Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1109 E. 2020/936 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1109
KARAR NO: 2020/936
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/12/2019
NUMARASI: 2017/520 Esas- 2019/1366 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/10/2020
Davanın kabulüne yönelik hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, 5.5.2008 tarihli iş sözleşmesinin 9.4 maddesi gereği müvekkil işten ayrıldıktan sonra 1 yıl süre ile kararlaştırılan rekabet yasağına uyduğundan davalı şirketin müvekkiline 6 aylık brut maaşını ödemekle yükümlü olduğunu, İst. Anadolu … İcra Dairesinin … E sayılı ilamsız icra takip dosyası ile 83.434,35 -TL alacağın fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak talep edildiğini , davalının itirazı sonucunda İst. Anadolu 8.ATM nin 2015/546 esas -2016/895 karar sayılı hüküm ile itirazın iptaline karar verildiğini, davalının 114.054-TL’yi ödemekle yükümlü olduğunun tesbit edildiğini,bilirkişi raporundaki brüt tutar esas alınarak, hüküm altına alınan tazminat miktarı düşüldükten sonra kalan kısım için ek icra takibi başlatıldığını, karşı yanın takibe itiraz ettiğini, İst.Anadolu … İcra Dairesinin … sayılı dosyası ile talep olunan 30.619,65-TL alacak için başlatılan icra takibine haksız itirazın iptaline, takibin devamına,icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili;zamanaşımı defilerinin olduğunu, davacı tarafından, aynı sözleşmeye dayalı olarak, İst.Anadolu 8. ATM’nde 2015/546 E. sayı ile açılmış bulunan itirazın iptali davası bulunduğunu, davacının bu dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuna dayanarak iş bu davayı açtığını,karara karşı istinaf yoluna başvurduklarını, bekletici mesele yapılması gerektiğini, ayrıca davacının işe iade davası açtığını ve işe iade kararının kesinleştiğini, bunun üzerine, davacıya işe başlatmama tazminatı ödendiğini, hem rekabet yasağından hem de işe iadeden gelen tazminatların sebepsiz zenginleşme teşkil edeceğini,alacağın “likit” olmadığını,davacının rekabet etmeme tazminatının şartları oluşmadığını, davacının şartları oluşmayan alacak hakkında icra takibi başlattığını,davanın usulden,aksi halde esastan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, İst.Anadolu 8. ATM’nin 2015/546 esas sayılı dosyasının hükme esas alındığı, tazminatın muaccel olduğu tarihin 20.05.2014 tarihi olup ,10 yıllık zamanaşımı süresinin takip ve dava tarihi itibariyle dolmadığı, sözleşmenin 9.4 maddesi uyarınca davacı lehine doğan altı aylık brüt maaşı olarak hesaplanan alacağından asıl davada hükmedilen alacağın mahsubu neticesinde bakiye 30.619,65-TL alacaklı olduğu,alacak cezai şart niteliğinde olmadığından indirim yapma koşulları oluşmadığı, alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği,davacının ek dava olan eldeki davada hükme esas alınan İst.Anadolu 8. ATM’nin 2015/546 E. sayılı dosyasında hesaplanan 114.054-TL alacak miktarından asıl davada hüküm verilen 83.434,35-TL alacağın düşümü neticesi bakiye 30.619,65-TL alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile, davacının başlattığı icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın iptaline, takibin aynen devamına,%20 oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili; hiçbir inceleme ve araştırma yapılmaksızın İst.Anadolu 8. ATM’nin 2015/546 esas sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu,eksik inceleme neticesinde karar verildiğini, TBK nun rekabet etmemeye ilişkin hükümleri uyarınca davacının hizmet sözleşmesinde belirtilen 1 yıllık süre iş akdinin geçerli nedenle fesih edilmesinden ötürü ortadan