Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/978 E. 2021/1737 K. 25.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/978
KARAR NO: 2021/1737
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/02/2019
NUMARASI: 2016/366 Esas-2019/103 Karar
DAVA: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/11/2021
Davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili; taraflar arasındaki akaryakıt bayilik ilişkisinin 2002/2 sayılı tebliğin 5. maddesine uygun olarak hazırlanan bayilik sözleşmesinin imzalandığını, davacı firma tarafından yaptırılan araştırmada … A.Ş.’nin Türkiye genelinde hizmet kalitesini en yüksek düzeyde sağlayan bayi olarak seçildiğini ve bizzat … AŞ tarafından düzenlenen törenle ödül verildiğini davacının, davalı firma tarafından talep edilen 1000 m3 alımı gerçekleştiremediğini, davalı firmanın keşide ettiği mektubu, adi posta ile göndererek “…2013 yılında toplam 556 m3 alım yaptığını, kalan 444 m3 eksik nedeniyle ceza talep ederim…” uyarısı yaptığını, müvekkilinin Sungurlu tüketicisinin % 25’ine biz yakıt satıyoruz, ama yine de 1000 m3 dolmuyor ..” yolunda itiraz ettiğini, davacının teminat mektubunu düzenleyen banka şubesine başvuru yaptığını ancak talebinin red edildiğini, müvekkilinin …A.Ş.’den teminat mektubunun iadesini talep ettiğini, davalı …A.Ş.’nin, gönderdiği yazı ile toplam 5.000- m3 akaryakıt alımını tamamlamadığını, sözleşmenin kalan 42 günü içinde, teknik alımını tamamlamazsan tüm ceza şartı tutarını talep edeceğim… dediğini ve keşide ettiği ihtar ile 100.000-USD cezanın, 7 gün içinde ödenmesini istediğini, 250.000-TL teminat mektubu bedelinin tazmin edilmesini talep ettiğini, bankanın 250.000-TL yi … A.Ş. ye ödediğini, davalı şirketin eksik alım ceza-i şart bedeli adı ile düzenlediği faturayı 227.369,33-TL yazarak davacıya tebliğ ettiğini, müvekkili şirketin, cari hesapta borcunun olmadığını, dağıtıcının, varlığı yargılama neticesinde belirlenebilecek cezai şart iddiasıyla ceza bedelini tahsil ettiğini, davalının, dava açıp, alacağının doğduğunu ispat ederek ticari ahlaka uygun yolu tercih etmediğini,davalı şirket tarafından, yasaya aykırı olarak alınan 227.369,93-TL nin iade edilmesine ve 8.10.2015 tarihniden itibaren, ödeme tarihine kadarki avans faizinin ve 22.630-TL nin ise aynı tarihten davacı hesabına iade edildiği 31.12.2015 gününe kadarki avans faizinin davalı şirket tarafından ödenmesine, davacının ifaya mecbur olduğu borcu bulunmadığı halde, mektup bedelini tazmin ederek, ticari itibarını zedelemesi nedeniyle 10.000-TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline ( davalı bankanın sadece manevi tazminatla ilgili kısımdan sorumlu tutulmasına) karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: 1-Davalı banka vekili; müvekkili bankanın taraflar arasındaki hukuki ilişkiden ve ihtilafdan bağımsız olduğunu, davacının, müvekkili bankanın Sungurlu şubesinin kredili müşterisi olduğunu, davacının talebi üzerine , diğer davalı lehine 250.000-TL bedelli teminat mektubu düzenlendiğini,garanti sözleşmesi hükümleri uyarınca, hukuki sorumluluğu garanti verdiği teminat mektubu bedeli ile sınırlı olduğunu,tazmin talebi karşısında bankanın sorumluluğunun mektup bedelini nakden, derhal ve tamamen ödemekten ibaret olduğunu, tazmin taleplerinde teminat mektubu ile garanti edilen riskin gerçekleştiğinin