Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1009 E. 2023/11 K. 02.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1009
KARAR NO: 2023/11
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/02/2020
NUMARASI: 2012/223 Esas 2020/87 Karar
DAVA: Ortaklıktan Çıkma Ve Ortaklık Payı Alacağının Tahsili
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/01/2023
Davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın davacı ve davalı … Ltd. Şti. vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, Müvekkili …’un … Tic. Ltd Şirketi’nin 1993 yılından beri ortağı olduğunu, şirketin diğer ortağının ise eşi … olduğunu, tarafların 01/06/1991 yılında evlendiklerini ve daha sonra birlikte bu şirketi kurduklarını, müvekkili tarafından Küçükçekmece 2.Aile Mahkemesinin 2012/633 Esas sayılı dosyasında boşanma davası açıldığını, davalı …’un şirketin tüm kar paylarını üzerine geçirdiğini ve müvekkilinin kar paylarından hiçbir hakkını alamadığını, müvekkilinin ısrarlarına rağmen kendisine gerekli malumatın verilmediğini, şirketin diğer ortağı olan eşi tarafından kendisire herhangi bir kar payı ödenmek istenmediğini ve ortaklıktan ayrılma taleplerinin sonuçsuz kaldığını, davalı şirketin bugüne kadarki karından müvekkilinin hissesine tekabül eden kar payının şimdilik 10.000-TL.’sinin her yıla ait kar payı alacağının muaccel hale gelmesinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, müvekkilinin davalı şirket ortaklığından ayrılmasına, müvekkilinin şirketteki hisse payı bedeli belirlendiği zaman arttırmak üzere şimdilik 10.000- TL bedelin muaccel olduğu tarihten itibaren işleyecek faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
ISLAH:Davacı vekili 06.01.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile kar payı ve ayrılma akçesine ilişkin alacağını 20.000.TL.den 987.992,98.TL.’ ye çıkararak dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak şirket ortaklığının bitirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili, müvekkil …’un şahsi davalı sıfatının olmadığını, davanın … yönünden sıfat yokluğundan reddi gerektiğini, davacı ile müvekkili … arasında boşanma ve mal paylaşımı davasının devam ettiğini, davacının şirket hissesine yönelik talebinin mal paylaşımına ilişkin bir dava olduğunu ve bunun ayrı bir dava olarak görülmesinin mümkün olmadığını, davacının boşanma davası açmadan bir gün önce bankalarda kendi adına olan hesapları boşalttığını, davacının şirketteki hissesinin onlarca katını kaçırdığını, bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, şirketten çıkmaya izin verilmesi talepli davada husumetin münhasıran şirkete yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup diğer ortağa husumet yöneltilemeyeceği, davalı … yönünden pasif taraf ehliyeti bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeni ile davanın usulden reddine , davacı tarafın davasının niteliği itibari ile şirketten haklı sebeple çıkma ve çıkma payının tarafına ödenmesine ilişkin olduğu, 6102 Sayılı Kanunun 638.md.sinde açıkça belirtildiği üzere her ortağın haklı sebebin varlığı halinde şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabileceği, Davalı şirketin iki ortaklı olup Davacının şirkette %28, diğer ortak … ise %72 oranda pay sahibi oldukları, dava açıldığı sırada ortaklar arasında Küçükçekmece 2. Aile Mahkemesinin 2012/633 esas sayılı dava dosyasında çekişmeli boşanma davası sürmekte olduğu, boşanma davası sonunda davacı tarafın davasının kabul edildiği; kararın 24/06/2015 tarihinde kesinleştiği, bilirkişi raporları ile tespit edildiği üzere davacının bir kısım kar paylarını alamadığı, anılan çekişmelerin diğer ortağının ağır kusurundan dolayı ortaklığın devamını engelleyecek nitelikte olduğu, davacı açısından haklı sebeple davalı şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesi koşullarının oluştuğu,son alınan rapora göre davalı şirketten ödenmesi gereken dağıtılmayan kar payı dahil ayrılma akçesinin karar tarihine en yakın tarih itibariyle aktif ve pasifinden davacı payına düşen miktarın kar payları da dahil olmak üzere 987.992,98-TL. olduğu anlaşılmakla,davacının şirketten çıkmasına izin verilmesine ,987.992,98-TL nin davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: 1-Davacı vekili, yapılan yargılama neticesinde mahkemenin, davanın kısmen kabulü ile müvekkil davacı lehine 30.09.2019 tarihli bilanço baz alınarak 987.992,98- TL şirketten çıkma payının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verdiğini ancak faiz alacağı yönünden bir hüküm tesis edilmediğini, tavzih talebinin reddedildiğini, ayrıca …’un söz konusu şirketin kurucusu olup, kurulduğu tarihten itibaren en büyük hissedarı