Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1085 E. 2021/289 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1085
KARAR NO: 2021/289
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/01/2020
NUMARASI: 2019/125 Esas – 2020/70 Karar
DAVA: Kooperatif Genel Kurulunun Toplantıya Çağrılması
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/03/2021
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalı …’nin 05/02/2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında 3 nolu karar ile şirketin mevcut 16.333.350-TL sermayesinin 10.000.000-TL artırılarak 26.333.350-TL tutarına çıkarılmasına karar verildiğini, sermaye artırım teklifine davacının, …’un ve …’un red oyu vererek kararın alınmasında olumsuz oy kullandıklarını, davacının ve diğer olumsuz oy kullanan pay sahiplerinin imtiyazlı pay sahibi olduklarını, Türk Ticaret Kanunu’nun 454.maddesine göre genel kurulun, esas sözleşmenin değiştirilmesine, yönetim kuruluna sermayenin arttırılması konusunda yetki verilmesine dair kararıyla yönetim kurulunun sermayenin arttırılmasına ilişkin kararının imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal edecek nitelikte olması halinde bu kararın anılan pay sahiplerinin yapacakları özel bir toplantıda alacakları bir kararla onanmadıkça uygulanmayacağını, somut olayda da sermaye artırım kararının davacının da içinde bulunduğu azınlık grubu imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal edecek mahiyette olduğunu beyanla, davalı …’nin 05/02/2019 tarihli oğalanüstü genel kurul toplantısında 3 nolu sermaye artırım kararından dolayı yönetim kurulunda temsil edilme hakları ihlal edilen pay sahiplerinin özel kurulunun Türk Ticaret Kanunu’nun 454.maddesi gereğince toplantıya çağırılması hususunda davacıya izin ve yetki verilmesine, talebin kabul edilmemesi halinde özel kurulun toplantıya çağırılması için gerekli işlemleri yapmak üzere kayyım görevlendirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davalı …’nin toplam pay adedinin 16.333.350 olup sermaye artırım kararından önce davacının payının 1.023.557 (% 6,33) olduğunu, davacının esas sözleşmede yer verilen azınlık pay sahiplerinden biri olduğunu, fakat şirket sermayesinin % 15’ine sahip azınlık pay sahibi konumunda olmadığını, hal böyle olunca da davacının diğer azınlık pay sahiplerinin davacı sıfatıyla yer almadığı bir davayı Türk Ticaret Kanunu’nun 454.maddesine dayanarak açamayacağını, ayrıca diğer azınlık pay sahiplerinin dava açmamasının, haklarının ihlal edilmediği kanaatinde olduklarının göstergesi olduğunu, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 454.maddesinde öngörülen sürede açılmadığını, davacının davasının yönetim kurulunun 454.madde kapsamında kurulu toplantıya çağrı süresi içerisinde açtığını, davanın süresi içerisinde açılmaması nedeniyle genel kurul kararının onanmış sayılacağını, sermaye artırım kararının hakları ihlal edecek nitelikte olmadığını, ihtiyaç nedeniyle ve şirket koşullarının gerektirmesi nedeniyle sermaye artırımına gidildiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacının sermaye artırım kararının imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal ettiğini iddia ederek davayı açtığını, sermaye artırım kararından önce imtiyazlı pay sahiplerinden davacının, dava dışı … ve …’un şirket sermayesindeki toplam payının ayrı ayrı % 6,3, dava dışı …’nun ise 0,9 olduğu, davacı ve dava dışı hissedarların toplamda %19,8 hisseye sahip olduğu, sermaye artırımından önce azınlık payları toplamına göre esas sözleşme ve Türk Ticaret Kanununun 360.maddesi kapsamında azınlık paylarının toplamının % 15 oranının üzerinde olması nedeniyle yönetimde temsil edilme hakkına sahip olduğu, sermaye artırım kararı ile birlikte azınlık paylarının toplamının % 12 ye düşeceği ve bu durumda azınlık paylarının yönetimde temsil edilebilme olanağını yitireceği, hal böyle olunca da sermaye artırım kararının imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal edeceği, davacının davasının Türk Ticaret Kanununun 454.maddesi kapsamında uygun olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacıya, 05/02/2019 tarihli … A.