Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1062 E. 2020/972 K. 08.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1062
KARAR NO : 2020/972
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/02/2020
NUMARASI : 2018/964 Esas 2020/139 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/10/2020
Davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin inşaat malzemelerini satma işi ile iştigal ettiğini, davalı tarafın mal siparişinde bulunduğunu, müvekkilince fatura edilerek eksiksiz olarak gönderildiğini, davalı tarafın aldığı faturalara herhangi bir itirazı olmadığı gibi, fatura borcunun 8.479,78-TL’sini ödediğini, kalan 6.000,-TL’nin ödenmemesi üzerine takip başlatıldığını, borçlunun haksız ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini, borçlunun faize itirazına itibar edilmemesi gerektiğini, bu nedenlerle itirazın iptali ve takibin devamına, davalı borçlunun asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafın delil olarak sunduğu sevk irsaliyelerinde davalı müvekkili şirkete ait imza bulunmadığını, teslime ilişkin ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, davacının davalı şirket yetkililerine ait imzanın bulunmadığı sevk irsaliyeleri ile alacaklı olduğu iddiasıyla hareket ederek huzurdaki davayı açtığını, icra takibine haksız ve kötüniyetli olarak geçilmiş olması sebebiyle davacı tarafın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davacı ve davalı tarafın 2018 yılı ticari defterlerinin incelemesi neticesinde taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğu, her iki şirketin ticari defter kayıtlarının birbirleriyle örtüştüğü, her iki şirketin 2018 yılı ticari defter kayıtlarına davacı şirketin davalı şirketten kaydi olarak 13.06.2018 takip tarihi itibariyle 6.000-TL alacaklı olduğu kaydının olduğu, Kozyatağı Vergi Dairesinden gelen bilgi verme yazısı ekinde yer alan davalı firmanın 2018 yılı BA formları incelendiğinde, davalı firmanın davacı firmanın düzenlemiş olduğu 4 adet faturayı 12.271,-TL matrah olmak üzere Gelir İdaresi Başkanlığına beyan ettiği, ancak davalı firmanın bu 4 adet faturaya ilişkin herhangi bir iade faturası düzenlemediği, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 6.000- TL alacaklı olduğu, davalının itirazının bu miktar yönünden iptaline, ancak davacı şirketin davalı borçlunun temerrüte düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir belge bulunmadığından davacı şirketin davalı şirketten talep takip tarihinden önce talep etmiş olduğu 28,11-TL tutarındaki işlemiş faize ilişkin talebinin reddine, alacak likit olduğundan asıl alacağın %20’si oranında hesaplanan 1.200-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili, mahkemece davacı tarafından ibraz edilen sevk irsaliyelerindeki imzaların müvekkili davalıya veya davalının mal teslim almaya yetkili elemanlarına ait olup olmadığı araştırılmadan hüküm kurulduğunu, davacı tarafından ibraz edilen sevk irsaliyelerindeki imzaların müvekkili davalıya veya teslim almaya yetkili elemanına ait olup olmadığı araştırılarak, dosyanın imza incelemesi için bilirkişiye tevdii edilip ardından karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafından ibraz edilen sevk ve irsaliyelerin tarafınca kabul edilmediğini, bu nedenlerle kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava ; ticari satım nedeniyle düzenlenen faturalara dayalı bakiye alacaktan kaynaklanan takibe vaki itirazın iptali davasına ilişkindir. Kural olarak mal tesliminin yapıldığının ispat külfeti davacı satıcıya ait olup, yasal delillerle desteklenmediği sürece fatura ve davacı defter kayıtları tek başına alacağın varlığını kanıtlamaz.Vergi Dairesinden getirtilen davalı şirketin 2018 yılı BA formları incelendiğinde, davacı … düzenlediği 4 adet belge karşılığı 12.271- TL bedelli mal alımını Gelir İdaresi Başkanlığına beyan ettiği görülmektedir.İlk Derece Mahkemesince; HMK 222 gereği tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup incelenen davalıya ait ticari defter ve kayıtlarda davalının davacıya 13/06/2018 takip tarihi itibariyle 4 adet faturadan bakiye kalan 6.000-TL borçlu olduğu tespit edilmiştir. Davalının ticari defter ve kayıtlarında davacının takibe konu ettiği borç miktarı aynen mevcut olduğundan ,davalının aynı miktar borç için başlattığı icra takibine davalının itirazının haksız bulunduğu kabul edilmelidir. Davalı vekili irsaliyelerde bulunan teslim alan imzalarının müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığını,mahkemece bu hususta inceleme yapılmadığını ileri sürmektedir.Davalı vekili mal teslimi yapılmadığından bahisle imzaları reddetse de davaya konu bakiyeyi teşkil eden 4 adet faturayı teslim aldığı ,ticari defterlerine kaydettiği görülmüştür. Buna göre davacının mal teslimini yaptığının kabulü gerekmekte,imza incelemesi yapılmasına gerek bulunmamaktadır.Somut olaya emsal olan Yargıtay 19 HD nin 2018/2293 esas ,20194962 karar sayılı 4.11.2019 tarihli ilamında da açıklandığı üzere davalı, davaya dayanak faturaya ilişkin beyanname vermekle malları teslim almış sayılacağı değerlendirilmelidir.Buna göre davalının malları teslim aldığı,teslim aldığı malların da bedelini ödemekle yükümlü olduğunun kabulü gerekmektedir.Davalının savunması ise mal teslimi yapılmadığı yönünde olduğu ve aksinin kanıtlandığının kabulü gerektiğinden icra takibine vaki itirazının asıl alacak yönünden iptali gerekmektedir.Hükme yönelik ileri sürülen istinaf sebebleri yerinde olmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 409,86- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 103,-TL harcın mahsubu ile bakiye 306,86-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, hükümden sonra davacı tarafından yapılan 22-TL posta masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08/10/2020