Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1104 E. 2020/940 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1104
KARAR NO : 2020/940
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/01/2020
NUMARASI : 2018/1357 Esas – 2020/37 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari İş Tellallığı Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/10/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde davanın kabülüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili ile Davalı Türkiye Kayak Federasyonu/ İstanbul İktisadi İşletmesi arasında 10/03/2017 tarihinde Gayrimenkul Görme Formu Ve Hizmet Bedeli Sözleşmesi imzalandığını, kira sözleşmesinin akdedilmesi sebebiyle davacı müvekkil adına 23.600- TL tellaliye ücreti alacağı doğmuş olup söz konusu hizmet bedelinin yalnızca 13.600 -TL davalı tarafça ödenmiş olup kalan 10.000 TL’nin ödenmediğini, beyan ederek fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydıyla, davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasına yaptığı hukuka aykırı itirazın iptali ile takibin devamına, davalının aleyhine % 20 ‘si oranında icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili,davalı fedarasyonun tacir olmadığını ,mahkemenin görevli olmadığını,müvekkilinin adresi itibariyle Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğunu , davacı ile 10.03.2017 tarihinde “Gayrimenkul Görme Formu ve Hizmet Bedeli Sözleşmesi” imza yetkisi bulunmayan koordinatör arasında imzalandığını,koordinatör pozisyonunda çalışan …harcama yapmaya esas imza yetkisi olmadığını,taraflar arasındaki sözleşmenin simsarlık olmadığını ,müvekkili kurum ile davacı şirket danışmanlık ücreti konusunda anlaştıklarını ve müvekkil kurumun davacı şirkete hizmet bedeli olarak 13.600- TL ödeme yaptığını, 10.000-TL bedel için iade faturası düzenlendiğini ve davacıya gönderildiğini ,borca itirazında haklı olduğundan,icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebinin reddi gerektiğini, neticeten müvekkil kurum aleyhine açılan davanın esastan reddine, davacı aleyhine %20’ den az olmamak üzerine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece,davalının göreve ve yetkiye ilişkin itirazlarının reddine karar verilerek; taraflar arasında geçerli bir tellallık sözleşmesi mevcut olduğu,sözleşmede adresi belirtilen gayrimenkulü, “1 yıl içinde şahsım, eşim, ortağı ve çalışanı bulunduğum şirket, şirket ortakları, şirketin ortak olduğu kuruluşlar ya da kan ve sıhri hısımlarım .. kiraladığı takdirde yıllık kira bedelinin % 12 + KDV’sini … hizmet bedeli olarak ödemeyi kabul ediyorum.” şeklinde hüküm bulunduğu, sözleşmede davalı çalışanına gösterildiği belirtilen taşınmazın aylık kira bedelinin 17.500-TL, yıllık kira bedelinin 210.000-TL olduğu, %12 +KDV’nin ise 29.736-TL olduğu, davacının bu miktarın altında 23.600-TL ücret talebinde bulunduğu, taleple bağlılık gereğince davalı tarafından yapılan ödeme düşüldükten sonra davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 10.000-TL alacaklı olduğu, temerrüt tarihinden takip tarihine kadarki 124 günlük sürede yıllık %9 yasal faiz üzerinden yapılan hesaplamada davacının 305,75 TL işlemiş faize hak kazandığı gerekçesiyle davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 10.000-TL asıl alacak ve 305,75-TL işlemiş faiz bakımından devamına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili; görevsiz ve yetkisiz mahkeme tarafından hüküm verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,taraflar arasında, TBK’nın 520 vd maddelerinde düzenlenen simsarlık (tellallık) sözleşmesi bulunduğunu, TTK’nın 4. maddesi anlamında ticari iş sayılmayan tellallık sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığa ilişkin davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde bakılması gerektiğini, sözleşmenin 10.03.2017 tarihinde imza yetkisi bulunmayan koordinatör