Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/969 E. 2019/751 K. 27.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/969
KARAR NO : 2019/751
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/01/2019
NUMARASI : 2019/112 D. İş.- 2019/146 K.
TALEP : İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/05/2019
İhtiyati haciz talebinin reddine ilişkin 24/01/2019 tarihli kararın ihtiyati haciz isteyen alacaklı vekili tarafından istinafı üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP: Alacaklı vekili dilekçesinde; müvekkili ve borçlu … AŞ arasındaki ticari ilişki gereği, faturaların asıllarını, daha evvel borçluya teslim ettiğini, süresi içinde faturalara karşı herhangi bir itirazı olmayan borçlu şirketin, fatura içeriklerini kabul ettiğini, borçlu …nin, müvekkili … Limited Şirketi’ne, toplam 60.573,85-TL borçlu bulunduğunu, 26.10.2018 tarihinde tarafların mutabakata vardıklarını, herhangi bir ödeme yapmadığını, borçluya Kadıköy … Noterliği’nin 21 Aralık 2018 Tarih ve … Yevmiye Numaralı ihtarnamesini gönderdiğini ve ihtarnamenin borçlu tarafça 24.12.2018 tarihinde tebliğ alındığını, verilen süre içinde yine ödeme alınamadığından, bu kez 14.01.2019 tarihinde, borçlu aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası kapsamında icra takibi başlatıldığını, borçlunun faaliyetlerini durdurduğunu, hakkında çok sayıda icra takibi ve dava bulunduğunu, borçlunun bu aşamada alacaklılarından mallarını kaçırma hazırlığı içinde olduğunu, müvekkilinin para alacağının güvence altına alınabilmesi için, borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk Derece Mahkemesi’nce; mevcut faturaya göre henüz davacının haklılığını yaklaşık olarak ispata dair delillerin bulunmaması ve talebin yargılamayı gerektirmesi gerekçesiyle, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Alacaklı vekili; müvekkilinin borçlu şirketle aralarındaki ticari ilişki gereği, faturaların asıllarının daha evvel borçlu şirkete teslim edildiğini, faturalara karşı herhangi bir itirazı olmayan borçlu şirketin fatura içeriklerini kabul ettiğini, borçlu şirketin, müvekkiline toplam 60.573,86- TL borçlu bulunduğuna dair 26/10/2018 tarihinde karşılıklı olarak mutabakata vardıklarını, ihtarnamenin borçlu tarafça 24/12/2018 tarihinde tebliğ alındığını, borçlunun faaliyetlerini durdurduğunu,faturaların irsaliyeli fatura olduğunu ve cari hesap mutabakatına ilişkin belge de bulunduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını ve borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, cari hesap alacağını oluşturan faturaların tarihleri itibariyle vadesi gelmiş olduğundan, ödenmeyen alacağın tahsili için başlatılan icra takibi ve mutabakat da gözönüne alınarak borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesi istemine ilişkindir. İİK’nın 257/1.maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı ihtiyati haciz talebinde bulunabilir.İİK’nın 258/1. maddesinin 2. cümlesine göre: “İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Bu madde uyarınca İhtiyati haciz talep eden, İİK’nın 257/1. maddesi kapsamında bir para borcunun alacaklısı olduğunu, borcun rehinle temin edilmediğini ve borcun vadesinin gelmiş olduğunu yaklaşık olarak mahkemeye kanaat getirecek tarzda ispat etmek durumundadır. Somut olayda alacaklı vekili , faturalar ve hesap mutabakına dayalı olarak ihtiyati haciz talep etmiş olup, her iki tarafça talep edilen mutabakat metinlerine göre 31.10.2018 tarihi itibariyle 60.573,85-TL borç bulunduğunun karşı yanca ikrar edildiği anlaşılmaktadır. İİK 257/1.maddesi şartları mevcuttur. İİK 258. maddesi şartları yönünden değerlendirme yapıldığında ise; iddia, irsaliyeli faturalar, 26/10/2018 tarihli cari hesap mutabakatı ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında davacının 60.573,85- TL alacak iddiası yönünden yaklaşık ispat koşulunun oluştuğunun kabulünün gerekmektedir.Aksi yöndeki ilk derece mahkemesi kararında isabet görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle ihtiyati haciz isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi’nin 24/01/2019 tarihli ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararın kaldırılması ve teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,İhtiyati haciz isteyen/alacaklı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/01/2019 tarih ve 2019/112 D. İş-2019/146 Karar sayılı kararının HMK 353(1)b-2 gereği KALDIRILMASINA,”60.573,85- TL alacak yönünden alacağın %15 ‘ine tekabül eden 9.086,07- TL teminat (nakit veya kesin-süresiz teminat mektubu) karşılığında İİK.’nin 257/1 maddesi gereğince davalının menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarın İcra İflas Kanunun koyduğu sınırlar içinde İHTİYATEN HACZİNE, İİK’nın 261. maddesi uyarınca on gün içinde infaz edilmemesi halinde ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalkmış sayılmasına,”İlk derece yargılamasına ilişkin olarak: “Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 606- TL vekalet ücretinin ve 44,45- TL yargı giderinin borçludan alınarak alacaklıya ödenmesine, Peşin harcın karar harcına mahsubuna başkaca harç alınmasına yer olmadığına,Teminatın tamamlanması, tamamlandığında kararın icra dairesine gönderilmesine dair işlemlerin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine, dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine” İhtiyati haciz isteyen alacaklı tarafça yatırılan 44,40- TL peşin istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle HMK 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi. 27/05/2019