Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1153 E. 2023/99 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1153
KARAR NO: 2023/99
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/12/2019
NUMARASI: 2018/479 Esas – 2019/1088 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 19/01/2023
Davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili ile … AŞ arasında imzalanan 25.08.2017 tarihli genel kredi sözleşmesi gereği şirkete kredi kullandırıldığını, davalının da sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, bakiye borcun ödenmemesi nedeniyle 27.03.2018 tarihinde kredi hesabının kat edildiğini, borcun ihtara rağmen ödenmemesi üzerine borçlular aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında takip başlatıldığını, ancak davalının borca haksız olarak itiraz ettiğini, alacağa uygulanan faiz oranlarının kanuna ve sözleşmeye uygun olduğunu, müvekkilinin alacaklı olduğunun banka defter ve kayıtlarında yapılacak bilirkişi incelemesi ile ortaya çıkacağını belirterek, davalının itirazının iptali ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müvekkilinin davacıya borcunun bulunmadığını, davanın asıl borçluya yöneltilmesi gerekirken kefil konumunda olan müvekkiline yönlendirilmesi hukuka aykırı olup, davanın husumet yönünden reddinin gerektiğini, müvekkili evli olup eş muvafakatı bulunmadığından kefaletin geçersiz olduğunu, asıl borçluya başvurulmadan müvekkilinin sorumluluğuna gidilmesinin mümkün olmadığını, alacak likit olmayıp miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı koşullarının oluşmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; davalının zamanaşımı definin yerinde görülmediği, davalı aynı zamanda şirket yetkilisi olduğundan kefalet için eş muvafakatı aranmayacağı, bilirkişi raporuyla davalının dayanak genel kredi sözleşmesine istinaden müşterek müteselsil kefalete istinaden sorumluluğunun bulunduğunun belirlendiği gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, davalının 1.449.757,39-TL’si asıl alacak olmak üzere 1.530.705,66-TL nakti ve çek riskinden kaynaklı 16.000-TL gayrinakti olmak üzere toplam 1.546.705,66-TL alacağa yönelik itirazının iptaline, rotatif krediden kaynaklanan 151.199,27-TL ile ticari taksitli krediden kaynaklanan 1.278.347, 32-TL asıl alacağa takipten itibaren yıllık %50 oranında, şirket kredi kartından kaynaklanan 20.210,80-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %28,08 oranında temerrüt faizi ve %5 genel gider vergisi uygulanmasına, gayri nakdi alacağın ise davacı bankada faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesi ve 14.400-TL’si yargılama aşamasında tazmin edilmiş olmakla, tazmin tarihlerinden itibaren (3.200-TL’si 12.06.2018, 1.600-TL’si 06.07.2018, 1.600-TL’si 12.07.2018, 1.600-TL’si 16.09.2018, 1.600-TL’si 18.09.2018, 1.600-TL’si 11.10.2018, 1.600-TL’si 01.11.2018 ve 1.600-TL’si 08.11.2018 tarihlerinden itibaren) yıllık %50 temerrüt faizi ve %5 genel gider vergisi ile davalıdan tahsili ve davacıya ödenmesi suretiyle takibin tahsilde tekerrür olmaması kaydıyla diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, davadan sonra tahsil edilen 1.242.431,55-TL’nin infazda nazara alınmasına, davalının nakdi alacak olan 1.530.705,66-TL üzerinden %20’ye isabet eden 306.141,13-TL icra inkar tazminatıyla sorumlu tutulmasına, fazla istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili; Bakanlar Kurulunun 2016/9538 sayılı kararında, KGF tarafından tazmin edilen kefalet limiti tutarındaki alacağın takibinin kredi verenlerce (bankalarca) yürütüleceği ve bu takipler neticesinde nakde çevrilen teminatlar ile takip işlemleri neticesinde elde edilecek tahsilatın, tazmin edilen kefalet oranında KGF’ye aktarılacağının hükme bağlandığını, dolayısıyla mahkemenin KGF tarafından tazmin edilen 1.242.431,55-TL’nin infazda nazara alınması yönündeki kararının yasaya ve Bakanlar Kurulu kararına, müvekkili ile KGF arasında 05.01.2017 tarihinde imzalanan kefalet protokolüne aykırı