Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/974 E. 2021/908 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/974
KARAR NO: 2021/908
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/11/2018
NUMARASI: 2017/163 Esas 2018/1263 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 17/06/2021
Davanın kabulüne ilişkin kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin davalı … Bankası Çengelköy Şubesi tarafından, dava dışı … Ltd.Şti lehine tesis edilip kullandırılan bir takım ticari krediler için iki adet taşınmazını ipotek verdiğini ,aynı zamanda borca müteselsil kefil yapıldığını, işbu kredi borçları ödenmeyince toplam 322.535,32-TL tutarında borç için davalı banka tarafından Üsküdar …Noterliğinin 27.11.2012 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi hesabın kat edilerek şirket ve yetkililerine bildirimde bulunduğunu, davacı müteselsil kefilin taraf olduğu 10.01.2013 tarihli borç tasfiye protokolünde borç miktarının 273.576-TL olduğunun taraflarca kesin şekilde imza altına alındığını, dolayısı ile müveklinin müteselsil kefaleti dahilindeki borç miktarının belirlendiğini, işbu borç protokolü imzalandıktan sonra davalı bankanın müvekkilinin bilgisi ve onayı olmadan dava dışı asıl borçlu adına T.H.Y A.O Genel Satın Alma Başkanlığına 08.02.2013 tarihli … mektup nolu 20.000-TL kesin süresiz teminat mektubu verildiğini, THY tarafından tazmin edilmemiş teminat mektubu için banka kasasında 20.000-TL çıkış olmamasına rağmen sanki THY tarafından tahsil edilmişçesine haksız bir şekilde müvekkilinin hesabından tahsil edildiğini, bunun üzerine davalı aleyhine icra takibi yapıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile davalının % 20 tazminat ile mahkumiyetine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili, dava konusu teminat mektubunun, davacının müteselsil kefil olduğu dava dışı firmanın 24.12.2010 tarihli genel kredi sözleşmesi gereğince firmaya kredi limiti çerçevesinde verildiğini, davacının 10.01.2013 tarihli borç tasfiye protokolü gereğince dava dışı firmanın müteselsil kefili olduğunu,aynı zamanda 500.000-TL borç için verdiği iki adet ipotek bulunduğu ,ipotek borçlusu sıfatıyla da sorumlu olduğunu, davacının borç tasfiye protokolü sınırları içinde sorumlu olduğu iddiasının kabul edilemeyeceğini, bu teminat mektubu kapsamında THY tarafından eğitim karşılığında dava dışı firma hesabına 19.837,72-TL ödeme yapıldığını, bu ödemenin firma kısmi ödemelerinde kullanıldığını, protokol ve teminat mektubu riski tahsil edilince ipoteklerin fek edildiğini , THY tarafından mektup iade edilmediğinden teminat mektubuna bağlı riskin devam ettiğini, davacının da iş bu teminat mektubunun verildiğinden haberdar olduğunu beyan ederek davanın reddi ile davacının % 20 kötü niyet tazminatı ile mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı olup, TBK 82 maddesi gereğince 10 yıllık zamanaşımına tabi olması nedeni ile davalının zamanaşımı definin reddi ile davacının 10.01.2013 tarihli borç tasfiye protokolünde dava konusu teminat mektubuna yönelik bilgi bulunmadığı, 07.02.2013 tarihinde imzalanan 350.000- TL’lik genel kredi sözleşmesinde davacının kefaletinin bulunmadığı, davacının ilgili tutara ilişkin bloke/rehin sözleşmesi de bulunmadığından davalının davacıdan tahsil ettiği teminat mektup bedeli kadar sebepsiz zenginleştiğinden davanın kabulü ile itirazın iptaline ve takip konusu alacağın belirli ve likit olması nedeni ile % 20 tazminat ile mahkumiyetine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:Davalı vekili, davanın sebepsiz zenginleşmeye dayalı olması nedeni ile 2 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu davanın zamanaşımı nedeni ile reddi gerektiğini, dava konusu teminat mektubunun dava dışı … firmasına ait olması ve bu firmanın borcu nedeni ile tahsil edilmesi nedeni ile davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığını, davacının ödediği bu bedeli dava dışı firmadan talep edebileceğini, dava konusu teminat mektubunun verilmesi ile THY tarafından dava dışı firma hesabına ödeme yapıldığını ve bu ödemenin firmanın toplam borcundan düşüldüğünü herhangi bir zarardan söz edilemeyeceğini, dava konusu teminat mektubunun borç tasfiye protokolünden ari olarak davacının dava dışı firma lehine verdiği ipotek limitleri dahilinde olduğunu, davacıdan fazla tutar tahsil edilmediğini, davacının kefil olduğu genel kredi sözleşmesi dışında , dava dışı firma lehine verdiği ipoteklerin teminat mektubunun verildiği tarih itibarı ile fek edilmediğinden teminat mektubunun ipotekler kapsamında kaldığını, takiple talep edilen faizin fahiş olduğunu, ilamsız takipte bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz (%20) istendiğini oysa tarafların tacir olduğunu, ancak ticari faiz talep edilebileceğini bu oranında % 9.75 olduğunu belirterek kararının kaldırılarak davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davalı banka tarafından, dava dışı … Ltd.