Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2020/1004 E. 2022/1501 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1004
KARAR NO: 2022/1501
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/06/2020
NUMARASI: 2016/1144 Esas 2020/234 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
Davanın kısmen kabulüne-reddine ilişkin kararın davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; müvekkilin … bayisi olarak faaliyet göstermekte iken bayilik süresi ve istasyonun faaliyet gösterdiği yere ilişkin kira sözleşmesinin sona ermesi nedeniyle 31/12/2015 tarihinde bayilik faaliyetinin sonlandırıldığını, taraflar arasında yapılan 04/01/2016 tarihli mutabakata göre müvekkilin davalıya 435.481,53- TL borçlu bulunduğunu, bu mutabakattan sonra yapılan ödemeler sonucu müvekkilinin 226.075,66- TL alacaklı duruma geçtiğini, davalı şirketin kredi ve risk kontrol birimi tarafından gönderilen 25/08/2016 tarihli hesap ekstresinde de bu durumun açıkça görüldüğünü, Beyoğlu … Noterliği aracılığı ile 18/07/2016 tarih … yevmiye nolu ihtarname ile kira sözleşmesinin sona ereceği ,taraflarına ariyet olarak teslim edilen malların teslim alınmasının istenildiği ,aksi halde malların iadesinin söz konusu olmayacağının kira sözleşmesi sona ermeden önce muhatap şirkete bilgi verildiği, sözleşme sonunda ariyet malzemelerin sökülerek alınması talep edilmesine rağmen zamanında alınmaması nedeniyle sorumlulukları bulunmadığını, kaldı ki bu malzemeler var ise halen mal sahibinin tasarrufunda bulunan akaryakıt istasyonunda bulunması gerektiğinden oradan alınabileceği,davalı tarafından talep edilen malzemelerin ikinci el değeri olarak talep edilen fiyatların çok fahiş olduğunu taraflarınca kabul edilmediğini, ihtarname tebliğine rağmen davalı tarafından hiç bir ödeme yapılmadığını,teminat iade edilmediğinden icra takibi başlattıklarını ,başlatılan icra takibine yapılan itiraz haksız olduğundan itirazın iptaline, takibin devamına %20 inkar tazminatı hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacının müvekkilinin bayisi olduğunu, sözleşme süresi bittiğinden bayilik ilişkisinin son bulduğunu, sözleşmelerin sona ermesi sebebi ile davacı tarafa ariyet-emanet sözleşmesi ve ekindeki listeler, 2011 tarihli yatırım sözleşmesi ve ara yatırımlar ile verilen ariyet ve yatırım kalemlerinin davalı müvekkile iadesinin gerektiğini, davacı taraftan bir kısım menkuller iade alınmış ise de büyük kısmının iade alınmadığını ve bedellerinin de müvekkile ödenmediğini, teslim alınamayan malzemelerin bedellerinin müvekkile ödenmesi konusunda müzakereler devam ederken davacı tarafından icra takibi başlatıldığını, davacı tarafın alacaklı olduğunu iddia ettiği bedelin 200.000-TL sinin müvekkil şirket bünyesinde bulunan nakit teminat olduğunu, davacı tarafından müvekkile verilen teminat mektubunun davacının talebi ile kendilerine iade edilerek yerine nakit teminat alındığını, asıl alacağın 200.000- TL lik kısmının müvekkile ariyetler sebebi ile verilen teminat olduğundan davacının alacağı olmadığından davanın reddi gerektiğini, iş bu ariyetlerin bir kısmının sözleşme ile teslim edildiğini bir kısmının müvekkil tarafından yaptırılarak ve masrafları karşılanarak davacının istasyonuna teslim edildiğini, ariyet ve emanet sözleşmesinin 1.f maddesine göre davacının ariyetleri teslim etme yükümlülüğü bulunduğunu, sözleşme süresi sona ermesine rağmen bir kısım ariyet ve yatırımlar davacı tarafından iade edilmediğinden ve bedelleri ödenmediğinden teslim edilmeyen her gün için davacı tarafın müvekkile 50- USD cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, sözleşmenin sona erdiği 08/01/2016 tarihinden itibaren 15 günlük sürenin sonunun 23/01/2016 tarihi olduğunu ve 24/01/2016 tarihinde cevap dilekçesi tarihine kadar hesaplanan 349 gün cezai şart alacağı 17.450-USD’nin fiilen teslime kadar geçecek süreye ilişkin cezai şartın davalı tarafından ödenmesi gerektiğini, teslim edilmeyen ariyet bedelleri miktarınca alacaklı olduklarını ve cezai şart tutarlarının hesaplanarak iş bu davada takas ve mahsup yapılması