Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1045 E. 2020/901 K. 29.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1045
KARAR NO : 2020/901
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/12/2019
NUMARASI : 2019/200 Esas 2019/1229 Karar
DAVA: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 29/09/2020
Tahkim ilk itirazının kabulüne ilişkin hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkili şirketin 03/03/2010 tarihinde … acenteliğine kabul edildiğini,… üyelik başvurusunda havayolu şirketlerine karşı olası borçlarının teminat için … Bankası’nın 23/02/2010 tarihli 261.000-usd tutarındaki banka teminat mektubunu IATA’ya teslim ettiğini, müvekkilinin zorunlu olan BSP elektronik platformunu kullanmaya başladığını,kredi kartı ile uçak bileti satmadığına ve satmayacağına dair bilgilerin …’nın talep ettiği şekilde BSP’ye yüklendiğini, bu düzenlemeden 5 ay sonra 20/08/2018-25/08/2018 tarihleri arasında müvekkilinin bilgisi ve onayı olmayan kredi kartı ile bilet satış işlem kayıtlarının bulunduğunu BSP üzerinden tespit edildiğini, bu durumun … bildirilerek bu işlemlerin düzeltilmesinin istendiğini, bu durum karşısında … kredi kartı ile işlem yapılmış olması sebebiyle satış yapan hava yolu şirketiyle görüşülmesi gerektiğini ifade ettiğini, davalı havayolu şirketinin ticari ilişkisinde özenli davranmayarak … bildirimlerini göz ardı ettiğini ve kredi kartı ile satış kanalını kapatmadığını,düzenlenen haksız ADM’ler sebebi ile uçak bileti düzenleme yetkisini sonlandırdığını belirterek davalı havayolu şirketinin müvekkili acente hakkında düzenlediği hukuka aykırı 4.513,34.-TL tutarındaki ADM’ler için müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAPLAR: :1-Davalı … vekili; uyuşmazlığın çözümünde mahkemenin görevli olmadığını, taraflar arasında imzalanan 03/03/2010 tarihli yolcu bileti satış acentesi anlaşması hükümlerinin davacı şirket tarafından kabul edildiğini, … üyesi havayolları ve akredite acenteler arasında meydana gelen uyuşmazlıkların çözümü için zorunlu arabuluculuk sisteminin yürürlükte olduğunu, yine Seyahat Acenteleri El Kitabı’nın 818 nolu kararının 12. Bölümü uyarınca bu karara karşı tahkim mahkemelerine gitme hakkının bulunduğunu, Türkiye’deki acenteler için Cenevre veya İsviçre tahkim merkezlerinin görevli ve yetkili olduğunu, bu nedenlerle davanın usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı ….vekili cevap dilekçesinde özetle: … üyesi seyahat acentesi olan davacı şirketin tahkim şartına tabi olduğunu, davanın görev yönünden reddi gerektiğini, müvekkili şirkete davacı şirketin kredi kartıyla satış yetkisinin kapatıldığı yolunda ne davacı ne de … tarafından yapılmış bir bildirimin olmadığını, havayolu şirketinin acentenin kredi kartı ile satış yapmasını engelleyecek bir durumunun olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen 03/03/2010 tarihli sözleşmenin uygulanmasından çıkan uyuşmazlıkların Seyahat Acenteleri El Kitabı’nın 812 nolu kararının 12.2.3 bölümündeki düzenlemeye göre, davacı şirketin 2. bölgede bulunması nedeni ile Türkiye’deki acenteler için Cenevre veya İsviçre Tahkim merkezleri görevli ve yetkili kılındığı sabit olup, sözleşmede geçerli bir tahkim şartının düzenlendiği, davalıların da ilk itiraz olarak tahkim itirazında bulunduğu, HMK’nun 116.Maddesi gereğince açılan davadaki uyuşmazlığın tahkim yolu ile çözülmesi gerekeceği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkeme tarafından dayanak gösterilen 03/03/2010 tarihli Yolcu Bileti Satış Acentesi Sözleşmesi’ndeki imzanın sahte olup, müvekkili şirketin temsilcisine ait olmadığını, davalılar arasında mecburi dava arkadaşlığının mevcut olduğunu, davalı … ile müvekkilinin arasında herhangi bir sözleşme bulunmadığını, sözleşmenin …. Hava Taşımacılığı Birliği ile akdedildiğini, taraf olmadığı sözleşmede bulunan tahkim maddesinden davalının yararlanma imkanı bulunmadığını,kararın kaldırılarak davalının tahkim itirazının reddine sahtelik iddiası doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davacı; davalı … ile aralarındaki havayolu yolcu bilet satım acenteliği ticari ilişki(sözleşmesi) uyarınca davalı tarafından adına düzenlenen acente borç dekontu(ADM) nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmektedir.Davacı, davalı … ile imzalanan 03/03/2010 tarihli Yolcu Bileti Satış Acentesi sözleşmede imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını, bu nedenle tahkime ilişkin şartın geçerli olmadığını