Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1022 E. 2022/1792 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1022
KARAR NO: 2022/1792
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/06/2020
NUMARASI: 2018/1039 Esas 2020/265 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/12/2022
Davanın kısmen kabul/kısmen reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, Davacı ile davalı taraf arasında oto lastik alım satımına ilişkin bir ticari ilişki bulunduğunu, davalı borçlunun davacıdan mal aldığını, buna karşılık davacının davalı borçluya faturalar kestiğini, iş bu faturalar karşılığı oluşan cari hesapta davalı tarafın bir kısım ödemeler yaptığını, kalan bakiye borcun 30.017,08- TL’nin ödenmediğini, bunun üzerine İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu beyanla, haksız itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, taraflar arasındaki ilişkinin cari hesaba değil açık hesap ilişkisine dayalı olduğu , davacı vekilinin sunduğu irsaliyeli faturalar incelenmiş ve teslim alan kısmında imza veya kaşe bulunan irsaliyeli faturalara konu malın davalıya teslim edildiği olgusunun ispatlandığı, davalı tarafından ödemeye ilişkin herhangi bir delil sunulmadığı ,teslim alan kısmında imza bulunmayan 3 adet irsaliyeli faturaya konu malın teslim olgusunun davacı tarafından ispatlanamadığı gibi dava dilekçesinde yemin deliline başvurulmadığı, davalının icra takibinden evvel temerrüde düşürülmediği, TTK 1530.maddesinin de iş bu uyuşmazlıkla ilgili uygulanamayacağı, işlemiş faize ilişkin talebin reddine karar ve davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğinden , davanın kısmen kabulü ile; davalının itirazının 26.049,08- TL asıl alacak yönünden kısmen iptaline, fazla istemin reddine,asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 oranda icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, müvekkili şirketin borçlu davalıdan alacağı 30.017,08-TL olup bu hususun incelenen ticari defterlerle ispat edildiğini, 3 adet irsaliyeye konu malın teslim olgusunun davacı tarafından ispatlanamadığı belirtilerek davanın kısmen reddine karar verildiğini, davalı tarafından davaya cevap verilmediği gibi fatura içeriklerine de davalı tarafından itiraz edilmediği, fatura konusu malları teslim almadıkları yönünde herhangi bir savunma yapılmadığını, faturalar incelendiğinde görüleceği üzere teslim alan kısmı imzalanmayan 14.04.2018 tarihli 1.200-TL bedelli, 24.01.2018 tarihli 773-TL bedelli ve 08.01.2018 tarihli 2.600-TL bedelli 3 adet fatura bedeli yönünden faturalarda ”önceki bakiye ve son bakiye” kısmı bulunduğunu, 8.1.2018 tarihli 2.600-TL bedelli faturada fatura üzerinde önceki bakiyenin 10.977,43-TL olduğu, 2.600-TL eklendiğinde son bakiyenin 13.577,43-TL olduğu görüldüğü, Bu faturadan sonra kesilen ve davalı borçlu tarafından teslim alan kısmı imzalanarak alınan irsaliyeli faturada ise önceki bakiyenin 13.577,43-TL olduğu, bu faturanın 2.140-TL olması sebebi ile son bakiyenin ise 15.717,43-TL olduğu yazılı olduğu,sonraki faturaların da bu şekilde devam ettiğini,bu kayıtlara borçlu tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadan irsaliyeli faturalar imzalanarak malların teslim alındığını,süresinde içeriğine itiraz etmeyen borçlu davalı fatura içeriğini kabul etmiş sayıldığından önceki bakiye ve son bakiye rakamlarını da kabul etmiş sayılacağını, davanın tam olarak kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılarak davanın tam kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Açılan dava, ticari satımdan kaynaklanan açık hesap ilişkisi içerisinde fatura alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Somut olayda; tarafların ticari defterlerinin ibrazı için mehil verilmiş ,davalı ticari defterlerini ibraz etmemiş, davacı ticari defterleri incelenerek tanzim edilen bilirkişi raporunda taraflar arasında oto lastik alım satımına yönelik ticari ilişkinin mevcut olduğu, arada yazılı bir cari hesap sözleşmesi olmaksızın açık hesap ilişkisi içerisinde bulundukları, toplam bedeli 30.622,08 -TL olan 11 adet irsaliyeli faturanın davacı tarafın kanuna uygun tutulan ticari defterlerine kaydedildiği, davacının takip tarihi itibari ile 30.017,08- TL alacaklı durumda olduğu, kesilen 11 adet faturadan 14.04.2018 tarihli 1200-TL bedelli, 24.01.2018 tarihli 773-TL bedelli ve 08.01.2018 tarihli 2.600-TL bedelli 3 adet faturanın içeriği malların teslim alındığına dair isim ve imza bulunmadığı anlaşılmıştır. Davalı taraf, icra takip dosyasında cari hesap borcunun bulunmadığını beyan ederek alacak ve ferilerine itiraz etmiş, itirazın iptali davasında ise cevap dilekçesi ibraz etmeyerek davayı tümüyle inkar etmiş olmakla birlikte tebliğ edilen bilirkişi raporunda tespit edilen hususlara itiraz etmediği gibi 16.06.2020 tarihli sözlü yargılama duruşmasında pandeminin getirdiği kısıtlamalar nedeni ile ödeme yapma niyetinde olmalarına rağmen ödeme yapamadıklarının beyan etmiştir. Buna göre taraflar arasındaki ticari ilişkiye ve davacının ticari defterlerinde tespit edilen 30.017,08 TL alacak miktarına itiraz edilmediği gibi davalının ödemede bulunmadığının da ikrar edildiği anlaşılmaktadır. 2018 yılına ait 11 adet irsaliyeli faturanın incelenmesinde 3 tanesi dışında fatura içeriği malın teslim edildiğine dair imza bulunduğu, fakat 14.04.2018 tarihli 1200-TL bedelli, 24.01.2018 tarihli 773-TL bedelli ve 08.01.2018 tarihli 2.600-TL bedelli faturalarda imza bulunmadığı, tüm faturalarda hesaba ilişkin önceki bakiyenin ve kesilen fatura bedelinin eklenmesi ile son bakiyenin yer aldığı, her faturanın bu şekilde birbirini teyit ederek zincirleme takip ettiği, taraflar arasında 2017 yılında başlayan ticari ilişki kapsamında taraflar arasındaki açık hesabın bu şekilde takip edildiği görülmekle malların teslimine dair imza ihtiva etmeyen faturaların kendisini takip eden faturada önceki bakiye bölümünde belirli olduğu ve davalı tarafça ihtirazi cekince konulmadan faturaların imzalandığı, hiçbir faturanın itiraza uğramadan içeriklerinin kesinleştiği anlaşılmış olmakla bu üç fatura yönünden de malların teslim alındığının kabulü gerekeceği ve davacının ticari defter ve faturalarla ispat ettiği alacak miktarının 30.017,08-TL olduğu belirlenmekle davacı vekilinin alacak miktarına yönelik istinaf sebebi yerinde bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yapılan hata nedeniyle yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,kararın kaldırılmasına; itirazın 30.017,08- TL asıl alacak yönünden kısmen iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine, fazla istemin reddine, davacı yararına %20 oranda hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1039 Esas – 2020/265 Karar sayılı 16/06/2020 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kısmen kabulü ile; İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın 30.017,08-TL asıl alacak yönünden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi yürütülmesine, fazla istemin reddine, %20 oranda hesaplanan 6.003,41-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 2.050,46-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından mahkeme veznesine yatırılan 396,04-TL nin mahsubu ile bakiye 1.654,42‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafça ödenen 396,04‬-TL peşin harçların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından sarf edilen 800-TL bilirkişi ücreti, 52,50-TL tebliğ gideri olmak üzere toplam 852,50-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 780-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalanın davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı vekili için AAÜT uyarınca takdir olunan 9.200-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davalı vekili için AAÜT uyarınca reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 2.774,32-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine, Davacı tarafından sarf edilen 59,50-TL istinaf yargı giderinden, davanın kabulü oranında hesaplanan 55-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,kalanın davacı üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.15/12/2022