Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1083 E. 2020/957 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1083
KARAR NO: 2020/957
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/02/2020
NUMARASI: 2017/539 Esas- 2020/152 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/10/2020
Davanın kısmen kabulüne yönelik hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili; davalıya nakliye hizmeti verdiğini, bunun neticesinde davacının davalıya faturalar gönderdiğini ve davalının itiraz etmediğini, davalının fatura içeriklerini kabul ettiğini, davalının fatura bedellerini ödememesi üzerine davacının davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, davalının icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu ve itirazın iptalini ve itirazın iptaline, takibin devamına, en aşağı %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili;davalının şahıs firması ve …ltd.şti olarak iki ayrı firma halinde çalıştığını, davalının davacının 2014 ve 2015 yıllarında gümrükleme ve uluslararası taşıma hizmetlerini ifa ettiğini, davacı şirketin kendi cari hesaplarını tutarken davalının iki firma halinde çalıştığı hesaptan tek cari hesap altında kayıt aldığını, takibe dayanak faturalarda haksız ve mesnetsiz bir şekilde borçlu sıfatı yükleyerek davalıya yönelttiğini, davacıyla karşılıklı hizmet edimleri gerçekleştirildiğini ileri sürerek davanın reddine,davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalının defterlerini sunmaması sebebiyle bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı, davacının takip ile talep ettiği, asıl alacak miktarınca alacaklı olduğu, takip öncesinde davacının davalıyı temerrüte düşürdüğüne dair herhangi bir ihtar vs.delilin dosyaya sunulmamış olması sebebiyle davalının temerrüte düşürülmediği ve T.B.K.’nın 117. maddesi uyarınca işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, bu yöndeki istemin reddi gerektiği, takibin yabancı para cinsinden başlatılmış olması sebebiyle, T.B.K.’nın madde 99/111 hükmünce alacaklının icra takibinde alacağını aynen veya vade ya da fiili ödeme günü üzerinden ülke parasıyla ödenmesini talep edebilme hakkına sahip olduğundan davacının faturanın düzenlendiği tarihi esas alarak kur hesabını yapmasının zorunluluk olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile; davacı tarafça davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 720,00 usd ile 68.700-euro asıl alacak üzerinden takibin devamına, işlemiş faize ilişkin talebin reddine,3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca yabancı para faizinin uygulanmasına,TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, reddedilen kısım yönünden davacının takip başlatırken kötü niyetli olduğuna dair dosyaya yansıyan bir delil olmadığı gerekçesiyle kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: 1-Davacı vekili; bilirkişi kök raporuna karşı sunmuş oldukları itirazların dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, borçlunun temerrüde düşürülmesi için aranan belgenin, faturada vade tarihini yazmadığı hallerde söz konusu olabileceğini, ancak tarafların tacir olduğu ve borçluya gönderilen faturaların kabul edildiğinin dikkate alındığında, T TK’nun ilgili maddesi gereğince de ihtara gerek olmaksızın borçlunun temerrüde düşeceğini, hükmün işlemiş faiz isteminin reddine ilişkin kısmının kaldırılarak işlemiş faiz bakımından davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. 2- Davalı vekili hükmü istinaf etmiş ise de HMK 344.madde uyarınca çıkartılan muhtıraya rağmen istinaf harçlarını yatırmamış ,istinaf isteminin reddine ilişkin ek karar aleyhinde istinaf yoluna başvurmamıştır.
EK KARAR: İstinaf yoluna başvuran tarafından nispi istinaf karar harcının tamamlanması hususunda ihtar içeren muhtıranın 07/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, verilen 1 haftalık kesin sürede eksikliğin giderilmediği gerekçesiyle; gerekli harcın verilen kesin sürede tamamlanmaması gerekçesiyle; HMK.’nın 344. maddesi gereği yapılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
GEREKÇE: Davacı vekili , icra takibine konu edilen faturalarda vade bulunduğunu ileri sürerek vade tarihlerinden itibaren temerrüt faizi isteminin de kabulü gerektiğini ileri sürerek ,red kararı kaldırılarak işlemiş faize hükmedilmesini talep etmektedir. Temerrüt, en kısa tanımıyla, alacaklı tarafından talep edilebilir (muaccel) hâle gelmiş bir borcun ifasındaki gecikmedir ve kural olarak, bu tür (muaccel) bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile temerrüde düşer. Temerrüt için aranan ihtar hukuki işlem benzeri fiil mahiyetinde olup, alacaklının alacak miktarını belirterek borçludan borcun ifasını istemesi, ifayı kabule hazır olduğunu bildirmesi anlamına gelir. İhtar kural olarak şekle tabi olmayıp, yapılmadığı itirazı vaki olursa aksinin ispatı, niteliği gereği alacaklıdan beklenir. 6098 sayılı TBK’nın 117. maddesi/ 2. fıkrasına göre “borcun ifa edileceği gün müttefikan tayin edilmiş … ise, mücerret bugünün hitamı ile borçlu mütemerrit olur”. Eğer böyle bir tarih belirlenmemişse bu kez aynı maddenin 1. fıkrası uygulanır ve bu fıkrada da muaccel bir borcun borçlusunun, alacaklının ihtarıyla mütemerrit olacağı belirtilmiştir. Nihayet böyle bir ihtar da yoksa temerrüt icra takibi ya da dava açılmasıyla gerçekleşir.Alacağın muaccel olması ile temerrüt birbirinden farklı olgulardır. Faturaya dayalı alacak yönünden takip öncesinde bir temerrüt uyarısının bulunmadığı sabittir. Fatura üzerinde yazılı olan ödeme tarihleri temerrüt tarihi olarak kabul edilemez.VUK hükümlerince faturanın muhteviyatı belirlenmiş olup,fatura üzerinde yazılı bulunan vadenin alacağın muaccel olduğu tarihi göstermesi ve salt faturaya itiraz edilmemesi sebebiyle taraflarca kararlaştırılmış kesin vade olarak kabul edilemeyeceğinden ,davacının işlemiş faiz isteminin reddine ilişkin hükme yönelik istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 gereği esastan REDDİNE, Peşin harcın istinaf karar harcına mahsubuna ,başka harç alınmasına yer olmadığına, Davacı tarafça yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK 362(1)a gereği kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.08/10/2020