Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1120 E. 2020/1169 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1120
KARAR NO : 2020/1169
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/02/2020
NUMARASI : 2014/974 Esas-2020/58 Karar
DAVA: Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 12/11/2020
Tahkim ilk itirazının kabulü ile davanın usulden reddine yönelik hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında imzalanan 12.06.2008 tarihli sözleşme kapsamında davalı tarafın ürettiği Greet Wall marka araçların satışına ilişkin münhasır distribütörlüğün müvekkili tarafından üstlenildiğini ve sözleşme gereğince üstlenilen yükümlülüklerin yerine getirilerek gerekli yatırımların gerçekleştirilmesine rağmen davalı tarafın mevcut sözleşmeyi yenilemediği gibi yeni bir sözleşme imzalanacağı yönünde müvekkilinde oluşturduğu güvene rağmen yeni bir sözleşmede imzalamadığından müvekkilin oluşturulan güven nedeniyle yaptığı masraf ve yatırımlardan kaynaklı zararı kapsamında fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 743.000-TL zararın davalı taraftan değişen oranlarda ticari avans faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; taraflar arasındaki 12.06.2008 tarihli sözleşmenin 18.1. maddesinde tahkim şartı düzenlendiğini, öncelikle tahkim ilk itirazında bulunduklarını, ayrıca zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, huzurdaki uyuşmazlıkta uygulanması gereken hukukun Çin Halk Cumhuriyeti hukuku olduğunu, bu kapsamda tahkim itirazı yönünden davanın reddinin gerektiğini, esasa ilişkin olarak taraflar arasındaki 12.06.2008 tarihli sözleşmenin 11.07.2013 tarihinde sonra ereceği düzenlenmiş olup tarafların yeni bir sözleşme yapmaya zorlanamayacağını, ayrıca davacı tarafın sözleşmeyi ihlal ettiğini, müvekkilinin, davacı taraf ile çalışmaktan memnun kalmadığını,müvekkili şirketin zımni veya sarih bir şekilde yeni bir sözleşme akdetme sözü vermediğini beyan ederek; davanın öncelikle usulden aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece, 12.06.2008 tarihli münhasır distribütörlük sözleşmesi 18. maddesinde, sözleşmeye Çin Halk Cumhuriyeti hukuku uygulanacağı ve sözleşmenin bu ülke hukukuna göre yorumlanacağı, bu anlaşma ile ilgili ve anlaşmadan kaynaklı tüm uyuşmazlıkların mümkünse dostane müzakerelerle çözülmeye çalışılacağı, anlaşmaya varılamazsa, söz konusu uyuşmazlık taraflardan birinin talebinin olması halinde tahkim yoluyla çözüme kavuşturulacağı, tahkim yerinin İsveç’ olduğu, tahkimin Stockholm Ticaret Odası Tahkim Merkezi’nde gerçekleştirileceği ve uyuşmazlığın çözümünde buranın tahkim kurallarının uygulanacağı, bu merciin vereceği kararının kesin olduğu ve tarafları bağlayacağı şeklinde düzenlemeye yer verildiği, somut olayda yabancılık unsurunun bulunduğu, 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu’nun 5. maddesinde tahkim anlaşmasının konusunu oluşturan bir uyuşmazlıkta dava mahkemede açılmışsa; karşı tarafın tahkim itirazında bulunabileceği, tahkim itirazının ileri sürülmesi ve tahkim anlaşmasının geçerliliğine ilişkin uyuşmazlıkların çözülmesinin HMK’nun ilk itirazlara ilişkin hükümlerine tâbi olduğu,davalının tahkim itirazının süresinde ve yerinde olduğu gerekçesiyle tahkim itirazının kabulü ile; yanlar arasındaki davanın tahkim dava şartı nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalı şirketin distribütörlük ilişkisinin 2013 yılı ve sonrasında uzun yıllar boyunca devam edeceğine ilişkin …r Otomotiv’de haklı bir güven oluşturduğunu ve oluşturduğu bu güven ve inancı, fesihten hemen önceki son dönemlerde bile bilinçli bir şekilde daima besleyip desteklediğini, müvekkili şirketin sözleşmenin yenilenmesi talebinden sonra dahi, davalı … müvekkili şirket ile ilişkilerine devam ettiğini, özellikle sözleşmeyi