Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/946 E. 2021/979 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/946
KARAR NO: 2021/979
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/01/2019
NUMARASI: 2015/1168 Esas – 2019/48 Karar
DAVA: Menfi Tespit
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/06/2021
Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA: Davacı vekili, davalı … Ltd. Şti. ile müvekkili arasındaki ticari ilişki kapsamında müvekkillerine teslim edilmesi gereken sipariş verilen mallar karşılığında 10.12.2014 düzenleme tarihli, keşide yeri Ankara, keşidecisi … Ltd. Şti. ilk lehtarı …, ikinci cirantası … Ltd. Şti. hamili … A.Ş. olan 40.000-TL tutarındaki 30.06.2015 vade tarihli bononun davalı …’a verildiğini, ancak müvekkile teslim edilmesi gereken malların teslim edilmediğini, söz konusu bononun müvekkiline teslim edilmesi gerekirken davalı …’un önce kendi şirketi olan diğer davalı … Ltd. Şti.’ne sonra da diğer davalı … A.Ş’ye ciro ettiğini ve işbu bono sebebiyle müvekkili aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas nolu ve 21.07.2015 tarihli ödeme emri ile takip başlattığını, hatta haczedilen malların icra kanalıyla satıldığını, sipariş karşılığında keşide edilen ancak karşı edimi ifa edilmemiş bonodan dolayı müvekkilin ödemiş olduğu icra masraflarının avans faizi ile birlikte davalı tarafça karşılanması gerektiğini ileri sürerek davalı … Ltd. Şti. ile yapılan sözleşme gereğince belirlenen yükümlülüklerin davalı … Ltd. Şti tarafından yerine getirilmemesinden dolayı, müvekkilinin davalı şirket lehine keşide ettiği çek ve bonolar karşılığında cirantalara herhangi bir borcunun olmadığının tespitini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas nolu icra takibinin iptalini, davalı tarafa müvekkilleri tarafından yapılmış olan ödemelerin davalı taraftan istirdadını, davalı tarafa %20 ‘den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … San. Ve Tic. A.Ş. vekili; müvekkilleri ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, takip ve dava konusu olan bononun müvekkilinin ticari ilişkisi olduğu davalı … Ltd. Şti’nden olan alacağına karşılık 11.12.2014 tarihinde alındığını, davacı vekilince ileri sürülen iddiaların muhatabının müvekkili olmadığını beyan ederek davanın reddini, davacı aleyhine asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece, senedin bedelsizliğini lehtara karşı ileri süren tarafın, önce bu senedin belli bir sebebi olduğunu, sonrada bu sebebin gerçekleşmediğini, HMK.nun 200 ve izleyen maddeleri uyarınca yasal ve yazılı deliller ile kanıtlamak durumunda olduğu, davacının iddiasını usulünce ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkiline ticari defterlerin sunulması için herhangi bir süre verilmediğini, defterlerin ibrazı için müvekiline sorumluluk da yüklenmediğini, ticari bir davada ticari defterlerin incelenmeksizin verilen kararın hukuka uygun olmadığını, mahkemece ticari defterlerin incelenmesine yönelik taleplerinin değerlendirilmediğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, bononun bedelsizliği iddiasına dayalı borçlu olmadığının tespiti ve borçlu olmadığı halde ödenen bedelin istirdatı istemine ilişkindir. Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı … lehine keşide edilen, sırasıyla davalı … ve diğer davalı şirkete ciro edilen 10/12/2014 düzenleme, 30/06/2015 vade tarihli, 40.000-TL bedelli çeki davalı … şirketi ile aralarında ticari ilişkiye binaen davalı …’a verdiğini, karşılığında mal teslim edilmediğini ileri sürerek menfi tespit ve istirdat isteminde bulunmuştur. Kambiyo senedi, hukuksal niteliğince, sebebini içermeyen bir borç ikrarı niteliğinde olup, soyut borç ikrarı içeren senedin bedelsizliğini lehtara karşı ileri süren taraf, önce bu senedin belli bir sebebi olduğunu, sonra da bu sebebin gerçekleşmediğini, HMK.nun 200 ve izleyen maddeleri uyarınca yasal ve yazılı deliller ile kanıtlamak durumundadır. Davacının öncelikle sözleşme ilişkisini, sonrasında ise dava konusunu bononun davalıya bu sözleşme ilişkisi içerisinde verildiğini kesin delillerle ispat etmelidir. Davacı tarafından davalı … ile ilgili olarak yazılı bir sözleşme ibraz edilmemiştir. Tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonucunda ile davacı ile davalı … arasındaki sözleşme ilişkisi tespit edilse bile soyut borç ikrarı niteliğinde olan bononun davalıya bu sözleşme nedeniyle verildiği ticari defterlerle ortaya konulamayacağından ticari defterlerin incelenmemesi sonuca etkili görülmemiştir. Bu haliyle dava konusu bononun bedelsizliği ve davalı … Şirketinin senedi iktisapta ağır kusurlu ya da kötüniyetli olduğu ispat edilemediğinden mahkemece davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonucunda, hükümde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30- TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 44,40- TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90- TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, İstinaf yoluna başvuran tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK.’nın 362(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.24/06/2021