Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1149 E. 2020/990 K. 13.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1149
KARAR NO : 2020/990
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/02/2020
NUMARASI : 2019/53 Esas 2020/114 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/10/2020
Davanın kabulüne ilişkin davalı tasfiye memuru vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, İstanbul 36. İş Mahkemesinin 2018/324 Esas sayılı dosya ile SGK Başkanlığı, ….ltd.şti aleyhine hizmet tespiti davası açtığını, ancak 270716/0 sicil numaralı ….şirketinin 28/05/2012 tarihinde tasfiye edildiğini ve tasfiye memuru olarak davalı … görev yaptığı bilgisine ulaşıldığını, davalı şirketin, tasfiye sonucunda faaliyetinin sona ermesi nedeniyle, İst. 36. İş Mahkemesinin 11 Aralık 2018 tarihli ara kararı ile taraflarına ihya davası açmak için görev ve yetki verildiği, ihya davasında dava ehliyeti bakımından Yargıtay 11. H D.nin, 2005/758 esas 2006/646 karar numaralı ve 30 Ocak 2006 tarihli ilamında husumetin terkini yapan ticaret sicil memurluğu ile şirketin son tasfiye memuruna yöneltilmesi gerektiğine karar verildiğini, bu nedenlerle, Tasfiye Halindeki … San. ve Tic. Limited Şirketinin ihyasıyla ticaret siciline yeniden yazılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :1-Davalı … vekili; müvekkilinin 30/10/2018 tarihine kadar tasfiye memuru olarak yetkili kılındığını, görev süresi dolduğundan davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, son ilan tarihi 06/07/2012 olup, 1 yıllık süreçte davacı tarafça herhangi bir başvuru yapılmadığından davanın zamanaşımı yönünden reddi gerektiğini, aktif ve pasifini sıfırlayan davalı şirketin herhangi bir malvarlığı olmamakla beraber tahsil kabiliyetinin de bulunmadığını, şirketin ihyasına karar verilmesinde hukuki yarar bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir. 2-Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin TTK m.32 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluk şirket tasfiye memurunda olduğunu, müvekkili davanın açılmasına sebep olmadığını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını, bu nedenlerle müvekkili yönünden açılan davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının açmış olduğu davanın takibi için terkin edilen şirketin ihyasını talep etmekte hukuki yararının bulunduğu, davanın sübut bulduğu gerekçesiyle kabulüne ,tasfiye memuru atanmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı … vekili; davacının hizmet tespitini talep ettiği yılların 1990 yılları olduğunu, hizmet tespit davalarının 5 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılması gerektiğini, şirketin ihyasında hukuki yarar bulunmadığını, son ilan tarihi 06/07/2012 olup, 1 yıllık süreçte davacı tarafça başvuru yapılmadığını, müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermediğini, tasfiye işlemlerini usulüne uygun yaptığını,aleyhine yargı gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini, kararın kaldırılarak davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava; sicilden terkin edilen şirketin ihyası talebine ilişkindir. TTK’nun 547. maddesinde “Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurlarının, yönetim kurulu üyelerinin, pay sahibi veya alacaklıların ,şirket merkezinin bulunduğu yerde ki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemler tamamlanıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse ek tasfiye için yeniden tesciline ve bu işlemleri yapmaları için tasfiye memuru atayacağı düzenlenmiştir.Tüzel kişiliğin son bulması sonucunu doğuran fesih ve tasfiye işleminin hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün olmayıp, bu durumda bundan zarar görenler şirketin ihyasını talep etme hakkına sahip olacaktır.Dosya arasına celbedilen ticaret sicil kaydının incelenmesinde şirketin tasfiyesinin sona erdiği 07/11/2014 tarihinde tescil edildiğinden sicil kaydının terkin edildiği, Tasfiye Halinde …Limited Şirketi’nin İstanbul 36.İş Mahkemesi’nin 2018/324 Esas sayılı dosyasında davalı olarak bulunduğu ve dosyanın sonlandırılabilmesi için ihya talebinde hukuki yararı bulunduğu anlaşılmaktadır. Tüm dosya kapsamından; TTK’nın 547. maddesi gereğince tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu ,davalı şirketin davacı taleplerinden sorumlu olup olmadığının görülmekte olan derdest dava da inceleneceği ,bu davanın konusunu teşkil etmediği, derdest dava konusu işlemin hizmet tesbitine ilişkin olup tasfiyeden evvel ki zamana ilişkin olduğu,tasfiyenin sonlandırılması nedeniyle davacının hakkının sona erdiği kabul edilemeyecektir.Bu nedenlerle şirketin ihyasına ve tasfiye memuru atanmasına,HMK 326.madde uyarınca aleyhine yargı giderine hükmolunmasında karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf nedenleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Dairemizce; Yargıtay 11. HD nin yerleşik uygulaması gereği tüzel kişiliğin ihyası davalarında istinaf incelemesi neticesinde temyiz yolu açık olarak hüküm verilmekte iken; Yargıtay HGKnun 2017/11-2924 esas 2018/1935 karar sayılı ve 13.12.2018 tarihli ilamı ile şirket davalarında yargılama usulünün düzenlendiği TTK 1521. maddesin de açılacak davalarda basit yargılama usulünün uygulanacağı, ek tasfiyenin ” çekişmesiz yargı işi olduğu” nun tesbit edilmesi ve bu tesbitlerin Dairemizce benimsenmesi nedeniyle, mevcut uygulamadan dönülerek çekişmesiz yargı işlerinde temyiz yolu açık bulunmadığından kesin olarak karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı tasfiye memuru … vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,Hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 105-TL posta masrafının davalı tasfiye memuru …’den alınarak davacıya verilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/10/2020