Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1025 E. 2020/1058 K. 23.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1025
KARAR NO : 2020/1058
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2019
NUMARASI : 2019/1029 Esas 2019/195 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 23/10/2020
Davanın kabulüne ilişkin hükmün davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA Davacı vekili; müvekkilinin resen terkin edilen ve ihyası talep edilen … Sanayi Ticaret Ltd. …nin ortağı olduğunu, şirketin 22/11/2002 tarihinde tescil edildiğini, asgari sermaye artışının yapılmaması sebebi ile 07/07/2014 tarihinde resen terkin edildiğini, İstanbul An. 12.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2019/152 Esas sayılı dosyasından 11/07/2019 tarihli celsede verilen 4 nolu ara karar gereği şirketin ihyası davası açılması gerektiğini, şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde; Ticaret Sicilinin T.T.K.’nın 32. maddesi ve Ticaret Sicili Yönetmeliği’nin 34. Maddesi hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün Ticaret Sicili’ne tescil konusundaki taleplerinin ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirip sonuca bağlayacağını, yargı merci gibi hareket edemeyeceğini, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluluğun şirketin tasfiye memurunda olduğunu, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını,davanın niteliği gereği yasal hasım konusunda bulunan müvekkili aleyhine yargı giderine ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini belirterek, müvekkili yönünden açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, 5 yıllık süre geçmiş ise de, davalı tarafından şirkete usulüne uygun tebliğ yapıldığına dair tebliğ belgesinin sunulmadığı, şirketin taraf olduğu dava olduğu, davacının hukuki yararının olduğu gerekçesiyle …Turizm İşletmeleri ve Yapı Sanayi Ticaret Ltd. Şti.’nin tam ihyasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili; sermaye artırımı yükümlülüğünü yerine getirmediği için resen terkin edilen şirketlerin ihyası mahkemeden talep edilirken bu şirketlerin sermaye artırımları için belirlenmiş olan süre dolduğu için ancak ek tasfiye amacıyla ihya edebilmelerinin mümkün olduğunu, re’sen terkin işleminde hukuka aykırılık bulunmadığını, 6102 sayılı kanunun geçici 7.maddesi uyarınca resen terkin kapsamına alınan şirketlerin, bu durumun kendilerine tebliğinden itibaren 2 ay içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldırarak buna ilişkin belgelerin sunulması gerektiğini, şirkete bu durumun ihtar edildiğini, ancak yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermediğinden yargı gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamayacağını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava; TTK’nın geçici 7. madde uyarınca ticaret sicilden terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkindir. İhyası istenen …. Limited Şirketi’nin 6102 sayılı kanun’un geçici 10. maddesinde belirtilen sürede sermayesini asgari tutara yükseltmediğinden bahisle 7.7.2014 tarihinde kaydının ticaret sicilinden re’sen silindiği anlaşılmaktadır. 6102 sayılı TTK’nun geçici 7/1. maddesinin”a” bendi uyarınca 24/06/1995 tarihli ve 559 sayılı TTK’nun bazı maddelerinde değişiklik yapılmasına dair KHK gereğince, sermayelerini anılan kanun hükmünde kararname ile öngörülen tutarlara çıkartmamış olan anonim şirketler ile limited şirketlerin sicilden re’sen terkin edileceği, yine aynı kanunun 10/09/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6552 sayılı kanun’la değişik geçici 10. maddesinde 14/02/2014 tarihine kadar TTK hükümlerine göre yapılması gereken sermaye artırımlarını herhangi bir nedenle yapmamış olan şirketler hakkında asgari sermaye şartını bu maddenin yayımı tarihinden itibaren 3 ay içinde yapmaları halinde fesih işleminin uygulanmayacağı, sermaye artırımında bulunulmaması nedeniyle ticaret sicili kaydı silinenlerinde bu süre içinde sermaye artırımı için başvurmaları halinde re’sen yeniden oluşturulacağı düzenlenmiştir. Aynı kanunun geçici 7. maddesinin 4. fıkrasının “b” bendi ile 559 sayılı KHK gereğince sermaye artırımında bulunmayarak münfesih olan şirkete yapılacak ihtarda; ortaklardan, yönetici veya denetçilerden yada müdürlerinden tebliğ tarihinden itibaren 2 ay içinde tasfiye memurunun bildirilmesi, aksi taktirde bu madde hükümlerine göre ticaret sicil kayıtlarından unvanın silineceği, şirkete ait mal varlığının unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren 10 yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğunun açıkça yazılacağı, aynı maddenin 11. bendi uyarınca ihtara rağmen süresinde işlem yapmayan şirketin unvanının ticaret sicilden re’sen silineceği, aynı yasanın 15. bendinde … ticaret sicilden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını talep edebileceklerdir. Somut olaya gelince, ihyası istenen …Şti. ..’nin sermayesinin 5000- TL olduğu, davalı … Müdürlüğünce ihyası istenen şirkete 6103 sayılı kanunun 20.madde uyarınca sermaye artırımı yapılmadığından münfesih olduğu ,tebliğden