Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1021 E. 2020/1065 K. 27.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1021
KARAR NO: 2020/1065
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/02/2020
NUMARASI: 2018/1256 Esas 2020/249 Karar
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/10/2020
Konusu kalmayan dava nedeniyle bir karar verilmesine yer olmadığına dair hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkiline davalı banka ile imzalanan üye işyeri sözleşmesi ile müvekkiline pos cihazı verildiğini, 08/04/2015 ve 09/04/2015 tarihlerinde yapılan et satışına ilişkin müşterilerin kredi kartlarından çekilen yaklaşık 71.000- TL, şüpheli işlem olduğu gerekçesi ile müvekkiline ait hesaptan geçici hesaplara aktarılarak bloke altına alındığını, kartların sahte olduğunu bilmeyen müvekkilinin, pos cihazının verdiği onaya istinaden şüphelilere etleri teslim ettiğini, ancak halen dahi hakedişini davalıdan alamadığını,davalı bankadan kaynaklanan güvenlik açığı sebebiyle oluşan zararı müvekkilinin sırtına yıkmaya çalıştığını, müvekkilinin üzerine düşen bütün yükümlülükleri yerine getirdiğini, şüphelilerin kimlik kontrollerini yaptığını ve kredi kartındaki isimle uyuşması sebebiyle de satışı gerçekleştirdiğini, davalı ile imzalanan üye işyeri sözleşmesinin kopyası ya da aslı müvekkiline verilmediğini, davalı banka söz konusu tutarı yaklaşık 170 gündür elinde bulundurmakla haksız kazanç sağladığını ileri sürerek, söz konusu tutarın müvekkiline vaktinde ödenmemesi sebebiyle müvekkilinin uğradığı zararlara ilişkin tazminat davası açma hakkı saklı kalmak kaydıyla, davalı bankanın geçici hesaplarında bloke altında bulunan tutarın müvekkiline ödenmesini, söz konusu tutara blokeye alınma tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; banka tarafından 08/04/2015-09/04/2015 tarihlerinde davalıya verilen pos cihazı üzerinden yurtdışı kartlarla sahte /sahtecilik şüphesi doğuran işlemler gerçekleştirildiği tespit edildiğinden, banka ile muhatap arasında 07/11/2014 tarihinde imzalanan Üye İşyeri Sözleşmesinin 6 ve 16. Maddeleri uyarınca sahte işlemlerden kaynaklanan 66.460-TL’lik tutar davacı hesabından alınarak bankanın geçici hesaplarına aktarılarak bloke altına alındığını,uygulanan bloke işleminin taraflar arasında Üye İşyeri Sözleşmesine dayandığını, uygulama çerçevesinde yurtdışı kartlar ile yapılan harcamalar işlem tarihinden itibaren 65 gün süre ile bloke tutulduğunu, imzalanan sözleşme incelenmesinde POS kurulumu aşamasında bu hususun müvekkili tarafından müşteriye izah edildiğini, davacının da bu hususları kabul ve taahhüt ettiğini, Visa ve Master Card harcama itirazı kuralları gereği tüm bankaların bu kurallara uymak ve bu kuralları birbirleri ile olan ilişkilerinde uygulama zorunlulukları bulunduğunu, müvekkilinin geçici hesaplarda bekletilen bu tutarın tasfiyesi için 540 günlük itiraz süresinin tamamlanması gerektiğini, söz konusu tutarın bloke tutulmasının sebebi işlemin şüpheli olarak değerlendirilmesi ve 540 günlük itiraz süresinin tamamlanmaması ve müvekkili banka riskinin devam etmesi olduğunu ileri sürerek, işbu davayı açmasında hiçbir hukuki menfaati olmadığından davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, dava değeri 69.000-TL gösterilmekle öncelikle blokeye alınan miktar 66.460-TL olup dışında kalan 2.540-TL bakımından davanın reddine, blokeye alınan 66.460-TL bakımından blokenin çözülerek davacıya verildiği tarih 22/03/2017 dava tarihinden sonra olması nedeniyle blokenin kaldırıldığı ,bu kısım bakımından davanın konusuz kaldığının anlaşıldığı, konusu kalmayan dava nedeniyle bir karar verilmesine yer olmadığına, davacının hesabına bloke konulduğu tarihten blokenin kaldırıldığı tarihe kadar avans faizi tutarı olan 13.390,77-TL nin davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine , konusuz kalan kısım için yargı giderinin davalıya yükletilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili, bloke işleminin taraflar arasındaki Üye İşyeri Sözleşmesinin özellikle 6. Ve 16. Maddelerindeki düzenlemelere dayandığını, kartların cipli olduğu halde cip okutulmadan ve kartın manyetik şeridi ile şifre girilmeden işlemlerin gerçekleştirildiğini, olağan akışa uygun olmayan işlemler silsilesi ve işlemlerin gece vakti gerçekleştirilmesi hususu dikkate alındığında Üye İş Yeri sözleşmesinin açıkça ihlal edildiğini, müvekkili bankanın geçici hesaplarda bekletilen tutarı tasfiye edebilmesi için 540 günlük itiraz süresinin tamamlanması gerektiğini, blokenin dolduğu sürenin yargılama süresine denk gelmesinin gözardı edilmesinin eksik incelemeye sebebiyet verdiğini, müvekkili bankanın sadece tüm bankaların uymak ve uygulamak zorunda olduğu kurallara göre hareket ettiğini, bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, Üye İşyeri Sözleşmesi uyarınca müşteri hesabına haksız olarak konulan blokenin kaldırılması ve bloke altında tutulan paranın ödenmesi, bu tutara blokeye alınma tarihinden itibaren faiz işletilmesi istemine ilişkindir. Yargılama sırasında bloke için öngörülmüş bulunan maksimum süre olan 540 günlük sürenin dolması nedeniyle blokenin kaldırılarak hesapta ki paranın serbest kalması nedeniyle ;dava tarihi itibariyle davanın haklılık durumunun tesbiti gerekmektedir. İlk derece mahkemesince verilen ilk hükmün istinafı üzerine ; Dairemizce yapılan istinaf incelemesi neticesinde ; 2018/400 esas -2018/1487 karar sayılı 29.11.2018 tarihli ilam ile ” Sözleşmede bloke süresinin ne kadar olacağı düzenlenmemiştir. Bu durumda Uluslararası Kart Kuruluş Kuralları dikkate alınarak makul charge back süresinin ne kadar olduğunun tespiti ile dava tarihi itibariyle bu sürenin dolup dolmadığının belirlenmesi gerekir.