pozisyonunda çalışan … harcama yapmaya esas imza yetkisinin olmadığı, bu sebeple dava konusunu oluşturan simsarlık sözleşmesinin geçerli olmadığı,tarafların ticari defter kayıtları ve muavin defterleri incelenmeksizin eksik inceleme yapıldığını,davanın reddi ile davacı aleyhine %20’ den az olmamak üzerine tazminata hükmedilmesine karar verilmesi gerektiğini,kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE İktisadi İşletme :Dernek veya vakıflara ait veya bağlı olup faaliyetleri devamlı bulunan ve bu maddenin birinci (sermaye şirketleri) ve ikinci (kooperatifler) fıkraları dışında kalan ticarî, sınaî ve ziraî işletmeler ile benzer nitelikteki yabancı işletmelerden oluşmaktadır. Kurumlar Vergisi Yasası’nın 1/ç maddesi gereği olarak dernek veya vakıflara ait iktisadî işletmeler kurumlar vergisine tâbidir. Davalı Federasyon tacir olmasa da sözleşme iktisadi işletmesine ilişkindir.İktisadi işletmenin VUK 177/5.bendi gereği de 1.sınıf tacir olarak bilanço esasına göre defter tutmak zorunda olduğu gözetildiğin de eldeki davanın ,her iki yanı tacir olan dava nispi ticari dava niteliğinde olduğundan davalı vekilinin mahkemenin görevine yönelik ve akdin ifa yeri itibariyle yetkili bulunan mahkemenin yetkisine ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir.Davalı vekili ; tellallık sözleşmesini imzalayan çalışanın iktisadi işletmeyi borç altına sokma yetkisi bulunmadığı ileri sürmektedir. T.B.K. Nun 38. maddesine göre,başkası adına işlem tesis eden kişinin temsil yetkisi yoksa ya da sınırlarını aşmışsa yetkisiz temsilden söz edileceği, yetkisiz temsil dolayısıyla yapılan işlemlere icazet verilmedikçe temsil olunanın alacaklı veya borçlu olamayacağı düzenlenmiştir. Dayanak sözleşmeyi imzalayan koordinatör olduğu bildirilen adı geçenin iktisadi işletmeyi temsil yetkisi olmadığı kabul edilse dahi davalının,yetkisiz temsilcinin imzaladığı sözleşmeyi benimsediği ,davacı tarafından hizmet verilen taşınmazın kiralandığı ve davacı tarafından düzenlenen 23.600-TL tutarında faturanın alındığı ve hizmet bedelinden 13.600-TL sinin davacıya ödendiği sabittir. Davacı davalı adına 5.5.2017 tarihinde 23.600-TL hizmet bedeli faturası düzenlemiş, davalı ise 2.10.2017 tarihinde 10.000-TL bedelli iade faturası düzenlemiştir.İade faturasına 8 günlük süre içinde itiraz edilmediği ileri sürülmekte ise de hizmet faturasına karşılık 5 ay sonra iade faturası düzenlenmiş ,hizmet faturasına yasal süre de itiraz edildiği iddia ve ispat edilememiştir.Simsarlık ücretini talep hakkı, hemen simsarlık sözleşmesinin kurulmasıyla doğmaz. TBK.’nun 521. maddesi gereğince; tellal ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır. Tellalın , ücret isteyebilmesi için simsarlık sözleşmesinde sözü edilen kiralama işinin, tellalın aracılığıyla ve çalışması ile gerçekleşmesi gerekir. Somut olayda kira bedeli üzerinden %3 +kdv hizmet bedeli ödeneceği kararlaştırılmış, davalı 13.600-TL danışmanlık bedeli ödeneceğin de anlaşıldığını ileri sürmekte ise de ,yazılı sözleşmenin aksine bu savunmasını doğrulayacak yazılı bir delil gösterilmemiştir.Tüm anlatılanlara göre davalının usule ilişkin itirazlarının yerinde olmadığı,yetkisiz temsilcinin imzaladığı sözleşmeye dayalı olarak davacı tarafından verilen hizmetin alındığı ,hizmet bedeline karşılık kısmi ödeme yapıldığı ,kira sözleşmesinin de imzalandığı,davacı tellalın ücrete hak kazandığı sonucuna varılmaktadır.Davalı bakiye 10.000-TL hizmet bedelini ödemekle yükümlü bulunduğundan ,davanın kabulüne ilişkin hüküm de isabetsizlik bulunmamaktadır. İstinaf sebebleri yerinde olmayan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 683,10- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 175,75- TL harcın mahsubu ile bakiye 507,35- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 34,-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/10/2020