olduğunu, bu nedenle KGF tarafından ödenen tutar bakımından da borçlunun borcunun devam ettiğini, talepleri gibi karar verilmesi ve davanın açılmasına sebebiyet veren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, KGF tarafından ödenen tutar bakımından da borçlunun borcu devam ettiğinden, mahkemenin “KGF tarafından yapılan 1.242.431,55-TL ödemenin infazda nazara alınması” yönündeki kararının kaldırılmasının gerektiğini belirterek, kararın kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; davacı banka ile dava dışı asıl borçlu … AŞ arasında imzalanan 25.08.2017 tarihli genel kredi sözleşmesinin davalı tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı, sözleşme kapsamında davacı tarafından asıl borçluya taksitli ticari kredi ve rotatif kredi kullandırıldığı, kredi kartı tahsis edildiği ve çek hesabı açıldığı, kredi borçlarının ödenmemesi üzerine hesabın kat edilerek kat ihtarının asıl borçlu şirket ile davalı kefile 30.03.2018 tarihinde tebliğ edildiği, 24 saatlik ödeme süresi ile birlikte davalı kefilin 01.04.2018 tarihi itibariyle temerrüde düştüğü, borcun ihtara rağmen ödenmemesi üzerine de dayanak icra takibinin başlatıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda alınan bilirkişi raporu doğrultusunda 1.530.705,66-TL nakit ve 16.000-TL gayrı nakit alacak bakımından davanın kısmen kabulü ile davalının takibe yönelik itirazının bu tutarlar üzerinden iptaline, rotatif ve taksitli ticari kredi alacaklarına %50 oranında, kredi kartı borcuna ise %28,08 oranında temerrüt faizi uygulanmasına, dava tarihi sonrasındaki toplam 1.242.431,55-TL tahsilatın infazda dikkate alınmasına karar verilmiştir.Hükme esas bilirkişi raporunda, davacının talep edebileceği nakit kredilerden kaynaklanan asıl alacak tutarları; davacının talebinden fazla olmak üzere rotatif kredide 171.732,70-TL, taksitli ticari kredide 1.280.906,56-TL ve kredi kartında ise 20.262,85-TL olarak hesaplanmış, mahkemece de asıl alacak bakımından taleple bağlılık ilkesi doğrultusunda hüküm kurulmuştur. Dolayısıyla nakit kredi alacağı yönünden davacı bankanın talebi ile hükmedilen tutar arasındaki fark, işlemiş faiz hesabından kaynaklanmaktadır. Ancak davacı tarafından keşide edilen kat ihtarnamesi davalı kefile 30.03.2018 tarihinde tebliğ edilmiş olup, davacı bankaca verilen 24 saatlik ödeme süresiyle birlikte davalı, 01.04.2018 tarihinde temerrüde düşmüştür. Bu nedenle bu tarih esas alınarak temerrüt faizi hesaplanması yerinde olup, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesap hatası da bulunmamaktadır. Bu yüzden davacı vekilinin alacak miktarına ve temerrüt tarihinin hesabın kat edildiği tarih olarak kabul edilmesi gerektiğine yönelik ileri sürdüğü istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.KGF kefaletiyle kullandırılan krediler bakımından uygulanması gereken 26.12.2017 tarih ve 2017/11177 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile değişik 31.10.2016 tarihli ve 2016/9538 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Kredi Garanti Kurumlarına Sağlanan Hazine Desteğine İlişkin Karar’ın 6. maddesinin 1. bendinde, KGF destekli kredilerde temerrüt sonrası takip süreçlerinin kredi verenlerce yürütüleceği, 2. bendinde, temerrüt durumunda kurumun ana para bakiyesi ile faiz ödemelerini kefaleti oranında tazmin edeceği, 5. bendinde ise temerrüt durumunda teminatların nakde çevrilmesine ve kanuni takibe ilişkin işlemlerin kredi verenler tarafından yürütüleceği, elde edilen tahsilatın, tazmin edilen kefalet oranında KGF’ye aktarılacağı hüküm altına alınmıştır. Söz konusu Bakanlar Kurulu Kararı doğrultusunda davacı banka ile Kredi Garanti Fonu arasında imzalanmış olan protokolde de benzer hükümler yer almaktadır. Bu doğrultuda asıl borçlunun temerrütü halinde alacaklı bankanın KGF’den tazmin ettiği tutar yönünden de takip işlemlerinde kredi veren banka yetkili kılınmıştır. Dava konusu krediler de KGF kefaletiyle kullandırılmış olup, dava tarihinden sonra davacı bankanın kredi borcuna