itibaren iki ay içerisinde münfesih olma sebebinin ortadan kaldırılması için 26 mart 2014 tarihli ihtarname hazırlandığı ve ihtarnamenin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 16 temmuz 2014 tarih 8613 sayısında ilan ettirilerek sermayesini 6102 sayılı Kanun’un geçici 10. maddesinde belirtilen sürede sermayelerini asgari tutara yükseltmediğinden bahisle 7.7.2014 tarihinde kaydının ticaret sicilinden re’sen silindiği, davacı şirketin ihyası istenen şirket tarafından 19 mart 2019 tarihinde İcra Hukuk Mahkemesinde itirazın kaldırılmasına ilişkin dava açtığı, ihyası istenen şirketin ihyası davası için davacıya süre verildiği,ilk derece mahkemesince şirkete usulen yapılmış bir tebligat bulunmadığından şirketin ticaret sicil kaydının silinmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, şirketin tam ihyasına karar verildiği anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın geçici 7.maddesinin 4 fıkrasında; “Kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirketi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 7201 sayılı TK hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Ayrıca anılan ilan, bildirici niteliği haiz olarak ilgili ticaret ve sanayi odası veya ticaret, sanayi ya da deniz ticaret odasının internet sitesinde aynen yayımlanır.Ticaret Sicili Müdürlüklerince; 559 sayılı KHK gereğince sermaye artırımında bulunmayarak münfesih olan şirketlere yapılacak ihtarda; ortaklarından, yönetici veya denetçilerden ya da müdürlerinden tebliğ tarihinden itibaren iki ay içinde tasfiye memurunun bildirilmesi, aksi takdirde, bu madde hükümlerine göre ticaret sicili kayıtlarından unvanın silineceği, şirkete ait malvarlığının unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu açıkça yazılacağı” hükmü yer almaktadır. Davalı … Müdürlüğünce;şirket adına tebligat çıkartıldığı,bu tebligatın yapılamadığı ,ancak ihyası istenen şirketin temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere ticaret sicilindeki adreslerine bu konuda ihtarat yapıldığına ilişkin tebligat yapıldığı bilgisi bulunmamaktadır. Ancak 559 sayılı TTK’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair KHK ile eklenen geçici 10. maddesi gözetildiğinde, asgari sermaye şartını süresinde arttırmadığından münfesihlik durumu ortadan kalkmadığından tasfiye ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verilebilir. 6102 sayılı TTK’nun geçici 7/(15). maddesi uyarınca sicilden sermaye artırımı yapmayarak münfesih duruma düşmesinden ötürü kaydı silinen şirketin İst. Anadolu 12.İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/152 esas sayılı dosyasında dava ve devamı işlemler yönünden ihyasına ve tasfiye işlemleri için de şirkete tasfiye memuru atanması gerekmektedir. 6102 sayılı TTK’nun 547/(2). maddesi gereğince ek tasfiye, ihya ve tasfiye işlemlerinin yapılması için de bir yada birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanması ve ek tasfiye ile atanmaya ilişkin keyfiyetin sicilde tescil edilmelidir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/2122 esas 2020/4238 karar sayılı 19.10.2020 tarihli ilamı aynı yöndedir.). Hal böyle olunca mahkemece TTK’nın 547/(2). maddesi uyarınca ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanması gerekirken bu yönün gözetilmemiş olmasında isabet görülmemiş, şirketin temsilcisi davacı … tasfiye memuru olarak atanmıştır.Tüm bu nedenlerle;davalı vekilinin beyanı aksine davalı aleyhine yargı giderine hükmedilmediği; ancak ilk derece mahkemesince ihya kararı ile ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanmaması yerinde görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun i kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına,yeniden hüküm verilerek ihyasına karar verilen şirket yetkilisi bulunan davacının tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/12/2019 tarihli ve 2019/1029 esas 2019/195 karar sayılı kararının tasfiye memuru atanması yönünden KALDIRILMASINA, Davanın KABULÜNE, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasıyla kayıtlı … Sanayi Ticaret Limited Şirketi’nin İstanbul Anadolu 12.İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/152 esas sayılı dosyasında dava ve devamı işlemler yönünden ihyasına,İhyasına karar verilen şirkete TTK’nın 547/(2). maddesi uyarınca tasfiye memuru olarak davacı …’un atanmasına, Kararın İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünce tescil ve ilanına, Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile 10-TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,İstinafa gelenin sıfatı ve aleyhe hüküm kurma yasağı ilkesi gereğince ilk derece mahkemesi kararında olduğu gibi davacının yapmış olduğu yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Gider avansından varsa artan miktarın talep halinde yatırana iadesine,Davalı tarafından peşin yatırılan 54,40 TL maktu istinaf karar harcının davalıya iadesineDavalı tarafından yapılan tebliğ ve posta gideri 43,5-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362.(ç)maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/10/2020