Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1076 E. 2020/941 K. 06.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1076
KARAR NO : 2020/941
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/07/2020
NUMARASI : 2020/105 Esas – 2020/441 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 06/10/2020
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin ikinci el araç alım satım işi yaptığını, davalı borçlu ile müvekkili arasında araç alım satımına ilişkin ticari münasebet bulunduğunu, bu sebeple müvekkilinin taraflar arasındaki ticari ilişkiye güvenerek davalı borçludan araç satın almak için borçlunun banka hesabında kısmi satış bedeli ve kapora bedeli olarak para gönderdiğini ancak davalı borçlu tarafından bahse konu araçların satış ve devri borcu yerine getirilmediğini, araçların satış ve devrinin müvekkiline verilmediğini ve davalının hesabından gönderilen paraların müvekkiline iade edilmediğini, müvekkili tarafından davalı borçlunun banka hesabına 17.06.2019 tarihinde açıklama kısmına … araç için kapora yazılarak 5.000- TL para gönderildiğini, ancak daha sonra bahse konu aracın satışının müvekkiline verilmediği gibi kapora bedelinin de iade edilmediğini, arabuluculuk başvurusunun da olumsuz sonuçlandığını belirterek davalının itirazının iptali ile davalının icra inkar tazminatı ile yükümlendirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Dava dilekçesi, davalıya tebliğ edilmiş fakat davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığından davalı davayı inkar etmiş sayılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davalının tacir olmadığı, somut uyuşmazlığın taraflar arasındaki alacak-borç ilişkisinden kaynaklanması, uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunmaması ve mutlak ticari dava olarak sayılan hususlardan da olmaması karşısında uyuşmazlığın esasını çözmede görevli mahkeme genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi olması sebebiyle açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden reddine, mahkemenin görevsizliğine, HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : İstinaf yoluna başvuran davalı vekili; verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle gereğinin yapılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :6100 sayılı HMK. 114-(1)-c) maddesi uyarınca; görev mahkemeye ilişkin olumlu dava şartıdır. HMK. 1 maddesi uyarınca; mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Mahkeme tarafından dava şartlarının bulunup bulunmadığı, davanın her aşamasında re’sen araştırılır. Dava şartının bulunmaması halinde, HMK.’nın 115/2. maddesi uyarınca; davanın usulden reddine, karar verilir.Ticari davalar TTK. 4. maddesinde; mutlak ve nispi ticari dava olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava sözkonusu olup,TTK.’nın 5. maddesine göre; Asliye Ticaret Mahkemeleri, tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere bakmakla görevlidir.Nispi ticari davalar ise, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmez..Somut olayda davacı tacir ise de ;davalının tacir olmadığı belirlenmiş olmakla davanın her iki tarafının tacir ve her iki yanın ticari işletmeleriyle ilgili olma şartı gerçekleşmediğinden davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesin de isabetsizlik görülmemiş, davalı vekilinin istinaf başvursunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı yan gider avansından karşılanan 49-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 353(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 06/10/2020