Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1007 E. 2021/536 K. 08.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1007
KARAR NO: 2021/536
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/06/2020
NUMARASI: 2019/234 Esas 2020/258 Karar
DAVA: Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 08/04/2021
İlk derece mahkemesince verilen hükmün davacılar vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA:Davacı vekili dilekçesinde, davacıların … mirasçıları olduğunu, mirasbırakanın davalı bankanın tahminlerince 1950’li yıllarda tedavüle konulan … nolu 1 adet hissesini satın aldığını ve hisse senedinin davalı bankanın pay sahipleri defterinin … nosuna kaydının yapıldığını, davalı bankanın SPK 13/4 maddesi gereği hisse senetlerinin 31.12.2014 tarihine kadar kaydileştirilmesi gerektiğine karar verdiği, bu tarihe kadar kaydileştirilmeyen senet sahipleri için ortaklık haklarının sona ereceğinin açıklandığını, davalı bankanın 2007-2014 arasında fiziki hisse senetlerine uluşmak için bir işlem yapmadığını, davacıların mirasbırakanının kimlik bilgilerinin pay defterinde olduğunu, hisse senedi sahiplerinin vefat ettiğini ve mirasçıların durumdan haberdar olmadığını, davalının nüfus müdürlüğü ile yazışma yapması halinde tüm mirasçılara ve adres kayıt sistemi ile ulaşılabileceğini, davacıların mirasbırakanı mirasçıları olarak davalı şirkete pay sahipleri defterinin … nosunda kayıtlı ortak olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmişlerdir.
CEVAP :Davalı vekili cevabında, davacıların tespitine talep ettikleri alacağın 1956 yılına dayanan ve davacıların murisi lehine tahakkuk eden bir alacak olup zamanaşımına uğradığını, banka pay defterinde müteveffa … adına kayıtlı 1956 yılında ihraç edilmiş 100 Eski Türk Lirası hisse kaydı bulunduğu, ancak söz konusu tutarın yeni Türk Lirasına dönüşüm kapsamında 1-TL ye dönüştürüldüğünü, davalı bankanın halka açık bir ortaklık olması nedeni ile fiziki hisse senetlerinin kaydileştirilmesi gerektiği ve son sürenin 31.12.2014 olarak tespit edildiğini, davacıların bu sürede hisseyi ibraz etmemiş olması nedeni ile haklarını kaybettiklerini, 2014 yılı sonuna kadar hisselerini kaydileştirmeyen hissedarların hisse senetlerinin Merkezi Kayıt kuruluşu tarafından Yatırımcı Tazmin Merkezine aktarıldığını ve ortaklık haklarının sona erdiğini, 07.09.2026 tarihine kadar pay sahiplerinin YTM ne başvurabileceklerini beyan etmiş ve haksız açılan davanın zamanaşımı nedeni ile ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; davacıların davalı şiketin ortağı olduğunun tespiti bakımından Sermaye Piyasası Kanunu 13 maddesi ve Sermaye Piyasası Kanununda değişiklik yapılarak kanuna eklenen “Mülkiyeti YTM ne intikal eden Sermaye Piyasası Araçlarının Hak Sahiplerine Yapılacak Ödemelere İlişkin Usul ve Esaslar başlıklı 10. Maddesi gereğince yatırımcı Tazmin Merkezine başvurması gerekirken işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesi ile hüküm fıkrasında önce Davanın kabulüne denilerek 1 sırada Davanın hukuki Yarar Yokluğu nedeni ile usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde, mahkeme kararı ve gerekçesinde davanın usulden reddine karar verildiği halde hükümde davanın kabulü ibaresi bulunduğunu, davalı bankanın 2007 yılından 2014 yılına kadar fiziki hisse senetlerine ulaşmak için herhangi bir işlem yapmadığını,davalı bankanın 2 kez ulusal gazetede ilan yapıldığı ve bankanın internet sitesinde açıklamalar yapıldığının beyan edildiğini, oysa davacıların mirasbırakanının kimlik bilgilerinin pay defterinde mevcut olduğunu, adres kayıt sistemi ile de davacılara ulaşılabileceğini, davalı banka yetkililerinin kötüniyetli olarak küçük hissedarlara ulaşma yolunu kullanmadığını, basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini belirterek kararın kaldırılarak dosyanın esası hakkında karar verilmek üzere kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE : Dava davacıların, davalı bankanın pay defterinin 2145 sırasında kayıtlı ortak olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Davacıların murisine ait … Bankası tarafından ihraç edilen … seri nolu 100 Eski Türk Lirası itibari değerli 1 adet hisse senedinin davacıların murisi … adına hisse senedi pay defterinin … No sunda kayıtlı olduğu, davacıların dosyada mevcut veraset ilamına göre mırasçı oldukları anlaşılmaktadır. Sermaye Piyasası Kanunu’nun Sermaye Piyasası Araçlarının Kaydileştirilmesi başlıklı 13.maddesinin 1. fıkrasında “Sermaye piyasası araçlarının senede bağlanmaksızın elektronik ortamda kayden ihracı esastır. Kurul, kayden ihraç edilecek sermaye piyasası araçlarını ve kayden izlenecek hakları belirler; türleri ve ihraççıları itibariyle kaydileştirilmesine, kayıtların tutulmasına ve üyelik şartlarını kaybeden ihraççıların paylarının kayden izlenmesinin sona erdirilmesine ilişkin usul ve esasları düzenler “, hükmü mevcuttur. Aynı yasanın 13. maddesinin 4.fıkrasında