yenilemeden hemen önceki dönemde dahi 2012-2013 yılları arasında yeni bir sözleşme imzalanacağına dair haklı bir güven oluşturduğunu, bu sayede hiçbir masrafa katlanmaksızın kendisini davacı aracılığıyla Türkiye’de temsil ettirmeye devam ettiğini, ancak ne zaman Türkiye için başka adaylar bulmuş o zaman ….Otomotiv ile yeni sözleşme imzalamaktan sebepsiz yere kaçındığını, sözleşmede tahkim şartında ancak “distribütörlük sözleşmesinden doğan ya da ilgili olan anlaşmazlık için” yabancı tahkimi kabul ettiklerinden, sözleşme dışında başka bir hukuki ilişkiden doğacak uyuşmazlıkların da İsveç’teki tahkime tabi olacağı konusunda sözleşmede bir açıklık olmadığından tahkim şartının ancak sözleşmeden ya da sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanan davlar için geçerli olduğu, dayanağı sözleşme olmayan diğer talepler için Türk Mahkemeleri’nin yetkili ve görevli olduğunu belirterek,kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Taraflar arasında yapılan 12.06.2008 tarihli münhasır Distribütörlük Sözleşmesi’nin 18. maddesi; “İş bu sözleşmeye Çin Halk Cumhuriyeti hukuku uygulanır ve sözleşme bu ülke hukukuna göre yorumlanır. İşbu anlaşma ile ilgili ve anlaşmadan kaynaklı tüm uyuşmazlıklar mümkünse dostane müzakerelerle çözülmeye çalışılacaktır. Anlaşmaya varılamazsa, söz konusu uyuşmazlık taraflardan birinin talebinin olması halinde tahkim yoluyla çözüme kavuşturulur. Tahkim yeri İsveç’tir. Tahkim Stockholm Ticaret Odası Tahkim Merkezi’nde gerçekleştirilir ve uyuşmazlığın çözümünde buranın tahkim kuralları uygulanır. Bu merciin vereceği karar kesin olup, tarafları bağlar.” şeklindedir. Sözleşme de tahkim yeri İsveç -uygulanacak usul kuralları olarak Stockholm Ticaret Odası Tahkim Merkezi usul hukuk kurallarını seçtiği anlaşılmakla tahkim yoluna başvurulması halinde anılan hakem kararı yabancı hakem kararı sayılacaktır. Bu nedenle geçerli bir tahkim şartı bulunup bulunmadığı hususunda Türkiye’nin taraf olduğu Newyork Sözleşmesi hükümlerine bakılmalıdır. Tarafların sözleşme veya sözleşme dışı bir hukuki ilişkiden doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıkların tamamının veya bir kısmının çözümünü hakem veya hakem kuruluna bırakılması hususunda yaptıkları anlaşmalar tahkim sözleşmesi olarak adlandırılmakta olup yalnızca iki tarafın iradeleriyle tasarrufta bulunabilecekleri konularda tahkim sözleşmesi yapılabilir. İster bağımsız bir tahkim sözleşmesi şeklinde isterse bir tahkim şartı şaklinde yapılsın tahkim sözleşmesinin geçerliliği için aranan temel unsurlar geçerli bir tahkim iradesinin varlığı ve yazılı şekil şartıdır. Tahkim sözleşmesinin tabi olduğu şekil 1958 tarihli New York Sözleşmesi’nin 2. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre geçerli tahkim şartından bahsedebilmek için taraflarca imzalanmış yazılı bir anlaşma, karşılıklı mektup teatisi veya telgraf aranmaktadır. Sözleşme uyarınca belirli bir süre distürübütörlük verilen davacının sözleşmenin süresinin uzatılmaması nedeniyle uğradığı zarar iddiasına yönelik taleplerinin” İşbu anlaşma ile ilgili ve anlaşmadan kaynaklı” bulunmaktadır.Bu sebeble davacı vekilinin taleplerinin sözleşme kapsamında olmadığına yönelik itirazları yerinde görülmemiştir.Buna göre belirli süreli sözleşmenin süresinin uzatılmaması sebebiyle uğranılan zarar talebinin belirli bir uyuşmazlığa ilişkin olması karşısında uyuşmazlığın tahkimde çözümü gerekmektedir. HMK’nın 116. maddesinde tahkim itirazı ilk itirazlar arasında sayılmış olup davalı vekilince süresinde tahkim ilk itirazında bulunulmuştur. Mahkemece yukarıda açıklanan hususlar uyarınca geçerli bir tahkim şartı nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine ilişkin kararda isabetsizlik görülmemiş,davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 12/11/2020