Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1157 E. 2020/991 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1157
KARAR NO : 2020/991
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/03/2020
NUMARASI: 2019/627 Esas 2020/164 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/10/2020
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilinin babası … vefatından sonra davalı şirketin yönetim kurulunun 08/04/2004 tarihinde Kadıköy 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2004/131 Esas ve 2004/122 Karar sayılı veraset ilamı gereği muris hisselerinin davalı … adına yazılmasına ve adı geçeni YK üyeliği’ne getirdiğini, 18/10/2006 tarihli genel kurul toplantısında 1800 hissenin tamamının … tarafından temsil edildiğini,hisselerin tamamı hiçbir devir ve temlik işlemi olmaksızın veraset ilamına aykırı şekilde davalı … adına pay defterine kaydedildiğini, davalı adına kaydedilen 1800 hissenin yarısı olan 900 hissenin müvekkili adına tescili gerektiğini ileri sürerek davalı … adına kayıtlı 1800 hissenin 3.kişilere devrinin engellenmesi için hisselerin üzerine tedbir konulmasına, davalı … adına pay defterinde kaydı görünen 900 payın pay defterindeki kaydının iptali ile müvekkili adına aidiyetine, tesciline ve kaydının yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:1- Davalı … vekili; murisin mirasçıları olarak davacı ile müvekkili kaldığını, TMK 611/1 maddesi gereğince … mirasçılarının 1/2’şer payla davacı ile müvekkilinin olduğunu, akabinde davacı ile müvekkilinin “Düzenleme Şeklinde Rızai Taksim Sözleşmesi” ile mirasın paylaşımı konusunda anlaştıklarını, … maliki olduğu davalı şirketteki 1800/4000 adet payının tamamının müvekkiline ait olması konusunda anlaşmaya vardıklarını, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir. 2-Davalı … A.Ş. vekili; ticaret siciline sunulan mevcut evraklar hali hazırda mevcut ortaklık yapısı ile uyum gösterdiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, davalı …’ın ve davacının Kadıköy …. Noterliğinin 29.04.2004 tarihli … yevmiye nolu düzenleme şeklinde rızai taksim sözleşmesinin 2.maddesi ile şirket hisselerinin …’a ait olduğunun kararlaştırıldığı, 2004 yılından sonra düzenleme şeklinde yapılan bu sözleşmenin sahteliği iddiası ile herhangi bir dava açılmadığı, bu durumda yasanın aradığı temlik için yazılı şekil şartının yerine getirildiği, davalı şirketteki … hisselerinin davalı …’a geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili; davalı …’ın taksim sözleşmesini kardeş olmanın verdiği güven sayesinde müvekkiline imzalattığını, taraflar arasında İst. 3.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/1117 esas sayılı dosyası ile elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi davasında bu durumun açıkça görüldüğünü, bu davada davalının taksim sözleşmesinin hükümlerine aykırı iddialarda bulunurken huzurdaki davada iddialarına taksim sözleşmesini dayanak ettiğini, hisse kaydının veraset ilamına göre yapıldığını,miras taksim sözleşmelerinin hükümleri icra edilmediğinde zamanaşımına tabi olduğunu, icra edilmeyen sözleşmenin zamanaşımına uğradığını, kararın kaldırılarak davanın kabulünü talep etmiştir.
GEREKÇE :Davacı , ile davalı kardeşi …, Kadıköy …. Noterliğinin 29.04.2004 tarihli … yevmiye nolu düzenleme şeklinde mirasın rızaen taksimine ilişkin sözleşme yapmışlar ,sözleşmenin 2.maddesi ile davaya konu edilen şirket hisselerin tamamının …’a ait olduğunu kararlaştırılmıştır. Akabinde ;14 nisan 2004 tarihli yönetim kurulu kararında açıkça yazılmasa da miras taksim sözleşmesi gereği muris hisselerinin tamamı davalı adına kaydı sağlandığı ve dava tarihine kadar bu konuda uyuşmazlık çıkmadığı anlaşılmaktadır. Rızai Taksim Sözleşmesi hukuksal niteliği itibariyle bir borç doğurucu işlemdir ve ifa isteme hakkı doğurur, borç ilişkisinden doğan ifayı talep hakkı ise belli bir sürenin geçmesi nedeniyle zaman aşımına uğrar.TBK da taksim sözleşmelerinden doğan borçlar için kanunda özel bir zaman aşımı öngörülmediğinden 10 yıllık zaman aşımına tabidir (BK.125 /TBK mad 146). Somut olayda rızai taksim sözleşmesinin şirket hisseleri bakımından 14 nisan 2004 tarihinde yerine getirildiği ,zamanaşımının ancak rızai taksim sözleşmesinin ifasının istenmesi halinde gözönüne alınabileceği, sözleşmenin ifa edilmesi nedeniyle zamanaşımına uğradığından sözedilemeyeceği,bu sebeble davacı vekilinin miras taksim sözleşmesinin zamanaşımına uğradığı yolunda ki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir.TMK 676/3 maddesi uyarınca taksim sözleşmesi yazılı şekle bağlı tutulmuş ve geçersizlik de aynı kanunun 680.maddesinde”BK nun geçersizliğe ilişkin hükümlerinin ,taksim sözleşmelerinde de uygulanacağı” düzenlenmiştir.Anonim şirketin senede bağlanmamış paylarının devri alacağın temliki hükümlerine tabidir.Davacı tarafından bir taşınmaz için elbirliği mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştürülmesi için açılan davanın ortaklığın giderilmesi davası açılması nedeniyle reddedildiği ,bu davanın miras taksim sözleşmesini geçersiz kılmadığı, hisse devri için alınan yönetim kurulu kararında taksim sözleşmesinin gösterilmemiş olması yapılan devrin geçersizliğine yol açmayacaktır.Tüm mirasçıların katılımı ile yapılan taksim sözleşmesinde dava konusu şirket hisselerinin davalıya verildiği , taksim sözleşmesinin iptaline karar verilmediği gözetildiğin de ,rızai taksim sözleşmesi nedeniyle davalıya temlik edilen şirket hisselerinin davacı adına tesciline ilişkin davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur.Açıklanan sebeblerle istinaf sebebleri yerinde olmayan davacı vekilininbaşvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 13/10/2020