gerektiğini, alacağın 200.000-TL lik kısmının teminat olması sebebiyle davacıdan da alacakları bulunduğu mutabakat sağlanmadan teminatın iadesi söz konusu olmayacağını,alacağın likit olmaması sebebiyle icra inkar tazminatı talep edilemeyeceğini, ihtarnamenin müvekkile 20/07/2016 tarihinde tebliğ edildiğini,ödeme süresi verilmediğini dolayısıyla müvekkilin iş bu ihtarname ile temerrüde düşürülmediğini bu nedenle işlemiş faiz talebinin ve müvekkilin alacağını tahsil etmeden teminatı iade yükümlülüğü bulunmadığından takip sonrası faiz işletilemeyeceğini belirterek, iade alınamayan ariyet ve yatırımlara ilişkin alacakları ile cezai şart alacaklarının takas /mahsup edilerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; taraflar arasında düzenlenen sözleşmeler ve bilirkişi raporları bir bütün olarak incelendiğinde, taraflar arasında iş bu sözleşmeler kapsamında farklı kalemlerden oluşan malzemelerin ariyet olarak davacıya verildiği,davalının teslim almadığını ileri sürdüğü bir kısım malzemelerle ilgili olarak sözleşme mevcut ise de , bir kısmının teslimine dair tutanak ve sözleşmenin bulunmadığı, taraflar arasında düzenlenen 08/01/2011 tarihli bayilik sözleşmesinin 08/01/2016 tarihine kadar devam ettiği, bu sözleşmenin süresinin sona ermesi sebebiyle bittiği, feshedilmediği,davalının gerek cezai şart , gerekse ariyet malzemelerinin bedelleri gerekçe gösterilerek, 200.000-TL bedelli nakit teminatı iade etmediği, tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda 226.075,66 -TL’lik alacağın davalı kayıtlarında mevcut bulunduğu, ariyet malzemeleri ve bunların 2. el satış bedelleri nazara alındığında, toplam ariyet malzemesi bedelinin 44.300- TL olarak hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplama yapıldığı, iş bu miktara %18 KDV’nin eklenmesiyle birlikte ariyet bedelinin 54.274 -TL olduğu, 226.075,66- TL’lik kayıtlı alacak tutarından bu miktarın tenzil edilmesiyle birlikte davacının cari hesap ve nakit teminattan kalan alacak tutarının 173.801,66- TL olduğu, davalı tarafın kendisine tebliğ edildiğini bildirdiği tarih nazara alınmak suretiyle, takip tarihinde geçen süre içerisinde yapılan hesaplamada işlemiş faizin 2.439,73- TL olarak hesaplandığı, davalının, cevap dilekçesinde de ileri sürdüğü, cezai şart yönünden takas mahsup talebinin taraflar arasındaki sözleşmenin süresinin sona ermesi nedeniyle son bulması, yani herhangi bir fesih işlemi bulunmaması, taraflar arasındaki akaryakıt istasyonları için ariyet ve emanet sözleşmesinin 1-f maddesinde cezai şartın koşullarının, 2. maddesinde de cezai şartın miktarının belirtildiği, f maddesinde yer alan bilgilerden cezai şartın koşulunun oluşabilmesi için, sözleşmenin haksız fesih sonucunda sona erme koşuluna bağlandığı, ancak olayda iş bu şartın mevcut bulunmadığı anlaşılmakla, davalının cezai şart alacağı bulunmadığı gerekçesiyle, 173.801,66- TL asıl alacak, 2.439,73- TL işlemiş faiz olmak üzere, toplamında 176.241,39 TL alacağa yönelik itirazın iptaline, asıl alacak likit olduğundan %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline , fazla istemin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:1-Davacı vekili; davalı tarafın talep ettiği ariyet bedelleri için usulüne uygun bir dava açmamasına rağmen ariyet bedelinin alacakdan düşülmesinin yerinde olmadığını, müvekkilinin faaliyet gösterdiği taşınmazın kira sözleşmesinin eş zamanlı olarak sona erdiğini,kiralayan tarafından müvekkiline ihtarname gönderilerek istasyonun tahliyesinin istendiğini, bayiliğinin son gününe kadar eksiksiz olarak faaliyetine devam etmesi gereken müvekkilin ariyet malzemelerini sökemediğini, davalı tarafa durumu bildirerek malzemelerin alınması için yardım talep ettiğini, kiralayanın aynı taşınmazı müvekkilden sonra akaryakıt bayisi olarak kullanmaya devam ettiğini, kira sözleşmesi sona erdikten müvekkilin kendisine ait olmayan bir alana girerek yine kendisine ait olmayan malzemeleri sökmesinin beklenemeyeceğini, bu nedenle ariyet malzemeleri bedellerinin alacaklarından mahsubunun yerinde olmadığını, ariyet malzemeleri için belirlenen bedel için fatura kesilmemesi sebebiyle KDV dahil meblağın tenzil edilmesinin yerinde olmadığını, bayilik sözleşmesinin olağan yolla sona erdiğini, alacağa bayilik sözleşmesinin sona erdiği tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerekir iken ihtar tarihinden faiz hesabının doğru olmadığını belirterek davanın reddedilen kısmı yönünden kararın kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. 