Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1017 E. 2022/1795 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1017
KARAR NO: 2022/1795
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/05/2018
NUMARASI: 2015/1191 Esas – 2018/556 Karar
DAVA: İtirazın İptali (genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/12/2022
Davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davacı banka ile davalı asıl borçlu … Ltd. Şti. ve kefiller … ve … arasında; genel kredi sözleşmesi imzalanmak sureti ile çek taahhüt kredisi, taksitli ticari kredi kullandırıldığını, borcun ödenmemesi nedeni ile hesabın kat edildiğini,borcun ihtara rağmen ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Dairesinin … esas sayılı dosyasında 79.203,95- TL tutarında icra takibi başlatıldığını,davalıların takibin 16.487,76 -TL si dışında kalan 62.716,19- TL için borca, faiz oranına ve işlemiş faize itiraz ettiklerini, takibin durduğunu, itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, kredi borcu ödemesinin vadesinde yapılamaması üzerine davacı alacaklı banka ile protokol imzalanarak borcun yeniden yapılandırıldığını, protokolde asıl borca %15 faiz işletilmek ve 18 aylık taksit yapılmak suretiyle ödeme planı oluşturularak anlaşıldığı, süresinde ödenmeyen taksitlerin aylık %5 gecikme faiziyle birlikte ödenebileceği hususunda da anlaşıldığını, bu protokol kapsamında aylık taksitler gecikmeli olsa da anlaşılan %5 gecikme faiziyle birlikte ödenmekteyken hesabın alacaklı banka tarafından kat edildiğini, kredi sözleşmesindeki koşul ve faiz oranları uygulanarak vadesi gelmeyen taksitlerin istendiğini, hesap 3. taksitten sonra kat edilmesine rağmen 1 yıl boyunca yani son üç takside kadar icra takibi yapılmadığından protokolün yürürlükte olduğu inancıyla taksitlerini ödemeye devam ettiklerini, nitekim davacı bankanın da protokole ve ödeme planına göre 1 yıl boyunca taksit ödemelerini %5 gecikme faiziyle birlikte ihtirazi kayıtsız kabul ettiğini, son üç taksit kala icra takibi yapılarak hesap kat tarihinden itibaren %100 faiz işletildiğini, protokole göre kalan ana para borcu olan asıl alacak takibine bu nedenle itiraz etmediklerini ve takipten sonra da davadan sonra da taksit ödemesine devam ettiklerini, ancak takipte istenen faiz oranı protokole aykırı olduğundan faize itiraz ettiklerini belirterek, davanın reddine ve %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, taraflar arasında 11.07.2012 tarihli genel kredi sözleşmesi ve ek sözleşmelerle kurulan kredi ilişkisinden doğan borçların 21.05.2014 tarihinde aralarında imzalanan protokol ve düzenlenen eki ödeme planı ile, borcun taksitli ticari kredi olarak yeniden tanımlanmak suretiyle 60.850-TL kredinin asıl alacağa aylık %1.25 (yıllık %15) temerrüt faizi (geciken taksitlere aylık %5 gecikme faizi uygulanacağı yazılıdır.) uygulanmak şartıyla 18 aylık taksitler şeklinde borcun yapılandırıldığını, taksitlerin ödenmemesi soncu hesabın kat edildiğini,ancak davacı bankanın bu taksit ve hesapladığı gecikme faizlerini (protokol yürürlükteymiş gibi) ihtirazi kayıtsız tahsil etmeye devam ettiğini, ihtar tebliği sonrası icra takibi yapılmayıp 15 taksit ödemesi tamamlanana kadar protokolün ve eki ödeme planının taraflarca yürürlükte tutulduğu, bu nedenle davalı borçluda protokolün yürürlükte olduğu konusunda haklı güven oluşturduğu, kredi sözleşmesinin 23. maddesinde kefil olan davalıların da gayrinakdi alacak yönünden sorumlu olduklarını, takipten sonra davadan önce ödeme bulunması halinde borcun dava tarihi itibariyle hesaplanması, davadan sonraki ödemelerinde infazda dikkate alınması gerektiğini, davalılar tarafından asıl alacağa itiraz edilmediği için takip talebindeki asıl alacak aynen kabul edilmekle birlikte işlemiş faiz olması gereken doğru alacak tutarı üzerinden hesaplandığını, bu nedenle takibe kısmi itirazın kısmen iptaline karar vermek gerektiğini, Alacak likit olmakla birlikte, davacının da alacaklı sıfatıyla davalı şirketle imzaladığı protokol ve kat ihtarına rağmen 1 yıl devam etmekle davalılarda oluşturduğu haklı güven, ayrıca protokol başladıktan sonra çekilen ve davalılara 10.12.2014 tarihinde ayrı ayrı tebliğ edilen kat ihtarında faiz oranı rakamsal olarak hiç yazılmayarak protokol faizinin devam ettiği gibi bir yanılmaya sebep olduğu da dikkate alınarak, davalıların asıl alacağa itiraz etmediği, sadece faiz oranına ve işlemiş faize itiraz ettiği görülmekle