ve tek yetkilisi olduğunu, ortaklıktan çıkma davasının diğer ortağa karşı ileri sürülebileceğini belirterek kararın faiz başlangıcı ve husumet yönünden incelenerek kaldırılmasını talep etmiştir.2-Davalı şirket vekili, davacının müvekkil şirketin tahsilatlarını kendi uhdesinde tutmak suretiyle bunları önce kendi hesaplarına ardından annesi ve müşterek çocuk hesabına aktarmış oradan da çekerek tamamını sıfırladığını, Müvekkilinin tüm kayıtların taşınmaz ve banka hesaplarının kira gelirlerinin dosyaya celbini talep etmiş , bu konuda olumlu olumsuz bir ara karar verilmemiş olduğunu, dosyanın 7 kez bilirkişiye gönderildiğini, bilirkişilerin yerinde inceleme yapmayıp evrak üzerinden yaptığını, hesaplanan defter değerinden “Düzeltilmiş Defter Değeri” ne ulaşılması gerektiği belirtilmesine rağmen bunlar tam olarak incelenmeden ,şirketin maddi duran varlıkları satın alma yılı, ortalama kullanım ömrü amortisman süresi, yıpranmışlık gibi hususlar hesaba katılarak piyasa değerlerinin bulunması gerektiği belirtilmesine , bu hususa ilişkin itirazda bulunmalarına rağmen hatalı inceleme ile rapor tanzim edildiğini, şirket taşınmazının rayiç bedelinin tespitine yönelik sunulan raporda yine yerinde inceleme yapılmadan evrak üzerinden emsal dahi gösterilmeden tanzim edildiğini, sadece internet çıktıları ile emsal emlak rayiçleri son derece yüksek bir bedelle değerlendirildiğini, yetersiz raporlarla karar verildiği,davalı şirketin mal varlığının güncellenmesi suretiyle belirlenen aktifleri üzerinden davacının payına karşılık gelen bedele hükmedilmiş ise de gerçek pay değerinin belirlenmesinde davalı şirketin pasiflerinin, davalının şirkete olan borçlarının da dikkate alınması suretiyle mali bilançonun ve bu kapsam da gerçek pay bedelinin bulunarak bu bedele hükmedilmesi gerektiğini,davacı vekili lehine takdir edilen vekalet ücretinin nispi değil ,maktu takdir edilmesi gerektiğini belirterek davalı … hakkında verilen karar ve ortaklıktan çıkmaya ilişkin karar haricinde kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Açılan dava, Limited şirkette ortaklıktan çıkma ve ayrılma akçesi ile kar payı alacağı istemlerine ilişkindir.Limited şirkette ortaklıktan çıkma TTK 638.madde düzenlenmiş olup,haklı sebeplerin varlığı halinde her ortak şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açma hakkına sahiptir. Kanunda haklı sebepler tanımlanmamış ve tahdidi olarak sayılmamış olmasına rağmen yerleşmiş yargı kararları ve öğretide kabul edildiği üzere ortakların davranışı şirketin faaliyetini engelleyecek veya zarara uğratacak mahiyette olup yahut karşılıklı güvenin sarsılmış ve ortaklık ilişkisinin çekilmez bir duruma gelmiş olması durumunda haklı sebeplerin var olduğu kabulü gerekip,somut olayda davalı şirketin bir aile şirketi olması veortakları eşler arasında verilen boşanma davasının kesinleşmiş bulunması nedeniyle , taraflar arasındaki çekişmelerin şirketin işleyişini engelleyecek mahiyette olması nedeni ile haklı sebebin mevcut olduğu tartışmasızdır. TTK 641.maddede ortağın şirketten ayrılması halinde esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini isteme hakkına haiz olduğu düzenlenmiş olup Kanunun gerekçesinde gerçek değerin en azından bilanço değerini ifade ettiği belirtilmiştir. Emsal Yargıtay kararları doğrultusunda ayrılma akçesinin hesaplanmasında şirket öz varlığının hüküm tarihine en yakın tarihteki rayiç değeri üzerinden hesaplamanın yapılması gerekmektedir.Bu kapsamda davalı şirkete ait taşınmazın rayiç bedelinin tespiti için ve davalı şirkete ait fabrikada bulunan taşınırlar için 03.11.2017 tarihinde Mahkemece bilirkişiler eşliğinde keşfen inceleme yapılmıştır.Taşınmazın rayiç değerinin belirlenmesinde emsal karşılaştırma yönteminin kullanıldığı, ulusal emlak internet sitelerinden emsal araştırmaları yapıldığı, aynı semtte ve benzer özellikler taşıyan taşınmazların tespit edilerek olumlu ve olumsuz tüm koşulların dikkate alındığı hatta rapor yazım tarihlerine göre 15 Temmuz darbe girişimi ve Irak ve Suriye’de yaşanan olumsuzlukların İstanbul konut piyasasına etkilerinin dahi göz önüne alındığı, bu nedenle yerinde inceleme yapılmadan evrak üzerinden emsal araştırmasında bulunulmadan fahiş miktar tespit edildiğine yönelik istinaf sebebi yerinde değildir.Ayrıca şirkete ait demirbaş, tesis makine ve cihazların keşfen incelenerek özel maliyetleri, amortisman bedelleri ve net defter değerlerinin tespiti ile tablolar halinde rayiç bedellerinin belirlenmiş olmasına göre bu yöndeki istinaf sebeplerinin de yerinde olmadığı, yine davacının müşteri çek tahsilatlarını kendi şahsi hesaplarına aktararak şirketi zarara uğrattığı hususunda incelenen