belirtilmesi gerektiğini, dava konusu olayda da; diğer davalı tarafından adına düzenlenen teminat mektubunun “… sözleşme hükümlerinin yerine getirilmemesi nedeniyle tazmin edilerek… ” cari hesaplarına geçirilmesini yazılı olarak 08.10.2015 tarihinde talep ettiğini, bunun üzerine teminat mektubu bedelinin ilgili firmaya ödendiğini, diğer davalı mektup lehdarının talebinin müvekkili banka tarafından davacıya iletildiğini ,müvekkili bankanın muvafakat alma zorunluluğunun da bulunmadığını, müvekkilinin işbu davaya konu bir zarara sebebiyet vermediğini, davacının kişilik değerlerine saldırı oluşturacak bir eylem varmış gibi müvekkilinden manevi tazminat talebinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 2-Davalı … Tic. A.Ş. vekili; davacı şirketin 19.09.2010 tarihli bayilik sözleşmesini 09.11.2012 tarihli protokol ile devraldığını ve kendisi ile aynı tarihte bayilik sözleşmesi imzalandığını, davacının, yıllık 1.000 m3. alım yapacağını taahhüt ettiğini, eksik aldığı her m3 için 50- usd ceza-i şart öngörüldüğünü, buna göre davacının ilk alım yaptığı 19.11.2012 tarihinden sözleşmenin sona erdiği 08. 09.2015 tarihine kadar geçen 2 yıl 9 ay 11 günlük sürede: 1.yıl 504 , 2.yıl 450 , 3.yıl 410 m3 olmak üzere toplam 1.364 m3 alım yaptığını, oysa aynı süreye tekabül eden taahhüt miktarı 2.943 m3 olduğunu, 1.579 m3 eksik alımın sozkonusu olduğunu ve müeyyidesinin 78.950-usd ceza-i şart olduğunu, 08.10.2015 tarihindeki kur üzerinden, bu rakamın TL karşılığı olarak düzenlenen 227.369,93- TL tutarlı faturanın davacıya gönderildiğini, ödeme yapılmayınca 250.000- TL bedelli mektubun nakde çevrildiğini, fatura tutarı alındıktan sonra bakiye 22.630- TL.nin davacıya iade edildiğini, protokol’ün 7. maddesinde sözü edilen teminatların söz konusu ceza-i şartların tahsili için de kullanılacağına ilişkin olduğunu , iki yıl 11 ay devam eden bayilik sürecinde eksik satışların tamamlaması konusunda davacıya 3 ihtar gönderildiğini, 14.04.2014 tarihli ilk ihtarda “eksik ifanın kabul edilmeyeceği” belirtilerek alımların tamamlaması, aksi halde tahakkuk eden cezai şartın talep edileceğini, 06.08.2015 tarihinde yine eksik ifanın kabul edilmeyeceği, cezai şartların talep edileceğinin davacıya bildirildiğini, .09.11.2012 tarihli protokol’ün 4. maddesinin esasen ihtar göndermeye dahi gerek olmaksızın, bayiinin bu tür itirazlarını önleyecek bir hüküm sevkettiğini, …’nın gerçekleşen dönemdeki eksik satış karşılığını talep etmemesinin bu hakkından vazgeçme olarak yorumlanamayacağını,Protokol’ün 4.maddesindeki hükmün ihtarlarla birleştirildiğinde … A.Ş., ceza-i şart talep hakkından vazgeçtiği kanaatinin davacıda uyanmasına imkan vermeyecek açıklıkta olduğunu, davacının, “taahhüdü tamamla” ihtarlarına karşı verdiği cevapların sözleşmeyi tamamen değiştirecek mahiyette olduğunu, davacıya başlangıçta 200.000- TL hizmet bedeli ödendiğini, bu bedelin geri dönüşünün sadece sözleşmenin 5 yıl sürmesine değil; bu 5 yıl içinde taahhüt edilen alımın da gerçekleşmesi ile mümkün olduğunu, aksi halde bayinin sebebsiz zenginleşmiş olacağını, sözleşme bir bütün olarak değerlendirildiğinde, 5 yıldan önce yapılan fesih halinde bayiinin toplam alım taahhüdünün sonuçlarından sorumlu tutulmasının da, aslında alım taahhüdünün mutlak gerçekleştirilmesi gerektiği esasına dayandığını davacıya gönderilen 03 Eylül 2015 