Ş. olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 3 numaralı sermaye artırım kararı ile ilgili olarak Türk Ticaret Kanunu’nun 454/2.maddesi gereğince imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunu toplantıya çağırması hususunda yetki ve izin verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; mahkemenin davacının tek başına imtiyazlı pay sahibi olduğuna dair değerlendirmesinin hatalı olduğunu, davacının tek başına imtiyazlı pay sahibi sıfatının bulunmadığını, davayı açan davacının şirketteki pay oranının % 3,91 olduğunu, diğer ortakların ise huzurdaki davaya taraf olmadıklarını, azınlık ortaklardan hiçbirinin tek başına imtiyazlı pay sahibi olmadığını, davacının % 6,26 lık hisse ile yönetim kuruluna bir üye adayı gösterme hakkı tanınan % 15 hisse şartını sağlamadığını, yerel mahkemece kanunda yer alan kavramların hatalı olarak değerlendirdiğini, davanın kanunda öngörülen süresi içerisinde açılmadığını, ayrıca davanın yönetim kurulunun özel kurulu toplantıya çağırma süresinden önce açıldığını, ayrıca TTK 416’da düzenlendiği şekilde imtiyazlı pay sahiplerinin çağrı usulüne uyulmaksızın karar almaları mümkünken davacının böyle bir çözüm yolunu tercih etmemesinin yerinde olmadığını, genel kurul kararı üzerinden 45 süre geçmesinden dolayı genel kurulda alınan sermaye artırımına ilişkin kararın onandığını kabul etmek gerektiği, genel kurul kararının imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını etkileyecek nitelikte olmadığını, azınlık ortaklara sermaye artırımına katılabilmeleri için tüm kolaylığın sağlandığını, azınlık ortakların rüçhan haklarının kısıtlanmadığını ve ortadan kaldırılmadığını, müvekkili şirket bakımından sermaye artırımı yapılmasının zorunlu hale geldiğini, müvekkili şirketin mali durumunun sermaye artırımını gerektirdiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Dava, imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunun toplantıya çağrılması hususunda izin ve yetki verilmesi istemine ilişkindir.Davacı tarafça, davalı şirketin 05/02/2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 3 numaralı sermaye artırım kararı ile hakları ihlal edilen imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunun toplantıya çağrılması hususunda yetki ve izin verilmesi ya da bu işlemleri yapmak üzere kayyım görevlendirilmesi talep edilmiş olup, davalı şirketin sermaye artırımından önceki sermayesinin 16.333.350 adet paydan oluştuğu, davacının, dava dışı … ve …’un 1.023.557 adet pay sahibi olduğu, dava dışı …’nun 163.333 adet pay sahibi olduğu; 05/02/2019 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısının 3 nolu gündem maddesi gereğince alınan kararla, şirket sermayesinin 16.333.350 den 26.333.350 ye artırıldığı; davacı ile dava dışı … ve …’un temsilcisinin sermaye artırım kararına olumsuz oy kullanarak muhalefetini olağanüstü genel kurul toplantı tutanağına şerh ettirdiği hususlarında herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık; Türk Ticaret Kanununun 454.maddesi kapsamında davacının ve dava dışı azınlık pay sahiplerinin imtiyazlı pay sahiplerinden olup olmadığı; davacının ve dava dışı azınlık pay