Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1199 E. 2021/609 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1199
KARAR NO: 2021/609
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/03/2020
NUMARASI: 2018/359 Esas 2020/300 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2021
Davanın kabulüne ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili, Davacı vekili, müvekkili aleyhine Bolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile kambiyo takibi başlatıldığını, söz konusu dosya ile ilgili müvekkilinin borcunun bulunmadığını, çekteki yazı ve imzaların müvekkiline ait olmadığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, Bolu …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takip dosyasından davacı … aleyhine başlatılan kambiyo takibine dayanak teşkil eden 25.000-TL bedelli … Bankası Bolu Şubesine ait 26/11/2016 keşide tarihli, … seri numaralı çekin arka yüzündeki ciro silsilesindeki imzanın davacıya ait olduğu anlaşılamadığı gerekçesiyle İİK’nın 72. maddesi uyarınca davacının davalıya bu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; yargılama devam ederken müvekkilinin icra tehdidi altında icra dosyasına 09/06/2017 tarihinde 38.300-TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, herhangi bir talebe gerek olmaksızın davanın istirdat davasına dönüştüğünü, bunun için borçlunun ayrıca bir talepte bulunmasına gerek bulunmadığını, mahkemece davaya re’sen istirdat davası olarak devam edilmesi gerektiğini, mahkemece icra dosyasının celp edildiği tarih itibariyle ödemenin yapılmış olduğunu ileri sürerek mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava, imzası inkâr edilen çeke dayalı icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve icra tehdidi altında ödenen tutarın istirdatı istemine ilişkindir. İ.İ.K. 72/6-7 maddesi “Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir. Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını istiyebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. İİK’nın 72. maddesinin 5. fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir (Aynı yönde Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/12/2018 tarihli 2017/3-1526 E. 2018/1948 K. Sayılı kararı) Öte yandan, istirdat davasının hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığının re’sen gözetilmesi gerekir. İcra dosyasındaki borç tamamen kapatılmadığı sürece İİK 72. maddede gösterilen 1 yıllık hak düşürücü süre işlemeye başlamaz (Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 11/04/2017 tarihli 2016/9443 E., 2017/2964 K. sayılı emsal kararı). Somut olayda, davacı 17/04/2017 tarihinde iş bu menfi tespit davasını açtıktan sonra yargılama devam ederken icra dosyasına 09/06/2017 tarihinde 38.300-TL ödeme yapmış olduğundan davaya istirdat davası olarak devam ile hüküm tesisi gerekirken yazılı şekilde davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile yetinilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ise de, bu husus yeninden yargılamayı gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılmasına ve Davanın kabulü ile 38.300-TL’nin davalı bankadan tahsiliyle davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/359 Esas-2020/300 Karar sayılı ve 11/03/2020 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın KABULÜ ile 38.300-TL’nin davalı bankadan tahsiliyle davacıya ödenmesine” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 2.616,27-TL nispi karar ve ilam harcından peşin yatırılan 493,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.122,57-TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından peşin yatırılan 529,70-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 188,70-TL talimat ve posta masrafı, 310-TL ATK gideri olmak üzere toplam 498,70-TL yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı lehine takdir olunan 4.336,41 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan 54,50-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/05/2021