itirazın gerçek anlamda haksız olduğundan bahsedilemeyeceği, davalıların itirazı reddedilen kısım yönünden yasal koşulları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verildiğini, 79.203,95- TL alacak için başlatılan takipte takip tarihi itibariyle davacı banka kayıtlarına göre bilirkişi raporuyla hesaplanan alacak tutarının (asıl alacağa itiraz edilmediği için) 16.487,76 TL. asıl alacak ve kredi sözleşmesine göre hesaplanmış işlemiş %100 faiz ve ferileri toplamının 51.252,86- TL. olması gerektiği tespit edilmiş olduğundan, 27.951,09- TL fark takip tutarı yönünden davacı bankanın takipde kötüniyetli olduğu kabul edilerek, %20’si oranında 5.590,21- TL. kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümlerine istinaden kredi kullanan ve muacceliyet ihtarına uymayan borçlu davalıların icra takibine yaptığı itirazı haklı kılacak hiçbir sebep olmadığını, müvekkil bankanın davalıların ödeme yapabilmesi için borcu yeniden yapılandırmak suretiyle iyi niyetli davrandığını, müvekkil bankanın düzensiz tarihlerde de olsa ödeme yapan davalı borçlulara karşı icra takibini beklettiğini, alacağını tahsil edemeyen ve zarara uğrayan müvekkil bankanın kötü niyetli kabul edilemeyeceğini,kat ihtarının tebliğinden sonra 1 yıl süre ile takip başlatmamak nedeni ile icra inkar tazminatının reddine ilişkin kararın hukuka aykırı olduğunu, hesap kat ihtarının gönderilmesinin ardından takip başlatılmaması borçlular açısından haklı güven oluşturmayacağını, kötüniyet tazminatının, takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım olup yasa hükmüne göre, alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesinin, takibin kötüniyetle yapılması koşuluna bağlandığını, somut olayda müvekkilin alacaklı olduğu ve icra takibinin yasa ve usule uygun olduğu açık olduğunu, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamanın banka kayıtlarıyla örtüşmediğini, eksik ve hatalı bilirkişi raporu doğrultusunda karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE Açılan dava, Genel kredi sözleşmesine dayalı alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki kısmi itirazın iptali istemine ilişkindir.Davacı banka ile davalı şirket arasında 17.01.2012 tarihli ve 11.07.2012 tarihli genel kredi sözleşmeleri imzalandığı, diğer davalıların sözleşmeleri müteselsil kefil olarak imzaladığı, kredili mevduat hesabı ve spot krediler açılıp kullandırıldığı, kredi borçlarının ödenmemesi nedeniyle davalıların borcunun taksitli kredi türüne dönüştürülerek taraflar arasında 21.05.2014 tarihli “Kredı Borcunun Gerı Ödenmesine Dair Protokol ve Eki Geri Ödeme Planı” imzalandığı, protokol hükümlerine göre 21.05.2014 tarihi itibariyle davalı şirketin borcu 60.850.- TL olarak ve 18 ayda taksitlerle ödenmesinin belirlendiği, bankanın borçlulara bir ödeme kolaylığı sağladığı, borcun yenilenmesi olmadığı, hiçbir taksit ödemesinin geciktirilmemesi kabul, beyan ve taahhüt edildiği, protokolün, 11.07.2012 tarihli genel kredi sözleşmesi ve aynı tarihli bankacılık hizmetleri sözleşmelerinin ayrılmaz bir eki olduğu, taksitlerden herhangi birisinin gününde ödenmemesi halinde, ihtara gerek kalmaksızın tüm borcun kendiliğinden muaccel olacağı, temerrüde düşmüş alacakların, temerrüt tarihinden itibaren tüm borçlarını bankanın TCMB’ye bildirdiği, en yüksek kredi faiz oranına bu oranın %100’nün ilavesiyle bulunacak oran üzerinde temerrüt faizi ve vergisiyle ödeneceği kabul edildiği, ilk üç taksidin ödendiği diğer taksitlerin kat tarihine kadar ödenmediği, Davacı bankanın 08.12.2014 tarihinde hesabı kat ederek ihtarname keşide ettiği, kat tarihinden sonra davalıların ödemelerinin taksitler halinde ve her bir taksit tutarına protokolde kararlaştırılan gecikme faizleriyle ödenmesine devam ettiği, davalılar hakkında İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında16.287,26- TL taksitli ticari kredi alacağı, 32.169,38- TL işlemiş faizi, 10.240-TL çek taahhüt kredisi, 8.360,33 TL işlemiş faizi, 2.026,48- TL BSMV, 9.920- TL gayrinakdi alacak olmak üzere toplam 79.203,95-TL alacağın tahsilinin talep edildiği, icra dosyasında davalıların kısmi itirazda bulunarak 16.287,26 TL taksitli ticari kredi alacağı dışında alacak kalemlerine, işlemiş faize ve oranına itiraz ettikleri, dava açılırken davalılarca itiraz edilmeyen kısım haricinde 62.716,19- TL üzerinden davanın açıldığı, gerek takip tarihinden gerekse dava tarihinden sonrada aynı şekilde taksit ödemelerin devam ettiği anlaşılmaktadır.