Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1006 E. 2023/666 K. 02.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1006
KARAR NO: 2023/666
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/01/2019
NUMARASI: 2015/72 Esas – 2019/73 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
Davanın reddine ilişkin kararın davacılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacılar vekili, davalı …’ın, davacı şirketin eski ortağı olup; davalının davacı şirket ile aynı faaliyet konu ve alanında davalı şirketi kurduğunu, davalı …’ın davacı şirkette senelerdir çalışan diğer davalıları yanına aldığını , davalılar müvekkilinin ticari sırlarını ve müşteri portföyünü kullandıklarını , aynı faaliyet konusuna sahip olmakla kalmayıp, davacı şirkete çok yakın bir yerde konumlandığını, bu durum davalıların müvekkili şirketin namını kullanarak mevcut müşterileri yakın bir adres olan davalı şirkete çekme çabalarının bir ürünü olduğunu,davalı şirketin müvekkili şirket ile haksız rekabete girdiğini, ticaret sicil kayıtları incelendiğinde,davalının ortaklık ilişkisi devam ettiği sırada şirketi kurduğundan eylemin haksız olduğunu;limited şirket ortaklarının bağlılık yükümlülüğü olduğunu, diğer davalı gerçek kişilerin ise iş sözleşmesi devam ederken davalı şirkete ortak olduklarını, müvekkili şirketin ticari sır ve müşteri portföyünü kullanarak yeni bir şirkete ortak olmaları;kanuna ve iyiniyete aykırılık teşkil ettiğini, müvekkilinin şirket müşterileri olan … Tic. A.Ş., …Ltd. Şti., …Satış Paz. A.Ş., …Ltd. Şti., …San. Ve Tic. A.Ş.’nin davacı şirket ile iş ilişkisine son verdiğini, müvekkillerinin büyük zarara uğradığını, müvekkilinin yoksun kaldığı karın tespit edilemediği taktirde şimdilik 10.000-TL maddi tazminat talep ettiklerini, … ile birlikte ortaklık ilişkisini yürüten müvekkilinin, haksız eylemler nedeniyle üzüldüğünü,manevi çöküş yaşadığını belirterek davalıların haksız rekabetinin tesbiti ile davacı şirket adına 10.000-TL maddi ve 20.000-TL manevi tazminat ve davacı … adına 10.000-TL manevi tazminatın ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili, Davacı …’ün aktif dava ehliyeti, davalı şirketin ise pasif husumet ehliyeti olmadığını, davanın sadece davalı …’a karşı açılabileceğini, davalılar … ve …’in ise davacı şirkete iş akdi ile bağlı olmaları nedeniyle TTK 613 ve 626 uyarınca bu kişilere karşı husumet yokluğu nedeni ile dava açılamayacağını, 14/01/2014 tarihinde çıkan kavgada davacı …’ün ve kardeşi …’ın davalı …’ı darp ettiğini, kavgayı ayırmaya çalışan diğer davalıların da tartaklanarak iş yerinden zorla çıkarıldığını, bu olaya ilişkin olarak İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesinde 2014/805 E. Sayılı dosyası ile yargılama yapıldığını, davacı …’in 14/01/2014 gecesi müşterilerine davalı gerçek kişiler ile davacı şirketin bağının kesildiğini, bu kişilerin görevlerine son verildiğine ilişkin mail attığını, davalı …’ın davacı şirketin müdürü olmadığını, ana sözleşmede rekabet yasağı öngörülmediğini, diğer davalı gerçek kişilerin eyleminin ise çalışma hürriyeti kapsamında kaldığını, davacının dilekçesinde bahsedilen müşterilerin kendi istekleri ile davalı ile çalıştığını, manevi tazminat talebinin ise yersiz ve mesnetsiz olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacı şirketin eski çalışanları olan davalıların davacı şirketten ayrılarak davalı şirkette çalışmalarının ve ortak olmalarının başlı başına haksız rekabet teşkil etmeyeceği, davacının davalı şirkete geçen çalışanlarının, davacı şirket ile iş sözleşmeleri devam ederken, davacı şirketin ticari sır ve müşteri portföyünü kullanarak yeni bir şirkete ortak olmalarının haksız eylem teşkil ettiğini iddia etmiş ise de, bu iddialarını ispat edemediğini, yine davalıların, kullandığı ticari sırların neler olduğu ve davacı tarafın müşteri portföyündeki müşterilerle ticari ilişki kurulması sırasında bunların nasıl ve ne şekilde kullanıldığının ispatı gerektiği, salt davacı tarafın müşterileri ile ticari ilişki kurması haksız rekabete sebep olmayacağı, davalılardan …’ın davacı şirkette 5.000-TL değerinde payı olduğu, davacının iddia ettiği haksız rekabet iddialarının sübut olmadığı, ayrıca davalının rekabet yasağına tabi olduğunu gösterir bir belgenin veya delilin dosyaya sunulmadığı, Davacı …’ün şirket ortağı olup tazminatın kendisine ödenmesini istediğinden, açılan davada aktif husumet ehliyetinin bulunmamasından dolayı davanın bu yönden usulden reddine, Davacı şirketin maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacılar vekili, Davalı TTK nın 613. Maddesinde belirtilen emredici hükümlere aykırı davranışlarda bulunarak müşterilerini kaybeden müvekkil şirketin zararının halen devam