Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2019/94 E. 2021/354 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2019/94
KARAR NO : 2021/354
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/09/2018
NUMARASI: 2015/1175 Esas – 2018/859 Karar
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/03/2021
Davanın reddine ilişkin hükmün davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
DAVA Davacı vekili dilekçesinde; davalının 15 yıl süre ile davacının yanında çalıştığını,2014 yılı Aralık ayında şirketten ayrılarak kendi acentesini kurduğunu,şirketten ayrılırken davacının müşteri bilgilerini de yanına alarak müşteri portföyünün önemli bir kısmına hem haksız rekabet oluşturacak hemde meslek etiğine aykırılık oluşturacak şekilde tekliflerde bulunduğunu,2014 yılında müvekkili tarafından sigorta yapılan 100 e yakın müşteri bilgileri kullanılarak ,bu müşterilerinin sigortalarının davalı tarafından yapıldığını ,bu konuda Silivri Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/76 D.İş dosyası ile tespit yaptırdıklarını beyan ederek,davalıların haksız rekabetin tesbiti ve ortadan kaldırılmasına, 10.000-TL maddi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine ,davalıların elinde bulunan davacı şirkete ait müşteri bilgilerinin ve belgelerinin iadesi ve kullanmaktan men edilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … vekili; davacının alacaklarını kalem kalem açıklaması gerektiğini, kendileri tarafından davacı hakkında işçilik alacaklarına ve manevi tazminata ilişkin davanın Silivri 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/207 ve Silivri 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/106 E. Sayılı dosyası ile devam ettiğini ,iddiaların asılsız ve haksız olduğunu ,davanın ilk şartının taraflar arasındaki rekabet yasağı sözleşmesi bulunması gerektiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.Davalı şirket davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece dosyaya sunulan tüm delillere göre davacı tarafından somut bir delil sunulmadığı ve davalıların bu davranışı sebebi ile davacı şirketin kazanç ve siparişlerde ciddi bir düşüşe neden olması, ilgili piyasada rekabet gücünde bir geriye dönüş yaratması, zararın kolaylıkla telafi edilmesinin mümkün olmaması gibi önemli bir zararın mevcut olduğunun tespit edilemediğini,davacı şirketin ilgili döneme ilişkin üretim listesi ve defter tasdik bilgilerini ibraz edemediği, haksız rekabete konu olabilecek tazminat miktarının tespiti yapılamadığından ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili; davalıların 100 e yakın müşterinin sigortalarının yapıldığının tramer belgelerinden görüldüğünü,diğer sigortaların tespitinin mümkün olmadığını,davalının işyerinden ayrılırken ilgili dönemlere ilişkin tüm bilgi,belge ve dökümanları aldığını,sigorta poliçelerindeki prim kayıtlarının şirket kaydında yer almadığnı,poliçelerin ödemesinin doğrudan sigorta şirketlerine intikal ettiğini, bu husus sigorta şirketlerden sorularak çıkarılabileceğini,bu husustaki taleplerinin yeni delil olmadığını,bu konudaki taleplerinin reddine karar verildiğini belirterek eksik inceleme ile oluşturulmuş kararın kaldırılmasını ,davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava haksız rekabetten kaynaklanan maddi tazminat talebi ile men’ine ilişkindir.Haksız rekabet, TTK’nın 54 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Haksız rekabetin amacı, TTK’nın 54/1. maddesinde “bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması” olarak ifade edilmiş, 2. fıkrada ise haksız rekabet tarif edilerek “rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır” şeklinde belirtilmiştir. Haksız rekabet sayılan bazı durumlar ise TTK’nın 55. maddesinde belirtilmiştir. TTK’nın 56. maddesinde ise; haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimsenin, fiilin haksız olup olmadığının tespitini, haksız rekabetin önlenmesini, haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, kusur varsa zararın tazminini, TBK’nın 58. maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği belirtilmiştir.Somut olayda davalı … ‘nın 05.04.2003 tarihinden 2014 yılı eylül ayına kadar davacı şirkette çalıştığı, davalının davacı şirket yetkilisinin eşi tarafından hakarete