Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1184 E. 2020/1156 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1184
KARAR NO: 2020/1156
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/02/2020
NUMARASI: 2018/1285 Esas-2020/120 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/11/2020
Davanın reddine yönelik hükmün davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; davalıya borçları nedeniyle verdikleri 30.11.2014 tanzim ve 30.12.2015, 30.01.2016 vade tarihli her biri 10.000-TL bedelli iki adet senedin bedellerini ödediğini, söz konusu senetler nedeni ile davacının davalıya borcu bulunmadığını, davacılar aleyhine başlatılan İst. Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile yapılan kambiyo senetlerine özgü icra yolu ile takipte takip konusu senetler nedeni ile davacıların davalıya borçlu olmadıklarının tespitine ve icra takibinin iptaline, takibinde kötüniyetli olan alacaklının kötüniyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacıların ilk başta ve yazılı delilde görüleceği üzere 110.000-TL borçları olduğunu kabul ettiklerini ve bu borca karşılık davalıya 11 adet her biri 10.000-TL olan senet verdiklerini, bu senetlerin ilk 3 adedi kısım kısım elden veya banka havalesi ile ödendiğini ve davacılara teslim edildiğini, bu üç senetten sonra gelen 6 senet için toplam 60.000-TL için üçüncü kişi …’ın kendi adına 3 adet senet verdiğini,(3×20.000) ancak …’ın senetlerinin vadesi geldiğinde 30.000-TL’sini kendisinin ödediğini, kalan 30.000,-TL içinde … isimli şahsın senetleri verilerek ödendiğini, 10 ve 11 nolu senetlerin hiçbir şekilde ödenmediğini, davacının sürekli adresini değiştirdiğini belirterek davanın reddine ve davacılar aleyhine alacağın %20 den az olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı …’nın düzenleyerek davalıya teslim ettiği bonolardan 60.000-TL’lik kısma isabet eden bonolardan doğan borç için dava dışı … tarafından 20×3=60.000-TL bedelli bonoların davalıya verildiği, davalı tarafından 30/11/2014 ve 30/12/2015 tarihli bonolara dayalı davacılar aleyhine icra takibi başlatıldığı, davacının bu bonolardan ötürü borçlu olmadığını iddia ettiği davalının ise davacının davaya dayanak ettiği protokolün varlığını inkar etmeyerek bu belgenin 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 numaralı bonolar için verildiğini, buna karşın 10 ve 11 numaralı bonoların ödenmediğini cevap dilekçesinde belirttiği, davacı tarafından da … tarafından imzalanan belgenin tetkiki ile 10 ve 11 numaralı bonolar için belgenin verildiğinin sabit olmadığı,davacının iddiasını kesin delil ile de ispat edemediğinden ispat yükünün davacı üzerinde bulunmasına göre 10 ve 11 numaralı bono bedellerinin ödendiğini kabul etmek mümkün bulunmadığından, diğer 10 ve 11 numaralı bonoların davalı elinde bulunuşu hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacıların bu bonolardan ötürü borçlu olmadığının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:İstinaf yoluna başvuran davacılar vekili; İstanbul Anadolu 44. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/180 Esas sayılı dosyasındaki iddianamede yer alan bilgiler neticesinde …’in tahsilat için görevli olduğunun anlaşılacağını, ayrıca İstanbul 27. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2017/302 Esas sayılı dosyasında dinlenen …’in verdiği ifadeden de davalının yanında çalıştığını ve onun adına tahsilat yaptığını tevilli olarak ikrar ettiğinin anlaşılacağını belirterek İlk Derece Mahkemesi’nin kararının bozularak müvekkilleri aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile yapılan kambiyo senetlerine özgü icra yolu ile takipte takip konusu senetler nedeni ile müvekkillerinin borçlu olmaması nedeni ile borçlu olmadıklarının tespitine ve icra takibinin iptaline, kötüniyetli olan alacaklının alacak miktarının %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, İst. Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile takip konusu yapılan davacı …’ın keşideci, diğer davacı …’nin aval verdiği iki adet bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davacıların ,davalıya 110.000-Tl borçlu bulunduğu ve bu borç için her biri 10.000-TL tutarında ki 11 adet senet verdiği ve davalı tarafından 10 ve 11.nolu senetlerin icra takibine konu edildiğinde ihtilaf yoktr.Takibe konu bu senetler davalı elindedir.Dosyaya sunulan ve tarafların kabulünde olan bir adet protokol ile davacıların borcuna karşılık davadışı Sara tarafından 60.000-TL tutarlı 3 adet senet verildiği de tarafların kabulündedir.Davacılar, icra takibine konu 2 adet senedin protokol kapsamında verilen senetler ile ödendiğini ileri sürerken, davalı da 60.000-TL tutarlı senetlerin 4-9 nolu senetlere karşılık alındığını ve vadesinde ödendiğini savunmaktadır. Ancak ,ne var ki 60.000-TL lik senetlerin 10 ve 11 nolu senetlere karşılık verildiğine ilişkin protokolde bir açıklık yoktur. Dayanak bonolar kıymetli evrak niteliğinde olup,bir borç ikrarına ilişkin bulunmaktadır. HMK nun 200. maddesi gereğince; yazılı bir belgeye (senede) bağlanmış olan ve varlığı- başka bir sebebe dayandığı ileri sürülse dahi- borçlusunca kabul edilen bir borcun ödendiğine ilişkin savunma, kural olarak, senede karşı senetle ispat zorunluluğu kuralı çerçevesinde ancak yazılı delille ispatlanabilir. Senede bağlanmış bir borcunu söndürmeyi amaçlayan borçlu, yapacağı ödeme karşılığında senedi (borç belgesini) alacaklıdan almalı; verilmediği takdirde ödemeyi yapmamalıdır. Senetlerin alacaklı elinde blunması ödenmediklerine karine teşkil eder. Protokolde verilen senetlerin hangi senetlere karşılık verildiği belli olmadığı gibi ,senetler de davalı elinde bulunduğundan davacıların protokolde yazılı senetlerle borcun ödendiği iddiasını kesin delil ile de ispat edemediklerinden davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır.İstinaf nedenleri yerinde görülmeyen davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran davacı tarafça yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 12/11/2020