Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1119 E. 2023/6 K. 02.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1119
KARAR NO: 2023/6
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/02/2020
NUMARASI: 2018/261Esas – 2020/110 Karar
DAVA: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/01/2023
İlk derece mahkemesince verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından Gebze ve Kurtköy şubelerinin yönetim ve temsilinin münferit imza yetkisi ile davalı …’a bırakıldığını, bir süre sonra davalı …’ın yetkilerini kötüye kullandığının fark edilmesi üzerine kendisine verilen yetkilerin 27/04/2015 tarihinde alınan 2015/01 ve 2015/02 sayılı kararlar ile kaldırıldığını, ancak davalı …’ın şirketteki görevi ve yetkisinin sona ermesine rağmen dava konusu …bank, Körfez/Kocaeli Şubesi’nden verilme, … çek numaralı, 30/07/2015 keşide tarihli, keşidecisi … olan 65.000-TL bedelli çeki cirantalardan hiçbir surette müvekkili şirket ile arasında ticari bir ilişki bulunmayan …Tic. Ltd. Şti’den sonra gelmek üzere müvekkili şirket adına ciro edip imzalayarak,ardından davalı şirkete ciro ettiğini, ancak müvekkili şirketin …Ltd. Şti’den herhangi bir hak ve alacağının olmadığını, müvekkili şirket tarafından davalıya hiçbir surette yetki verilmediğini, müvekkili şirketin …Ltd. Şti’den hiçbir hak ve alacağı bulunmadığını, olmayan bir alacağın devrinin mümkün olmadığı gibi olmayan bir alacaktan dolayı da müvekkilinin sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek müvekkilinin Körfez İcra Dairesi’nin 2018/285 esas sayılı dosyasından dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı …Ltd. Şti vekili,takibe konu çeki ciro eden …’ın 31/10/2014-27/04/2015 tarihleri arasında şirketi münferiden temsile yetkili olduğunu, takibe konu çekin ise en geç 07/04/2015 tarihinde ciro edildiğini ve bu nedenle davacının iddialarının haksız olduğunu, çekin temsile yetkili şahıs tarafından ciro edildiğinin sabit olması nedeniyle davacı şirketin cirosundan sorumlu olduğunu, müvekkilinin …’ın şahsi cirosu ile hamil olduğu için davacı şirket bakımından iyiniyetli 3. kişi konumunda bulunduğunu, davacı tarafından Körfez İcra Hukuk Mahkemesi ve İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı davalardaki asıl amacının müvekkili şirketin alacağına kavuşmasını geciktirmek olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …’a, dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, çekin çek tevdi bordro tarihi olan 07/04/2015 tarihinden önce keşide edildiği, çek tevdi bordro tarihi itibariyle davalı …’ın görevinin devam ettiği,müdürlükten azledildikten sonra çeki ciro ettiğinin ispatlanamadığı, ayrıca davalı …’a kendisi ile işlem yapma yetkisi verilmediği iddiasının TTK’ nın 371/3. maddesi uyarınca davalı şirkete karşı ileri sürülemeyeceği,davalı şirketin davaya konu çeki kötü niyetli veya davacı şirketin zararına bile bile çeki iktisap ettiği hususunun ispatlanamadığı, davalı şirketin davalı … tarafından çekin hem şirket adına hem kendi adına ciro edildiğini biliyor olmasının çekin davacı şirketin zararına kötü niyetli olarak iktisap ettiğinin ispata elverişli olmadığı, bu nedenle davalı ….Ltd. Şti yönünden davanın yerinde olmadığı, şirketle işlem yasağının TTK’ nın 395. maddesinde yönetim kurulu üyeleri için düzenlediği, davalı …’ ın ise yönetim kurulu üyesi olmaması nedeniyle TTK’nın 395. maddesinin uygulanma olanağının bulunmadığı, buna karşın davalı …’ın önce davacı ….AŞ adına cirolayıp sonra kendi adına çeki cirolamak suretiyle kendi işlemi ile davacı şirketten kambiyo alacaklısı haline geldiği, davalı …’ın kendi işlemi ile alacaklı hale geldiğinden temel ilişkinin varlığını ve alacaklı olduğunu ispatlaması gerektiği, bu yönde bir ispat bulunmadığından davacının davalı …’a çek nedeniyle borcunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın davalı … yönünden kabulüne, davalı …Ltd. Şti.yönünden reddine, davacının, … tarafından keşide edilen, 30.07.2015 keşide tarihli ve 65.000-TL bedelli 0088110 nolu çek nedeniyle davalı …’a borçlu olmadığının tespitine, ihtiyati tedbir nedeniyle dava konusu alacağın % 20’si olan 13.000-TL’nin davacıdan alınarak davalı … …Ltd. Şti.’ye ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; davalı … tarafından müvekkili şirket adına cirolanan diğer bir çekle ilgili Körfez İcra Dairesi’nin … Esas sayılı takip dosyasından dolayı müvekkilinin davalı şirkete borçlu olmadığının tespit edildiğini, bu hususun Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 2017/9294 E. 2018/846 karar sayılı bozma kararı ve sonrasında verilen 2019/9595 E. 2019/12825 K. Sayılı onama kararı ile açıklığa kavuştuğunu, davalı şirketle diğer davalı … arasındaki ilişki bakımından davalı şirketin herhangi bir açıklama