Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1061 E. 2023/10 K. 02.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1061
KARAR NO: 2023/10
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/02/2020
NUMARASI: 2018/174 Esas – 2020/165 Karar
DAVA: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/01/2023
Davanın kabulüne ilişkin verilen kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalının müvekkiline ilaç satışına ilişkin teklifinde İngilizce ambalajlı orijinal ilaç resimlerini gönderdiğini, müvekkilinin ilaçların orijinal olduğuna inanarak teklifi kabul ettiğini, taraflar arasında 7.300 adet … ilacının 18.000-USD bedelle, 2.000 adet … ilacının 24.000-USD bedelle satın alınmasına ve 21.000-USD’nin peşin ödenmesine dair anlaşmaya varıldığını, peşinatın ödenmesinden sonraki bir hafta içerisinde 2.000 kutu … ve 2.000 kutu … ilacının davacıya gönderileceğinin, kalan 5.300 kutu … ilacın Mart ayı içinde teslim edileceğinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin 21.000-USD’yi 02.03.2017 tarihinde banka yoluyla davalıya ödediğini, buna rağmen davalının bir hafta içerisinde 2.000 kutu … ve 2.000 kutu … ilacını göndermesi gerekirken orijinal ilaçları müvekkiline göndermediğini, davalının tüm ambalajların içinin ve dışının İngilizce olacağını taahhüt etmesine rağmen üzerine sticker yapıştırılmış sahte ilaçları teslim etmek istediğini, ilaçların orijinal olmadığının tespit edilmesi üzerine müvekkilinin sözleşmeyi e-posta yoluyla feshettiğini, davalıya ödenen bedelin iadesinin talep edilmesine rağmen peşinatın iade edilmediğini, davalının İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … E. sayılı dosyasında takibe haksız olarak itiraz ettiğini belirterek davalının yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, taraflar arasında 7.300 adet … ilacının 18.000-USD bedelle, 2.000 adet … ilacının 24.000-USD bedelle satışı için anlaşmaya varıldığını, …’ın ilaçların orijinal olmadığı yolunda gerçek dışı iddiayı ileri sürdüğünü, davacının sahte ilaç satmadığını, Sağlık Bakanlığı’nın denetiminde davalının usulsüzlüğüne rastlanmadığını, denetimde sahte ilaç iddialarının yersiz olduğunun anlaşıldığını belirterek davanın reddine, davacı aleyhine alacağın %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, taraflar arasında ilaç alımına dair anlaşma yapıldığı, davacının davalıya peşinat olarak 21.000-USD’yi banka havalesi yoluyla gönderdiği, ancak davalının ilaçları İngilizce açıklamalı orjinal kutu içinde teslim etmesi gerekirken taraflar arasındaki anlaşmaya aykırı olarak Türkçe açıklama üzerine İngilizce etiket yaptırmak suretiyle teslim etmek istediği, davacı tarafından bu hususun kabul edilmediği, davacı tarafın davalı şirkete gönderdiği para karşılığında herhangi bir mal teslim olmadığı hususu karşısında artık davacı şirketin sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde bu parayı davalı şirketten geri istemesinde yasal koşulların oluştuğu, davacı tarafından 01/07/2019 tarihli ıslah dilekçesi ile takibin 21.000,00-USD üzerinden devamına karar verilmesi talep edilmiş ise de itirazın iptali davalarının takiple sıkı sıkıya bağlı davalardan olup, ıslah ile dahil talep sonucunun değiştirilemeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 82.666,50-TL asıl alacak üzerinden devamına, hükmedilen asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere ortada ortada hukuka uygun bir fesih olmadığını, … isimli kişinin fesih yetkisinin bulunmadığını, mahkemece bu hususların araştırılmadığını, ortada sebepsiz zenginleşme bulunmadığını, sipariş konusu malın üreticisinin müvekkili olmadığını, davacının istediği ilaçların temin edilerek depoda hazır bulundurulduğunu, malı almaktan imtina ederek bozulmasına ve zarara yol açanın davacı olduğunu, müvekkilinin büyük zarara uğradığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ilaç alım sözleşmesi nedeniyle ödenen avansın iadesine yönelik icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan toplam tutarı 42.000-USD ilaç alımı hususunda anlaşmaya vardıklarını, anlaşma gereğince müvekkilinin davalıya 21.000-USD’yi avans olarak gönderdiğini, ancak davalının içi ve dışı İngilizce açıklamalı ürün yerine anlaşmaya aykırı olarak Türkçe açıklama üzerine İngilizce etiket yapıştırılmış ürünleri temin etmesi üzerine, sözleşmenin müvekkili tarafından tek taraflı feshedildiğini