(Emsal:Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 22/02/2012 tarihli 2010/10181 E., 2012/2549 K. sayılı kararı) İlk derece mahkemesince bu hususta bir inceleme ve tespit yapılmadan Uluslararası Kart Kuruluş Kurallarına göre maksimum bloke süresi olarak kabul edildiği belirtilen 540 günlük sürenin dikkate alınması doğru görülmemiştir. Öte yandan kabule göre, ilk derece mahkemesi hükmünün gerekçesinde itiraz süresi olan 540 günün beklenilmesinden sonra blokenin kaldırılması gerektiği yönündeki bilirkişi raporu benimsendiği belirtilmesine rağmen,540 günlük sürenin dava tarihi itibariyle henüz dolmadığı, dava açıldıktan sonra 04/10/2016 tarihinde dolduğu belirtilmiş, yine hükmün gerekçesinin devamında pos cihazının usulsüz kullanıldığının sabit olmadığından söz edilmiş, aynı zamanda davalının en çok 540 gün bloke altına alabileceği ve blokenin dava açıldıktan sonra 22/03/2017 tarihinde kaldırıldığı belirtilerek hükümde çelişkiye düşüldüğünden “davacı vekilinin istinaf başvurusunun hükmün kaldırılmasına ,davanın yeniden görülmek üzere kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir. Dairemizin kaldırma kararından sonra mahkemece yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak uygulanması gereken bloke süresinin 120 gün olarak uygulanması gerektiği sonucuna varılarak konusu kalmayan dava nedeniyle bir karar verilmesine yer olmadığına , blokenin konulma tarihinden itibaren (8.4.2015 tarihinden blokenin kaldırıldığı tarih olan 22.3.2017 tarihine kadar işleyen avans faizi olana 13.390,77-TL nin davalı bankadan tahsiline ,yargı giderinin haklılık durumuna göre taraflar arasında paylaştırılmasına karar verilmiştir. Alınan bilirkişi raporuna göre somut olayda 120 gün olarak belirlendiğinden maksimum süre olan 540 günün esas alınmasına dair davalı vekilinin istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Ancak dava dilekçesinde açıkca ;davacı tarafça haksız surette blokeye alınan 69.000-TL ye bloke konulduğu tarihten itibaren ticari faiz işletilmesi talep edilmiş ,işlemiş faiz tutarı hesaplanıp dava değeri olarak gösterilmemiş ,bu miktar ayrıca harçlandırılmamıştır.Öte yandan ilk hükümde 4.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizinin davalıdan alınıp davacıya ödenmesine karar verilmiş, hükme yönelik olarak davacı vekili 24.01.2018 tarihli istinaf dilekçesinde “faiz başlangıç tarihinin dava tarihinden itibaren” işletilmesi talebinde bulunmuştur.Buna göre dava tarihinden önce ki tarih için faize hükmedilmesi taleple bağlılık ilkesine aykırıdır.Ayrıca bloke tarihinden itibaren faiz işletilmesi dosya kapsamına da uygun değildir.Davalı bankanın kart işlemlerinden kaynaklanan parayı 120 gün süre ile blokede tutma hakkının bulunduğu yapılan bilirkişi incelemesi ile anlaşıldığına göre ancak 120 günün bitiminde 8.8.2015 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirse de taleple bağlılık kuralı gereği dava tarihinden blokenin kaldırıldığı tarihe kadar işleyen faizin tahsiline karar verilebilir. Ancak yeniden yargılama gerektirmeyen bu eksiklik nedeniyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ,yeniden yargılama gerektirmeyen bu hata ,eksiklik nedeniyle hükmün kaldırılmasına yeniden hüküm verilmek suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/02/2020 Tarih 2018/1256 Esas 2020/249 Karar sayılı hükmün HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “1-Dava konusu 66.460-TL ana para alacağı bakımından konusu kalmayan dava nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına,fazla istemin reddine, 2- Davalı banka tarafından bloke edilen 66.460-TL’ye dava tarihi (28/09/2015)’nden bloke kaldırılma tarihi olan 22/03/2017 tarihine kadar değişen oranlarda avans faizi işletilerek davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine, İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 54,40- TL karar harcının; davacı tarafından yatırılan 1.178,35-TL peşin harçtan mahsubu ile fazla olan 1.123,95- TL’nin davacıya iadesine, Davacı tarafından yatırılan 82,10- TL peşin harçlar ile davacı tarafından yapılan 1.507-TL yargı giderinin HMK 331/1 gereği davada haklılık oranı dikkate alınarak 1.452-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı tarafından yapılan 20,20- TL posta masrafının takdiren üzerinde bırakılmasına, Davacı vekili için HMK 331/1 gereği davada haklılık oranı dikkate alınarak takdir olunan 9.439,80- TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davalı vekili için AAÜT 13/2 maddesi uyarınca takdir olunan 2.540-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Davalı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının kendisine iadesine, İstinaf yoluna başvuran davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/10/2020