Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1118 E. 2022/1790 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1118
KARAR NO: 2022/1790
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/04/2019
NUMARASI: 2018/759 Esas 2019/437 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/12/2022
Davanın reddine ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, sigortalı … A,Ş.’ye ait muhtelif emtianın, müvekkili şirket nezdinde … numaralı Abonman Sigorta Poliçesi ile 31.12.2016/2017 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, müvekkili şirket sigortalısı ile davalı arasında sigortalı muhtelif emtianın Kütahya- İstanbul arasında taşınması hususunda taşıma akdi gerçekleştirildiğini, ancak davalının taşıma işini gerçekleştirdiği esnada, istirahate çekilmesi ile dikkatsiz ve tedbirsiz davranışları neticesinde hırsızlık suretiyle çalındığını, sigortalı şirketin çalınan miktar kadar zarara uğradığını, hasar nedeniyle meydana gelen 10.873,61-TL tutarındaki hasar tazminatının sigortalıya 08.03.2018 tarihinde ödendiğini belirterek 10.873,61-TL tazminatın 08/03/2018 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı, olay günü …e ait porselen eşyalarını taşıdığını, İstanbul İlinde Kütahya porselenin Yenibosna’da bulunan kendisine ait bölge deposuna saat yaklaşık 03.00 sularında gittiğini, görevlinin kapıyı açması sonucu buradaki deponun bahçesine girdiğini, güvenlik görevlisinin aracı park ettiği alanda istirahat edebileceğini söylediğini, sabah malların depo tarafından teslim alınacağını, aracın ve kendisinin emniyette olduğunu düşündüğünü ve araç içinde uyuduğunu, bu sırada kimliklerini bilmediği şahıslar tarafından araçtaki malların hırsızlanarak çalındığını, olayın …in hakimiyet alanı olan bahçesinde meydana geldiğini,bahçedeki kapıların güvenlik görevlileri tarafından açıldığını ve güvenlik görevlilerinin bulunduğunu, olayda sorumluluğunun bulunmadığını, ayrıca zarar miktarın fahiş miktarda belirlendiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davalı araç sürücüsünün hırsızlığın önlenmesi için, binanın bahçesi içine park ederek tedbirleri aldığından üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiği, hırsızlık olayında davalının kusurunun bulunmadığı, TTK m.876 maddesi gereğince davalı taşıyıcının üzerine düşen tüm özeni göstermesine karşın meydana gelen zararı engellemesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, eksper raporlarının delil niteliğinde olduğunu, eksper raporunda eşyaların çalınmasından davalının sorumlu tutulduğunu, olayda davalının tamamen kusurlu olduğunu, mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporunun eksik inceleme ile düzenlendiğini, davalının gece park ettiği araçta istirahate ayrılarak hırsızlık hadisesinin gerçekleşmesine kolaylık sağladığını, aracın park edildiği yerde gece bekçileri bulunmadığını, aracın bulunduğu yerin caddeye açık dış kısımda kaldığını, olayın davalının pervasız hareketi sonucunda gerçekleştiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; taşıyıcı sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında, taşınan emtianın hasar görmesi nedeniyle oluşan zararın rücuen tazmini istemine ilişkindir.TTK.’nun 1472. maddesi uyarınca; sigortacının, sigortalısının haklarına halefiyet hakkının gerçekleşebilmesi için sigortacının hukuken geçerli bir sigorta poliçesi teminatı kapsamında sigortacısına tazminat ödemiş olması ve sigortalının zarar sorumlusuna karşı dava hakkına sahip olması gerekir. Sigortacı; ancak, sigortalısının meydana gelen zarardan dolayı üçüncü kişilere karşı dava hakkı varsa bu hakka ödediği bedel oranında halef olacaktır. 6102 sayılı TTK.nın 875 ve 879. maddeleri uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan; kendi adamlarının, taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur.Yine TTK.nın 876. maddesi uyarınca ziya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur. Somut olayda davacı taşıyan, 13/11/2017 tarihinde sigortalının Kütahya’daki adresinden aldığı yükü, yine aynı firmanın Yenibosna/İstanbul adresine taşımayı üstlendiği, 14/11/2017 günü saat 03:30 sıralarında sigortalı firmaya ait varış yerindeki depo binası önünde sigortalı firma çalışanı yardımıyla park ettiği, davacının uyumak için aracın içine geçmesinden sonra araç içindeki bir kısım emtianın çalındığı anlaşılmaktadır. Ekspertiz raporunda olay yerinde yapılan incelemede aracın gece konaklaması için park edildiği yerin sigortalı firmanın depo giriş kısmındaki özel mülk alanı olsa da bu kısmın trafiğe açık caddeye bitişik olduğu ve caddeden girişe karşı herhangi bir engel bulunmadığı, olay yerinin gece bekçi denetiminde veya gözetiminde olmadığı tespit edilmiştir. Her ne kadar bilirkişi raporunda davalı araç sürücüsünün aracı yüklü şekilde indireceği deponun önüne binanın bahçesinin içine park ederek hırsızlığın önlenmesi için gerekli tedbirleri aldığı, hırsızların bahçenin dışından içeriye müdahale ederek gerçekleştirdikleri eylem nedeniyle davalının kusuru bulunmadığı belirtilmiş ise de ekspertiz raporunda belirtildiği üzere hırsızlığın depo binası içerisinde gerçekleşmediği, aracın park edildiği yeri dışarıdan ayıran bir engel bulunmadığı, aracın bırakıldığı yerde gece bekçisi bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı taşıyıcının aracı üçüncü kişiler tarafından dışarıdan yapılabilecek müdahalelere karşı yükü nezaretsiz bıraktığı, bu nedenle somut olayda en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği bir hal bulunmadığı anlaşıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Ancak meydana gelen hasarın poliçe teminatı kapsamında olup olmadığı, dolayısıyla sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin hatır ödemesi niteliğinde olup olmadığı hususları sigorta poliçesi özel şartları ve davaya konu taşımaya ilişkin spesifik poliçenin dosyada bulunmaması nedeniyle anlaşılamamaktadır. Dosyada davacı sigorta şirketi tarafından, sigortalıdan alınan ibraname veya temlik belgesi ibraz edilmemiştir. Bahsi geçen husus davacı sigorta şirketinin aktif dava ehliyetini kazanıp kazanmadığı bakımından önem arz etmekte olup bu husus re’sen dikkate alınmalıdır.Olay tarihinde geçerli olan poliçeye ilişkin özel şartlar ve taşımaya ilişkin spesifik sözleşme de getirtilip, varsa temlikname veya ibranamenin ibrazı sağlanıp, davacı sigorta şirketinin aktif dava ehliyetinin kazanıp kazanmadığı araştırılmalıdır. Bunun dışında davalının araç içerisinde uyuduğu, araçtan ayrılmadığı, bu nedenle pervasızca hareket etmediği ve ağır kusurlu kabul edilemeyeceği anlaşıldığından taşıyanın sınırlı sorumluluğuna ilişkin TTK m.882 vd. hükümleri de dikkate alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.Bu itibarla; davacı vekilinin yerinde görülen istinaf başvurusu ve aktif husumet bakımından re’sen tespit edilen hususlar nedeniyle kararın kaldırılarak davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29.04.2019 Tarih 2018/759 Esas – 2019/437 Karar sayılı hükmün HMK.’nın 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,” Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi.15/12/2022