tarih ve … sayılı ihtarla tahakkuk eden cezai şartın ödenmesinin istendiğini, davacının ihtara icabet etmeyerek gönderilen faturayı iade ettiğini, bunun üzerine protokol’ün 4. maddesinin verdiği yetkiye istinaden teminat mektubunun nakde çevrildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece,davalı şirket ile dava dışı …ltd şti arasında 19.09.2010 tarihli bayilik sözleşmesi düzenlendiği, protokolün 1. maddesi uyarınca bayinin, söz konusu istasyonda, bayilik sözleşmenin geçerli olduğu her yıl için akaryakıt ürünlerinden en az 1.000 m3. ürün satın almayı taahhüt ettiği, bu taahhüdün yerine getirilmeyen beher m3 için bayi …’ya 50-USD ceza-i şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği, davacı şirketin imzaladığı 09.11.2012 tarihli bayilik protokolünün 1. maddesinde, davacı şirketin bayi …şti.nin devamı olarak istasyonu işleteceğinden, davacı şirketin 15.09.2010 tarihli protokoldeki taahhütleri üstlendiği, istasyonda 5 yıl süre ile gulf ürünleri satılacağı ve istasyon işletme süresini 5 yıla tamamlayacağını kabul ettiği, 5 yıldan önce sözleşmenin haklı bir neden olmaksızın feshi halinde …Şti.’nin tüm taahhütlerinden sorumlu olacağını, aksi halde protokolün ihlalinden kaynaklanan tüm ceza-i şartları ödeyeceğini taahhüt ettiği, uyuşmazlığın 09.11.2012 tarihli bayilik protokolünde yıllık 1.000 m3 olarak belirtilen asgari alım taahhüdünde öngörülen yıllık asgari alım taahhüdüne aykırı davrandığı iddiasına dayalı kâr mahrumiyetine ilişkin ceza-i şart alacağından kaynaklandığı, davacının, 09/11/2012-08/09/2015 tarihleri arasında kalan 2 yıl 9 ay 11 günlük asgari alım taahhüdünün 1.579 m3 lük kısmını ifa etmediği, 09.11.2012 – 09/11/2013 dönemi için asgari alım taahhüdü kapsamında eksik ifa miktarında ( 496 m3 ) kaynaklanan ceza-i şart tutarının 24.800-USD, 09/11/2013 – 09/11/2014 dönemi için asgari alım taahhüdü kapsamında eksik ifa miktarında ( 550 m3 ) kaynaklanan ceza-i şart tutarının 27.500-USD, 09/11/2014 – 08/09/2015 dönemi için ( 533 m3 ) kaynaklanan ceza-i şart tutarının 26.650-USD olmak üzere toplam 78.950-USD olarak hesaplandığı, bu miktarın 08/10/2015 tarihi itibariyle geçerli TCMB efektif satış kuru ( 2,8799 TL ) üzerinden davacı şirkete 08/10/2015 tarihli 227.369,93-TL bedelli ” eksik alım ceza-i şart bedeli ” açıklaması ile kesilen faturanın 08.10.2015 tarihinde davacı tarafından 15/11/2013 tarihinde teminat olarak verilen 250.000-TL bedelli banka teminat mektubunun nakde çevrilerek ceza-i şart alacağı mahsup edildikten sonra 22.631,67-TL lik kısmı aynı gün davacının banka hesabına iade edildiği, davalı şirketin davacıya gönderdiği 14/04/2014 tarihli taahhütlü mektupta 2013 yılında 444 m3 eksik alım yapıldığı, eksik ifayı kabul etmediği, eksiği taahhüt edilen toplam satın alma m3 ne tamamlanmasını, aksi halde taahhüt edilen ceza-i şartın talep edileceği ihtar edildiği, davacı şirket tarafından gönderilen 15.06.2015 tarihli ihtar ile, 15/09/2010 günü başlayan bayilik sözleşmesinin 18/09/2015 günü sona erecekğini, yeni bir sözleşme imzalamayacakları bildirilmiş, davalı şirket tarafından davacının devraldığı …Şti. ile imzalanmış 15.9.2010 tarihli protokol kapsamında eksik ürün satın aldığı, davacı şirketin 09/11/2012 tarihli protokol ile tamamlamayı taahhüt ettiği eksik alımı ile son 3 yıla ilişkin eksik alımdan kaynaklanan 100.000-USD ceza-i