2- Davalı vekili; takas mahsup talebine konu bir kısım ariyet ve yatırımın teslim tutanağı olmadığı gerekçesi ile teslimine ilişkin evrak ve faturalar dosyaya ibraz edilmesine rağmen inceleme dışında bırakılmasının hukuka aykırı olduğunu,inceleme dışında bırakılan solution 3 kasa banka grubu ve grubun içinde yer alan market banko ve rafların müvekkil şirket tarafından 26/04/2005 tarih, … nolu fatura ile yaptırılarak davacı istasyonuna gönderildiğini, faturanın üzerinde açıkça “orkide petrol/İstanbul” yazdığını, davacıya teslim edildiğini, menkullerden “bina alın kaplaması, çiftli pompa, duvar tipi hava saati ve su makarası”nın ekonomik ömürlerini tamamlaması sebebi ile 2. el değerlerinin olmadığı bilirkişi raporunda belirtilmiş ise de bu hususun hukuka ve sektör uygulamasına aykırı olduğunu, müvekkile ait olduğu sabit olan menkullerin kullanımına karşılık müvekkile herhangi bir bedel ödenmemesinin, davacının sebepsiz zenginleşmesine sebep olduğunu, müvekkilinin cezai şart alacağının mevcut olduğunu,icra takibine konu edilen 200.000-TL’nin teminat olduğunun bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, alacak söz konusu iken teminatın borçlu şirkete iadesinin söz konusu olamayacağını, teminat bedelinin iadesi yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini müvekkil şirketin alacaklarının mahsubu sonrasında davanın kısmen kabul edilmesi halinde davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu,gerekçeli kararda hesap hatası yapıldığını, 226.075,66 TL’lik alacak tutarından ariyetlere ilişkin hesap edilen 54.274-TL’nin tenzili ile kalan alacak tutarının 173.801,66- TL olduğu belirtilmiş ise de, kalan meblağın 171.801,66 -TL olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava; sona eren bayilik sözleşmesi nedeniyle iade edilmeyen nakit teminat tutarının iadesi için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün .. Esas sayılı dosyasında alacaklı tarafından borçlu … Türkiye A.Ş. aleyhine toplam 240.612,64- TLnin tahsili için 26/08/2016 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı borçlu şirket nezdinde ihtarnameye rağmen ödenmeyen cari hesap alacağı olarak gösterilmiştir. Davacı tarafından bayilik sözleşmesi nedeniyle davalıdan alacaklı olduğunu, davalı tarafından ise davacı tarafından verilen 200.000-TL nakit teminatın ariyete konu malzemeler iade edilmediği için verilmediği, ariyete konu malzemelerin değerinin ve sözleşme gereği zamanında iade edilmeyen ariyetler için günlük işleyen cezai şart bedelinin takip konusu alacaktan takas ve mahsubu gerektiğini ileri sürmüştür. Taraflar arasındaki 08/01/1997 tarihli Ariyet sözleşmesinin 1/g maddesine göre, ariyet alan iş bu sözleşme ile verilen malzeme ve teçhizat akaryakıt depolaması ve satılması için kullanılacağından, malzeme ve teçhizatın tesisinden, kullanılmasından ve sökülmesinden sorumludur. Ariyet sözleşmesine göre, davacının ariyete konu malzemeleri iade yükümlülüğü bulunduğu ,takasa konu yapılan çelik konstrüksiyonlu kanopi yapılması, kanopi tavan kaplaması ve 13 tonluk hidrolik lift komplenin toplam fiyatının 44.300-TL %18 KDV’si ile birlikte 52.274-TL olduğu, diğer ariyete konu yapılan bina alın kaplaması, çift pompa, duvar tipi hava saati ve su makarasının sözleşmenin bitim tarihi olan 08/01/2016 tarihi itibari ile ekonomik ömürlerini tamamladığı, ikinci el değerinin bulunmadığı bilirkişi raporu ile tespit edildiğinden ve ayrıca ariyete konu edilen solution 3 kasa banko grubu ile bu grubun içerisinde yer alan market banko ve raflar 26/04/2005 tarihli … nolu faturada yer almakta ise de, diğer ariyete konu malzemelere teslim tutanağı