belirterek ödenen avansın davalıdan icra yoluyla tahsilini talep etmektedir. Davalı vekili, müvekkili tarafından temin edilen ilaçların orjinal olduğunu, ilaçların üzerine İngilizce etiket yapıştırılarak ilaçların sevki hususunda müvekkilinin tüm hazırlıkları yaptığını, Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan denetimlerde de ilaçlarda bir usulsüzlük tespit edilmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Taraflar arasındaki e-posta yazışmalarının incelenmesinde; tarafların birbirlerine karşılıklı olarak gönderdiği 27/02/2017 ve 28/02/2017 tarihli e-postalardan, 2.000 adet … 2.000 adet … ilacının 1 hafta içerisinde, geri kalan 5.300 adet … ilacının ise de Mart ayı sonuna kadar teslim edileceği, ayrıca ilaç kutularının ambalajının İngilizce düzenleneceği, içinin ve dışının İngilizce olarak hazırlanacağı hususlarında anlaşmaya vardıkları, bunun dışında davalının davacıya gönderdiği ürün resimlerinde ilaç kutularının İngilizce ambalajlı olduğu görülmektedir.Bu durumda taraflar arasındaki satış sözleşmesine konu ilaçların kutularının ve açıklamalarının İngilizce olarak düzenlenmesi hususunda mutabık kalındığı, bu hususun sözleşmenin esaslı unsuru olarak kararlaştırıldığı sonucuna varılmaktadır. Her ne kadar davalı, ilaç kutularının üzerine İngilizce etiket yapıştırılarak ürünlerin hazır hale getirilmesine rağmen davacının ürünleri teslim almayarak sözleşmeye aykırı davrandığını ileri sürmekte ise de davalı tarafından tedarik edilen ürün ambalajlarının tarafların kararlaştırdıkları ve davalının vaadettiği gibi gibi doğrudan İngilizce olarak hazırlanmadığı, davalı tarafından borçlanılan edime uygun olmadığı anlaşıldığından davalının edimini yerine getirdiğinin kabulü mümkün değildir.TBK’nın 117/1. maddesinde muaccel bir borcun borçlusunun, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşeceği, ancak borcun ifa edileceği günün, birlikte belirlenmesi halinde bu sürenin geçmesi ile temerrüdün gerçekleşeceği düzenlenmiştir. Şayet ifanın belirli süre içinde yapılması kararlaştırılmış ise, sürenin sonuncu günü dahi borç ifa edilmiş değilse, ihtara gerek bulunmaksızın borçlu temerrüde düşer (M.K. Oğuzman – T. Öz, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Cilt-1, 14. Baskı İstanbul 2016). Taraflar, 2.000 adet … ve 2.000 adet … ilacının 1 hafta içerisinde, geri kalanının ise Mart ayı sonuna kadar teslim edileceği hususunda anlaştıkları halde davalı bu süreler içerisinde edimini yerine getirmeyerek temerrüde düşmüştür. Diğer taraftan taraflar arasındaki 21/03/2017 ve 22/03/2017 tarihli e-posta yazışmalarında davacı, ödediği avansın tamamını geri istediğini davalı tarafa ileterek sözleşmeden dönmüş, davacının bu talebi davalı tarafça da kabul edilmiştir. Bu durumda davalının sözleşmeden kaynaklanan edimini, sözleşmede belirtilen sürede yerine getirmediği, davacının sözleşmeden dönerek avansı talep etmekte haklı olduğu anlaşıldığından mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.6098 sayılı TBK’nın 99. maddesi uyarınca, konusu para olan borç ülke parasıyla ödenir. Ancak ödemenin ülke parası dışında başka bir para birimiyle ödenmesi kararlaştırılmış ise alacaklı, ödemenin bu para birimiyle veya ülke para birimiyle ödenmesini istemede seçimlik hakka sahiptir. Bununla birlikte yenilik doğurucu nitelikteki bu hakkın kullanılmasıyla birlikte hakkı kullanan kişi bu kararından geri dönemez. Bu kapsamda somut olayda davacı vekili takip talebinde davalıya avans olarak verilen paranın Türk Lirası karşılığına hükmedilmesini talep ederek seçimlik hakkını bu yönde kullanmıştır. Dolayısıyla davacı vekili tarafından ibraz edilen 01/07/2019 tarihli dilekçe ile itirazın 21.000-USD üzerinden iptaline karar verilmesini talep etmiş ise de seçimlik hakkını Türk Lirası yönünde kullanmış olan davacının, artık bu kararından geri dönmesi mümkün olmadığından mahkemece Türk Lirası üzerinden hüküm tesisinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle; mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle:Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 5.646,95-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 1.412-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.234,95-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, davacının yaptığı 27,50- TL istinaf yargı giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 02/01/2023