sahiplerinin imtiyazlı pay sahiplerinden olduğunun kabul edilmesi halinde davacının, davalı …’nin 05/02/2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 3 numaralı sermaye artırım kararı ile hakları ihlal edilen imtiyazlı pay sahipleri özel kurulunun toplantıya çağrılması hususunda yetki ve izin verilmesi ya da bu işlemleri yapmak üzere kayyım görevlendirilmesi istemini içeren Türk Ticaret Kanununun 454.maddesine dayanan davayı tek başına açıp açamayacağı; davacının tek başına dava açabileceğinin kabul edilmesi halinde davanın, Türk Ticaret Kanununun 454.maddesi kapsamında ve Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında ki Yönetmelik kapsamında süresinde açılıp açılmadığı; davacının ve dava dışı azınlık pay sahiplerinin imtiyazlı pay sahiplerinden olması halinde, davalı …’nin 05/02/2019 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 3 numaralı sermaye artırım kararı ile haklarının ihlal edilip edilmediği, hususlarında toplanmaktadır. Türk Ticaret Kanunu’nun 454. Maddesi “Genel kurulun esas sözleşmenin değiştirilmesine, yönetim kuruluna sermayenin arttırılması konusunda yetki verilmesine dair kararıyla yönetim kurulunun sermayenin arttırılmasına ilişkin kararı imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal edecek nitelikte ise bu karar anılan pay sahiplerinin yapacakları özel bir toplantıda, aşağıdaki hükümler uyarıca, alacakları bir kararla onanmadıkça uygulanamaz. Yönetim kurulu, en geç genel kurul kararının ilan edildiği tarihten itibaren bir ay içinde özel kurulu toplantıya çağırır. Aksi hâlde, her imtiyazlı pay sahibi yönetim kurulunun çağrı süresinin son gününden başlamak üzere, onbeş gün içinde, bu kurulun toplantıya çağrılmasını şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden isteyebilir. Özel kurul imtiyazlı payları temsil eden sermayenin yüzde altmışının çoğunluğuyla toplanır ve toplantıda temsil edilen payların çoğunluğuyla karar alır. İmtiyazlı pay sahiplerinin haklarının ihlal edildiği sonucuna varılırsa karar gerekçeli bir tutanakla belirtilir. Tutanağın on gün içinde şirket yönetim kuruluna teslimi zorunludur. Tutanakla birlikte, genel kurul kararının onaylanmasına olumsuz oy verenlerin, en az nisabı oluşturan sayıda imzalarını içeren liste ile bu maddenin sekizinci fıkrası hükmü gereği açılabilecek dava için geçerli olmak üzere ortak bir tebligat adresi de yönetim kuruluna verilir. Tutanak, birlikte verilen bilgilerle beraber tescil ve Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilir. Bu hükümdeki şartlara uyulmadığı takdirde özel kurul kararı alınmamış sayılır. Genel kurulda, imtiyazlı payların sahip veya temsilcileri, esas sözleşmenin değiştirilmesine, üçüncü fıkrada öngörülen toplantı ve karar nisabına uygun olarak olumlu oy vermişlerse ayrıca özel toplantı yapılmaz. Çağrıya rağmen, süresi içinde özel kurul toplanamazsa, genel kurul kararı onaylanmış sayılır. Özel kurul toplantısında, 407 nci maddenin üçüncü fıkrası çerçevesinde, Bakanlık temsilcisi de hazır bulunur ve tutanağı imzalar.” şeklindedir. Bilindiği üzere, pay sahipliğinden doğan hakları kullanma yönünden diğer paylardan daha farklı ve üstün belirli araçlara sahip olan paylara, “imtiyazlı paylar” denilmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 478.maddesinde “imtiyaz”, paya tanınan üstün bir hak veya kanunda öngörülmeyen yeni bir pay sahipliği hakkı olarak tanımlanmıştır. Bu tanımdan çıkarılacak sonuç, anonim şirkette paylar, ya adi paya nazaran üstün haklar tanınarak, ya da kanunda yer almayan hak veya hakların tanınması ile imtiyazlı hâle getirilebilirler. Türk Ticaret Kanununun 421/3.maddesi uyarınca ilk