ileri sürmektedir. Davacı yargılama sırasında sahtecilik iddiasında bulunmamıştır. HMK 357 maddesi uyarınca ilk derecede ileri sürülmeyen sebepler istinaf aşamasında ileri sürülemeyeceğinden sahtelik iddiası dinlenemeyeceği gibi, davacının … ya kayıtlı acente olduğunu kabul ettiği görüldüğünden sözleşmede ki imzanın inkarı aynı zaman da çelişkili davranış teşkil etmektedir.Davacı ile davalı … arasında akdedilen 03/03/2010 tarihli Yolcu Bileti Satış Acentesi Anlaşması incelendiğinde, davacının acente olarak anılacağının, acenteyi tayin eden ve … üyesi adına ve namına hareket eden, … Genel Müdürü tarafından temsil edilen her bir … üyesinin ise taşımacı olarak anılacağının, Anlaşmanın 1.maddesinde ise bu anlaşmanın, acentenin faaliyet gösterdiği ülkelerde geçerli olan satış acentesi kurallarına göre taşımacı tarafından acentenin tayin edilmesi üzerine acente ve taşımacı arasında yürürlüğe girdiğinin, yapılan tadilatları ile birlikte yürürlüğe girmesinden sonra bu anlaşmanın taşımacı ve acente arasında isimleri anlaşmada özellikle belirtilmiş ve her ikisi de anlaşmanın tarafları olarak isimlerini anlaşmaya koymuşlar gibi geçerli olacağının kararlaştırıldığı görülmüş olup, bu durumda … üyesi olan havayolu şirketi davalı … ile davalının da bu anlaşmanın tarafı olduğu belirlenmiştir. Yine anılan anlaşmanın 14.maddesi ile, bir konunun Satış Acentesi Kuralları uyarınca tahkime götürülmek istenmesi durumunda, acentenin bu kurallar uyarınca tahkime başvurmayı ve tahkim prosedürlerine uygun davranmayı ve ayrıca verilen tahkim kararına bağlı kalmayı kabul ettiği hüküm altına alınmış, 2.1.a maddesi ile, taşımacı ve acente arasındaki ilişkide geçerli olan şartlar ve koşulların, acente idarecisinin yetkisi altında zaman zaman yayınlanan ve bu anlaşmaya da eklenen Seyahat Acentesi El Kitabında yer verilen kararlarda (ve bu el kitabından alınan diğer hükümlerde) belirtildiği, 2.1.b maddesi, bu kuralların, kararların ve zaman zaman tadil edilen haliyle diğer hükümlerin bu anlaşmanın bir parçası kılındığının kabul edileceği, taşımacı ve acentenin bunlara uymayı kabul ettiği kararlaştırılmıştır.Seyahat Acentesi El Kitabı’nda yer alan 820e numaralı Karar uyarınca, taraflar arasında çıkan ihtilafların nihai çözüme kavuşturulmasının tahkim yoluyla inceleme bağlı olmak kaydıyla seyahat acentesi komiseri tarafından gerçekleştirileceği ve devamında hangi uyuşmazlıkları çözeceği kararlaştırılmış, El Kitabı’nın 12.2.1 maddesinde ise, seyahat acentesi komiserinin aldığı bir karardan doğan veya o kararla bağlantılı olarak ortaya çıkan tüm ihtilafların, nihai olarak Uluslararası Ticaret Odası Tahkim Kuralları çerçevesinde ve bu Kurallara göre atanan bir veya daha fazla hakemce çözüme kavuşturulacağı ve hakemlerin kararının yetkili herhangi bir mahkemede onaylatılıp kayda geçirilebileceği, 12.2.3. maddesi ile, tahkim yerinin taraflar aksi üzerinde mutabık kalmadıkça onaylanmış lokasyonun bulunduğu ülkede veya başvuruya konu lokasyonun bulunduğu ülkede olacağı, yukarıdaki hükme bakılmaksızın o ülkenin kanunları Madde 12.2.5 hükmüyle çelişiyorsa,…2.bölge olarak verilmiş bir karar söz konusu ise tahkim yerinin Cenevre/ İsviçre olacağı, 12.2.5. maddesinde ise, hakem kararının taraflar açısından kesin ve nihai surette bağlayıcı olacağı ve karara içerdiği koşullara göre riayet edileceğinin kararlaştırıldığı görülmüştür. Tahkim iradesi tahkim sözleşmesinin kurucu unsuru olup, tahkim iradesinin bulunmadığı uyuşmazlıkların tahkime elverişli olduğunu kabul edebilmek mümkün değildir. Ayrıca uyuşmazlığın belirli olması gerekir. Somut olayda uyuşmazlığın öncelikle seyahat acentesi komiseri tarafından çözümlenmesi, aksi halde tahkim yoluyla çözümlenmesi kabul edilmiş olup tahkime başvurulmadan önce komisere başvurulması zorunluluğu tahkim iradesini ortadan kaldırmaz, tahkimden vazgeçildiği anlamına gelmez. Ayrıca yukarıda açıklandığı üzere seyahat acentesi komiserinin hangi uyuşmazlıkları çözeceği açıklanmış olup, komiserin aldığı bir karardan doğan veya onunla bağlantılı olarak ortaya çıkacak tüm ihtilaflar için tahkime gidilebileceğinden, tahkime ilişkin uyuşmazlıkların da belirli olduğu kabul edilmelidir. Buna göre sözleşmede HMK’nun 413.maddesi uyarınca düzenlenen tahkim şartının geçerli olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda ilk derece mahkemesince, yasal sürede yapılan tahkim ilk itirazlarının kabulü ile davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/09/2020