Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1031 E. 2023/60 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1031
KARAR NO: 2023/60
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/02/2020
NUMARASI: 2016/760 Esas – 2020/122 Karar
DAVA: Alacak
Davanın,davalı şirket yönünden kabulüne ilişkin kararın davalı şirket vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA : Davacı vekili; 11.11.2014 tarihinde kurulan … Ltd. Şti.’nin şirket merkeziyle aynı adresteki iki adet düğün salonu ile bir adet kına salonunu işlettiğini, davalı … ile dava dışı …’nın davalı şirketin hem ortak hem müdürleri, davalı …’in de davalı şirketin ortağı olduğunu, müvekkili ile davalılar … ve …’in, 2013 yılı Haziran ayında ortak düğün salonu işletmeciliği yapmak ve bu faaliyetin … ve …’in ortak oldukları … Ltd. Şti. üzerinden yürütülmesi konusunda anlaştıklarını,ticari faaliyetin bir süre bu şirket üzerinden yürütüldüğünü, 2014 yılı kasım ayında dördüncü ortak olarak dava dışı … ile anlaştıklarını, …’nın işletmeye sermaye yatırmayı teklif ettiğini, fakat yeni bir şirket kurulması şartını ileri sürdüğünü, bu aşamada sermaye olarak kredi çekmiş olan müvekkilinin kredi borçlarının şirkete sirayet etmemesi amacıyla şirkete ilk başta ortak olmamasında anlaşıldığını, böylece …, … ve …’nın ortak olduğu davalı şirketin kurulduğunu, davalı şirket kurulduktan sonra 09/02/2015 tarihinde tüm tarafların davalı şirketin aslında dört eşit ortaklı olduğu, müvekkilinin ortak olduğunu beyan eden protokol imzaladıklarını, müvekkilinin hissesinin geçici olarak davalı …’e tevdi edilmesiyle …’in kayden şirketin %50 ortağı olarak tescil edildiğini, ancak 2016 yılı başında anlaşmazlık çıktığını, kiralanan işletmenin düğün salonu olarak dekorasyonu amacıyla müvekkili ile …’ün 08/06/2013 tarihinde … Ltd. Şti. ile 224.200-TL bedelle sözleşme imzaladığını, dekorasyon sırasında çıkan ilave işler nedeniyle ortakların bu firmaya yaklaşık 334.000-TL borçlandığını, … firmasına olan bu borcun ödemesinin aksatılması nedeniyle, toplam 300.000-TL senedin müvekkili ile … tarafından şahsen imzalanarak …’ firmasına verildiğini, senet ödenmeyince alacaklı tarafından 15/10/2014 tarihinde İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile 300.000-TL asıl alacak ve 26.252,50-TL işlemiş faiz için icra takibi başlatıldığını, alacaklıya bir kısım ödeme yapmışsa da yaklaşık 158.000-TL borcun ödenemediğini, icra dosyası nedeniyle müvekkilinin evine haciz konulduğunu, evini kurtarmak için davacının 30/12/2014 tarihinde ödeme taahhüdünde bulunduğunu, müvekkilinin bu borcu kapatmak için alacaklı vekiline 03/12/2014 tarihinde 15.000-TL ve daha sonra evini satarak 26.01.2015 tarihinde de 98.000-TL ödediğini, borcun 25.000-TL’lik kısmının ortak … tarafından ödendiğini, 27.04.2016 tarihinde tüm ortaklara ve şirkete gönderdikleri ihtarname ile müvekkilinin şirkete ortak olarak alınması, aksi durumda ödediği 252.000-TL’nin iadesi istediğini ancak davalıların ödeme yapmadığını, ortaklığın sağlanması sonuçsuz kaldığından müvekkilinin şirket için harcadığı 113.000-TL’nin 05/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1-Davalılar … ve … vekili; davacının, kendisinden istenen maddi yükümlülükleri yerine getirmediğinden davalı şirkete ortak edilmediğini, kiralanan yerin düğün salonu haline getirilmesi için yaklaşık 900.000-TL masraf yapıldığını, davacının yaptığı ödemenin ise sadece salonun alçı dekorasyonu için ödediği 98.000-TL olduğunu, davacının başkaca bir ödemesinin bulunmadığını, davacının kredi borçları nedeniyle şirkete zarar gelmemesi için hisselerinin geçici olarak davalı …’e tevdi ettiği,davacı tarafından dosyaya sunulan protokolün geçersiz olduğunu, noterden hisse devri yapılması, şirketçe ortaklığa kabul kararı alınması ve pay defterine kaydı gerektiğini, davacı tarafın şirket hissedarı olduğunu iddiasının dayanaksız olduğunu, davacı tarafından müvekkillerine ödeme yapılmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı şirket vekili; davacının müvekkili şirkete husumet yönelterek alacak talep etme hakkı bulunmadığını, geçerli bir pay devri olmadığını protokolün şirket tüzel kişiliğinden bağımsız, tarafların kendi arasında imzaladığı adi yazılı bir sözleşme olup, hisse devrinin gerçekleşmesi için gereken şartları taşımadığını,şirket ile ilgili hiçbir işlemin söz konusu olmadığını,iddiaya konu alacak konusunda sorumluluğunun bulunmadığını belirterek, davanın husumet yokluğu nedeniyle ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece;… şirketi ile akdedilen dekorasyon sözleşmesinin davacı ile davalı … tarafından imzalandığı, 09/02/2015 tarihli protokol ile şirket ortaklarının %25 pay sahibi olarak …, …, … ve … olduğunun