözleşme uyarınca en geç 30 gün içerisinde yani 13/07/2018 tarihine kadar satış bedelinin ödenmesi gerektiğinin ihbar olunan …’a ihtar edildiğini, davacı tarafça ortada yeni bulgular varmışçasına servis edilen raporun Gemi’nin kabulünden önce düzenlenen raporun tekrarı niteliğinde olduğunu, davacı tarafça Gemi’ye ilişkin yapılan tüm değerlendirmeler ve tespitlerin bilindiğini, sözleşmenin 4/c maddesinde açıkça Gemi’nin Antakya-İskenderun Limanı’na vardığı tarihten itibaren 30 gün içerisinde teslim alınması gerektiği aksi taktirde sözleşmenin hükümsüz kalacağı, yatırılan avansın iade edilmeyeceği ve hatta davacı tarafından iadesinin talep edilemeyeceğinin hüküm altına alındığını, Ekim ayında feshedilen bir sözleşme tahtında aralık ayında bir survey yaptırılması ve bu rapora dayanarak dava açılmasının mantıklı bir izahı bulunmadığını, sözleşmenin yürürlükte olmadığı değerlendirilerek ve davacının hiçbir talep hakkı olmadığı nazara alınarak kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Talep, derdest davada kabul edilen ihtiyati haciz kararının İİK 265. maddesi uyarınca itirazen kaldırılması istemine ilişkindir.İİK 265. maddesi uyarınca “borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminat miktarına huzuruyla yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itiraz edebilir. Menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyati haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir.”İİK’nun 258/1.maddesi” …Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur…” hükmü düzenlenmiştir. İhtiyati haciz talebine konu alacak 6102 sayılı TTK’nın 1352/y maddesi uyarınca geminin satışından kaynaklanan deniz alacağı hakkı veren alacaktır. Yine aynı Kanunun 1353. maddesi uyarınca istem konusu alacağın deniz alacağı olması nedeniyle ihtiyati haciz talep hakkı da vardır. İhtiyati haciz taleplerinde alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi şartı olmayıp, alacağın varlığı hakkında yeterli kanaate sahip olunması için mahkemeye bu konuda delillerin sunulması yeterli kabul edilmelidir. Davacının satın aldığı geminin bedeli için 549.350,00- euro ödenmesine rağmen geminin teslim edilmediği geminin sözleşme şartları ve seyrüsefre uygun olmamaması nedeniyle geminin alınmadığı ve davalı tarafından da tesliminin yapılmadığından ödenen gemi satım bedelinin iadesi yönünden ihtiyati haciz talebi kabul edilmiştir. Somut olayda gemi bedeli için kismi ödeme yapılmış ancak gemi teslim edilmemiştir. Buna göre davacının alacağının varlığı ve miktarı konusunda yaklaşık ispat kuralları ölçüsünde ispat gerçekleşmiştir. Davalı husumet itirazında bulunmuş ise de; talebe konu gemi satım sözleşmesinin davacı ihtiyati haciz isteyen ve davalı ihtiyatı hacze itiraz eden arasında imzalanmıştır. İİK 265 maddesinde ihtiyati hacze itiraz sebepleri sınırlı olarak sayılmış olup davaya konu geminin kesin kabulünün yapıldığı ,sözleşmenin davalı satıcı tarafından haklı nedenlerle feshedildiği ve ödenen bedelin cezai şarta mahsup edildiğinden iade koşulları oluşmadığı yönündeki itirazlar bu madde kapsamında değerlendirilecek bir itiraz olmayıp, yapılacak tahkikat neticesinde belirlenecektir. Bu durumda ihtiyati haciz koşulları oluştuğu gerekçesiyle mahkemece itirazın reddine reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle istinaf sebepleri yerinde görülmeyen davalı-ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Muteriz vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 54,40- TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 44,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 10,- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/01/2020