esas sözleşme ile veya esas sözleşme değiştirilerek bazı paylara imtiyaz tanınabilir. İmtiyaz; kâr payı, tasfiye payı, rüçhan ve oy hakkı gibi haklarda, paya tanınan üstün bir hak veya kanunda öngörülmemiş yeni bir pay sahipliği hakkıdır. İmtiyaz, doğrudan pay sahibine değil, paya tanınan bir üstünlüktür. Belirli bir pay grubuna, yönetim kurulunda temsil edilmek üzere, yönetim kurulu üyelerinin o pay grubundan seçilmesi ya da yönetim kuruluna o pay grubunun aday göstermesi, gibi imtiyazlar getirilebilir. Bu durumda payların imtiyazlı pay olduğu kabul edilir. Somut olay açıklamalar doğrultusunda değerlendirildiğinde, şirket ortaklık sözleşmesinin … Anonim Şirketi ile azınlık ortaklar arasında yapılmış olması, ortaklık sözleşmesinin 4.2.1 maddesi ile şirket yönetim kurulunun dört üyeden oluşmasının, üyelerin üçünün çoğunluk pay sahibi, birinin ise % 15 oranında azınlık pay sahibi ya da sahiplerinin göstereceği adaylar arasından seçileceğinin kararlaştırılmış olması birlikte değerlendirildiğinde ve ortaklık sözleşmesi bir bütün olarak göz önüne alındığında davalının dışındaki hissedarların imtiyazlı pay olduğu açıktır. Bununla birlikte imtiyazın payın % 15’e varması ile mi kazanılacağı yoksa % 15 oranına varmayan her bir azınlık hissedarın payının imtiyazlı kabul edilip edilemeyeceğinin de tartışılması gerekmektedir. Şirket Esas Sözleşmesi’nin 4.2.1 maddesinde şirket yönetim kurulunun 3 üyesinin davalının göstereceği, 1 üyenin ise azınlık ortaklar tarafından gösterilen adaylar içerisinden şirket genel kurulu tarafından seçileceği öngörülmüş, payların en az % 15’ine sahip pay sahibi ya da sahiplerine 1 üye, geri kalan % 20 ‘sine 1 üye, % 30’una 1 üye, % 35’ine 1 üye aday gösterme hakkı olacağı kararlaştırılmıştır. Düzenlemeden de anlaşılacağı üzere, sözleşmenin 4.2.1 maddesinde “… Pay’ların en az % 15’ine sahip olan Pay Sahibi veya Sahipleri’nin…” ibaresine yer verilmek suretiyle, bir üye aday gösterme hakkı tek başına % 15 paya sahip olan pay sahiplerine tanındığı gibi her biri daha düşük olmakla birlikte toplamı % 15’i oluşturan pay sahiplerine de tanındığına göre tek başına % olmasa dahi toplamı % 15’i oluşturan pay sahiplerinin hepsinin imtiyazlı olduğunu kabul etmek gerekir. Aksi düşüncenin benimsenmesi halinde, somut olayda olduğu gibi, davanın sadece % 15 pay sahipleri tarafından açılabileceğinin kabul edilmesi durumunda, imtiyazlı pay sahiplerinin genel kurul kararının uygulanabilmesi için onanıp onanmayacağı yönünde karar almak üzere toplantı yapmalarını öngören TTK m.454 hükmü işlevsiz kalacaktır. Bu nedenle somut olayda, yönetim kuruluna aday göstermek için gerekli olan % 15 payı oluşturan azınlık paylarının Türk Ticaret Kanununun 454.maddesi kapsamında imtiyazlı pay olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Öte yandan Türk Ticaret Kanunu’nun 454/2.maddesinin açık hükmünden anlaşılacağı üzere, maddede imtiyazlı pay sahiplerinin davayı birlikte açmaları ile ilgili bir zorunluluk öngörülmemiştir. Aksine, her imtiyazlı pay sahibi denilmek suretiyle, her imtiyazlı pay sahibinin ayrı ayrı dava açabileceği düzenlenmiştir. Hal böyle olunca da imtiyazlı pay sahibi olan davacının tek başına dava açmasında yasaya aykırı bir yön görülmemiştir. Davanın süresinde açılıp açılmadığı ile ilgili; Türk Ticaret Kanunu’nun 454/2.maddesi “Yönetim kurulu, en geç genel kurul kararının ilan edildiği tarihten itibaren bir ay içinde özel kurulu toplantıya çağırır. Aksi hâlde, her imtiyazlı pay sahibi yönetim kurulunun çağrı süresinin son gününden başlamak üzere, onbeş gün içinde, bu kurulun toplantıya çağrılmasını şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinden isteyebilir” şeklindedir. Buna karşılık Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında ki Yönetmeliğin 7/1-c maddesi ise; “İmtiyazlı pay sahipleri özel kurulu; imtiyazlı payların bulunduğu şirketlerde genel kurul tarafından imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal edecek mahiyette esas sözleşme değişikliğine karar verilmesi halinde, anılan karar tarihinden itibaren en geç bir ay içinde toplantıya çağrılır. Bu süre sonuna kadar imtiyazlı pay sahipleri toplantıya çağrılmazsa, her imtiyazlı pay sahibi yönetim kurulunun çağrı süresinin son gününden başlamak üzere onbeş gün içinde, bu kurulun toplantıya çağrılmasını mahkemeden isteyebilir. Çağrıya rağmen süresi içinde imtiyazlı pay sahipleri özel kurulu toplanamazsa, genel kurul kararı onaylanmış sayılır” şeklindedir. Somut olayda, sermaye artırımına ilişkin kararın 05/02/2019 tarihinde alındığı, 15/02/2019 tarihinde ilan edildiği, davanın ise 08/03/2019 tarihinde açıldığı, Anonim Şirketlerin Genel Kurul Toplantılarının Usul ve Esasları ile Bu Toplantılarda Bulunacak Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Temsilcileri Hakkında ki Yönetmeliğin 7/1-c maddesine göre değerlendirme yapıldığında davanın süresinden önce açılmadığı, Türk Ticaret Kanununun 454/2.maddesine göre değerlendirme yapıldığında ise, davanın ilan tarihinden sonra açıldığı, davalı şirket yönetim kurulu tarafından sonradan imtiyazlı pay sahiplerinin toplantıya çağrılmadığı anlaşıldığından davanın on beş günlük yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.İmtiyazlı pay sahipleri özel kurulunun toplanmasının temel şartı, imtiyazlı pay sahiplerinin haklarının ihlal edilmesidir. Hükümde, imtiyazlı pay sahiplerinin haklarının ihlal edilip edilmediği ile ilgili ilk değerlendirmeyi yönetim kurulunun yapması kararlaştırılmıştır. Ancak yönetim kurulu tarafından imtiyazlı pay sahiplerinin özel kurulu toplantıya çağrılmaması durumunda, çağrının yapılması hakkı mahkeme aracılığıyla imtiyazlı pay sahiplerine tanınmıştır. Somut olayda yönetim kurulunun Türk Ticaret Kanununun az yukarıda değinilen 454.maddesi kapsamında bir değerlendirmesinin ve özel kurulun toplantıya çağırmasının söz konusu olmaması nedeniyle davacı sermaye artırım kararının imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal ettiğini iddia ederek dava açmıştır. Sermaye artırım kararından önce imtiyazlı pay sahiplerinden davacının, dava dışı … ve …’un şirket sermayesindeki toplam pay ayrı ayrı % 6,3, dava dışı …’nun ise % 0,9 olmak üzere toplamda %19,8 dir. Sermaye artırımından önce ki azınlık payları toplamına göre esas sözleşme ve Türk Ticaret Kanununun 360.maddesi kapsamında azınlık paylarının toplamının % 15 oranının üzerinde olması nedeniyle yönetimde temsil edilme hakkına sahiptir. Sermaye artırım kararı ile birlikte azınlık paylarının toplamı % 12’ye düşeceğinden azınlık payları yönetimde temsil edilebilme olanağını yitirecektir. Hal böyle olunca da sermaye artırım kararının imtiyazlı pay sahiplerinin haklarını ihlal edeceği açıktır. Bu itibarla mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince, 6102 Sayılı TTK’nın 454. maddesinde, bu madde kapsamında verilecek kararın kesin olduğuna ilişkin bir hüküm bulunmadığı gibi TTK’nın 412. maddesinin kıyas yoluyla uygulanması mümkün olmadığından (Yarg. 11 H.D. 22/01/2015 T. 2014/14688 E. 2015/861 K.) temyiz yolu açık olmak üzere esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30- TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 54,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 30-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 02/03/2021