tanzim edilmesine rağmen bu malzemelerin davacıya teslim edildiğine dair teslim tutanağı bulunmadığından davalı tarafından bu malzemelerin davacıya teslim edildiği ispatlanamamıştır. Petrol ve doğal gaz yüksek mühendisi ve mali müşavir tarafından düzenlenen bilirkişi heyet raporu hüküm kurmaya ve denetlemeye elverişli olduğundan, mahkemece bilirkişi heyet raporu esas alınmak sureti ile miktarın belirlenmesi yerinde görülmüştür.Ayrıca,mahkeme gerekçesinde ariyet malzemelerinin toplamının 44.300-TL, KDV ile toplamının 54.274-TL olduğunu belirtmiş ise de KDV ile toplamının 52.274-TL olduğu toplam alacak miktarı 226.075,66 TL’ den çıkartıldığında bakiye miktarın 173.801,66 -TL olduğu,ariyet bedelinin yazımı sırasında maddi hata var ise de , sonuç itibarı ile doğru olduğu anlaşılmakla sonuca etkili bulunmayan bu maddi hatanın üzerinde durulmamıştır. Ariyet sözleşmesinin 2. maddesine göre, ariyet alan f fıkrası gereğince malzeme ve teçhizatı süresinde şirkete iade etmediği takdirde teslim süresinin geçmesinden itibaren malzeme ve teçhizatın fiilen teslimine kadar geçecek her gün için şirkete 50-usd cezai şart tazminatı ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, sözleşmenin 1/f bendinde şirketin her zaman için ariyet alana yazılı ihbarda bulunarak sözleşmeyi feshedebileceği, ariyet alanın da feshin haksız olduğunu iddia ederek malzeme ve teçhizatı iadeden kaçınamayacağı fesih sebebi ile herhangi bir zarar ve ziyan talep edemeyeceği, fesih ihbarını tebliğinden itibaren 15 gün içinde ariyet alan malzeme ve teçhizatı iyi halde şirkete iadeye mecbur olduğunun belirtildiği ,somut olayda sözleşmenin süresinin sona ermesi sebebi ile sona erdiği ,30.1.2015 tarihli söküm tutanağında sökülebilen ariyetlerin teslim alındığı ,takas ileri sürülen sökülemeyen ariyetlerin ise davacı talep ettiği halde kiralayan mal sahiplerinin söküm izni vermediğinin teslim tutanağına şerh edildiği ,davalı tarafından istenildiği halde ariyetlerin tesliminden kaçınma sözkonusu olmadığı ,davacı tarafından keşide edilen 18.7.2016 tarihli ihtar içeriğinin de böylelikle doğrulandığı anlaşıldığından cezai şart koşulları oluşmadığı sonucuna varıldığından mahkemece davalının cezai şarta ilişkin takas talebini yerinde görmemesi hukuken yerindedir. Davacı vekili ; alacakları hakkında dava açmayan davacının alacağının dikkate alınmayacağını ileri sürmüş ise de ; takas istemi karşılık dava olarak ileri sürülebileceği gibi HMK 132-b) sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan TBK’nın 139. maddesi uyarınca def’i yoluyla da ileri sürülebilir. Davalının takas beyanının dikkate alınması için cevap dilekçesinde takas beyanında bulunması yeterlidir. Davacı vekilinin takas beyanının dikkate alınmasına ilişkin ileri sürdüğü istinaf nedeni yerinde değildir. Dosyada mevcut yazılan ihtarnamede tebliğ şerhi sunulmamış ise de,davalı vekili tarafından rapora itiraz dilekçesinde ihtarnamenin kendilerine 20/07/2016 tarihinde tebliğ edildiğini beyan ettiği dikkate alındığında tebliğ tarihinden takip tarihi 26/08/2016 tarihi arasında işlemiş faiz istenebileceğinden temerrüdün oluşmadığı yolundaki istinaf nedeni yerinde görülmemiştir.Ayrıca, talep olunan alacak nedeniyle ne miktar alacağı olduğunun davalı tarafından bilinebilir,hesaplanabilir nitelikte, likit olduğundan davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesinde isabetsizlik görülmemiş ,ancak istinaf dilekçesinde kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de cevap ve 2.cevap dilekçesinde kötüniyet tazminatı talep edilmediğinden icra inkar tazminatına ve kötüniyet tazminatına yönelik istinaf nedeni yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı ve davalı vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30-TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,Alınması gereken 12.039,04-TL istinaf karar harcından davalı tarafından peşin yatırılan 3.009,76-TL harcın mahsubu ile bakiye 9.029,28‬-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı ve davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.27/10/2022