ise; “Kaydileştirilmesine karar verilen sermaye piyasası araçlarının kurulca belirlenen esaslar çerçevesinde teslimi zorunludur. Teslim edilen sermaye piyasası araçları kendiliğinden hükümsüz hale gelir. Teslim edilmeyen sermaye piyasası araçları ise kaydileştirme kararından sonra borsada işlem göremez, aracı kurumlarca bu sermaye piyasası araçlarının alım satımına aracılık edilemez ve katılma belgelerinin geri alımı yapılamaz. Kayden izlenmeye başladığı tarihi izleyen yedinci yılın sonuna kadar teslim edilmeyen sermaye piyasası araçları Yatırımcı Tazmin Merkezine intikal eder. Bunların üzerindeki sınırlı ayni haklar kendiliğinden sona ermiş sayılır. Bunlar Yatırımcı Tazmin Merkezinin hesabına geçmesinden itibaren üç ay içinde satılır.”, hükmü düzenlenmiştir. 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 13/(4).maddesinde yer alan “ve katılma belgelerinin geri alımı yapılamaz”, ibaresi ile “kayden izlenmeye başladığı tarihi izleyen yedinci yılın sonuna kadar teslim edilmeyen sermaye piyasası araçları YTM’ye intikal eder. Bunların üzerindeki sınırlı ayni haklar kendiliğinden sona ermiş sayılır. Bunlar YTM’nin hesabına geçmesinden itibaren üç ay içinde satılır.”, cümleleri Anayasa Mahkemesi’nin 22/10/2015 tarihli ve 2015/95 sayılı kararı ile Anayasanın Mülkiyet Hakkını güvenceye alan 35 ve “Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınırlanması” başlıklı 13.maddelerine aykırı bulunarak iptal edilmiştir. Kayden izlenmeye başlandığı tarihi izleyen yedinci yılın sonuna kadar teslim edilmediği için mülkiyeti YTM’ye intikal etmiş olan sermaye piyasası araçları nedeniyle hak sahiplerine YTM tarafından yapılacak ödemelere ilişkin usul ve esasları düzenleyen “6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun 13. Maddesinin Dördüncü Fıkrasının Kısmen İptali Üzerine Yatırımcı Tazmin Merkezi Tarafından Yatırımcılara Yapılacak Ödemelere İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” 07/09/2016 tarihinde 29824 Sayılı Resmi Gazetede Yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Yönetmelik uyarınca, kayden izlenmeye başlandığı tarihi izleyen yedinci yılın sonuna kadar teslim edilmediği için mülkiyeti YTM’ye intikal eden sermaye piyasası araçlarından satışı yapılmamış olanlar Yönetmeliğin 8. maddesinde belirtilen esaslar çerçevesinde, satışı yapılmış olanlar ise 9. maddedeki esaslar çerçevesinde, 10. maddede belirtilen nemaları ile birlikte ödenecektir. Söz konusu ödemeler, YTM’ye başvuran hak sahiplerine, Yönetmelik’te Ek-1 olarak yer alan taahhütname ve ibraname alınmak suretiyle yapılacaktır. Hak sahiplerince veya Noter onaylı vekalet ibraz eden vekilleri tarafından, Yönetmeliğinin yürürlülük tarihinden itibaren 10 yıl içinde iadeli taahhütlü posta yolu ile veya özel şirketler aracılığıyla imza karşılığı teslim suretiyle, Yönetmeliğin 5.maddesinde belirtilen belgeler ile birlikte YTM’nin merkez adresine başvurulması gerekmektedir. Somut olayda davalı banka tarafından yukarıdaki mevzuat hükümleri doğrultusunda kaydileştirilmeyen hisse senetleri için tirajı en yüksek gazetelerde 28.02.2014 ve 12.11.2014 tarihlerinde “Kaydileştirilmeyen Sermaye Piyasası Araçlarına İlişkin Duyuru” başlığı ile ilan yapıldığı ve bankanın internet sahifesinde de bu duyurunun yayınlandığı, davalı banka yönünden pay senetleri Merkezi Kayıt Kuruluşu tarafından 07.05.2007 tarihinden itibaren kayden izlenmeye başlandığı, pay senetlerinin kaydileştirilme süresinin 31.12.2014 tarihinde sona erdiği, davacıların murisinin bu sürede davalı bankaya bir müracaatı bulunmadığı, pay senedi mülkiyet hakkının yasa gereği Yatırımcı Tazmin Merkezine aktarıldığı , davalı bankanın SPK mevzuatına uygun hareket ettiği,pay senedi mülkiyet hakkının Yatırımcı Tazmin Merkezinde olduğu davalı bankanın işbu davada pasif husumetinin bulunmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verılmesinın yerinde olmadığı ve mahkemece kararın hüküm fıkrasında önce davanın kabulüne denilerek akabınde davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi HMK 294-297 maddelerine aykırı olduğu ve çelişki yaratıldığı,ancak bu hata /eksıklık ile yenıden yargılama yapılması gerekmedığınden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/234 Esas- 2020/258 Karar sayılı 23/06/2020 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın pasif husumet yokluğundan REDDİNE” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; Alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcından mahkeme veznesine yatırılan 44,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90-TL harcın davacılardan alınarak hazineye gelir kaydına, Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına Talep halinde artan gider avansının davacılara iadesine,” İstinaf yoluna başvuran davacılar tarafından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendilerine iadesine, İstinaf yoluna başvuran davacılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 08/04/2021