kalktığını, davacının 1 yıllık sürenin sonunda rakip firmada işe girmiş olduğunu, bu durumun davacının SGK hizmet döküm cetveli celp ettirildiğinde açıkça görüleceğini, işe iade etmeme nedeniyle ödenen ve rekabet yasağı nedeniyle ödenen tazminatın davacı açısından sebebsiz zenginleşme teşkil ettiğini, likit bir alacaktan söz edilebilmesi için alacağın gerçek miktarının bedeli ve sabit olması gerektiğini, icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini belirterek, kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Somut olayda elde ki dava ek dava olup; Dairemizin 2017/248 esas 2017/243 karar sayılı ilamı ile istinaf incelemesi yapılan İst.Anadolu 8. ATM 2015/546 esas 2016/895 karar sayılı ilamı ile ” Davacı ile davalı arasında hizmet sözleşmesinin 05/05/2008 tarihinde imzalandığı,iş akdinin davalı tarafça haksız olarak 20/05/2013 tarihinde feshedildiği, davacının iş akdinin feshinden sonra bir yıl süreyle başka bir şirket nezdinde çalışmadığı,taraflar arasında ki iş sözleşmesinde ivazlı rekabet yasağı sözleşmesinin düzenlendiği, elde ki dava da 818 sayılı BK hükümlerinin uygulanması gerektiği , hizmet akdinin 9.2 ,3ve4 maddelerinde yazılı rekabet yasağına işçi uyduğu takdirde 1 yıllık çalışmama tazminatı ödeneceği , işten ayrıldıktan sonra bir yıllık süre ile rakip işyerlerinde çalışmama karşılığı olarak taahhüt edilen miktarın bir cezai şart niteliği taşımadığı , davalı işverenin rekabet yasağına uyma halinde işçiye ödemeyi taahhüt ettiği miktar olduğu,davalının feshinin haklı olmadığının mahkeme kararı ile anlaşıldığı ,davacının rekabet yasağına ilişkin taahhüdünü yerine getirdiği,İşe iade etmeme halinde hükmedilen tazminatın davaya konu tazminat ile aynı sebebe ilişkin olmadığı , davalı vekilinin mükerrer tazminata hükmedildiği iddiasının yerinde olmadığı,davacının yasak süresinden sonra işe girdiği sabit olduğundan 1 yıllık ücret bedelinden davalının sorumlu olduğu, sözleşme hükümleri ve bilirkişi hesaplamasına göre talep edilebilecek tazminatın 114.054- TL olduğu,alacak hesaplanabilir olduğundan likit olduğu,uyuşmazlığın sözleşmeye dayalı olması nedeniyle 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu” hususları sabit olmuş , kesin hüküm halini almıştır.Buna göre davalı vekilinin aynı yönde ki savunmaları ve aynı hususlara yönelik istinaf sebebleri dinlenemez. Kesin hüküm ile karara bağlanmış hususlarda yeniden tahkikat yapılmasına gerek olmadığından işe iade kapsamında ödenmiş bulunan tazminatların sebebsiz zenginleşme teşkil edeceği,alacağın likit olmadığı ,bilirkişi incelemesi yapılmadan karar verildiğine ilişkin istinaf nedenleri yerinde değildir.Talebin dayanağı sözleşme olduğundan zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu yine kesinleşen hükümle belirlenmiş olup; davacının alacağının 20/05/2014 tarihinde muaccel olduğu belirlendiğinden ;ek alaacğa ilişkin başlatılan takip ve dava tarihi itibariyle 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından zamanaşımı süresinin dolduğuna ilişkin istinaf sebebi de yerinde bulunmamıştır. İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/546 esas/2016/895 sayılı hüküm ile belirlenen 114.054-TL alacakdan asıl davada hüküm altına alınan alacağın düşülmesi sonucu bakiye 30.619,65-TL üzerinden itirazın iptaline ve likit alacak nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesine ilişkin hükümde isabetsizlik olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 2.091,62- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 525- TL harcın mahsubu ile bakiye 1.566,62- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.06/10/2020