Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1096 E. 2020/949 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1096
KARAR NO : 2020/949
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/02/2020
NUMARASI : 2018/218 Esas – 2020/131 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/10/2020
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalı … Ltd. Şti.’den olan alacağının tahsili için İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, takibe davalı şirketin itiraz etmesi üzerine de itirazın iptali davası açtıklarını, itirazında haksız çıkan borçlu aleyhine %20 den az olmayan icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
CEVAPDavalı vekili, davayı konu borcu 02.10.2017 tarihinde ödediklerini, dava konusuz kaldığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, Dava dilekçesinde “Davalı yanca ödeme emrinin tebliğinden sonra usule aykırı şekilde müvekkili hesabına bırakılan 37.398,33-usd bedelli kısmi ödemenin ödeme tarihi olan 02.10.2017 tarihindeki ülke parası karşılığının dosya borcundan mahsubuna,” şeklinde talepte bulunduğunu, davacı vekilinin dilekçesindeki talep sonucunun 6100 sayılı HMK m. 119/I-ğ hükmüne göre yeterli açıklıkta olduğu ,davacının dava harcını takip bedelinin tamamı üzerinden yatırmış olmasının değil dava dilekçesinin sonuç kısmındaki bu talebinin esas alınarak icra dosyasındaki bakiye borç için itirazın iptali davası açıldığının kabulü ile davanın kabulüne ve 28.104,86- TL üzerinden itirazın iptaline, asıl alacak likit icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili; davacı vekilince sehven yapılan bir maddi hata olmadığını, harca esas değeri bilerek ve isteyerek takip miktarının tamamı üzerinden yatırdığını, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmeyerek tamamen kabulüne dair verilen kararın usul yönünden hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda davacı tarafça takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinde bulunulması hususu gözardı edildiğini, davacı tarafından müvekkili şirketin temerrüte düşürülebilmesi için ihtarname gönderilmesi gerektiğini, bu nedenle işlemiş faiz yönünden yapılan hesaplamanın hukuka aykırı olduğunu, alacağın muayyen olmadığı durumlarda icra inkar tazminatına hükmedilemeyceğini, bu nedenlerle hükmün kaldırılarak davanın reddine ya da kısmen kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Davacı tarafça açılan davada ; 37.398,33 -usd bedelli faturaya dayalı olarak 141.896,74- TL, işlemiş faiz 6.612,78 TL nin tahsili için başlatılan takipte , davadan evvel yapılan kısmi ödemenin öncelikle alacağın ferilerinden düşülmek suretiyle itirazın iptaline karar verilmesi talep edilmiştir.Dava dilekçesinin sonuç ve istek kısmında; açıkça 2.10.2017 tarihinde ödenen 37.398,33 -usd nin “öncelikle vekalet ücreti ,faiz ve masraflardan” mahsubu ile takipteki asıl alacak tutarı üzerinden icra inkar tazminatı ile tahsilini talep etmiş ve harca esas değer olarak 148.509,52- TL gösterilmiştir. Ancak davalı vekilince ileri sürüldüğü üzere asıl alacağın tamamı üzerinden itirazın iptali talebinde bulunulmamış;mahkemece mahsup neticesi kalan alacak üzerinden itirazın iptalinin talep edildiği doğru şekilde belirlenmiştir. Yargıtay HGK nun 2007/159 esas -2007/220 karar sayılı ilamında vurgulandığı üzere itirazın iptali davasının açılmadan önce borcun kısmen ödenmesi halinde ,alacaklının ödenen kısım için dava açmakta hukuki yararı yoktur. Ancak bu halde de; dava tarihi itibariyle borç miktarının tesbiti gereklidir.TBK 100 maddesi gereği ; borçlu ,faiz veya giderleri ödeme de gecikmemiş ise ,kısmen yaptığı ödemeyi ,ana borçtan düşme hakkına sahiptir.Takip talebinde kısmi ödemenin ferilerden mahsubuna ilişkin alacaklı talebi bulunduğu gibi ,TBK 100 gereği mahsup, emredici bir hüküm olup icra müdürlüğünce re’sen uygulanacaktır. Harca esas değer ile davacının dava dilekçesinde yazılı sonuç talebi aynı kavramlar değildir. Fatura tutarı ile kısmi ödeme tutarının aynı miktar olduğu ,takibin 23.8.2017 tarihli olduğu ,bilirkişice yapılan hesaplama neticesinde faturanın vade tarihindeki kur üzerinden 136.814,31-TL asıl alacağına ödeme tarihine kadar işleyen faiz ,icra harç masraf ve vekalet ücreti ilavesi ile ödeme tarihinde ki borç tutarı bulunarak ve davalı tarafça yapılan kısmi ödeme borç tutarından düşülerek hesaplama yapılmak suretiyle kalan miktar için itirazın iptaline karar verilmesi gerekmektedir. Kalan miktarın da daima asıl alacak bakiyesi (ferilerin mahsubu nedeniyle sona ermesi halinde ) olacağı gözönünde bulundurulmalıdır.İlk derece mahkemesince ; yukarıda yazıldığı üzere TBK 100 madde dikkate alınarak yapılan hesaplama neticesinde kalan alacağa hükmedilmesinde isabetsizlik yoktur.Dava değeri mahsup gerektirmesi nedeniyle tam olarak hesaplanması mümkün olmadığından harca esas değer alacağın tamamı gösterildiğinden alacağın tamamının dava edildiğine yönelik istinaf sebebleri yerinde görülmemiştir.Bunun dışında davalı talep edilen tutarın bir kısmını takipten sonra ödediğine göre borç miktarı bilinen bir miktardır. Kısmi ödemenin bir kısmı giderlere mahsup edilince kalan ana para tutarı da aynı şekilde muayyen ve belirli olduğundan, icra inkar tazminatına hükmedilmesinde isabetsizlik yoktur. Takip tarihinden sonra kısmi ödeme yapan borçlu ,icra vekalet ücreti ,ödeme tarihine göre tahsil harcı,ödeme tarihine kadar işleyen faiz vs,ferilerden sorumlu olup,verilen hükümde hukuka aykırılık bulunmadığından istinaf sebebleri yerinde olmayan davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, dava değerinin hüküm verilen (28.104,86- TL) olduğu belirlendiğinden kesin olarak karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Davalıdan alınması gereken 1.919,84-TL istinaf karar harcından peşin yatan 479,96-TLnin mahsubu ile bakiye 1.439,90-TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı gider avansından karşılanan 24,50-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMk 362(1) a maddesi gereğince oy birliğiyle karar verildi. 06/10/2020