Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/963 E. 2021/1057 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/963
KARAR NO: 2021/1057
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/10/2017
NUMARASI: 2013/663 Esas 2017/898 Karar
DAVA: Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/07/2021
Asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın kabulüne ilişkin kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı arasında 15.06.2005 tarihinde güvenlik kamera sistemlerinin anahtar teslimi olarak satın alımı, montaj, kullanım ve eğitim hizmeti için 23.990,96-TL bedelle sözleşme akdedildiğini ve bu sözleşmeye istinaden 16.06.2005 tarihinde söz konusu ürünlerin müvekkili şirkete teslim edildiğini, …- … ve … yazılım programlarının kurulumları ve montajları yapılarak çalışanlara gerekli eğitimlerin verildiğini, karşılıklı olarak edimler yerine getirildikten yaklaşık 8 ay sonra sistemi satan davalı … ile birlikte davacı şirkete gelen …’nun, …- … ve … yazılımlarının kendisine ait olduğunu söylediğini ve 2.000-TL telif ücreti talep ettiğini, müvekkili şirketin satım sözleşmesindeki muhatabı … olduğundan ve nihayetinde … ile herhangi bir alışverişleri bulunmadığından söz konusu talebin davacı şirket tarafından reddedildiğini, buna müteakip …’nun davalı … ile birlikte hareket ederek davacı aleyhine hukuki bir süreç başlattığını,arama ve el koyma işlemleri nedeniyle müvekkili şirketin haksız yere itibarının zedelendiğini ve manevi zarara uğradığını,davalının sözleşmenin kurulumu esnasında kasten susarak davacı şirketi yanılttığını ve iradesini fesada uğrattığını,davalının hile ile sözleşme yapılmasına neden olduğu, hile ile iradesi fesada uğratılan davacının zararlarının tazmin edilmesi gerektiğini, davalının marka sahibinin başkası olduğunu bilerek ve hile ile sattığını, sonrasında asıl marka sahibinin el koyduğu ürünlerle alakalı olarak uğramış olduğu maddi ve manevi zararların tazmini için işbu davayı açma zaruretinin hasıl olduğunu belirterek sözleşme bedeli olan toplam 23.990,96-TL’nin sözleşme tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile tahsilini, 25.000- TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP-KARŞI DAVA: Davalı vekili, davacının müvekkilinden güvenlik sistemi kurulumu talebi üzerine davacı şirket merkezinde güvenlik kamera sistemi kurduğunu,anlaşılan bedelin kısmen ödendiğini, bakiye 2.690,96-TL nin ödenmediğini, davacının müvekkiline olan borcunu ödememek için sistemi lisans işlemlerinin yapılmasından kaçındığını, kendi tasarrufu ile lisanssız ürün kullandığını, davacı şirket yetkililerine bakiye borç ödendiğinde lisans işlemlerinin tamamlanarak kendilerine teslim edileceği defalarca belirtildiğini, sistemin lisans işlemleri tamamlanınca kullanmaları ihtar edildiğini,müvekkilinin kusuru bulunmadığını belirterek,asıl davanın reddine,karşı davada 2.690,96-TL’nin faizi ile birlikte davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, davanın sözleşmeye aykırılıktan kaynaklanması nedeniyle 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, davacı şirkete sözleşme ile satılan bilgisayar yazılımının üçüncü bir kişiye ait olduğunun davalı tarafından bilindiği ve satışın bilerek yapıldığı, davacı tarafından satın alınan hizmetin kullanılması nedeni ile sözleşmeyi iptal etmediği, ancak müspet zararını talep edebileceği, davacının müspet zararının davacının elinde bulunan yazılıma Kartal 1.Asliye Ceza Mahkemesi kararı ile el konulan donanım nedeni ile davacının güvenlik sisteminin zaafa uğraması nedeni ile meydana geldiği, 15.08.2011 tarihli bilirkişi raporuna göre davacının müspet zararının 5.490-TL olduğu ve bu bedelin davalıdan talep edilebileceği, davacının işyerinde Mahkeme kararı ile arama yapıldığı ve bazı mallarına el konulduğu, bu arama ve el koymanın davalının hilesi nedeni ile gerçekleştiği, davacının bu nedenle kişilik haklarının zedelendiği ve ticari itibarının ihlal edildiği, olaydaki davalının kusuru ve ağır ihlali ve davacı şirketin piyasadaki itibarı değerlendirildiğinde TBK 58 maddesi gereğince takdiren 10.000-TL manevi tazminatın uygun olduğu,davalı/karşı davacı tarafından bakiye alacağın talep edildiği, akdi ilişkinin tarafların kabülünde olduğu, ödenmeyen 2.609,96-TL borç bulunduğu gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; Sözleşme bedelinin tamamı talep edildiği halde mahkemece sadece montaj ve eğitim bedellerini kapsayan kısma hükmedildiğini, kabule göre de müspet zararın eksik hesaplandığını, dava dışı … Şirketi tarafından düzenlenen 29/05/2007 tarihli 853,77-TL bedelli fatura ile Teknolojik sistemler… Şirketi tarafından düzenlenen 31/05/2007 tarihli 1.269,68-TL bedelli faturaların da müspet zarara ilave edilmesi gerektiğini, müvekkilinin yeni bir sistem entegre etmek zorunda olduğundan ek maliyetlere katlandığını, bilirkişi raporunda 25.000-TL manevi tazminata hükmedilebileceği belirtilmişken mahkemece 10.000-TL bedele hükmedildiğini,yazılım ve donanıma el konma sürecinde güvenlik zaafı yaşadığı gözetilerek manevi tazminat talebinin tamamının kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; hilenin öğrenilmesinden itibaren 1 yıllık hakdüşürücü sürenin geçtiğini, zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacı tarafından bakiye alacak ödenmeden TBK m.81 gereğince işin lisans işlemleri de tamamlanarak çalışır vaziyette tesliminin mümkün olmadığını,davacının borcunu ödememek için sistemin lisans işlemlerinin yapılmasından kaçındığını,mahkemece müvekkili haklı görülürken davacının da haklı görülmesinin hukuk tekniği açısından yerinde olmadığını , kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava, maddi ve manevi tazminat; karşı dava ise, alacak istemine ilişkindir.Taraflar arasında davacının iş yerinde güvenlik kameraları ve bu kameralarla ilgili bilgisayar sistemlerinin kurulması, montajı, kullanım ve eğitim hizmeti için 23.990,96 TL bedelle sözleşme akdedilmiş olup 16/06/2006 tarihinde teslim gerçekleşmiştir. 18/05/2007 tarihinde ise davacı şirkete ait iş yerinde bilgisayar kasasında yapılan incelemede dava dışı şikayetçiye ait yazılım ve donanım programların bulunduğu tespit edilerek bilgisayar kasasına el konulmuştur. Öncelikle davacı hile hukuki nedenine dayalı olarak maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun 31. Maddesine göre “Hata veya hile ile haleldar olan yahut ikrah ile yapılan akit ile mülzem olmayan taraf bu akdi ifa etmemek hakkındaki kararını diğer tarafa beyan yahut verdiği şeyi istirdat etmeksizin bir seneyi geçirir ise, akde icazet verilmiş nazariyle bakılır. Bu mehil, hata veya hilenin anlaşıldığıveya korkunun zail olduğu tarihten itibaren cereyan eder. Hile ile haleldar olmuş yahut ikrah ile yapılmış olan bir akde icazet, zarar ve ziyan talebinden feragati istilzam etmez.” Görüleceği üzere, davacı sessiz kalarak sözleşmeye icazet vermiş ise de kanun hükmüne göre bu durum tazminat isteme hakkında feragat ettiği anlamına gelmemektedir. Kanunda düzenlenen hak düşürücü süre sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmek için öngörülmüş olup, davacının tazminat isteme hakkını ortadan kaldırmamaktadır. Davacının talebi sözleşmeye aykırılık iddiasına dayalı olduğundan TBK m.125 uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Davanın açıldığı tarih dikkate alındığında davalının zamanaşımına dayalı itirazları da yerinde görülmemiştir. Her iki tarafında kabulünde olan faturaların içeriği incelendiğinde, taraflar arasındaki sözleşme davalının güvenlik sistemine ilişkin ekipmanlarla birlikte bunların montajını, eğitimini, sistemin kurulumunu da üstlendiği, faturalarda belirtilen hizmetin kapsamı dikkate alındığında yazılımın da sözleşmenin içerisinde yer aldığını kabul etmek gerekmektedir. Bunun dışında davalı tarafından, ödemenin peşin olarak yapılacağı ispat edilmiş değildir. Bu nedenle, davalı tarafından ileri sürülen diğer istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Davalının eylemi nedeniyle davacıda oluşan müspet zarar PC tabanlı DVR Kayıt Sistemi, bunun montajı ve eğitiminden kaynaklanmaktadır. Bunun da bedeli davalı tarafından düzenlenen iki fatura bedeli 5.490-TL olup mahkemece de bu bedele hükmedilmiştir. Her ne kadar davacı dava dışı … Şirketi tarafından düzenlenen 29/05/2007 tarihli 853,77-TL bedelli fatura ile … Şirketi tarafından düzenlenen 31/05/2007 tarihli 1.269,68-TL bedelli faturaların da müspet zarara ilave edilmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de, davacının davalıya sistem, kurulum ve eğitim için ödediği 5.490-TL’nin iadesine karar verildiğinden, davacının yeni bir sistem kurulması için yaptığı bu masraflar nedeniyle zararı oluşması söz konusu olmadığından davacının aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Bunun dışında mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı bakımından da sözleşmeye aykırılığın derecesi ve günün ekonomik koşullarına göre bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Diğer yandan, taraflar arasındaki sözleşme ayakta olduğundan, sözleşmede her iki taraf içinde edim yükümlülüğü kararlaştırıldığından karşı davada bakiye alacak yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde bir hata görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda, hükümde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: Taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK ‘nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Asıl dava yönünden davalı-karşı davacıdan alınması gereken 1.058,12-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 50-TLnin mahsubu ile bakiye 1.008,12-TL harcın davalı-karşı davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Asıl dava yönünden davacı-karşı davalıdan alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 35,90-TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40-TL harcın davacı-karşı davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Karşı dava yönünden davacı-karşı davalıdan alınması gereken 183,82-TL harcın 311-TL peşin harçtan mahsubu ile fazla olan 127,18-TL harcın davacı-karşı davalıya iadesine, İstinaf yoluna başvuran taraflarca yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/07/2021