ticari defter kayıtlarında yıllar itibari ile ortaklardan alacaklar hesabının 0- TL olduğu, bu iddianın ispata muhtaç olup bu yönde somut delil olmadığı, yine davacının şahsi hesaplarının, davacının kardeşi ile davalı arasındaki iş ilişkisinin, taraflar arasındaki mal rejimi davasındaki çekişmelerin bu davanın konusu olmayıp ayrılma akçesinin hesabında etkili unsur olamayacağı, bilirkişiler tarafından şirketin öz varlığının dönen ve duran tüm varlık unsurları ve şirketin borçları göz önüne alınarak hüküm tarihine en yakın tarih itibari ile sermaye payının rayiç değerinin hesaplanması nedeni ile davalı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde görülmemiştir.Açılan dava Limited şirkette ortaklıktan çıkma ve ayrılma akçesi istemine ilişkin olduğundan davanın münhasıran şirkete yöneltilmesi gerekli ve yeterli olup davalı ortak ve yetkilinin pasif husumet ehliyeti bulunmamaktadır.Davalı … hakkındaki davanın usulden reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur.Ayrıca limited şirkette ortaklıktan çıkma yanı sıra ayrılma akçesi talep edildiği durumlarda miktar itibariyle bir alacak talebi sözkonusu olduğundan hükmedilen taraf lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.Ancak hükümde davacı tarafın ortaklıktan çıkmasına ve 987.992,98-TL ayrılma akçesine hükmedilmesine rağmen davacının dava açarken talep ettiği faiz alacağı hususunda olumlu/ olumsuz bir karar verilmemesi doğru olmamıştır.HMK 297/2 maddesi gözetilerek taleplerden her biri hakkında hüküm verilmesi gerekir.Dava ve ıslah dilekçelerinde 987.992,98-TL ayrılma akçesini dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili talep edilmiştir. Ayrılma akçesi hükümle birlikte muaccel hale gelmektedir. Dava tarihinden itibaren faiz talep edilemez. Dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi talebi mümkün değil ise de ilk derece mahkeme karar tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekir. Açıklanan nedenlerle ;davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine,davacı vekilinin faize yönelik istinaf sebebi yerinde bulunarak kararın kaldırılmasına, yapılan hata/eksiklik nedeniyle yeniden yargılama gerektirmediğinden yeniden hüküm verilmesine ,hükümde bütünlük sağlanmak üzere hükmün kesinleşen kısımlarının da tekrar edilerek ayrılma akçesine ilk derece mahkemesi karar tarihi 13.2.2020 tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz işletilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı …. vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/223 Esas – 2020/87 Karar sayılı 13/02/2020 tarihli hükmün kesinleşen yönleri dikkate alınarak HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davacının davalı … LİMİTED ŞİRKETİ (İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü Sicil No: …) ortaklığından çıkmasına izin verilmesine; “Davacı ortağın ayrılma akçesi yönünden davanın kabulü ile TTK 641 gereği hesaplanan 987.992,98-TL ayrılma akçesinin İlk derece mahkeme karar tarihi 13/02/2020 tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz işletilerek davalı şirketten tahsiliyle davacıya ödenmesine, Davalı … yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine,” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 67.489,80-TL harçtan, davacı tarafından yatırılan 297-TL peşin harç ve 16.600-TL ıslah harcı olmak üzere toplam 16.897‬-TL harcın mahsubu ile bakiye 50.592,8‬0-TL harcın davalı şirketten alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı tarafından ödenen 21,15-TL.başvuru harcı, 297-TL peşin harç, 16.600-TL ıslah harcı, 221,80-TL keşif harcı, 3,30-TL vekalet harcı olmak üzere toplam 17.143,25‬-TL harçların davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yapılan davalı … hakkında yapılan gider ayrık tutularak hesaplanan 8.400-TL bilirkişi ücreti, 716,50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 9.116,50-TL yargı giderinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, Davacı lehine takdir olunan 66.449,65-TL nispi vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, Davalı … lehine takdir olunan 3.400-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine, Karar kesinleştiğinde talep halinde kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine” Alınması gereken 67.489,80-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 16.872,45‬-TL nin mahsubuna kalan 50.617,35-TL harcın davalı … Ltd. Şti.’den alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, İstinaf aşamasında davalı şirket tarafından yapılan yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yapılan 122,50-TL istinaf yargı giderinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 02/01/2023