Şti.’ne 24.12.2010 tarihli genel kredi sözleşmesi kapsamında kredi kullandırılmış ve davacı tarafından sözleşme müteselsil kefil sıfatı ile imzalanmıştır.Davacı şahsi kefaleti yanında kredilerin teminatı olarak davacı tarafından 25.08.2010 tarihinde Kocaeli Körfez mevkiindeki büro üzerine, 01.02.2011 tarihinde Kartepe Uzuntepe mevkiindeki taşınmazlar üzerine 500.000-TL limit ile ipotek konulmuştur.İpotek akit tablolarında , “dava dışı şirket lehine açılmış ve açılacak her türlü kredilerden dolayı doğmuş ve doğacak borçlar ile adı geçen şirketin keşidece muhatap , ciranta ve kefil sıfatı ile imzalamış olduğu ve olacağı kambiyo senetlerinden, sözleşme ve taahhütnamelerinden dolayı bankanın merkez ve bütün şubelerinden doğmuş ve doğacak alacaklarının 300.000-TL sına kadar olan miktarının tahsilini temin için” ipotek verilmiştir. Dava dışı kredi borçlusu ödeme güçlüğüne düşünce hesap kat edilmiş ve ödemelerden sonra 10.01.2013 tarihi itibarı ile borç 273.576-TL olarak taraflar arasında yine 10.01.2013 tarihinde borç tasfiye anlaşması ile yapılandırılmıştır.Protokol sonrasında 06.02.2013 tarihinde dava dışı borçlu için 20.000-TL lik teminat mektubu düzenlenmiştir. Yine protokolden sonra 07.02.2013 tarihinde … Ltd ile davalı banka arasında 350.000-TL tutarında yeni bir genel kredi sözleşmesi imzalanmış olup davacının bu kredi sözleşmesinde kefaleti bulunmamaktadır. Protokol ile belirlenenborç için davacı tarafından çeşitli tarihlerde gecikmiş kredilere mahsuben bir kısım ödemeler yapılmış, bu ödemelerden 20.000-TL tutarındaki kısım teminat riskine yönelik olarak 27.11.2014 tarihinde davalı banka tarafından … nolu hesapta bloke edilmiştir. TMK nun 881/1.maddesi “halen mevcut olan veya henüz doğmamış olmakla beraber doğması kesin veya olası bulunan herhangibir alacak ,ipotekle güvence altına alınabilir.”hükmünü haizdir. Açık yasal düzenleme gereği henüz doğmamış bir alacak için açıkça kararlaştırılması koşuluyla ipotek düzenlenmesi mümkün bulunmaktadır. İncelenen ipotek akit tablolarına göre davacı dava dışı şirketin borçlarına süresiz olarak ileride doğacak borçlarına da teminat verdiği anlaşılmaktadır.Davacı kesin borç miktarının tasfiye protokolünde belirlendiğini ileri sürse de ;yeni imzalanan genel kredi sözleşmesinde kefaleti bulunmasa da ipotek sorumluluğu halen devam ettiği ve davaya konu ipoteklerin davaya konu para yatırıldıktan sonra fek edildiği dikkate alındığında davacının 500.000-TL ipotek sorumluluğu kapsamında yatırdığı para nedeniyle davalının sebebsiz zenginleştiği kabul edilemeyecektir.Davacının ipotek sorumluluğundan daha fazla bir para yatırması sözkonusu olmayıp ipotek limiti dahilinde olduğundan ipotek borçlusu sıfatıyla sorumlu olduğu bedelin iadesini isteyemeyecektir. Taraflar arasında akdi ilişki sözkonusu olduğundan davalı vekilinin sebebsiz zenginleşmeye ilişkin zamanaşımı süresinin geçtiğine yönelik istinaf nedeni yerinde değildir. İpotekler fek edilmeden 10.01.2013 tarihinde tasfiye protokolü düzenlenmiş,tasfiye protokolünden hemen sonra 08.02.2013 tarihinde teminat mektubu verilmiş ,borç tasfiye protokolünde yazılı borçtan başkaca, davacının kefalet imzası bulunmayan genel kredi sözleşmesi nedeniyle de doğacak borçlardan verdiği ipotek nedeniyle sorumlu olan davacı bloke tarihinde 20.000-TL teminat mektup riskini 27.11.2014 ödeyerek 28.11.2014 tarihinde ipotek sorumluluğu sona erdiği halde ilk derece mahkemesince,davacı tarafından yapılan ödemenin sebebsiz zenginleşme teşkil ettiğinin kabulü doğru görülmemiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda ,davalı vekilinin istinaf sebebleri yerinde görülerek davalı vekilinin başvurusunun kabulüne kararın kaldırılmasına,yapılan hata/eksiklik nedeniyle yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden yeniden hüküm verilmesine ,yerinde görülmeyen davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/163 Esas-2018/1263 Karar sayılı ve 26/11/2018 tarihli kararın HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA; “Davanın REDDİNE” İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Alınması gereken 59,30-TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 491,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 432,10-TL’nin isteği halinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan yargı giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Davalı vekili için takdir olunan 4.080-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, Kullanılmayan gider avansının talep halinde yatıran tarafa iadesine” Davalı tarafça yatırılan 342-TL peşin istinaf karar harcının istek halinde iadesine, Davalı tarafından yapılan 22,05-TL istinaf yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/06/2021