İİK 67 maddesi, “Davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminata mahkum edilir” hükmüne haizdir. itirazın iptali davasında borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilir. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi gerekmektedir. Bu kapsamda davalıların takipte taksitli ticari kredi asıl alacağına itiraz etmeyip sadece işlemiş faiz oranı ve miktarına itiraz ettikleri, ayrıca protokolde belirlenen alacağın gecikme faizleri ile birlikte dava tarihinden sonra tamamen tahsil edilmiş olması,hesap kat edilmesine rağmen taksitleri gecikme faiziyle tahsil eden bankanın talep ettiği faiz kalemlerine itiraz edildiği nazara alınarak faiz alacağının likit olmadığının kabulünde isabetsizlik bulunmamıştır.Alacaklının kötüniyet tazminatına mahkum edilebilmesi, açıkça takibin kötü niyetle yapılmış olmasına bağlıdır. Dolayısıyla sadece ve ancak takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilebilir. Somut olayda ise davacı bankanın takipte kısmen haksız olsa da kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından, davalıların kötü niyet tazminatı isteminin kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Davacı vekili tarafından bilirkişi tarafından eksik ve hatalı inceleme yapıldığı iddia edilmiş ise de Davacı bankanın kredi kullandıran Mercan şubesi kapatılarak Nişantaşı şubesine evrakların devredilmiş olması nedeni ile bu şubede yerinde inceleme yapıldığı, tespit edilen hususların dosyaya sunulu muhasebesel kayıtlarla uyumlu olduğu, ayrıca alınan 2.ek bilirkişi raporunda davacının itirazlarının karşılandığı anlaşılmakla davacı vekilinin eksik incelemeye dayalı istinaf sebebinin yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, belirtilen hata yeniden yargılama gerektirmediğinden,kararın kaldırılmasına yeniden hüküm verilerek hükmün kesinleşen kısımlarının aynen tekrar edilemsine itirazın kısmen iptali ile her iki yanın icra inkar ve kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1191 Esas – 2018/556 Karar sayılı 21/05/2018 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kısmen kabulü ile, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına davalıların yaptığı kısmi itirazın kısmen iptaline, takibin 16.487,76- TL taksitli ticari kredi, 17.684,40- TL taksitli ticari kredi faizi, 4.480- TL gayrinakdi kredi, 884,22 -TL BSMV yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacağa takip tarihinden itibaren %100 faiz yürütülmesine, faize %5 BSMV işletilmesine, Dava tarihinden sonra davacıya 18/12/2015 tarihinde ödenen 4.902,06- TL ile 12/01/2016 tarihinde ödenen 4.839,87- TL nin infaz aşamasında dikkate alınmasına, Davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine, Davalıların kötüniyet tazminatı talebinin reddine,” İlk derece mahkemesine ilişkin olarak; “Alınması gereken 2.700,73-TL nispi karar ve ilam harcından mahkeme ve icra veznesine yatırılan( 675,02-TLmahkeme +396,02-TL icra )1.071,04-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.629,69-TL’nin davalılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 1.098,74-TL peşin harçların davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan 1.000-TL bilirkişi ücreti ve 153,75-TL tebliğ gideri olmak üzere toplam 1.153,75-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 727,32-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,kalanın davacı üzerinde bırakılmasına, Davalılar tarafından yapılan 10-TL posta masrafından ibaret yargı giderinin davanın reddi oranında hesaplanan 3,70-TL’sinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, bakiye kısmın davalılar üzerinde bırakılmasına, Davacı lehine taktir olunan 4.699-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Davalılar lehine takdir olunan 2.781,58-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, ” İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 2.025,71-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde davacıya iadesine, Davacı tarafça yapılan 32,50-TL istinaf yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 20-TL’sinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,kalanın davacı üzerinde bırakılmasına, Davalılar tarafından yapılan 22-TListinaf yargı giderinin davanın reddi oranında hesaplanan 9-TL’sinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,kalanın davalılar üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/12/2022