Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/956 E. 2019/838 K. 20.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/956
KARAR NO : 2019/838
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/03/2018
NUMARASI : 2016/1187 E.- 2018/283 K.
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 20/06/2019
Davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA:Davacı vekili, müvekkiline ait 3 adet dükkanın bulunduğu sanayi sitesinde 21.11.2016 tarihinde meydana gelen yangın felaketi sonucu 3 adet dükkanın yandığını, bu yangında müvekkiline ait 2011-2016 yılları ticari defterlerinin, 31.10.2016 tarih 232626 nolu faturadan sonraki faturaların ve vergiye esas diğer her türlü belgelerin yanarak zayii olduğunu ileri sürerek 2016 yılı ve geçmiş yıllara ait defter, fatura ve diğer vergiye esas belgelerin zayii olduğuna dair zayi belgesi verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:Mahkemece;TTK’nın 82. maddesine göre davanın hak düşürücü süre içinde açıldığı, tacirlerin tutmakla yükümlü oldukları ticari defter ve belgeler için zayi belgesi verilebileceği, ancak yangın raporunda dava dilekçesinde belirtilen belgelerin ve defterlerin yandığına dair bir açıklama olmadığı gibi, delil tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunda da bu yönde bir açıklama ve tespitin olmadığı, dolayısıyla iddianın ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Bilirkişi raporunda müvekkiline ait her 3 dükkanda yer alan tüm makine, araç ve yazıhanede bulunan evrakları ile tüm emtianın yandığının tespit edildiğini, zaten olayın niteliği gereği belirtilen defter, fatura ve belgelerin tek tek ayrıştırılarak yandığının tespitinin yapılmasının halihazırda imkansız olduğunu, 2-Davanın her türlü delille ispatının caiz olduğu , ticari defterlerin zayi olduğunun tespitinde tanık beyanının önem kazanacağını, müvekkili tanığının ise beyanında 2015 yılında arşiv kontrolü yaptığını ve açılıştan itibaren tüm defterlerin var olduğunu gördüğünü, olay tarihine kadar olan tüm defter,fatura ve belgelerin yangının çıktığı yerde muhafaza edildiğini, tüm defterlerin kaydının işletme bünyesinde tutulduğunu ifade ettiğini, tanık beyanının dikkate alınmadığını,bir ticari işletmede yangın çıkması halinde hayatın olağan akışı çerçevesinde ticari defter,fatura ve belgelerin de oluşan bu yangında zayi olduğunun kabulünün gerektiğini, nitekim Yargıtay 11. HD 2016/11766 E. , 2018/3546 K. sayılı kararının da bu yönde olduğunu belirterek kararın kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nun 82/7 maddesi uyarınca zayii belgesi verilmesi istemine ilişkindir.TTK’nun 82/7 maddesi “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir.” düzenlemesini içermektedir.Somut olayda, yangın olayı 21.11.2016 tarihinde gerçekleşmiş, iş bu dava ise 08.12.2016 tarihinde yani olay tarihine göre 15 günlük hak düşürücü süreden sonra açılmış ise de, dosya kapsamından davacının yangın olayından ve zayiiden hangi tarihte haberdar olduğu anlaşılamadığından, davanın hak düşürücü sürede açıldığının kabulü gerekmiştir.Öte yandan, dosyada mevcut yangın raporu ve bilirkişi raporuna göre davacıya ait 3 adet dükkanın, başka bir işyerinde meydana gelen yangının sıçraması sonucu yandığı ve 3 dükkanda yer alan tüm makine, araç ve yazıhanede bulunan evraklar ile tüm emtianın yandığı sabittir. 6102 sayılı TTK’nın 64. maddesi uyarınca tacirin ticari işletmesinde defter tutma yükümlülüğü düzenlenmiştir. Davacının mali müşaviri olan tanığı da, ticari defter ve belgelerin yangının çıktığı yerde muhafaza edildiği yönünde beyanda bulunmuştur. O halde davacının ticari defter ve ve belgelerini ticari işletmesinde saklamasının ve yangın sonucu zayi olmasının olağan ve kabul edilebilir olduğu sonucuna varılmıştır.Ne var ki, davacı zayi olduğu ileri sürülen ticari defterlerinin hangi yıllara ilişkin olduğunu açıklamış olmakla birlikte, diğer makbuzların yandığından bahisle sadece 2016 yılı ticari defterlerine ilişkin noter bilgilerini vermiş(diğer yıllara ilişkin bilgilere farklı yollardan ulaşmanın mümkün olup olmadığını açıklamamış),dolayısıyla sadece bu yıla ilişkin noter tasdik bilgileri celp edilmiştir. Yine dava konusu ticari defterlere ilişkin bir soruşturma olup olmadığı hususu ilgili vergi dairesinden sorulmamıştır. Ayrıca zayi olduğu ileri sürülen faturaların 31.10.2016 tarih 232626 nolu faturadan sonraki faturalar olduğunu belirtmekle yetinilmiş, hangi koçanın hangi sayı aralığında olduğu açıklanmadığı gibi basıldığı matbaaya ilişkin dahi bilgi verilmemiş, vergiye esas diğer her türlü belgelerin ise neler olduğunu açıklanmamıştır. O halde, ilk derece mahkemesince yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınarak öncelikle davacıya 2011-2015 yılları ticari defterlerinin noter tasdiklerinin hangi noter tarafından yapıldığı, zayi olduğu ileri sürülen faturaların hangi numaraları kapsadığı ve hangi matbaada basıldığı, ayrıca “vergiye esas diğer her türlü belge” ile kastedilenin hangi belgeler olduğu hususlarının açıklattırılması, ardından 2011-2015 yıllarına ilişkin ticari defterlerin noter tasdik bilgilerinin ilgili noterlikten, faturaların basımına ilişkin bilgilerin ilgili matbaadan sorulması, ayrıca davacının bağlı bulunduğu vergi dairesine yazı yazılarak 2011-2016 yılları ticari defterlerine ilişkin bir soruşturma olup olmadığının sorulması ve davacının ticaret sicil kaydının celbi ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken(Yargıtay 11.HD’nin 22.10.2018 tarihli 2017/1185 E., 2018/6574 K. sayılı, 19.04.2018 tarihli 2016/9846 E., 2018/2950 K. sayılı ve 07.12.2010 tarihli 2009/6486 E., 2010/12598 K. sayılı emsal kararları)eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvusunun kabulü ile, hükmün kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmek üzere mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/03/2018 Tarih 2016/1187 Esas 2018/283 Karar sayılı hükmünün HMK 353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA; “Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye İADESİNE”İstinaf yoluna başvuran davalı tarafça yatırılan 44,40- TL istinaf karar harcının istek halinde kendisine iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile HMK’nun 362(1)-ç maddesi uyarınca kesin olmak üzere karar verildi. 20.06.2019