ettiğini, müvekkil şirketin eski çalışanları olan … ve …’nun; müvekkil şirket ile iş sözleşmeleri devam ederken müvekkil şirketin ticari sır ve müşteri portföyünü kullanarak yeni bir şirkete ortak olmalarının;kanuna ve iyiniyete aykırı haksız eylem teşkil ettiğini, TTK nın 626. Maddesi gereğince davalıların müvekkil şirketin yoksun kaldığı karı dahil zararını tazmin etmeleri gerektiğini, davalıların kasten gerçekleştirdikleri eylemleri nedeniyle ayrıca BK madde 49 gereği davalılardan manevi tazminat talebi bulunduğunu, maddi-manevi zararın ve yoksun kalınan karın tazmini zorunlu bir hal almışken bilirkişi raporuna itirazları dikkate alınmadan ve haksız rekabetin kaynağı bizzat yasa olmasına rağmen belge sunulmadığı gerekçesi ile davanın reddinın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Açılan dava, haksız rekabetten kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Limited şirketlerde ortağın rekabet yasağı TTK 613.madde düzenlenmiş olup Ortaklar, şirketin çıkarlarını zedeleyebilecek davranışlarda bulunamazlar. Özellikle, kendilerine özel bir menfaat sağlayan ve şirketin amacına zarar veren işlemler yapamazlar. Şirket sözleşmesiyle, ortakların, şirketle rekabet eden işlem ve davranışlardan kaçınmak zorunda oldukları öngörülebilir. Müdürler yönünden ise TTK 626/2 maddesi çerçevesinde Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemiş veya diğer tüm ortaklar yazılı olarak izin vermemişse, müdürler şirketle rekabet oluşturan bir faaliyette bulunamazlar. Davacılar tarafından,davalı …’ın davacı şirket ortağı olarak şirketle rekabet edecek iş ve davranışlarda bulunduğu, aynı sektör ve konumda yeni bir şirket kurduğu için TTK 613 ve 626.maddelerine aykırılık nedeni ile , ayrıca çalışanları ayartarak iş akdinin feshi ile yeni şirkete ortak olmalarını sağladığı ve davacı şirketin müşteri portföyü kullanılarak müşterilerin ele geçirildiği ileri sürülerek maddi ve manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır. Davacı şirketin 05.11.2007 tarihinde kurulduğu, şirket müdürünün Davacı … olduğu, Davalı şirketin ise davalılar tarafından 23.01.2014 tarihinde kurulduğu ticaret sicil kayıtlarından anlaşılmaktadır.Davacı şirkete yöneltilen haksız rekabet nedenine dayalı davada davacı şirket ortağının dava açma hakkı bulunmadığı,dava hakkı haksız eyleme maruz kalan şirkete ait olduğundan davacı ortak …’nün aktif husumet ehliyeti bulunmadığından davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/805 esas sayılı dosyası kapsamında 14.01.2014 tarihinde Davacı … ile davalı … arasında çıkan kavgada davalının davacının kardeşi tarafından darp edilmesi nedeniyle şirketten o tarihte şirket çalışanı olan … ve …’nun da işten ayrıldığı anlaşılmaktadır. Dosyaya sunulan maillere göre Davacı tarafından davalıların şirket ile ilişkilerinin kalmadığı müşterilere de bildirilmiştir. İşlerini davalılar ile yürüten bir kısım davacı şirket müşterilerinin davacı şirket ile iş ilişkilerini sonlandırarak davalı şirket ile çalışmaya başladıkları belirlenmiştir. Davacılar tarafından Davalı …’ın davacı şirket ortaklığından ayrılmadan aynı faaliyet kolunda başka bir şirket kurduğu ve rekabet yasağına aykırı davranarak haksız rekabet teşkil eden eylemleri nedeni ile zarar gördükleri iddia edilmiş ise de TTK 613.madde uyarınca şirket esas sözleşmesinde ortağa rekabet yasağı öngörülmemiştir.TTK 626.maddesi şirket müdür ve yöneticileri için getirilmiş bir düzenleme olup … şirket müdürü değildir.Bu nedenle rekabet yasağı bulunmamaktadır.Davacı şirketten meydana gelen darp olayı nedeniyle fiilen ayrıldıktan sonra davalı şirketi kendisi ile birlikte işten ayrılan çalışanlar ile birlikte kurduğu, bu eylemin başlıbaşına haksız rekabet teşkil etmediği sonucuna varılmaktadır.Birtakım müşterilerin davacı ile iş ilişkisini sonlandırdığı anlaşılmakta ise de davalıların haksız rekabet teşkil eden eylemleri nedeniyle ayrıldıkları ise kanıtlanamamıştır. Ayrıca davacı şirket çalışanları davalılar … ve …’nun; iş sözleşmelerinde rekabet yasağı bulunmadığı,haksız rekabet sayılabilecek bir eylemde bulundukları ileri sürülüp kanıtlanamamıştır. İşçinin işinden ayrılarak aynı sektörde faaliyet gösteren başka bir şirkete ortak olması haksız rekabet teşkil etmemektedir. Açıklanan nedenlerle, davalıların davacı şirkete karşı haksız rekabet eylemleri kanıtlanamadığı ,davacı …’ün aktif husumet ehliyeti olmadığından reddine ilişkin hükme yönelik istinaf sebepleri yerinde olmadığından istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50-TL harcın davacılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacılar tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine,HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 02/05/2023