yapmadığını, ciro işleminin haksız kazanç sağlamaya yönelik olduğunu, bir an için davalı …’nın yetkili kabul edilmesi halinde dahi davalı şirketin kötüniyetinin ispatlanması hususunda mahkemece müvekkiline süre verilmediğini, müvekkili şirket ile diğer cirantalar arasında hiç bir hukuki ilişki bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davacının ciro zincirinde ciranta olarak yer aldığı çek nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Somut olayda, takip alacaklısı davalı …Ltd. Şti. vekili, borçlu şirketi temsile yetkili olan davalı … tarafından takip konusu çekin ileri tarihli olarak ciro edilmek suretiyle kendilerine verildiğini, taraflarınca çekin keşide tarihinden önce 07.04.2015 tarihinde …bank Derince Şubesine takasa verildiğini, çeki ciro eden şirket yetkilisinin ise, çekin cirosundan sonra 27.04.2015 tarihinde azledildiğini ileri sürmüş, mahkemece, davacı şirket müdürünün çekin keşide edildiği tarih itibariyle şirketi temsile yetkili olduğu, çekin 07.04.2015 tarihinde takas için verildiği ve 27.04.2015 tarihinde şirket müdürlüğü görevinden azledildiği, söz konusu çekin davalı …’ın müdürlükten azledilmesinden sonra davacı şirket adına ciro edildiği hususunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın davalı … yönünden kabulüne, davalı … …Ltd Şti yönünden reddine karar verilmiştir. Temsilcinin kendisiyle işlem yapması kural olarak yasaktır. (Yarg. 11. H.D. 08/03/2021 tarih 2020/3893 E. 2021/2153 K). Temsilcinin kendi kendisiyle sözleşme yapması halinde, temsilci özel olarak yetkili kılınmamış veya işin niteliği buna elverişli değilse, sözleşme temsil olunanı bağlamaz ve sözleşme yetkisiz temsil hükümlerine tabi olur. Askıdaki hükümsüzlük müeyyidesine tâbi olan sözleşme, ancak temsil olunanın vereceği onama ile geçerli olur (Bkz. Bahadır Demir, 6098 Sayılı Türk Borçları Kanunu Kapsamında Doğrudan Temsil Müessesesi, İnönü Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt:6 Sayı:1 Yıl 2015). Davalı …, davacı şirketin Gebze Şubesi’ni münferit yetki ile temsil ve ilzam etmek üzere 31/10/2014 tarihinde, Kurtköy Şubesi’ni münferit yetki ile temsil ve ilzam etmek üzere 04/10/2014 tarihinde müdür olarak atanmış olup, 27/04/2015 tarihinde müdürlükten azledilerek yetkilerinin alınmasına karar verilmiştir. Davaya konu … bank Körfez Şubesi … no’lu 30/07/2015 tarihli, 65.000-TL bedelli çekin … tarafından keşide edildiği, hamiline düzenlenen çekin sırasıyla …Ltd. Şti, davacı ….AŞ, davalı … tarafından ciro edildiği ve hamilin …Ltd. Şti olduğu anlaşılmaktadır. Ciro zincirinden açıkça görüldüğü üzere davalı …, temsilcisi olduğu şirketin hamili olduğu dava konusu çeki önce kendisine, sonrasında ise davalı şirkete ciro etmiştir. Davalı …, temsilcisi olduğu davacı şirketin hamili bulunduğu çeki kendisine ciro ederek işlem yapma yasağına aykırı davranmıştır. Bu husus ciro zincirinden açıkça anlaşılmakta olup davacı şirket tarafından temsilcinin bu işlemine icazet verilmemiştir. Dolayısıyla davalı … tarafından ciro işlemi davacı şirketi bağlamayacağından davacı şirketin dava konusu çekten dolayı davalı … …Ltd Şti’ye karşı sorumluluğu bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece davanın davalı şirket yönünden reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın davalı şirket yönünden reddine karar verilmesi doğru olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına,hükmün kesinleşen kısımlarının tekrarı ile davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne; İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/02/2020 Tarih 2018/261 Esas – 2020/110 Karar sayılı kararın HMK.’nın 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA;”Davacının, … tarafından keşide edilen … bank Kocaeli/Körfez Şubesi’ne ait 30.07.2015 keşide tarihli ve 65.000-TL bedelli … seri nolu çek nedeniyle davalılara ve aynı çeke dayalı davalı …Ltd Şti tarafından başlatılan Körfez İcra Dairesi’nin 2018/825 esas sayılı icra dosyası nedeniyle davalı …Ltd Şti’ye borçlu olmadığının tespitine” İlk derece mahkemesine ilişkin olarak ; “Alınması gereken 4.440,15-TL harçtan davacı tarafından peşin yatırılan 1.110,04-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.330,11-TL’nin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan toplam 1.145,94‬-TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 400-TL bilirkişi ücreti, 306,88-TL posta masrafı olmak üzere toplam 706,88-TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Davacı vekili için takdir olunan 10.400-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,” Davacı tarafça yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine, Davacı tarafından yapılan 107-TL istinaf yargı giderinin davalı …Ltd Şti den alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/01/2023