belirtildiği, 11/12/2014 tarihinde şirketin kurucu ortaklarının davalılar ile … olduğu, davalı gerçek kişiler tarafından davacının dava dışı … şirketine 98.000-TL ödeme yaptığının ikrar edildiği, işbu ikrarın yönetici vasfını haiz olan davalılar tarafından yapıldığından davalı şirketi bağlayacağı, İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında davacının alacaklıya 15.000-TL daha ödediği, davacınınortaklığının tespitine dair bir talebi de bulunmadığı,davacı tarafından şirket lehine yapılan ödemelerin davalı şirketten tahsili gerektiği gerekçesiyle; davalılar … ve … aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, davalı şirket yönünden ise davanın kabulü ile 113.000-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren reeskont faiz işletilerek davalı şirketten tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı şirket vekili; davacının müvekkili şirkete husumet yönelterek alacak talep etmesinin mümkün olmadığını, davacının geçersiz protokole dayalı olarak müvekkili şirkete husumet yöneltilerek hak iddia edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirket ile ilgili hiçbir işlemin söz konusu olmadığını, şirketin iddiaya konu alacak nedeniyle sorumluluğunun bulunmadığını, davacı tarafından müvekkiline yapılan bir ödeme olmadığını, şirket kayıtlarında davacıyla ilgili bir hesap hareketi bulunmadığını, müvekkilinin dava konusu alacağın yükümlüsü olmadığını belirterek, kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, davalı şirketin işlettiği düğün salonu dekorasyonu için davacı tarafından ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davalı şirket ortakları aleyhine açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine, davalı şirket aleyhine açılan davanın ise kabulüne karar verilmiş olup, karar davalı şirket vekilince istinaf edilmiştir. Somut olayda; davalı şirketin …, … ve … tarafından üç ortak ile kurularak 11.12.2014 tarihinde tescil edildiği, ilk üç yıl için şirketi müştereken temsil ve ilzama yetkili olmak üzere … ve …’ün seçildikleri, şirketin kuruluşundan sonra davacı ile dava dışı … ve davalılar …, … arasında 09.12.2015 tarihinde davacının da %25 oranında olmak üzere tarafların şirkette eşit hisseli ortak olduğunu belirten protokol imzalandığı, şirketin işleteceği düğün salonunu dekorasyon işleri için dava dışı … firması ile davacı ve davalı şirket yetkilisi …’ün imzasını içeren 08.06.2013 tarihli ve 224.200-TL bedelli iç cephe dekorasyon ve uygulama sözleşmesi akdedildiği, sözleşme bedeli karşılığında her biri 30.000-TL bedelli on adet bononun davacı ile davalı şirket yetkilisi … tarafından, … firması yetkilisi …’in lehtar olduğu senetlerin verildiği,adı geçen tarafından sözleşme bedelinin ödenmemesi üzerine … tarafından davacı ile davalı şirket yetkilisi … aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı, davacı ile …’ün borcu kabul ederek ödeme taahhüdünde bulundukları, davacı tarafından söz konusu icra dosyası borcuna mahsuben 26.01.2015 tarihinde 98.000-TL, 03.12.2014 tarihinde ise 15.000-TL olmak üzere toplam 113.000-TL ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacının yaptığı ödemenin 98.000-TL kısmı davalıların da kabulünde olup, toplam 113.000-TL tutarlı ödemenin davalı şirketin işlettiği düğün salonu dekorasyonu için yapıldığı da sabittir. … şirketi ile akdedilen sözleşmede davalı şirketin imzası bulunmamaktadır. Ancak sözleşmeyi o dönem davalı şirketin yetkilisi olan … imzalamıştır. Sözleşmenin konusu da davalı …’ün şahsi işi olmayıp, davalı şirketin işlettiği salonun dekorasyonuna ilişkindir. Dolayısıyla her ne kadar sözleşmede davalı şirketin kaşe ve imzası bulunmasa da, sözleşmenin şirketin yetkilisi tarafından imza edilmesi ve işin de şirketin işlettiği salona ilişkin olması nedeniyle, sözleşmenin davalı şirket adına imzalandığının ve bu nedenle şirketi bağlayıcı nitelikte olduğunun kabulü gerekmektedir. Davacının davalı şirkete ortaklığı da gerçekleşmediğine göre, şirkete ortak olacağı inancıyla şirket lehine masraf yapan davacının, bu masrafı davalı şirketten talep hakkı bulunmaktadır. Bu nedenle mahkemece davalı şirket aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Açıklanan nedenlerle,istinaf nedenleri yerinde olmayan davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,Alınması gereken 7.719,03-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 1.929,75-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.789,28‬-TL harcın davalı … Ltd. Şti.dan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yapılan 53-TL istinaf yargı giderinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, davalı şirket tarafından yapılan yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/01/2023