Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1114 E. 2020/961 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1114
KARAR NO: 2020/961
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/02/2020
NUMARASI: 2018/1178 2020/176
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/10/2020
İlk derece mahkemesince verilen davanın reddine yönelik hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili; davacı ile davalı arasındaki ticari ilişki sebebi ile cari hesaptan kaynaklı 6.485,81-usd borcu olduğundan icra takibi başlatıldığını, icra takip tarihinden sonra davalı tarafından 02.04.2018 tarihinde müvekkilin hesabına ödeme yapıldığını ve 2.000-usd için itiraz edildiğini, yapılan itirazın hukuka aykırı ve mesnetsiz olduğunu, davalının icra takibine itirazı üzerine takibin durduğunu, itirazın kötü niyetle yapıldığını. bu nedenle borca itirazın iptali ile takibin devamına, asıl alacağın % 20’sinden daha aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, müvekkilinin davacıya borcu olmadığını, İstanbul Anadolu Adliyesi … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile takip başlatıldığını ve müvekkili tarafından 2.04.2018 tarihinde ödeme yapıldığını, davacı tarafça gönderilen 717,45 usd … faturası ve 2000 USD katalog katkı payı faturası cari hesaptan düşüldüğünü ve 10.000-usd nakit olarak tahsil edildiğini, davacı tarafça iddia edilen alacağın niteliği likit olmadığından icra inkar tazminatı hükmedilemeyeceğini belirterek davanın reddine icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesini talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, 6098 sayılı TBK’nun 183. vd. maddeleri ile düzenlenen alacağın temliki bir borcun alacaklısına kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacak hakkını bir başka kişiye devredebilmesi yetkisini verdiği, aynı yasanın 184. maddesine göre alacağın temliki sözleşmesinin geçerliliğinin yazılı şekilde yapılmasına bağlı olduğu, alacaklının takip sırasında dayandığı ve borçluya onaylı suretini ödeme emriyle birlikte tebliğ ettiği belgeye istinaden itirazın iptali davası açması gerektiği, takip sırasında dayanılan belge dışında bir belgeye istinaden itirazın iptali davası açılamayacağı, icra ve dava dosyasında alacağın temlikine ilişkin yazılı bir sözleşmenin bulunmadığı davanın reddine, davalının kötü niyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; müvekkilinin alacaklı olduğunun kanıtlandığını ve davalı tarafın borçlu olmadığını ispat edemediğini, söz konusu alacağın grup şirketler arasında temlik edildiğini, kendilerine temlik ile ilgili beyan talep edilmeden, temlik ile ilgili yazılı temlik sözleşmesi ibrazı için süre verilmeden davanın reddine karar verildiğini, müvekkilinin alacaklı olduğu ticari defterlerle kanıtlandığı halde davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek,kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davada sıfat , tarafın , dava konusu maddi hukuk ilişkinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Taraf sıfatı ( husumet ) maddi hukuka göre belirlenen bir sübjektif hakkı dava etme yetkisini ya da bir sübjektif hakkın davalı olarak talep edebilme yetkisini gösteren bir kavramdır. Davacı tarafta yer alan taraf için aktif dava sıfatı, davalı tarafta yer alan taraf için pasif taraf sıfatından söz edilebilir. Uygulamada “sıfat” yerine “husumet” terimi de kullanılmaktadır. Sıfat bir itiraz olduğundan, hakim diğer itirazlar gibi taraf sıfatını da dava dosyasından anlayabildiği sürece kendiliğinden nazara alır. Sıfat , davada taraflardan birinin davaya konu sübjektif dava hakkının bulunup bulunmadığı ile ilgili bir husustur. Tarafların sıfatının yargılama sonuna kadar devam etmesi zorunludur. Bu husus¸ mahkemece re’sen gözününde bulundurulmalıdır, bir davada taraflardan birinin davacı ya da davalı sıfatının olmadığı belirlenirse , artık bu davanın esasının çözümüne girilmeden , davanın husumet yokluğundan reddi gerekir. Husumetin ileri sürülme zamanı yasa ile kabul edilen bir ilk itiraz olmadığı gibi , davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli bir defi de değildir. Davanın her aşamasında ileri sürülmesi mümkün veya mahkemece vakıf olunduğu takdirde resen nazara alınması gerekli hukuki bir durumdur( Yargıtay 3. H.D 03/07/2017 tarih 2016/21937 esas ,2017/10891 karar sayılı ilamı). Dava dayanağı icra takip dosyasında cari hesap bakiyesi dayanak gösterilmek suretiyle başlatılan icra dosyasın da davalı bonçlu tarafından borcun 2.000-usd sine itiraz etmiştir.İlk derece mahkemesince bilirkişi incelemesine karar verilmiş ,davacı şirket inceleme sırasın da davadışı … şirketine ait ticari defterlerini ibraz etmiş ticari ilişkinin davacı ile değil ,davadışı bulunan … şirketi ile mevcut olduğu belirlenmiştir.Davacı vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde; takibe konu alacağın dava dışı … Anonim Şirketi’nden temlik alındığını, davalı tarafın icra takibine yaptığı itirazda alacaklı sıfatına ilişkin herhangi bir itirazda bulunmadığını belirtmiş,ancak alacağın temlikine ilişkin bir belge ibraz etmemiştir. Davalının icra takibinde bir kısım borca itiraz etmemiş olması ,yukarı da gerekçelendirildiği üzere, grup şirketi olsa dahi dava dışı bir şirketin alacağını dava hakkı vermez. Gerek icra takip,gerekse yargılama aşamasında alacağın temlikine ilişkin bir belge sunulmamıştır. Yargılama sırasında yapılan bilirkişi incelemesi sırasında alacağı talep hakkının davacıya ait olmadığı mahkemece belirlenmiş olmakla bu hususun re’sen nazara alınması gereklidir. Davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesinde usule aykırılık görülmemiştir.Bilirkişi incelemesi sırasında ilk derece mahkemesince öğrenilen bu durum aslında davacının bilgisi dahilinde olup ; aşamalarda ibraz edilmeyen belgenin ibrazı için yeniden süre verilmesine gerek olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına, İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda H.M.K.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 08/10/2020