uğraması üzerine işten ayrıldığı , davacı şirket hakkında Silivri İş Mah.2015/207 E. Sayılı dosyası ile ödenmeyen kıdem ,ihbar,maaş ve fazla mesai ücreti için dava açıldığı, davalı şirkette 06.01.2015 tarihli sözleşme ile çalışmaya başladığı ,Silivri 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/106 esas -2016/39 karar sayılı – 3.3.2016 tarihli ilamı ile davacının manevi tazminat talepli açtığı davanın kısmen kabulü ile 5.000-TL manevi tazminata hükmedildiği ve hükmün davalının temyizi neticesinde onanarak kesinleştiği ibraz olunan ilamlardan anlaşılmıştır.Somut olaya emsal sayılabilecek Yargıtay 11 H.D.nin 2016/13586 esas -2018/4998 karar sayılı ilamında”Dava, haksız rekabetin tespiti ile önlenmesine ve haksız rekabet nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davaya konu fiillerin gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nın 56. maddesinde “haksız rekabet, aldatıcı hareket veya hüsnüniyet kaidelerine aykırı sair suretlerle iktisadi rekabetin her türlü suistimali” olarak ifade edilmiştir. Davacı taraf bu bağlamda davalı şirketin ve diğer davalıların haksız rekabet teşkil edecek herhangi bir eylemini ileri sürüp kanıtlayamadığı gibi, ileri sürdüğü; davalı çalışanların davacı şirketten ayrılıp davalı şirkette çalışmaları, davacı şirketin tahliye ettiği işyerini davalı tarafın kiralaması da tek başına 6762 sayılı TTK’nın 56. maddesinde ifade edilen haksız rekabet kapsamı içinde değerlendirilmesi de mümkün değildir. Bu durumda davanın reddine karar verilmesi gerekirken” denilmiştir.Davacı şirket çalışanı ,davalı …’nın iş akdinde rekabet yasağı hükmü bulunmamaktadır.Davalı işten ayrıldıktan sonra diğer davalı şirkette çalışmaya başlamıştır. Davacı davalı … tarafından müşteri bilgileri kullanılarak davalı şirkete müşterilerin transferi ile haksız rekabette bulunduklarını ileri sürmekte ise de ,dinlenen tanık beyanları ve toplanan tüm delillerden müşterilerin davalının eş,dost ,akrabalarından ibaret olduğu,davalının müşterilere haksız rekabet teşkil edecek bir beyanda bulunmadığı belirlenmiş, davalıların başkaca haksız rekabet teşkil edecek bir eylemleri ileri sürülüp kanıtlanamamıştır.Davacı şirketten ayrılan müşterilerin,davalı …’nın çevresinden oldukları davalının işten ayrılması neticesinde davacı şirketten ayrılarak davalı şirketin müşterisi oldukları anlaşılmaktadır. Davalı …’in işten ayrıldıktan sonra davalı şirkette işe başlaması ve bir kısım davacı müşterilerinin poliçelerini davalı şirket aracılığıyla yaptırmaları tek başına haksız rekabetin varlığını kanıtlamaz. Davalıların haksız rekabet teşkil edecek başkaca bir eylemleri iddia ve ispat edilemediğinden davanın bu sebeble reddi gerekirken ,eylemin haksız rekabet teşkil ettiği ,ancak zararın tesbit edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ise de ,gerekçedeki hata/eksiklik nedeniyle yeniden yargılama gerekmediğinden davanın reddine karar hükmün kaldırılmasına ,davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle: Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1175 Esas-2018/859 Karar sayılı ve 25/09/2018 tarihli hükmünün, HMK.’nun 353(1)b-2 maddesi gereği KALDIRILMASINA;
“Davanın REDDİNE”İlk Derece yargılamasına ilişkin olarak; “Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcının mahkeme veznesine yatırılan 170,78-TL peşin harçtan mahsubu ile fazla olan 111,48-TL harcın talep halinde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine, Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Davalı tarafça yapılan 50-TL yargı giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,Davalı … vekili için takdir olunan 2.180-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsil edilerek davalıya verilmesine,Kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,Alınması gereken 59,30-TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 170,50- TL harcın mahsubu ile ile fazla olan 111,20- TL harcın talep halinde davacıya iadesine, Davacı tarafça yapılan istinaf yargı giderinin üzerinde bırakılmasına, Gerekçeli kararın bir örneğinin taraf vekillerine tebliğine, HMK ‘nun 361/1. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde temyiz yoluna başvurulabileceğine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi. 11/03/2021