şartın ödenmesinin ihtar edildiği, gerek 1. yılın sonunda 14/04/2014 tarihli taahhütlü mektupta eksik alımın tamamlanmadığı takdirde ceza-i şart alacağı saklı tutulduğu, gerekse sözleşme sonlanmadan 03/09/2015 tarihli ihtarnamede son 5 yıla ilişkin eksik alımdan kaynaklanan ceza-i şart alacağı talep edilmesi nedeni ile eksik alımdan kaynaklanan ceza-i şart alacağının saklı tutulduğu, bu nedenle davalı şirket tarafından düzenlenen 08.10.2015 tarihli 227.369,93-TL bedelli ” eksik alım ceza-i şart bedeli ” açıklaması faturanın ve miktarının taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye ve protokole uygun olduğu, teminat mektubunun vadesinin 23/11/2015 tarihine kadar uzatılması nedeniyle davalı şirketin 227.369,93 TL ceza-i şart alacağının, teminat mektubunun nakte çevrilerek tahsil edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı ndan, davacının istirdat talebinin reddine, iade edilen bedelin faizi talebinin feragat nedeni ile reddine, şartları oluşmadığından, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; mahkemenin gerekçesinin bilirkişi raporuna aykırı olduğu, ifaya ekli cezai şartın talep edilemeyeceğinin belirlendiği ,mahkemenin davanın reddine karar vermesinin yasal dayanağının açıklanmadığı, davacının elinde olmayan nedenlerle asgari alım taahhüdüne uyulmadığını,koşulları oluşmadan teminat mektubunun tazmin edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava; taraflar arasında imzalanan 09.11.2012 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesi uyarınca cari hesap borcunun bulunmadığının tespiti ile, 09.11.2012-19.09.2015 tarihleri arasında süreye tekabül eden 2.943 metre küp asgari alım taahhüdünnden toplam 1.579 m3. eksik alım bulunması sonucu davalı Banka nezdinde bulunan 250.000-TL bedelli teminat mektubunun 08.10.2015 tarihinde davalı … tarafından nakde çevrilerek haksız tahsil edildiği iddiası ile 227.369,93-TL’ nin nakde çevrilme tarihi olan 08.10.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı …’dan tahsili ile davacıya ödenmesi ,teminat mektubunun haksız tazmini nedeniyle 10.000-TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsili istemine ilişkindir. Davalı … AŞ ile dava dışı … Ltd Şti arasında 15.09.2010 tarihli protokol ile 19.09.2010 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesinin imzalandığı, protokolün 2. maddesinde 1000 m3 alım taahhüdünde bulunduğu eksik ifa halinde her metre küp için 50-usd cezai şartın ödeneceğinin kararlaştırıldığı,yine davanın tarafları arasında 09.11.2012 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşmenin 19.09.2015 tarihinde sona ereceğinin kararlaştırıldığı, 15.06.2015 tarihinde davacı tarafından yapılan bildirim ile 19.9.2015 tarihinde sona erecek olan sözleşmeden sonra yeni sözleşme imzalanmayacağının bildirildiği, 2 yıl 9 ay 22 günlük sürede davacının 09.11.2012- 09.11.2013 tarihleri arasında 496, 09.11.2013- 09.11.2014 tarihleri arasında 550, 09.11.2014- 19.09.2015 (15.06.2015 fesih) tarihleri arasında süreye tekabül eden 533 metre küp eksik alımı bulunduğu, 14.04.2014 tarihinde taahhütlü mektupla davalı … … AŞ nin davacıyı 2013 yılına ait eksik akaryakıt alımı nedeniyle cezai şart konusunda ihtar ettiği, 06.08.2015 tarihinde taahhütlü mektupla davalı … … AŞ nin davacıyı geçmiş yıllara ait eksik akaryakıt alımı nedeniyle cezai şart