mahsuben KGF’den toplam 1.242.431,55-TL tahsilat yaptığı tarafların kabulündedir. Yukarıda açıklanan Bakanlar Kurulu kararı doğrultusunda, söz konusu tahsil edilen tutar yönünden de alacağın tahsili bakımından takip sürecinin yürütülmesi davacı bankanın sorumluluğundadır. Kredi borçluları tarafından yapılmış bir ödeme bulunmadığından, KGF’nin yaptığı ödeme ile borç sona ermemektedir.Bu nedenle mahkemece sanki davalı kefil veya asıl kredi borçlusu tarafından yapılan ödeme varmış gibi, dava tarihi sonrasında KGF’den tahsil edilen toplam 1.242.431,55-TL tutarın borçtan mahsubu anlamına gelecek şekilde infazda nazara alınmasına karar verilmesi hatalıdır.Açıklanan nedenlerle; dava tarihi sonrasında KGF’den tahsil edilen ödemenin infazda nazara alınmasına karar verilmesi doğru değil ise de, yapılan hata/eksiklik yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak, hükmün diğer kısımlarının tekrarı ile, hükmün 1. bendindeki “davadan sonra tahsil edilen 1.242.431,55-TL’nin infazda nazara alınmasına” ibaresinin hükümden çıkarılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/479 Esas – 2019/1088 Karar sayılı 05/12/2019 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1(b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davacının davalıdan takip tarihi itibarıyla nakit alacak yönünden; rotatif kredi, taksitli ticari kredi ve şirket kredi kartından kaynaklı alacaklar nedeniyle toplam 1.449.757,39 TL’si asıl alacak olmak üzere 1.530.705,66 TL nakti ve çek riskinden kaynaklı depo talebi nedeniyle 16.000-TL gayrinakit olmak üzere toplam 1.546.705,66-TL alacaklı olduğunun tespiti ile bu miktara ilişkin itirazın iptaline, nakit alacak yönünden rotatif kredi alacağına ilişkin 151.199,27-TL asıl alacağa takipten itibaren yıllık %50, ticari taksitli krediden kaynaklanan 1.278.347,32-TL asıl alacağa takipten itibaren yıllık %50 ve şirket kredi kartından kaynaklı 20.210,80-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %28,08 oranında temerrüt faizi ve %5 gider vergisi uygulanmak, gayri nakdi alacağın ise; davacı bankada faiz getirmeyen bir hesapta depo edilmesi ve 14.400-TL’si yargılama aşamasında tazmin edilmiş olmakla, tazmin tarihlerinden itibaren (3.200-TL’si 12.06.2018, 1.600-TL’si 06.07.2018, 1.600-TL’si 12.07.2018, 1.600-TL’si 16.09.2018, 1.600 TL’si 18.09.2018, 1.600-TL’si 11.10.2018, 1.600-TL’si 01.11.2018 ve 1.600-TL’si 08.11.2018 tarihlerinden itibaren) yıllık %50 sözleşme temerrüt faizi ve %5 genel gider vergisi ile davalıdan tahsili ve davacıya ödenmesi suretiyle takibin tahsilde tekerrür olmaması kaydıyla diğer kayıt ve şartlarda aynen devamına, Nakit alacak olan 1.530.705,66-TL üzerinden %20’ye isabet eden 306.141,13-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla istemin reddine,” İlk derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 105.655,46-TL nispi karar ve ilam harcından mahkeme veznesine yatırılan 18.808,54-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 86.846,92-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 18.844,44‬-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 2.250-TL bilirkişi ücreti ve 116,50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.366,50-TL yargı giderinin, davanın kabulü oranında hesaplanan 2.321,62-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Nakit alacak yönünden davacı lehine takdir olunan 69.871,17-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Nakit alacak yönünden davanın reddolunan kısmı üzerinden davalı lehine takdir olunan 2.725-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Gayri Nakdi alacak yönünden davacı lehine takdir olunan 2.725-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Gayri Nakdi alacak yönünden davalı lehine takdir olunan 2.725-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 18.808,54-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 69-TL posta masrafının davanın kabulü oranında hesaplanan 67-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 19/01/2023