konusunda ihtar ettiği, Beyoğlu … Noterliğinin 30.09.2015 tarihli … yevmiye numaralı ihtarı ile son üç yıla ilişkin eksik akaryakıt alımı nedeniyle cezai şart alacağı konusunda davalı … … AŞ’ nin davacıya ihtarda bulunduğu, dava konusu 227.369,93-TL cezai şart faturasının davacı tarafından iade edildiği belirlenmektedir. Uyuşmazlık, davalı … … AŞ nin bayilik süresince davacı tarafından taahhüt edilen 1000 m3. asgari akaryakıt alım taahhüdünden alınmayan/ eksik alınan her metre küp akaryakıt açısından davalı … … AŞ nin davacıdan cezai şart alacağını tahsil edebilme koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. 6098 Sayılı TBK m. 179′ da “Ceza Koşulu” başlığı altında üç çeşit ceza koşulu düzenlenmiştir. Bunlar öğretide ortaya atılan kavramlara göre seçimlik ceza koşulu (TBK. md. 179/I), ifaya eklenen ceza koşulu (TBK md. 179/II) ve ifayı engelleyen ceza koşulu (dönme cezası) (TBK md. 179/III) dur. Akaryakıt bayilik sözleşmelerinde (veya sözleşme eki taahhütnamelerde) yer alan “yıllık asgari alım taahhüdü”ne uymama halinde öngörülen ceza koşulu (cezai şart) hükümleri TBK’nun 179/II. (eski BK. md. 158/II) maddesindeki ifaya ekli ceza koşulu (cezai şart) niteliğinde olduğundan burada bu tür ceza koşulu üzerinde durulması gerekmektedir. TBK 179/II maddesine göre; ceza borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkca feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir. Anılan yasa hükmünden de açıkça anlaşılacağı gibi, ifaya eklenen ceza koşulunda, şart gerçekleştiği takdirde alacaklı, hem ifayı hem de cezayı talep edebilecektir. Buna göre iki halde alacaklı, ceza koşulunu isteyemez. Eğer alacaklı, ceza koşulunu isteme hakkından açıkça vazgeçmişse artık bu yönde bir talepte bulunamaz. Diğer yandan alacaklı, çekince koymadan ifayı kabul etmiş veya sözleşmeden doğan edimlerini ifa etmeye devam etmişse bu takdirde de ceza koşulunu isteyemez. Yıllık asgari ürün alımı taahhüdü bulunmasına rağmen yıllar itibariyle bu taahhüde uyulmamış ise tedarikçi (sağlayıcı) firmanın, hem ifayı hem de ceza koşulunu talep edebilmesi için takip eden yılda henüz bayiye mal vermeden önce ceza koşulu ile ilgili “çekince” (ihtirazi kayıt) bildirmesi ya da bu konuda bayiye noterden bir ihtarname göndermesi gerekir. Çekince için bir şekil şartı getirilmemiştir. Tedarikçi, taahhüde aykırı davranılmış olan yılı takip eden yeni yıldaki ilk fatura ve irsaliyeye koyacağı bir açıklama (şerh) ile bu koşulu yerine getirebilir. Bu şekilde bir çekince (ihtirazi kayıt) konulduktan veya ihtar çekildikten sonra tedarikçi (sağlayıcı) firma, mal vermeye (ifaya) devam etse bile önceki yıla ilişkin ceza koşulu alacağını sözleşme zamanaşımı süresi içinde her zaman talep edebilir. Sonraki yıllarda da aynı kural geçerlidir. Bunlar yapılmadan müteakip yılın ifası gerçekleşmişse artık bir önceki yıla ait ceza koşulu istenemez. Çekince konmuş veya ihtar çekilmiş olan yıllarla ilgili ceza koşulunun istenebileceği ise kuşkusuzdur. TBK’nun 179/II. Maddesinde öngörülen hüküm, emredici nitelikte olmadığından taraflar, sözleşme serbestisi ilkesi gereğince aralarında farklı bir düzenleme yapabilirler. Örneğin, sözleşmenin feshi halinde hem cezai şart hem de kar mahrumiyeti ödeneceğini kararlaştırabilirler. Ancak sözleşmenin feshi halinde cezai şart ödeneceğinin kararlaştırılmış olduğu hallerde, Yargıtay HGK’nun 20.01.2013 T. 2012/19-670 esas 2013/171 karar sayılı kararında da açıklandığı üzere, sözleşme süresi içinde çekince konmadan uzun süre ifaya devam edilmesi üzerine borçluda, “ceza koşulu istenmeyeceği” ne dair haklı bir güven oluşmuş ise oluşan bu haklı güven ve dürüstlük ilkesi nedeniyle önceki yıla veya yıllara ait ceza koşullarının talep edilemeyeceğinin kabulü gerekir (Yargıtay 19.HD’nin 17/12/2013 tarihli 2013/14654 esas, 2013/19950 karar sayılı emsal kararı). Somut olayda taraflar arasında düzenlenen sözleşme 09.11.2012 tarihli olup aynı zamanda sözleşme düzenlendikten sonraki ilk mal alımı da aynı tarihli olmakla, bu durumda yıllık alım taahhüdüne uyulmaması halinde cezai şart tutarlarının hesap edileceği dönemler 09.11.2012 (sözleşmenin başlangıç tarihi)- 09.11.2013;// 09.11.2013-09.11.2014;// 09.11.2014-19.09.2015 (sözleşmenin sona erme tarihi) şeklinde kabul edilmelidir. Bilirkişi incelemesi sonucu ve tarafların ikrarında olduğu üzere davacının 09.11.2012- 09.11.2013 tarihleri arasında 496 metre küp, 09.11.2013- 09.11.2014 tarihleri arasında 550 metre küp, 09.11.2014- 19.09.2015 tarihleri arasında 533 metre küp eksik alımının bulunduğu, davacının her üç dönemde de alım taahhüdüne uymadığı tespit edilmiştir. Öte yandan davalı … … AŞ’ nin davacıya ilk yılın sonunda ilk dönem/ yıl için herhangi bir uyarı yapmadığı, ikinci yılın ortasında 14.04.2014 tarihinde taahhütlü mektupla davalı … … AŞ nin davacıyı 2013 yılına ait eksik akaryakıt alımı nedeniyle cezai şart konusunda ihtar ettiği, davalı … … AŞ’ nin davacıya ilk yılın sonunda ikinci dönem/ yıl için herhangi bir uyarı yapmadığı, sözleşmenin yenilenmeyeceği bildirildikten sonra 06.08.2015 tarihinde taahhütlü mektupla ve Beyoğlu … Noterliğinin 30.09.2015 tarihli … Yevmiye numaralı ihtarı ile son üç yıla ilişkin eksik akaryakıt alımı nedeniyle cezai şart alacağı konusunda davalı … … AŞ’ nin davacıya ihtarda bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı … … AŞ’ nin ilk dönem/ yılın bitiminde davacıya çekince koymaksızın mal satıp teslim ettiği ve mal vermeye devam ettiği, ikinci dönem/ yıl bitiminde uyarı/ çekince koymadan yine davalı … … AŞ’ nin ikinci dönem/ yılın bitiminde davacıya çekince koymaksızın mal satıp teslim ettiği ve mal vermeye devam ettiği, faturalar düzenlediği anlaşılmakta olup, bu durumda “bayiye mal vermeden önce çekincenin bildirilmesi” koşulunun yerine getirilmediği ve buna bağlı olarak da ilk döneme dair 09.11.2012- 09.11.2013 tarihleri arasında 496 m3. eksik alım nedeni ile çekincesiz 71.421,52- TL cezai şart alacağının (496 m3. x 50-USD = 24.800-USDx2,8799-TL =71.421,52TL), ikinci döneme dair 09.11.2013- 09.11.2014 tarihleri arasında 550-m3 eksik alım nedeni ile çekincesiz 79.197,25-TL (550 m3. x 50-USD = 27.500-USDx 2,8799-TL olmakla toplam 79.197,25-TL) doğmadığının kabulü gerekir. Ancak davalı … … AŞ’ nin davacıya son dönem/ yıla dair 09.11.2014- 19.09.2015 tarihleri arasında 533 metre küp eksik alım nedeni ile çekinceli 76.749,33 -TL cezai şart isteminin bulunduğu (533 m3. x 50-USD = 26.650-USDx2,8799-TL olmakla toplam 76.749,34-TL ) cezai şart isteminin çekince şartını taşıdığı anlaşılmakla davalı … … AŞ’ nin talebinin bu kısım için yerinde olduğu değerlendirilmiştir. Davacının taahhüdünü elinde olmayan nedenlerle yerine getiremediği, sadakatle sözleşmenin ifa edildiği bu nedenle cezai şart istenemeyeceği, riskin doğmadan teminat mektubunun nakde çevrildiğine dair soyut iddialarının bu davada dinlenmesi mümkün değildir.Teminat mektubunun süresinin 23.11.2015′ e kadar uzatıldığı dikkate alındığında bu süreç içerisinde riskin yani cezai şart alacağının doğması nedeniyle likit delillere dayanan uyarı ile teminat mektubunun nakde çevrilmesi mümkün olup,usulüne uygun bir tazmin talebi üzerine yapılan ödeme nedeniyle davalı banka sorumlu tutulamayacağı gibi davalı … tarafından talep ettiği kadar olmasa da cezai şart ile sorumlu olan davacının davalılardan manevi tazminat talep edemeyeceğine ilişkin hükümde isabetsizlik yoktur. Açıklanan nedenlerle ; 09.11.2014- 19.09.2015 tarihleri arasında davacı eksik alımdan sorumlu tutularak ,fazla tahsil edilen bedelin davacıya iadesi gerekirken davanın tümüyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.Yapılan hata/eksiklik nedeniyle yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına ve yeniden hüküm verilmesine hükmün taraflar bakımından kesinleşen yönleri dikkate alınarak istirdat isteminin kısmen kabulüne, dava değeri gösterilmeyen davacı hesabına iade edilen 22.630-TL nin faizine ilişkin istemin feragat nedeniyle reddine koşulları olmayan manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/366 Esas 2019/103 Karar sayılı 06/02/2019 tarihli kararının, HMK.’nun 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın kısmen kabulü ile ; davalı … AŞ tarafından tazmin edilen teminat mektup bedelinden 150.618,77-TL’nin 08.10.2015 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi işletilerek davalı … … AŞ’den tahsiliyle davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin alacak isteminin reddine ,faiz alacağının feragat nedeniyle reddine, Koşulları olmayan manevi tazminat isteminin reddine” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 10.288,77-TL nispi karar ve ilam harcından peşin yatırılan 4.053,69-TL harcın mahsubu ile bakiye 6.235,08‬-TL harcın davalı … … AŞ’den alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafından peşin yatırılan ve mahsup edilen 4.087,19-TL harcın davalı … … AŞ’den alınarak davacıya ödenmesine, Davacı tarafından yapılan 2.700-TL bilirkişi ücreti, 143‬-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.843-TL yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 1.791-TL’sinin davalı … … AŞ’den alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Davacı vekili için takdir olunan 18.258,78-TL nispi vekalet ücretinin davalı … … AŞ’den alınarak davacıya verilmesine, Davalı … … AŞ vekili lehine istirdat talebi nedeniyle red olunan kısım üzerinden hesap ve takdir olunan 10.777,65-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … … AŞ’ye verilmesine, Red olunan manevi tazminat yönünden davalılar lehine takdir olunan 2.725-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak her iki davalıya ödenmesine, Karar kesinleştiğinde talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine” İstinaf yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan 44,40-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine, Davacı tarafından yapılan 57,27-TL istinaf yargı giderinin davanın kabulü oranında hesaplanan 35-TL’sinin davalı … … AŞ’den alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 25/11/2021